Kadın Eşitliği Günü: Geçmişten Geleceğe Uzanan Mücadelemiz

Bugün, 26 Ağustos, Kadın Eşitliği Günü. Bu özel günde, sizlerle birlikte kadın hakları mücadelesinin dünü, bugünü ve yarınını ele almak istiyorum. Her birimizin hayatında derin izler bırakan bu mücadele, aslında insanlığın ortak hikâyesinin en önemli bölümlerinden biri.

26 Ağustos 1920, Amerika Birleşik Devletleri’nde kadınlara oy hakkı tanıyan 19. Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihtir. Bu tarih, sadece Amerika için değil, tüm dünya için bir dönüm noktası olmuştur. Ancak unutmayalım ki, bu hak kolay kazanılmadı. Yıllarca süren protestolar, açlık grevleri ve kararlı bir mücadelenin sonucuydu.

Peki ya biz? Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakkı 1934 yılında tanındı. Bu, dünya ölçeğinde oldukça erken bir tarih. Ancak bu hakkın tanınması, mücadelenin sonu değil, yeni bir başlangıcı oldu.

Aradan geçen onca yıla rağmen, hâlâ tam anlamıyla eşitlikten söz edemiyoruz. İş hayatında, eğitimde, siyasette ve günlük yaşamın pek çok alanında eşitsizlikler devam ediyor. Ücret adaletsizliği, cam tavan sendromu, ev içi emek sömürüsü ve ne yazık ki kadına yönelik şiddet hâlâ gündemimizde.

Dünya Ekonomik Forumu’nun 2023 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’na göre, mevcut ilerleme hızıyla küresel cinsiyet eşitliğine ulaşmamız 131 yıl alacak. Bu, kabul edilemez bir süre. Çünkü her geçen gün, kaybedilen fırsatlar ve bastırılan potansiyeller anlamına geliyor.

Değişimin Öncüleri

Ancak umutsuzluğa kapılmak için hiçbir neden yok. Çünkü bizler, yani siz değerli okuyucularım, değişimin ta kendisiyiz. Her gün iş yerlerimizde, evlerimizde, sokaklarda bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Kız çocuklarına rol model oluyoruz. Erkek çocuklarını eşitlik bilinciyle yetiştiriyoruz. Sesimizi yükseltiyoruz, haklarımızı savunuyoruz.

Malala Yousafzai’nin eğitim mücadelesi, Emma Watson’ın HeForShe kampanyası, Greta Thunberg’in iklim aktivizmi… Bunlar, genç kadınların dünyayı nasıl değiştirebileceğinin kanıtı. Ve unutmayalım, her birimiz kendi çevremizde birer Malala, birer Emma, birer Greta olabiliriz.

Peki bundan sonra ne yapmalıyız? İşte size birkaç öneri:

1. **Eğitime Önem Verin**: Kendinizi sürekli geliştirin. Bilgi güçtür. Çevrenizdeki kız çocuklarının eğitim almasını destekleyin.

2. **Dayanışma İçinde Olun**: Diğer kadınları destekleyin. Mentorluk yapın, deneyimlerinizi paylaşın. Unutmayın, birbirimizi yükselttiğimizde hep birlikte yükseliriz.

3. **Sesinizi Duyurun**: Haksızlıklara karşı sessiz kalmayın. Sosyal medyayı, sivil toplum kuruluşlarını etkin bir şekilde kullanın.

4. **İş Hayatında Aktif Olun**: Kariyer basamaklarını tırmanmaktan çekinmeyin. Liderlik pozisyonlarına talip olun. Çünkü karar mekanizmalarında yer aldıkça, değişimi hızlandırabiliriz.

5. **Ev İçi Eşitliği Sağlayın**: Evdeki iş bölümünün adil olmasını sağlayın. Çocuklarınızı cinsiyet eşitliği bilinciyle yetiştirin.

6. **Erkekleri de Dahil Edin**: Eşitlik mücadelesi sadece kadınların değil, tüm insanlığın mücadelesidir. Erkekleri de bu yolculuğa davet edin.

Sevgili okuyucularım, Kadın Eşitliği Günü, sadece bir kutlama günü değil, aynı zamanda geçmişi anma, bugünü değerlendirme ve geleceği planlama günüdür. Bu mücadele, atalarımızdan bize miras kaldı ve biz de onu gelecek nesillere daha ileri bir noktada devredeceğiz.

Unutmayın, her birimiz bu büyük değişimin birer parçasıyız. Her gün attığımız küçük adımlar, yarının büyük değişimlerini oluşturuyor. Birlikte daha adil, daha eşit bir dünya inşa edebiliriz.

Bu özel günde, tüm kadınların Kadın Eşitliği Günü’nü kutluyorum. Geçmişte bu mücadeleye emek vermiş tüm kadınları saygıyla anıyor, bugün mücadeleyi sürdüren herkese minnettarlığımı sunuyorum.

Eşit bir dünya mümkün, yeter ki inanalım ve birlikte hareket edelim!