Balıkesir’in Edremit ilçesinde çalışmalarını sürdüren araştırmacı yazar Hüseyin Ergül, kış aylarında evlerin özellikle pencerelerinden büyük ısı kaybı olduğunu ve bunun havalı ambalaj naylonuyla önlenebileceğini ifade etti.
Balıkesir’in Edremit ilçesinde çalışmalarını sürdüren araştırmacı yazar Hüseyin Ergül, kış aylarında evlerin özellikle pencerelerinden büyük ısı kaybı olduğunu ve bunun havalı ambalaj naylonuyla önlenebileceğini ifade etti.
Camlara balonlu naylon yapıştırılarak ısı yalıtımında yüzde elliye varan tasarruf sağlandığı belirtildi. Bu yöntem hakkında bilgi veren Hüseyin Ergül, ‘Havaların soğuk olması sebebiyle evlerde kullanılan doğalgaz ya da elektrik enerjisinden tasarruf yapmak için böyle bir yöntem geliştirdik. Yapılan şey şu; nalburlarda veya diğer malzeme satıcılarında ambalaj malzemesi olarak bu satılıyor. Bunu alıyorsunuz. Önce camın ölçüsüne göre bu ürünü kesiyor, sonra suyla yapıştırıyorsunuz’ dedi.
Havanın cama göre kat kat az bir ısı iletkeni olduğunu ifade eden Ergü, ‘Ben bunu ilk yaptığım zaman şunu gördüm ki, evde klimayı çalıştırmam gerekmedi. Bunun asıl nedeni şu; hava çok kötü bir iletken. Isı enerjisinin iletkenliği; örneğin gümüşün iletkenliği 100 kabul edilirse diğer maddelerin iletkenliği buna göre tayin ediliyor. Stabil havanın iletkenliği 1 milyonda 50, yani yüzde 100’e göre 1 milyonda 50’sini ancak iletebiliyor. Demek ki kötü bir iletken. Dışarıdaki soğuk havayı içeri almıyor, içerideki sıcak havayı da dışarıya göndermiyor. Bu özelliğinden faydalanmak istedim çünkü burada sabit bir hava var. Zarla etrafı çevrilmiş her iki yönde de. Dolayısıyla ciddi manada bir yalıtkan maddeyle kaplamış oluyorum’ dedi.
Araştırmacı yazar Hüseyin Ergül bu yöntem ile ısınma maliyetlerinde yüzde elliye varan tasarruf sağlanabileceğini savundu. Ergül, ‘Ben klimayı yakmadan da bu havada evde oturabiliyorum ya da klimayı 24 saat çalıştırıyordum, şimdi çok az çalıştırıyorum. Sabahleyin bir-iki saat çalıştırıyorum, ondan sonra çalıştırmıyorum. Bunu başkalarına da tavsiye ettim. Hatta bir-iki arkadaşın evinde yaptım. Onlar da o kadar çok faydalandılar ki, kendi komşularına söylemeye başladılar’ dedi.
Uygulamanın çok basit olduğunu söyleyen Ergül, ‘Ustaya hiç gerek olmadan bunu evde herkes yapabilir. Sonuçta bir cam ölçüsü alacaksınız, ölçüye göre malzemeyi kesiyorsunuz, bu malzeme zaten piyasada var, sonra biraz önce gösterdiğim gibi suyla yapıştırıyorsunuz hepsi bu. Şimdi bu söylediklerim aslında bugün yarın hemen yapılabilecek, her yerde yapılabilecek bir olay, ama bunun uzun vadede bir fonksiyonu var. Camlar yapılırken, binalar yapılırken ısı kayıplarını önlemek, hatta ısı ve ses iletimi için son derece fonksiyonel bir malzeme. Bunu tekrar etmek istiyorum, fonksiyonel olmasının sebebi iki tabaka arasındaki havanın stabil olması. Hava molekülleri hareket etmiyor. Hareket etmediği için de ısı enerjisini iletmiyor. Bu çok önemli. Havanın iletkenliği, söylediğim gibi, gümüşün yanında milyonda 50’ dedi.
