Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, terörle mücadelenin son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar devam edeceğini söyledi.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, terörle mücadelenin son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar devam edeceğini söyledi. Teröristlerin kaçacak yerinin kalmadığını aktaran Bakan Akar, ‘En güvenli olarak gördükleri yerde bile inlerini başlarına yıktık, bundan sonra da yıkmaya devam edeceğiz. Operasyonlarımız en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar artan bir şiddet ve tempoda, taarruz anlayışıyla devam edecektir. Kahraman Mehmetçiğimiz, komandolarımızın nefesleri teröristlerin enselerinde’ dedi.
Milli Savunma Bakanı Akar, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen 500 Bin Adet Bilgisayar Dağıtımı Kampanyası kapsamında şehit ailelerine verilecek olan tabletlerin dağıtım törenine katıldı. Törende konuşan Bakan Akar, terörle mücadelenin son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar artarak devam edeceğini belirterek, ‘Bölgesel ve küresel olarak hassas ve kritik süreçten geçiyoruz. Risk, tehdit ve tehlikelerin arttığı bir dönemde bölgemiz terörün yanında mülteci akınları, salgın hastalıklar ve sosyal olaylarla karşı karşıya bulunaktadır. Türkiye Cumhuriyeti gelişmeleri yakından takip ediyor, türlü tedbiri zamanında almaya çalışıyoruz. Sorumluluklarımızın arttığı bilincindeyiz. Türk Silahlı Kuvvetleri karada, denizde, havada ülkemizin menfaatlerini korumak, 84 milyon vatandaşımızın güvenliğini sağlamak için başta FETÖ, PKK, YPG, DEAŞ olmak üzere her türlü tehdide karşı ölürsem şehit kalırsam gazi anlayışıyla azim ve kararlılıkla mücadelesini sürdürmektedir. Bu çerçevede Irak’ın kuzeyinde başarılı harekatlar icra ettik, etmeye de devam ediyoruz. Ayrıca tüm komşularımızın da toprak bütünlüğüne saygılı olduğumuzun herkes tarafından bilinmesi lazım. Teröristlerin kaçacak yeri kalmadı. En güvenli olarak gördükleri yerde bile inlerini başlarına yıktık, bundan sonra da yıkmaya devam edeceğiz. Operasyonlarımız en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar artan bir şiddet ve tempoda, taarruz anlayışıyla devam edecektir. Kahraman Mehmetçiğimiz, komandolarımızın nefesleri teröristlerin enselerinde. Teröristler artık 2 gece aynı yerde yatamıyorlar’ dedi.

‘ABD’nin DEAŞ ile mücadele bahanesiyle YPG’ye destek vermesi kesinlikle yanlış’
DEAŞ terör örgütü ile gerçek anlamda mücadeleyi Türk Silahlı Kuvvetlerinin verdiğini, Amerika’nın DEAŞ ile mücadele bahanesiyle YPG’ye destek vermesinin yanlış olduğunun altını çizen Bakan Akar, ‘Son örneği Gara’da olan PKK’nın caniliğini, alçaklığını herkes görmeli. Fakat içimizdeki ve dışarıdaki bazı gafil veya hainler bu gerçeği görmemekte ısrar ediyor. Yalanları sis perdesiyle kapatmaya çalışıyorlar ama güneş balçıkla sıvanmaz. Gara’da cani, katil PKK masum, silahsız 13 evladımız ile 3 kahraman silah arkadaşımızı şehit etti. Hiçbir şey bu gerçekleri örtemez. Avrupa Birliği ‘İnsan hakları’ diyor. Gara’da şehit edilen vatandaşlarımızın yaşam hakkı ne olacak? Tüm dost ve müttefiklerimizden teröre ve PKK terör örgütüne karşı amasız, fakatsız irade sergilemelerini bekliyoruz. ABD’nin DEAŞ ile mücadele bahanesiyle YPG’ye destek vermesini kesinlikle yanlış buluyoruz. Çünkü PKK eşittir YPG, bunların hiçbir farkı yok. Adları değişse de hepsi terörist. Bunun son örneği Gara’da 16 şehidimizin katili olan sözde Kamışlı YPG sorumlusunun Gara’ya PKK sorumlusu olarak gelmesidir. DEAŞ ile gerçek anlamda mücadeleyi göğüs göğüse çarpışan Türk Silahlı Kuvvetleri yapmış ve 3 bin 700 DEAŞ’lıyı etkisiz hale getirmiştir. ABD’nin bir terör örgütü olan YPG ile işbirliği yapması yerine yaklaşık 70 yıldır NATO üyesi ve müttefiki olan Türkiye ile işbirliği yapması gerekirdi. Asil milletimizin, gelecek nesillerimizin güven içerisinde yaşaması için 40 yıldır ülkemizin enerjisini tüketen terörü bitirmekte, halkımızı terör belasından kurtarmakta kararlıyız. Kimsenin şüphesi olmasın’ ifadelerini kullandı.

