İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dünyada doğal afetlerin etki alanının genişlediğini ve yol açtıkları can kaybı ile ekonomik zararların da giderek arttığını belirterek, ‘Doğal afetler, bu coğrafyada kendiliğinden bitecek değildir.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dünyada doğal afetlerin etki alanının genişlediğini ve yol açtıkları can kaybı ile ekonomik zararların da giderek arttığını belirterek, ‘Doğal afetler, bu coğrafyada kendiliğinden bitecek değildir. Ancak bizlerin ortaya koyacağı işbirliği sayesinde birbirimizle paylaşacağımız deneyimler ve kapasiteyle hayata geçireceğimiz risk azaltma planları ile bu zararları azaltmak elbette ki mümkündür’ dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Afet Risk Azaltma 8. Bakanlar Konferansı’nda konuştu. Covid-19 pandemisi nedeniyle online olarak gerçekleştirilen programda Bakan Soylu, ‘Gözle görülemeyen bir virüs, bütün dünyayı dolaştı ve bir uyarı yaptı. Öyle ki, her sorunu aşabileceklerini zanneden müreffeh ülkeler, salgından en çok etkilenen ülkeler oldular. Bu tablonun bize verdiği ikaz şudur; dünya para için değil, güvenlik ve huzur için küreselleşmelidir. Ülkelerarası işbirliği, ticaret ve kalkınma alanında olduğu kadar her güvenlik başlığı için de olmalıdır. İyi niyet, yaşama hakkı ve samimiyet, mutlaka ve acilen küreselleşmelidir. Bugün burada toplanma vesilemiz olan afetlerin her bir çeşidi için de bu durum geçerlidir. Biliyorsunuz fay hatları, iklim değişiklikleri veya salgın hastalıklar, ülkelerin sınırlarını tanımıyor. Geçen yıl İran Hoy merkezli deprem, bizim de Van ili Başkale ilçemiz ve köylerimizi önemli derecede etkiledi’ ifadelerini kullandı.
’20 yıllık periyotta tüm dünyada gerçekleşen 7 bin 348 afetin yüzde 42’si Asya kıtasında meydana gelmiştir’
Doğal afetlerin etki alanının genişlediğine ve yol açtıkları can kaybı ile ekonomik zararların da giderek arttığına dikkat çeken Bakan Soylu, ‘Birleşmiş Milletler raporuna göre 2000-2019 yılları arasında afetler, yaklaşık 1 milyon 230 bin cana mal oldu. 4 milyardan fazla insanı etkiledi ve dünya çapında yaklaşık 3 trilyon dolar ekonomik kayba yol açtı. Bu ekonomik kayıp, 15 G-20 ülkesinin milli gelirinden fazladır. Asya kıtası, bu tablodan en çok etkilenen kara parçasıdır’ diye konuştu.
Bakan Soylu, bu durumun ECO Bölgesi’nde de oldukça fazla hissedildiğini belirterek, ’20 yıllık periyotta tüm dünyada gerçekleşen 7 bin 348 afetin yüzde 42’si Asya kıtasında meydana gelmiştir. Afetten etkilenen insan sayısı listesinde ilk 10’da 7 Asya ülkesi var. Afetlerin yol açtığı ekonomik kaybın yüzde 43’ü de Asya kıtasındadır. Doğal afetler, bu coğrafyada kendiliğinden bitecek değildir. Ancak bizlerin ortaya koyacağı işbirliği sayesinde birbirimizle paylaşacağımız deneyimler ve kapasiteyle hayata geçireceğimiz risk azaltma planları ile bu zararları azaltmak elbette ki mümkündür’ dedi.
