Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği (VERİMDER) enerjiyi verimli kullanma ve enerji tasarrufu algısını yaymayı hedeflediği Anadolu Buluşmalarını Dalmaçyalı sponsorluğunda Balıkesir’de sürdürdü.
Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği (VERİMDER) enerjiyi verimli kullanma ve enerji tasarrufu algısını yaymayı hedeflediği Anadolu Buluşmalarını Dalmaçyalı sponsorluğunda Balıkesir’de sürdürdü. Balıkesir OSB’de bulunan BETEK Boya ve Kimya Sanayi Taş Yünü Fabrikası’nda gerçekleşen programda VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin, Dünya Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ve VERİMDER Dernek Başkanı Çağdaş Korkmaz konuşmacı olarak katıldı.
Balıkesir’in iş dünyasının temsilcilerinin de yer aldığı VERİMDER Anadolu Buluşmaları’nın Balıkesir ayağında tüketicilerin bütçesini olumsuz etkileyen enerji kayıpları, iklim değişikliğinin yanı sıra evlerde harcanan enerjinin her geçen gün artış gösterdiği konuları ele alındı. Konuşmacılar enerji kullanımı konusunda tavsiyelerde bulunurken, yeni üretilen binalarda yeşil enerji kullanımının yaygınlaştırılması gerektiği belirtildi.
Emre Alkin: ‘Konutlarda tüketilen enerji sanayiyi geçti’
Toplantının açılış konuşmasını yapan VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin dernek çalışmaları hakkında bilgiler verdi. Alkin, ‘Pandemiden önce Anadolu yollarına çıkıp enerji verimliliğini anlatırken aslında tasarrufu anlatıyorduk. Türkiye’de maalesef 20 milyon hanenin yüzde 80’inden fazlası enerjiyi verimli kullanamıyor. İnşaat biçiminden, yaşam biçiminden olabilir, bunları tartışırız. Ancak ilginçtir binalarda enerji tüketimi sanayinin üzerine çıkmış durumda. Ülkemizde enerji kullanımının yüzde 40’indan fazlası konutlarda, binalarda tüketiliyor. Bu da maalesef cari açığımızı da büyük etkiliyor. Bilindiği gibi cari açık döviz kurlarının üzerine baskı yapan önemli bir sorun ve Türkiye’nin büyürken cari açık vermek gibi bir yapısal sorunu var. Çünkü Türkiye’nin ithalatının yüzde 80’inden fazlası hammadde, aramalı yatırım. Yani Türkiye mecburen büyürken cari açık veriyor. Peki, biz bu cari açığı nasıl daraltırız ve bugün en çok şikayetçi olduğumuz döviz kuru ne olacak sorusunun cevabının önemli kısmı cari açığı kapatmaktan geçiyor. Nasıl kapatacağız bunu? Biz dedik ki sanayicilerimizin bu senede 150 milyar dolar civarında ithal ettiklerinin ne kadarını Türkiye’de yapabiliriz. İlk olarak bu hesap edilsin. Bir de 50 milyar dolar civarındaki enerji ithalatımızın ne kadarını daha az yapar, daha tasarrufla daha mantıklı hale getiririz. Çünkü bizim doğalgaz aldığımız ülkeler belli; İran ve Rusya. Memleketin enerji üretiminin yüzde 30-33’ü doğalgazdan. Eskiden bu yüzde 42 seviyelerindeydi. Dış politika da ihtiyaçları üzerine yapılıyor. E biz o zaman ihtiyacımızı ne kadar azaltırsak o kadar iyi olur. Peki, bunu nasıl yapacağız? Birincisi verimli kullanacağız ama iddiamız evinizde soğuk varken az yakın üşüyün, dışarısı sıcakken de evin içinde pişin, az tüketin değil. Bizim daha az enerji tüketerek aynı randımanı sağlamak gerekiyor. Bizim tasarruftan anladığımız şey budur. Buraya boşuna gelmedik. Eğer ki enerji verimliliğini bahsettiğim 20 milyon civarındaki haneye yıllara sair bölerek ve finansmanı da önemli finans kuruluşlarından sağlayarak ucuz maliyetle yaparsak senede cari açığımızı 5-7 milyar dolar arasında daraltma imkanımız var. Sadece bir gece saati uygulamasından 6 milyar lira tasarruf ediyoruz. Ben de diyorum ki binalarda enerji verimliliğini sağladığımızda lira değil 5-7 milyar dolar arasında tasarruf etme imkanımız var’ diye konuştu.