Balıkesir’in Edremit ilçesinde çalışmalarını sürdüren araştırmacı yazar Hüseyin Ergül, kış aylarında evlerin özellikle pencerelerinden büyük ısı kaybı olduğunu ve bunun havalı ambalaj naylonuyla önlenebileceğini ifade etti.
Camlara balonlu naylon yapıştırılarak ısı yalıtımında yüzde elliye varan tasarruf sağlandığı belirtildi. Bu yöntem hakkında bilgi veren Hüseyin Ergül, ‘Havaların soğuk olması sebebiyle evlerde kullanılan doğalgaz ya da elektrik enerjisinden tasarruf yapmak için böyle bir yöntem geliştirdik. Yapılan şey şu; nalburlarda veya diğer malzeme satıcılarında ambalaj malzemesi olarak bu satılıyor. Bunu alıyorsunuz. Önce camın ölçüsüne göre bu ürünü kesiyor, sonra suyla yapıştırıyorsunuz’ dedi.
Havanın cama göre kat kat az bir ısı iletkeni olduğunu ifade eden Ergü, ‘Ben bunu ilk yaptığım zaman şunu gördüm ki, evde klimayı çalıştırmam gerekmedi. Bunun asıl nedeni şu; hava çok kötü bir iletken. Isı enerjisinin iletkenliği; örneğin gümüşün iletkenliği 100 kabul edilirse diğer maddelerin iletkenliği buna göre tayin ediliyor. Stabil havanın iletkenliği 1 milyonda 50, yani yüzde 100’e göre 1 milyonda 50’sini ancak iletebiliyor. Demek ki kötü bir iletken. Dışarıdaki soğuk havayı içeri almıyor, içerideki sıcak havayı da dışarıya göndermiyor. Bu özelliğinden faydalanmak istedim çünkü burada sabit bir hava var. Zarla etrafı çevrilmiş her iki yönde de. Dolayısıyla ciddi manada bir yalıtkan maddeyle kaplamış oluyorum’ dedi.
Araştırmacı yazar Hüseyin Ergül bu yöntem ile ısınma maliyetlerinde yüzde elliye varan tasarruf sağlanabileceğini savundu. Ergül, ‘Ben klimayı yakmadan da bu havada evde oturabiliyorum ya da klimayı 24 saat çalıştırıyordum, şimdi çok az çalıştırıyorum. Sabahleyin bir-iki saat çalıştırıyorum, ondan sonra çalıştırmıyorum. Bunu başkalarına da tavsiye ettim. Hatta bir-iki arkadaşın evinde yaptım. Onlar da o kadar çok faydalandılar ki, kendi komşularına söylemeye başladılar’ dedi.
Uygulamanın çok basit olduğunu söyleyen Ergül, ‘Ustaya hiç gerek olmadan bunu evde herkes yapabilir. Sonuçta bir cam ölçüsü alacaksınız, ölçüye göre malzemeyi kesiyorsunuz, bu malzeme zaten piyasada var, sonra biraz önce gösterdiğim gibi suyla yapıştırıyorsunuz hepsi bu. Şimdi bu söylediklerim aslında bugün yarın hemen yapılabilecek, her yerde yapılabilecek bir olay, ama bunun uzun vadede bir fonksiyonu var. Camlar yapılırken, binalar yapılırken ısı kayıplarını önlemek, hatta ısı ve ses iletimi için son derece fonksiyonel bir malzeme. Bunu tekrar etmek istiyorum, fonksiyonel olmasının sebebi iki tabaka arasındaki havanın stabil olması. Hava molekülleri hareket etmiyor. Hareket etmediği için de ısı enerjisini iletmiyor. Bu çok önemli. Havanın iletkenliği, söylediğim gibi, gümüşün yanında milyonda 50’ dedi.