‘7 ilimizin İl Afet Risk Azaltma Planlarını 2020 sonuna kadar tamamladık’
Türkiye’de 1999 yılında gerçekleşen Marmara depreminin afet yönetiminde bir milat olduğunu vurgulaya Bakan Soylu, ‘O günden bugüne kadar sadece müdahale kapasitesi olarak değil, afet yönetim stratejisi açısından da çok önemli adımlar attık. Öncelikle afet yönetim anlayışımızı ‘afet öncesi’, ‘afet anı’ ve ‘afet sonrası’ olmak üzere 3 temel başlıkta analitik ve bütünleşik bir şekilde kurguladık. Mevzuatımızı tüm yasal çerçevemizi ve atacağımız adımları buna uygun hale getirdik ve yeniledik. Afet yönetimini tek bir çatı altında toplayarak, AFAD Başkanlığımızı kurduk ve önemli bir kurumsal kapasite oluşturduk. Afet öncesi süreci bir risk yönetimi olarak ele aldık. 2016’da Türkiye Afet Risk Azaltma Planı çalışmalarına başladık. 81 ilimiz için ayrı ayrı çalışılan risk azaltma planları oluşturuyoruz. Bunların 7 tanesine 2020 yılının ilk çeyreğinden itibaren başladık, hamdolsun 7 ilimizin İl Afet Risk Azaltma Planlarını 2020 sonuna kadar tamamladık. İnşallah 2021 yılı sonunda 81 ilimizde de tamamlanmış olacağız’ açıklamasında bulundu.
‘Bugün bin 100 istasyonumuzla Avrupa’nın ikinci büyük deprem gözlem istasyon ağına sahibiz’
Türkiye’de 1999 yılında sadece 50 adet deprem gözlem istasyonu olduğunu hatırlatan Bakan Soylu, şunları kaydetti:
‘Bugün bin 100 istasyonumuzla Avrupa’nın ikinci büyük deprem gözlem istasyon ağına sahibiz. Aynı zamanda geçtiğimiz yıllarda özellikle eğitim ve tatbikatlara ağırlık verdik. Sadece 2020 yılı içinde, salgın olmasına rağmen, 65 il düzeyi, 9 bölgesel düzey ve 3 habersiz tatbikat gerçekleştirdik. 2021 yılında 1 uluslararası, 10 adet bölgesel ve 66 adet de il düzeyi tatbikat yapmayı planlıyoruz. 2020 yılını ‘afetlere hazırlık yılı’ olarak ilan etmiştik ve buna dönük pek çok etkinlik gerçekleştirdik. Yine 2020’de Türkiye Afet Risklerinin Azaltılması Platformu ilk kez toplandı. Hyogo Çerçeve Eylem Planı ve ardından Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi’nde önemi özellikle vurgulanmış olan bu yapıyı Türkiye’de hayata geçirdik. 2021 yılını da afet eğitim yılı olarak belirledik. Belirlediğimiz afet eğitim materyallerini nüfusumuz 84 milyon, 51 milyon vatandaşımıza ulaşmayı hedefliyoruz. Şu ana kadar toplam 2 milyon 858 bin 200 vatandaşımıza yüz yüze afet eğitimi verdik ve 5 bin 60 personelimiz de afet farkındalık eğitmen eğitimi aldı.’