Mahmut Baraş: ‘Bir tane dünyamız varken 1,7 dünya kadar kaynak harcıyoruz’
Açılış konuşmasının ardından programın sponsor firması BETEK Taş Yünü Tesis Müdürü Mahmut Baraş selamlama konuşması yaptı. Baraş, ‘Enerji verimliliği ve ısı yalıtımı bizim için öyle bir konu ki biz bu konuyu öncelikle ülkemiz daha sonra hane halkı için büyük fayda sağlayan bir sosyal sorumluluk hamlesi olarak görüyoruz. Küresel ölçekte her yıl insanlığın faaliyetleri sonucunda harcanan doğal kaynakları gezegenin yıllık doğal kaynak kapasitesiyle karşılaştırdığımızda karşımıza 1,7 gibi bir oran çıkıyor. Yani bir dünyamız varken, 1,7 dünya kadar kaynak harcıyoruz. Bilindiği üzere bu duruma etki eden en büyük kalemlerden bir tanesi sera gazı emisyonudur. Bina dış cephe ısı yalıtımı ve burada kullanılan taş yünü ürünü üretimi sırasında atmosfere salınan sera gazı emisyonu 1 ise, ürün ömrü boyunca ısı yalıtımı ve enerji verimliliği sayesinde tasarrufta bulunduğu ve azalttığı sera gazı emisyonu birimi 100 oluyor. Bu aynı konu partikül emisyonu için de düşündüğümüzde 1’e 80 gibi bir oran karşımıza çıkıyor. Yine bilindiği üzere ithalatımızın en büyük kalemi enerji. Bu enerjinin de en büyüğü ülkemizde konutlarda harcanıyor. Dolayısıyla binalarda ısı yalıtımı ve enerji verimliliği hem ülke ekonomisi ve hane halkı için hem de Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Paris İklim Anlaşması hedeflerine hizmet ediyor.
2017 yılında Sayın Valimiz, Belediye Başkanımız ve Sanayi Odası Başkanımızın imza töreniyle birlikte arsa tahsisi yapmamız ardından 2018 yılında inşaat faaliyetlerine başladık. 2019 yılında da seri üretime başlayarak BETEK Boya ve Kimya Sanayinin üçüncü yalıtım fabrikasını devreye almış olduk. Balıkesir BETEK Taş Yünü Fabrikası dış cephe ısı yalıtımı sistemlerine özel makine parkuru ve üretim hattı tasarımına sahip dünyadaki ilk ve tek taş yünü fabrikası olma özelliğini taşıyor. Özellikle dış cephe ısı yalıtım levhası için. BETEK teknolojisi sayesinde kalitesi ve verimliliği ile dünya standartlarında üretim yapıyorum. Otomasyon alt yapımız, Endüstri 4,0 alt yapısına uygun şekilde kurulmuş durumda, ayrıca taş yünü ürününün yüzde 97’sini taş olmasından mütevellit, taş yünü ısı levhası da doğal bir malzeme olmasının yanında ısı yalıtımına ilaveten yangın dayanıklılığı ve ses yalıtımı özellikleriyle de diğer yalıtım malzemelerinden farklılaşıyor’ ifadelerini kullandı.