‘Taciz ve tehdit söylemlerinin en büyük zararı Yunan halkına olacaktır’
Türkiye’nin her türlü yapıcı yaklaşımlarına rağmen Yunanistan’ın taciz ve tehditlere devam ettiğini bildiren Bakan Akar, ‘Bölgemizde ve dünyada tüm sorunların barışçıl yöntemlerle çözülmesinden yanayız. Ege, Doğu Akdeniz, Kıbrıs’taki sorunların da diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğine inanıyor ve bunun için gerçekten gayret gösteriyoruz. Bu çerçevede komşumuz Yunanistan ile görüşmelerimiz devam ediyor. Tüm yapıcı yaklaşımlara rağmen maalesef bir takım olumsuz açıklama, eylem ve tacizlerle karşılaşıyoruz. Bu tehdit ve tacizler kabul edilemez. Tehdit dili, provokasyon ve gerilim artırıcı girişimlerin yanı sıra silahlanma gayretlerinin en büyük zararının da Yunan halkına olacağı görülmelidir. Malumunuz Ege’de bilimsel araştırma yapan gemimize Yunan F-16’ları tarafından tacizde bulunuldu. Buna ilişkin gerekli cevap ilgili arkadaşlarımız tarafından verildi. Yunanistan, Türkiye ile problemlerini Türkiye-AB veya Türkiye-ABD problemi haline getirmeye çabalıyor. Bu durum ne hukuki ne de ahlaki. Bizim kimsenin hakkında, hukukunda, toprağında, suyunda gözümüz yok. Ancak kendi haklarımızdan da asla vazgeçmeyiz Kıbrıs dahil. Bu çerçevede Mavi Vatan Tatbikatımız da başarıyla devam etmektedir’ şeklinde konuştu.

‘Azerbaycan’a desteğimiz devam edecek’
Dost ülkelerin yanında olmaya devam edeceklerini aktaran Bakan Akar, ‘Can kardeşimiz olan Azerbaycan’a desteğimiz dün olduğu gibi bugün devam ediyor, yarın da devam edecek. Bunun en güzel örneği Azerbaycan’ın öz topraklarını kurtarmak için başlattığı Tek Vatan Harekatı’na milletçe verdiğimiz güçlü destektir. Şu anda anlaşmalar doğrultusunda ortak merkez ile ilgili faaliyetlerimiz de planlandığı şekilde devam ediyor. İki devlet tek millet anlayışıyla kederde ve kıvançta bir ve beraber olduğumuz Azerbaycanlı kardeşlerimizin tüm imkanlarımızla yanındayız. 29 yıl önce bugün Hocalı’da vahşice katledilen Azerbaycan Türkü kardeşlerimizin acılarını yüreğimizde yaşamaya devam ediyoruz’ dedi.

‘S-400 milli bir meseledir’
Rusya’dan alınan hava savunma sistemi S-400’ün milli bir mesele olduğunun da altını çizen Bakan Akar konuşmasını şöyle sürdürdü
‘Ülkemizin savunma sanayiine tüm ülkelerden daha çok önem vermesi açıkça görülmektedir. Dışarıda satın aldıklarımız dahil yerli ve milli silah sistemlerimizle ordumuzun imkan ve kabiliyetini artırmaya çalışıyoruz. Ülkemize yönelik artan risk ve tehditler karşısında hava savunma sisteminin temini bir zorunluluk haine gelmiştir. Bu kapsamda ABD’den Patriot almak istedik ancak çeşitli nedenlerle mümkün olmadı. Bunun üzerine istediğimiz şartları sağlayan Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini satın aldık. S-400 milli bir meseledir. Türkiye bu tercihiyle egemenlik hakkını kullanmıştır. Türkiye’nin ‘Son 10 yılda Patriot alımı konusunda fırsatı olmasına rağmen S-400 almayı seçti’ şeklindeki ifadeler gerçeği yansıtmamaktadır.’