‘Türkiye olarak afet anı müdahale ve kurtarma konusunda dünya ölçeğinde bir kurumsal kapasiteye ve başarıya ulaştığımızı rahatlıkla ifade edebilirim’
Afet anı müdahale kapasitesinin de çok önemli bir olgu olduğunu altını çizen Bakan Soylu, ‘Bunun için öncelikle ‘Türkiye Afet Müdahale Planı’nı hazırladık ve uygulamaya aldık. Bu planı özellikle 2020’deki bütün afetlerde başarıyla uyguladık. Oluşturduğumuz ve ilgili birimlerle sürekli çalıştığımız bu plan sayesinde kurumlar arası koordinasyonu sağladık ve sahada neredeyse hiçbir aksaklık yaşamadık. Gerek kamu kurumları gerekse de sivil toplum kuruluşlarımızın kurtarma ekiplerini akredite ederek ve yenilerini sisteme dahil ederek afet müdahale kapasitemizi sürekli arttırıyoruz. Tüm bu adımlarla önemli bir müdahale kapasitesine ulaştık. Türkiye olarak, afet anı müdahale ve kurtarma konusunda dünya ölçeğinde bir kurumsal kapasiteye ve başarıya ulaştığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. 2020’de üst üste gelen yıkıcı depremlerde kapasitemizin kilitlenmemiş olması, bunun açık bir göstergesidir. Öyle ki Hırvatistan’daki depreme koşan ilk ülke olduk. Afet sonrası normalleşmede de ciddi bir alışkanlık ve hıza ulaştık. 2020’deki afetlerin sonrasında, hasar tespitleri hızlıca yapıldı, kalıcı konutların inşası başladı. Elazığ ve Malatya illerimizde inşasına başlanan 26 bin konuttan 8 binini depremin birinci yılında ve çok kısa bir süre içerisinde sahiplerine teslim ettik. Geri kalanını da inşallah yılsonuna kadar peyderpey tamamlayıp afetten etkilenen vatandaşlarımıza teslim edeceğiz’ açıklamasında bulundu.
İdlib’deki insani drama da çare olmaya çalışıldığını vurgulayan Bakan Soylu, burada AFAD Başkanlığı koordinesinde kamu ve sivil toplum kuruluşlarıyla modern briket evler yapıldığını hatırlattı. Soylu, şu ana kadar 32 bin 134 briket evin tamamlandığını, 8 bin 229 tanesinin yapımının devam ettiğini söyledi. Soylu, bu briket evlerde nihai hedefin de şimdilik 52 bin 772 briket ev yapabilmek olduğunu kaydetti.
‘Bölgesel çerçevemizi uygulamak için 2021-2025 yol haritasının da bu konferansta kabul edilmesi önemli’
Bakan Soylu, konferans kapsamında imzalanacak anlaşma hakkında da şunları kaydetti:
‘Bu konferansta imzalayacağımız Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) bölgesel afet riskini azaltma çerçevesi, Sendai çerçevesinde öngörülen bölgesel risk azaltma mekanizmalarından biri olacak. Bölgesel çerçevemizi uygulamak için 2021-2025 yol haritasının da bu konferansta kabul edilmesi, çerçevenin hayata geçmesinde önemlidir. Ayrıca bu konferansta gerçek zamanlı sismolojik veri paylaşımına yönelik müzakereler yürütmemizin bölgemizin afet yönetimi konusundaki bağlarının güçlenmesinde önemli olacağını düşünüyorum. Sendai çerçevesi, ulusal ve yerel düzeyde afet risklerini azaltma stratejisi olan ülkelerin sayısında artış hedefliyor. Ülke olarak bu hedefe ulaşmak için Türkiye Afet Yönetimi Strateji Belgesi (TASYB), Türkiye Afet Risk Azaltma Planı (TARAP) ve İl Afet Risk Azaltma Planları (İRAP) üzerinde çalışıyoruz. Konferans gündemimizde ilk olarak EİT bölgesel afet riskini azaltma çerçevesinin ve bunun uygulanmasına ilişkin EİT yol haritasının (2021-2025) kabul edilmesi ile Ankara Deklarasyonu’nun kabulü bulunmaktadır.’
Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Afet Risk Azaltma 8. Bakanlar Konferansı’na katılan ülkeler arasında gerçekleştirilen anlaşmanın tarihe bir not olarak kaydedildiğini belirten Bakan Soylu, konferans ile imzalanan anlaşma sonucunda sadece katılan devlet ve ülkelerin değil, aynı zamanda tüm dünyadaki insanlara katkı sağlanacağını söyledi. Soylu, ayrıca bu konferansın ve alınan kararların insan kaynaklı olduğunu ve 8’incisini ev sahibi ülke olarak gerçekleştirdikleri Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Afet Risk Azaltma 8. Bakanlar Konferansı’nın 9’uncusuna da talip olmaktan mutluluk duyduklarını belirtti. Soylu, Türkiye’nin zor zamanların medeniyeti olduğunu vurgulayarak, bu eksende hareket etmenin gururunu yaşadıklarını kaydetti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dünyada doğal afetlerin etki alanının genişlediğini ve yol açtıkları can kaybı ile ekonomik zararların da giderek arttığını belirterek, ‘Doğal afetler, bu coğrafyada kendiliğinden bitecek değildir. Ancak bizlerin ortaya koyacağı işbirliği sayesinde birbirimizle paylaşacağımız deneyimler ve kapasiteyle hayata geçireceğimiz risk azaltma planları ile bu zararları azaltmak elbette ki mümkündür’ dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Afet Risk Azaltma 8. Bakanlar Konferansı’nda konuştu. Covid-19 pandemisi nedeniyle online olarak gerçekleştirilen programda Bakan Soylu, ‘Gözle görülemeyen bir virüs, bütün dünyayı dolaştı ve bir uyarı yaptı. Öyle ki, her sorunu aşabileceklerini zanneden müreffeh ülkeler, salgından en çok etkilenen ülkeler oldular. Bu tablonun bize verdiği ikaz şudur; dünya para için değil, güvenlik ve huzur için küreselleşmelidir. Ülkelerarası işbirliği, ticaret ve kalkınma alanında olduğu kadar her güvenlik başlığı için de olmalıdır. İyi niyet, yaşama hakkı ve samimiyet, mutlaka ve acilen küreselleşmelidir. Bugün burada toplanma vesilemiz olan afetlerin her bir çeşidi için de bu durum geçerlidir. Biliyorsunuz fay hatları, iklim değişiklikleri veya salgın hastalıklar, ülkelerin sınırlarını tanımıyor. Geçen yıl İran Hoy merkezli deprem, bizim de Van ili Başkale ilçemiz ve köylerimizi önemli derecede etkiledi’ ifadelerini kullandı.
’20 yıllık periyotta tüm dünyada gerçekleşen 7 bin 348 afetin yüzde 42’si Asya kıtasında meydana gelmiştir’
Doğal afetlerin etki alanının genişlediğine ve yol açtıkları can kaybı ile ekonomik zararların da giderek arttığına dikkat çeken Bakan Soylu, ‘Birleşmiş Milletler raporuna göre 2000-2019 yılları arasında afetler, yaklaşık 1 milyon 230 bin cana mal oldu. 4 milyardan fazla insanı etkiledi ve dünya çapında yaklaşık 3 trilyon dolar ekonomik kayba yol açtı. Bu ekonomik kayıp, 15 G-20 ülkesinin milli gelirinden fazladır. Asya kıtası, bu tablodan en çok etkilenen kara parçasıdır’ diye konuştu.
Bakan Soylu, bu durumun ECO Bölgesi’nde de oldukça fazla hissedildiğini belirterek, ’20 yıllık periyotta tüm dünyada gerçekleşen 7 bin 348 afetin yüzde 42’si Asya kıtasında meydana gelmiştir. Afetten etkilenen insan sayısı listesinde ilk 10’da 7 Asya ülkesi var. Afetlerin yol açtığı ekonomik kaybın yüzde 43’ü de Asya kıtasındadır. Doğal afetler, bu coğrafyada kendiliğinden bitecek değildir. Ancak bizlerin ortaya koyacağı işbirliği sayesinde birbirimizle paylaşacağımız deneyimler ve kapasiteyle hayata geçireceğimiz risk azaltma planları ile bu zararları azaltmak elbette ki mümkündür’ dedi.