Yücel Yılmaz: ‘Yerel yönetimler enerji verimliliğinde söz sahibi olmalı’
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz da Büyükşehir Belediyesi olarak yapılan enerji tasarrufuna yönelik bilgiler verdi. Yılmaz, ‘Konuştuğumuz hep verimlilik, daha doğrusu buna israfın önlenmesi de diyebiliriz. Çünkü verimliyse israf etmiyordur, israf ediyorsa verimli değildir. Ocak ayının başlangıcında BASKİ Genel Müdürümüz Gönen’deki barajımız 28 günün altına, İbirler barajı da 76 günün düştüğünü söyledi. Su kullanımı kırsal mahallelerde çok olunca bu sefer kademeli ödemeye geçtik. 165 bin kırsal abone 5 milyon ton su kullanırken kademeli fiyattan artan faturalar sonunda bunu 1,5 milyon tona düşürdük.
Verimliliği hayata geçirmeyi 3-4 aşamada yapmalıyız. İnsanların entellektüel seviyesini yükseltemiyorsak, ayıplayarak davranışını değiştirmek modern ülkelerin cezalandırma şeklidir. Yani ayıplarsınız adam o tavır ve davranışından vaz geçer. Ayıplamadan sonra sizin parayla bir şeyleri düzeltmeniz bir de yasayla düzeltmeniz gerekiyor. Para dediğiniz maliyetini belirlersiniz insanlar ondan çekinir. İkincisi de bunu yaparsan şu kadar ceza keserim deriz. Isı yalıtımı konusu biraz bilinçten kaynaklanıyor. Enerji çok önemli. Oturduğum ev sobalıydı ve sonradan doğalgaz geldi. Evin yalıtımı yoktu, kalorifer sistemini kurduk, tonlarca kömür yakıyoruz ev ısınmıyor. Mantolama yaptıktan sonra dünya varmış dedik. Yani bu çok önemli bir konu. Bunun da en verimlisi daha bina yapılırken uzun ve sürdürülebilir yapmak. Çünkü yapılan bir şeyi bozup tekrar yenisini yapmak veya bakım maliyetleri sizin enerjiden tasarruf ettiğiniz maliyeti geçiyor. Burada da AR-GE firmaları insanların bilincini artırmada önemli rol oynuyor. Biz de ilçe belediye başkanları olarak şehrimizde eski yapıları bir an önce bir an önce ısı yalıtımına, yeni yapıları da en iyi teknolojiyle müteahhidin kendini düşünerek yapacağı tasarruflardan arındırarak bu konuda bilgilendirmek ve teknolojiyi takip etmek durumundayız. Burada sivil toplum örgütlerimizin de bunu uygulamaya çalışan iyi niyetli hem siyasileri hem memurları koruyacak’ dedi.
Çağdaş Korkmaz: ‘Yılda 60 milyar dolarlık enerjiye ihtiyacımız var’
VERİMDER Dernek Başkanı Çağdaş Korkmaz ise ülkede yaşanan enerji kullanımı konusunda bilgiler verdi. Korkmaz, ‘Bizim dernek olarak ana amaçlarımızın başında özellikle ülkemizde enerji verimliliğinde tasarrufu, bunun dışında enerji kaynaklarının daha verimli kullanılması, enerji maliyetlerinin ekonomiye etkisi, katkısı, küresel ısınma, sera gazı salınımları ve özellikle dünya globalinde ilgili standart yönetmeliklerin ülkemize adaptasyonuyla ilgili toplantılar düzenliyoruz.
