Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya

İçme ve kullanma suları mikrobiyolojik ve kimyasal açıdan tek tek inceleniyor

Bu haberin fotoğrafı yok

İçme-kullanma suyu, kaynak suyu, doğal mineralli su, kaplıca suyu ve havuz suyu gibi farklı türlerdeki sular, Ulusal Halk Sağlığı Referans Laboratuvarlarında mikrobiyolojik ve kimyasal açıdan tek tek inceleniyor.

Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğüne bağlı Ulusal Halk Sağlığı Referans Laboratuvarları, içme-kullanma suyu, kaynak suyu, doğal mineralli su, kaplıca suyu ve havuz suyu gibi farklı türlerdeki suların mikrobiyolojik ve kimyasal analizlerini mevzuata uygun şekilde gerçekleştiriyor. 81 ilde toplanan numuneler, kabul kriterlerine göre değerlendirilip otomasyon sistemine kaydediliyor. Talep edilen analiz türüne göre numune, su kimyası ve mikrobiyoloji laboratuvarına yönlendiriliyor. Çevresel kirleticiler, civa, arsenik gibi ağır materyaller dahil olmak üzere birçok parametrelerin incelendiği analizler sayesinde su güvenliği sağlanıyor.

“Özel istek numunelerini de çalışabiliyoruz”

Ulusal Halk Sağlığı Referans Laboratuvarlarında görev yapan Doktor Biyolog Özgül Semizoğlu, numune kabul kriterlerine uygun olarak gelen su örnekleri üzerinde çalışma yaptıklarını kaydederek, “Eğer uygun değilse sularımızı iade ediyoruz. Bu çerçevede devlet dairelerinden gelen sular haricinde özel istek numunelerini de çalışabiliyoruz. Halkımız da istediği zaman bize su örneğini getirip aklında bir şüphe varsa, yeni bir kuyu açtıysa, bu kuyu sularının analizlerini yaptırabilir. Bununla ilgili olarak web sitemizde yayınlamış olduğumuz numune kabul kriterlerine dayanarak nasıl numune alması gerektiklerini bildiren bilgilendirmemiz mevcut” diye konuştu.

“İlk olarak filtrasyon işlemi gerçekleştiriyoruz”

Laboratuvara gelen suya mikrobiyolojik açıdan ilk olarak filtrasyon işlemi gerçekleştirdiklerini söyleyen Semizoğlu, “Bu bakteriyi o filtrenin üzerinde tutabilecek büyüklükte bir filtreden su örneğini geçiriyorum. Eğer içerisinde aradığım bakteri varsa o filtrenin üzerinde kalacaktır. Daha sonra bu filtreyi ben alıyorum, bu bakterinin büyüyebileceği özel bir besi yerine ekiyorum. Buradaki besinleri kullanarak yine bakteri varsa orada burada büyüyecektir. Bunun içinde uygun şartları sağlamamız gerekiyor. Burada gerekli olan bekleme süresinde bekletip ona göre değerlendiriyoruz. Aradığım bakteri suyun içerisinde varsa bu besi yerinde çoğalacaktır ve gözle görülebilir hale gelecektir” ifadelerini kullandı.

“Deprem bölgesinde halkımızın güvenilir suya erişebilmesi için sahadaydık”

Afet bölgelerinde de mobil laboratuvarlarla su analizi gerçekleştirebildiklerine değinen Semizoğlu, “6 Şubat depremlerinde ikinci günde Kahramanmaraş’taydık, daha sonra mobil laboratuvarımızla Hatay’a geçtik. Merkez laboratuvarının personeliyle rotasyonlu olarak üç buçuk ay süresince bölgenin su kaynaklarının analizini gerçekleştirdik. Hem kimyasal hem mikrobiyolojik açıdan uygunluğuna ve uygunsuzluğuna baktık. Böylece halkımızın güvenilir suya erişebilmesi için sahada hizmetlerimizi gerçekleştirdik” dedi.

“Çok çeşitli kimyasal analizler gerçekleştirmekteyiz”

Kimyasal Su Analizleri Laboratuvar Sorumlusu Dr. Sibel Uzun ise suların geliş amacına bağlı olarak kimyasal ve mikrobiyolojik analizlere tabi tutulduğunu aktararak, “İnsan sağlığı ve tüm canlılar için su önemlidir, fakat temiz su daha önemlidir. Dolayısıyla halka ve çevreye temiz su sağlandığından emin olmak için burada kimyasal ve mikrobiyolojik analizleri gerçekleştiriyoruz. Kimyasal analizler açısından ilgili yönetmelikler kapsamında parametrelerin analizlerini gerçekleştiriyoruz. Bu analizlerin mevzuatlara uygun olup olmadığına dair değerlendirme yapıyoruz. Çok çeşitli kimyasal analizler gerçekleştirmekteyiz. PH, iletkenlik, amonyum gibi parametrelerin yanı sıra daha ileri analizler de gerçekleştirmekteyiz. Bunların arasında arsenik ve cıva gibi elementler bulunmaktadır. Önemli olan suyun içerisinde hem sağlıklı mineraller hem de sağlığa zararı olan bileşikler ve kimyasallar da bulunabileceği için biz bu profili ortaya koymak durumundayız. İnsan sağlığına zararlı olmayacak suyun tüketime sunulduğundan emin olmayı sağlıyoruz” diye konuştu.

“Depreme ve benzeri durumlara hazırlıklıyız”

Suyun görüntüsünün suyun kalitesiyle ilgili fikir verebileceğini ancak görüntüsünde sorun olmayan bir suyun da sağlık açısından zararlı olabileceğini kaydeden Uzun, “İncelemeleri sadece fiziksel analizlerle yapmak mümkün değildir. İleri tekniklerle de suda göremediğimiz kimyasalların analizlerini de gerçekleştiriyoruz. Deprem ve benzeri afet durumlarında içme, kullanma sularına istediğimiz ürünlerin karışma ihtimali vardır. Biz de 6 Şubat depremlerinin ardından bölgede yaşanan soruna yeni bir sorun eklememek, su kaynaklı bir salgın veya zehirlenme olayı eklememek adına mobil laboratuvar olarak hizmet verdik. Halihazırda bunlarla ilgili tatbikatlar da yapmaktayız. Depreme ve benzeri halk sağlığı acillerine hazırlıklıyız” ifadelerini kullandı.

Sularda PH, iletkenlik, amonyum gibi analizlerin yanı sıra element analizlerini gerçekleştirdiklerine değinen Uzun, “Bu elementlerin arasında cıva, arsenik gibi zararlı elementler olabileceği gibi sodyum, potasyum, kalsiyum gibi sağlık üzerinde olumlu etkileri olan elementler de bulunur. Burada önemli olan değerlerin yönetmelik aralığında olmasıdır” açıklamasında bulundu.

Kaynak: IHA | 20250526AW463258