‘7 ilimizin İl Afet Risk Azaltma Planlarını 2020 sonuna kadar tamamladık’
Türkiye’de 1999 yılında gerçekleşen Marmara depreminin afet yönetiminde bir milat olduğunu vurgulaya Bakan Soylu, ‘O günden bugüne kadar sadece müdahale kapasitesi olarak değil, afet yönetim stratejisi açısından da çok önemli adımlar attık. Öncelikle afet yönetim anlayışımızı ‘afet öncesi’, ‘afet anı’ ve ‘afet sonrası’ olmak üzere 3 temel başlıkta analitik ve bütünleşik bir şekilde kurguladık. Mevzuatımızı tüm yasal çerçevemizi ve atacağımız adımları buna uygun hale getirdik ve yeniledik. Afet yönetimini tek bir çatı altında toplayarak, AFAD Başkanlığımızı kurduk ve önemli bir kurumsal kapasite oluşturduk. Afet öncesi süreci bir risk yönetimi olarak ele aldık. 2016’da Türkiye Afet Risk Azaltma Planı çalışmalarına başladık. 81 ilimiz için ayrı ayrı çalışılan risk azaltma planları oluşturuyoruz. Bunların 7 tanesine 2020 yılının ilk çeyreğinden itibaren başladık, hamdolsun 7 ilimizin İl Afet Risk Azaltma Planlarını 2020 sonuna kadar tamamladık. İnşallah 2021 yılı sonunda 81 ilimizde de tamamlanmış olacağız’ açıklamasında bulundu.
‘Bugün bin 100 istasyonumuzla Avrupa’nın ikinci büyük deprem gözlem istasyon ağına sahibiz’
Türkiye’de 1999 yılında sadece 50 adet deprem gözlem istasyonu olduğunu hatırlatan Bakan Soylu, şunları kaydetti:
‘Bugün bin 100 istasyonumuzla Avrupa’nın ikinci büyük deprem gözlem istasyon ağına sahibiz. Aynı zamanda geçtiğimiz yıllarda özellikle eğitim ve tatbikatlara ağırlık verdik. Sadece 2020 yılı içinde, salgın olmasına rağmen, 65 il düzeyi, 9 bölgesel düzey ve 3 habersiz tatbikat gerçekleştirdik. 2021 yılında 1 uluslararası, 10 adet bölgesel ve 66 adet de il düzeyi tatbikat yapmayı planlıyoruz. 2020 yılını ‘afetlere hazırlık yılı’ olarak ilan etmiştik ve buna dönük pek çok etkinlik gerçekleştirdik. Yine 2020’de Türkiye Afet Risklerinin Azaltılması Platformu ilk kez toplandı. Hyogo Çerçeve Eylem Planı ve ardından Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi’nde önemi özellikle vurgulanmış olan bu yapıyı Türkiye’de hayata geçirdik. 2021 yılını da afet eğitim yılı olarak belirledik. Belirlediğimiz afet eğitim materyallerini nüfusumuz 84 milyon, 51 milyon vatandaşımıza ulaşmayı hedefliyoruz. Şu ana kadar toplam 2 milyon 858 bin 200 vatandaşımıza yüz yüze afet eğitimi verdik ve 5 bin 60 personelimiz de afet farkındalık eğitmen eğitimi aldı.’
‘Türkiye olarak afet anı müdahale ve kurtarma konusunda dünya ölçeğinde bir kurumsal kapasiteye ve başarıya ulaştığımızı rahatlıkla ifade edebilirim’
Afet anı müdahale kapasitesinin de çok önemli bir olgu olduğunu altını çizen Bakan Soylu, ‘Bunun için öncelikle ‘Türkiye Afet Müdahale Planı’nı hazırladık ve uygulamaya aldık. Bu planı özellikle 2020’deki bütün afetlerde başarıyla uyguladık. Oluşturduğumuz ve ilgili birimlerle sürekli çalıştığımız bu plan sayesinde kurumlar arası koordinasyonu sağladık ve sahada neredeyse hiçbir aksaklık yaşamadık. Gerek kamu kurumları gerekse de sivil toplum kuruluşlarımızın kurtarma ekiplerini akredite ederek ve yenilerini sisteme dahil ederek afet müdahale kapasitemizi sürekli arttırıyoruz. Tüm bu adımlarla önemli bir müdahale kapasitesine ulaştık. Türkiye olarak, afet anı müdahale ve kurtarma konusunda dünya ölçeğinde bir kurumsal kapasiteye ve başarıya ulaştığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. 2020’de üst üste gelen yıkıcı depremlerde kapasitemizin kilitlenmemiş olması, bunun açık bir göstergesidir. Öyle ki Hırvatistan’daki depreme koşan ilk ülke olduk. Afet sonrası normalleşmede de ciddi bir alışkanlık ve hıza ulaştık. 2020’deki afetlerin sonrasında, hasar tespitleri hızlıca yapıldı, kalıcı konutların inşası başladı. Elazığ ve Malatya illerimizde inşasına başlanan 26 bin konuttan 8 binini depremin birinci yılında ve çok kısa bir süre içerisinde sahiplerine teslim ettik. Geri kalanını da inşallah yılsonuna kadar peyderpey tamamlayıp afetten etkilenen vatandaşlarımıza teslim edeceğiz’ açıklamasında bulundu.