Ciddi bir enerji ithalatımız var, enerji ihtiyacımız gün geçtikçe artıyor. Çünkü biz büyüyen bir ülkeyiz ve büyümeye devam edeceğiz. Tabi bu olumsuz bir tablo gibi gözükebilir; biz büyüyoruz enerji maliyetleri ve dolayısıyla bizim bundan etkilenmemiz giderek artıyor. Ancak tabi ki bu bir kader değil, buna karşı birçok çalışma, birçok faaliyet söz konusu olabilir. 60 milyar dolar gibi bir enerji ihtiyacımız var ve bunun yaklaşık yüzde 70’ini dışarıdan ithal ediyoruz. Son 10-12 yıldır da enerji ihtiyacımız yüzde 40-42 gibi bir artış gösterdi. Ama tabi ki hayatın her alanında enerjiyi verimli kullanmamız şart. Bu anlamda da biz enerji verimliliğine bir bütün olarak bakıyoruz. Özellikle 2018 yılından itibaren şu an ülkemizde en fazla enerjiyi biz konutlarda harcamaya başladık. Şu anda ülkemizde harcanan enerjinin yüzde 35-40’ı konutlarda harcanıyor ve bu enerjinin de yaklaşık yüzde 80’i ısınma ve soğutma amaçlı kullanılıyor. Buradan baktığımızda aslında 60 milyar doların 20 milyar dolardan fazlasını biz konutlarımızda büyük oranda ısıtma ve soğutma amaçlı harcıyoruz. Şayet mevcut yapı stokumuzun yüzde 80 civarı enerji verimsiz değil de enerji verimli olsa biz her yıl 9-10 milyar dolar gibi bir parayı kenedi ekonomimizde, kendi cebimizde tutabilirdik. Tabi ki bunun için hala çok geç değil. Bununla ilgili birçok faaliyet içinde bulunuyoruz.
Türkiye geçtiğimiz aylarda Paris İklim Anlaşması’na imza attı. Bu bulunduğumuz tablo ulaşmak istediğimiz hedefleri düşündüğümüzde hepimize yapması gereken işler düşüyor. Şu anda birimiz araç alırken veya beyaz eşya alırken aracın yakıt tüketimine veya beyaz eşyanın enerji tüketimine dikkat ediyoruz. Peki bir daire batın alırken veya satarken o dairenin ne kadar enerji tükettiği hakkında bir fikrimiz var mı veya bunu sorguluyor muyuz? Büyük ihtimalle çok düşünmüyoruz. Biraz daha manzarasına bakıyoruz, 3+1 mi, 4+1 mi, mutfağın yapısına dikkat ediyoruz. Ama bizim amacımız bu konuda farkındalık oluşturmak. Nasıl bir araç alırken yakıt tüketimi önemliyse, bir daire alırken de o dairenin de enerji tüketimi gerçekten son derece önemli. Çünkü enerji maliyetleri gün geçtikçe artıyor, bizim ihtiyacımız da buna göre artıyor. Bunun karşısında bizlerin daha az enerji ve yakıt tüketerek konfor koşullarımızdan da feragat etmeden aynı koşullarda yaşamımızı sürdürebilmek için bizim enerji verimli konutlarda yaşamamız gerekiyor.
Enerji verimliliğine bütün olarak bakıyoruz. Bu gün evimizdeki bir ampulün de enerji verimi olması lazım, bir aydınlatma sisteminin de öyle olması lazım. Tüm bunlara baktığımızda bir binada en yüksek enerji verimliliği katkısını biz ısı yalıtımı uygulamalarıyla elde ediyoruz ki yüzde 50’ye varan, hatta binanın diğer noktalarında yapılan uygulamalarla yüzde 60-70’lere çıkacak mertebede biz tasarruf elde etmemiz söz konusu. En fazla enerjiyi konutlarda ısıtma ve soğutmada harcıyoruz ve en yüksek potansiyeli de aslında burada elde edeceğimiz tasarruflarla binalardan elde etme şansımız var. Bununla beraber de dışarıya verdiğimizi zehirli gazlar ve sera salınımlarını da aynı oranda azaltarak çevreyi korumaya katkıda bulunabiliriz’ diye konuştu.
