Ahmet Serdar Cebe’nin doğa sevdası onu Ankara’dan Manyas’ın kırsal Hamamlı mahallesine taşıdı.
Ahmet Serdar Cebe’nin doğa sevdası onu Ankara’dan Manyas’ın kırsal Hamamlı mahallesine taşıdı.
Ankara’da bir kamu kurumunda memur olarak görev yapan Ahmet Serdar Cebe (47) doğaya olan aşırı tutkusunu Manyas’ın kırsal Hamamlı Mahallesine bir km. uzaklıkta Manyas Gölüne hakim Bağlık mevkiinden bir arazi alarak gidermeye çalışıyor. Uzun süreden beri şehir yaşamından uzak, toprakla uğraşabileceği bir arazi arayışında olan Cebe, internet üzerinden Manyas’ın kırsal Hamamlı Mahallesine bir km. uzaklıkta bir arazinin satış ilanını görerek, satıcı ile iletişime geçerek, satın almış. Toprak bir yoldan gidilen ve otomobilin geçmekte zorlandığı yolu düzleten Cebe, araziyi görmek için geldiğinde buranın doyumsuz manzarasına hayran kaldığını söylerken,’ Hemen satın almaya karar verdim, yaklaşık bir dekar arazi içerisinde zeytin ağaçları var, ama yıllarca ihmal edilmiş. Ben zoru seven birisi olduğum için hemen işe koyuldum, temizledim. Tarla olduğu için imar izni de yok tabi ki! Buraya kalabileceğimiz küçük bir oda yapalım dedik, yeğenlerimle beraber burasını yaptık. İzinlerimde eşim ve annem ile birlikte buraya geliyoruz, onlar da burayı çok sevdiler ve beğendiler. Emekli olunca ahşaptan bir ev yapmak istiyorum ben betondan uzaklaşmak istiyorum. Çoğu kez yalın ayak dolaşarak, toprağa enerjimi bırakıyorum’ dedi.
Enerji ihtiyacını odanın yanına monte ettiği güneş paneliyle karşıladığını söyleyen Ahmet Serdar Cebe, en büyük sıkıntısının su olduğunu, suyu taşımak için arazisinin ilerisinde bulunan bir çeşmeden taşıyarak karşıladıklarını söylüyor. Eşi Filiz Cebe ise, buranın temiz havası için geldiklerini, burada kendilerini mutlu hissettiğini, ancak soba sabaha karşı söndüğü için üşüdüğünü söylüyor. Emeklilikte eşinin buraya yerleşeceğini, kendisin eşiyle birlikte burada emeklilik yaşamlarını sürdüreceklerini söyledi. Annesi Meryem Cebe ve can dostları Şila ile birlikte günlerini bahçelerinde geçiren aile üyeleri büyük kentler de oturanları kırsala davet ediyorlar. ‘Doğada huzur buluyoruz, kötü enerjimizi atıyoruz ‘ diyorlar.
Ahmet Serdar Cebe’nin doğa sevdası onu Ankara’dan Manyas’ın kırsal Hamamlı mahallesine taşıdı.
Ankara’da bir kamu kurumunda memur olarak görev yapan Ahmet Serdar Cebe (47) doğaya olan aşırı tutkusunu Manyas’ın kırsal Hamamlı Mahallesine bir km. uzaklıkta Manyas Gölüne hakim Bağlık mevkiinden bir arazi alarak gidermeye çalışıyor. Uzun süreden beri şehir yaşamından uzak, toprakla uğraşabileceği bir arazi arayışında olan Cebe, internet üzerinden Manyas’ın kırsal Hamamlı Mahallesine bir km. uzaklıkta bir arazinin satış ilanını görerek, satıcı ile iletişime geçerek, satın almış. Toprak bir yoldan gidilen ve otomobilin geçmekte zorlandığı yolu düzleten Cebe, araziyi görmek için geldiğinde buranın doyumsuz manzarasına hayran kaldığını söylerken,’ Hemen satın almaya karar verdim, yaklaşık bir dekar arazi içerisinde zeytin ağaçları var, ama yıllarca ihmal edilmiş. Ben zoru seven birisi olduğum için hemen işe koyuldum, temizledim. Tarla olduğu için imar izni de yok tabi ki! Buraya kalabileceğimiz küçük bir oda yapalım dedik, yeğenlerimle beraber burasını yaptık. İzinlerimde eşim ve annem ile birlikte buraya geliyoruz, onlar da burayı çok sevdiler ve beğendiler. Emekli olunca ahşaptan bir ev yapmak istiyorum ben betondan uzaklaşmak istiyorum. Çoğu kez yalın ayak dolaşarak, toprağa enerjimi bırakıyorum’ dedi.
Enerji ihtiyacını odanın yanına monte ettiği güneş paneliyle karşıladığını söyleyen Ahmet Serdar Cebe, en büyük sıkıntısının su olduğunu, suyu taşımak için arazisinin ilerisinde bulunan bir çeşmeden taşıyarak karşıladıklarını söylüyor. Eşi Filiz Cebe ise, buranın temiz havası için geldiklerini, burada kendilerini mutlu hissettiğini, ancak soba sabaha karşı söndüğü için üşüdüğünü söylüyor. Emeklilikte eşinin buraya yerleşeceğini, kendisin eşiyle birlikte burada emeklilik yaşamlarını sürdüreceklerini söyledi. Annesi Meryem Cebe ve can dostları Şila ile birlikte günlerini bahçelerinde geçiren aile üyeleri büyük kentler de oturanları kırsala davet ediyorlar. ‘Doğada huzur buluyoruz, kötü enerjimizi atıyoruz ‘ diyorlar.