Şu dünyada herkes kendisini birilerinden üstün görmeye çalışıyor. Oysa ki biz sadece biziz. Doğarken bir damla su, ölürken biraz toprak değil miyiz?
Kabul edelim hepimiz sanki hiç ölmeyecek gibi yaşıyoruz. Hayatın koşuşturması içinde bizim için olan gerçek hayat tamamen aklımızdan çıkıp gidiyor. Bu hayatın koşuşturmasına kapıldıkça da kendini diğer insanlardan üstün gören bir insan topluluğu yetişiyor.
Neden peki? Herkes aynı şekilde dünyaya gelmedi mi? Evet, Allah önce bize anne karnında o canı üfledi sonrasını, ailemizi bizler de seçmedik. Sadece dünyaya gelen her bebeğin yaşam biçimi farklı olacaktı. Doğru yolu bulmak ailenin ve tamamen bizlerin elindeydi. Yanlış yolda ilerlemeye, insanları hor görmeye daha ne kadar devam edeceğiz?
Hayat ölümle anlam kazanmıştır. Doğan her insan ölüme mahkumdur. Bu yaşadığımız dünya için de bilirsiniz ki “ölümlü dünya” derler. Her insan, hedefleri uğruna mücadele eder. Kimininse hedefleri hiç bir çaba sarf etmeden kendiliğinden eline geçmiştir bile. İşte öyle insanlar çabalayanları her zaman küçük görmeye çalışır.
Her iki durum da insanoğlu için birer imtihandır. Yokluk da, varlık da, talih de , talihsizlik de… Bu imtihanın sonunda iyi olan bu dünyada değilse de öbür dünyada mutlaka kazanacaktır.
Bizlerin tek ihtiyacı olan şey böbürlenme, kendini üstün görme duygusunu üzerimizden atmak! Her insan aynı hakka sahip değilse bile, herkes insan bunu unutmamak gerek. Bir bakmışsınız günün birinde küçümsediğiniz o insan belki de sizin hayatınızı kurtarır….
Şu dünyada herkes kendisini birilerinden üstün görmeye çalışıyor. Oysa ki biz sadece biziz. Doğarken bir damla su, ölürken biraz toprak değil miyiz?
Kabul edelim hepimiz sanki hiç ölmeyecek gibi yaşıyoruz. Hayatın koşuşturması içinde bizim için olan gerçek hayat tamamen aklımızdan çıkıp gidiyor. Bu hayatın koşuşturmasına kapıldıkça da kendini diğer insanlardan üstün gören bir insan topluluğu yetişiyor.
Neden peki? Herkes aynı şekilde dünyaya gelmedi mi? Evet, Allah önce bize anne karnında o canı üfledi sonrasını, ailemizi bizler de seçmedik. Sadece dünyaya gelen her bebeğin yaşam biçimi farklı olacaktı. Doğru yolu bulmak ailenin ve tamamen bizlerin elindeydi. Yanlış yolda ilerlemeye, insanları hor görmeye daha ne kadar devam edeceğiz?
Hayat ölümle anlam kazanmıştır. Doğan her insan ölüme mahkumdur. Bu yaşadığımız dünya için de bilirsiniz ki “ölümlü dünya” derler. Her insan, hedefleri uğruna mücadele eder. Kimininse hedefleri hiç bir çaba sarf etmeden kendiliğinden eline geçmiştir bile. İşte öyle insanlar çabalayanları her zaman küçük görmeye çalışır.
Her iki durum da insanoğlu için birer imtihandır. Yokluk da, varlık da, talih de , talihsizlik de… Bu imtihanın sonunda iyi olan bu dünyada değilse de öbür dünyada mutlaka kazanacaktır.
Bizlerin tek ihtiyacı olan şey böbürlenme, kendini üstün görme duygusunu üzerimizden atmak! Her insan aynı hakka sahip değilse bile, herkes insan bunu unutmamak gerek. Bir bakmışsınız günün birinde küçümsediğiniz o insan belki de sizin hayatınızı kurtarır….
YORUMLAR