İdlib’deki insani drama da çare olmaya çalışıldığını vurgulayan Bakan Soylu, burada AFAD Başkanlığı koordinesinde kamu ve sivil toplum kuruluşlarıyla modern briket evler yapıldığını hatırlattı. Soylu, şu ana kadar 32 bin 134 briket evin tamamlandığını, 8 bin 229 tanesinin yapımının devam ettiğini söyledi. Soylu, bu briket evlerde nihai hedefin de şimdilik 52 bin 772 briket ev yapabilmek olduğunu kaydetti.
‘Bölgesel çerçevemizi uygulamak için 2021-2025 yol haritasının da bu konferansta kabul edilmesi önemli’
Bakan Soylu, konferans kapsamında imzalanacak anlaşma hakkında da şunları kaydetti:
‘Bu konferansta imzalayacağımız Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) bölgesel afet riskini azaltma çerçevesi, Sendai çerçevesinde öngörülen bölgesel risk azaltma mekanizmalarından biri olacak. Bölgesel çerçevemizi uygulamak için 2021-2025 yol haritasının da bu konferansta kabul edilmesi, çerçevenin hayata geçmesinde önemlidir. Ayrıca bu konferansta gerçek zamanlı sismolojik veri paylaşımına yönelik müzakereler yürütmemizin bölgemizin afet yönetimi konusundaki bağlarının güçlenmesinde önemli olacağını düşünüyorum. Sendai çerçevesi, ulusal ve yerel düzeyde afet risklerini azaltma stratejisi olan ülkelerin sayısında artış hedefliyor. Ülke olarak bu hedefe ulaşmak için Türkiye Afet Yönetimi Strateji Belgesi (TASYB), Türkiye Afet Risk Azaltma Planı (TARAP) ve İl Afet Risk Azaltma Planları (İRAP) üzerinde çalışıyoruz. Konferans gündemimizde ilk olarak EİT bölgesel afet riskini azaltma çerçevesinin ve bunun uygulanmasına ilişkin EİT yol haritasının (2021-2025) kabul edilmesi ile Ankara Deklarasyonu’nun kabulü bulunmaktadır.’
Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Afet Risk Azaltma 8. Bakanlar Konferansı’na katılan ülkeler arasında gerçekleştirilen anlaşmanın tarihe bir not olarak kaydedildiğini belirten Bakan Soylu, konferans ile imzalanan anlaşma sonucunda sadece katılan devlet ve ülkelerin değil, aynı zamanda tüm dünyadaki insanlara katkı sağlanacağını söyledi. Soylu, ayrıca bu konferansın ve alınan kararların insan kaynaklı olduğunu ve 8’incisini ev sahibi ülke olarak gerçekleştirdikleri Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Afet Risk Azaltma 8. Bakanlar Konferansı’nın 9’uncusuna da talip olmaktan mutluluk duyduklarını belirtti. Soylu, Türkiye’nin zor zamanların medeniyeti olduğunu vurgulayarak, bu eksende hareket etmenin gururunu yaşadıklarını kaydetti.