Hakan Güldağ: ‘Doğru enerji kullanımı ileride önem kazanacak’
Dünya Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ise enerjinin doğru kullanımının önümüzdeki yıllarda ön plana çıkacağını söyledi. Güldağ, ‘Pandemiyle birlikte yaşanan değişime şahit oluyoruz. Onun yanında tedarik zincirinde ciddi bir hasar oluşuyor. Bununla birlikte Türkiye önemli bir fırsat elde ediyor. Hiç birimiz herhalde pandemi öncesinde konteyner fiyatlarının, enerji fiyatlarının yükseleceğini tahmin etmiyorduk, edeni de duymadım. Değişik bir dönemden geçiyoruz Çin’deki navlunların yükselmesi Türkiye’nin önüne bir fırsat kapısı açtı. Belki de bir 100 yıllık fırsatı önümüze getirdi, bunu değerlendirmemiz lazım. Ama birçok şeyi bir arada yapmamız gerekiyor. Navlun tarafı bizi de bazen olumsuz etkiliyor. Amerika’ya bazı ihracatımız artıyor ama bazı ürünleri göndermek maliyet açısından imkansız hale geldi. Ama doğalgaz fiyatı artıyor, sonra biraz normalleşiyor gibi oluyor, sonra artması bekleniyor.
Dünyanın dengesini bozmuş durumdayız. Başta batılı ülkeler olmak üzere bozduk. Sanayi Devrimi’nin başladığı 1800’lü yılların başından bu yana dünya nüfusu 6 kat arttı. Ama dünya ekonomisinin büyüklüğü 68 kat artmış. Yani bu ciddi bir dengesizlik kendiliğinden ortaya çıkıyor ve bazı kuralları da önümüze getiriyor. İklim değişikliği meselesinde şimdi artık ağaç, böcek romantizminden çok daha farklı yere geldik. Bu iş artık AB için büyüme stratejisi haline dönüştü. Zaten çevre örgütleri de AB’yi eleştirmeye başladılar. Çevre örgütleri AB’yi senin çevreyle ilgin kalmadı demeye başladı. Olay sadece bir romantizm olayı değil, bir ekonomi olayı. Şimdi ekonomi sürdürülebilirlikle birleşmeye başladı. Bunu her yerde görmeye başladık. 2050 uzak bir tarihti o tarihe kadar karbon nötr falan olacağız. Ama şimdi AB 2030’da kadar ne kadar karbon salıyorsa onu yüzde 50 daraltmak için bir hedef ortaya koydu. Bunun için de bizim önümüze bazı sektörleri getirmeye başladı. Enerjiyi ne kadar fazla kullanan sektörleri önümüze koyuyor. Enerji meselesi önümüzdeki dönemin en kritik konularından birisi olacak. Zannediyorum 10 yıl sonra tarihçiler bu dönemi yeni bir dönem olarak nitelemeye başlayacaklar.
Dijitalleşme diyoruz bu bir yönüyle çok iyi bir şey. Hepimizin ellerinde cep telefonları, kripto paralara giriyoruz, borsalarda alım satım yapıyoruz hepimizin hoşuna gidiyor. Ama aslında dijitalleşme eğer iyi kullanamadığımız zaman fakiri daha fakir, zengini daha zengin yapan bir sistemdir. Çünkü dijitalleşmek için de para lazım, kaynak, finansman lazım. Yani bu oynaklıklar önümüzdeki süreçte devam edecek ve giderek daha fazla tasarruf, enerjinin daha doğru kullanımı ön plana çıkacak’ dedi.
Etkinlikte Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’ın yanı sıra Balıkesir Ticaret Odası Başkanı Rahmi Kula, Balıkesir Sanayi Odası Başkanı Nazmi Yarış, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Mehmet Ali Aşuk, Balıkesir Genç İş İnsanları Derneği Başkanı Emrah Bilcanlı ve Güney Marmara Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu Başkanı Abdullah Bekki de yer aldı.
Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği (VERİMDER) enerjiyi verimli kullanma ve enerji tasarrufu algısını yaymayı hedeflediği Anadolu Buluşmalarını Dalmaçyalı sponsorluğunda Balıkesir’de sürdürdü. Balıkesir OSB’de bulunan BETEK Boya ve Kimya Sanayi Taş Yünü Fabrikası’nda gerçekleşen programda VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin, Dünya Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ve VERİMDER Dernek Başkanı Çağdaş Korkmaz konuşmacı olarak katıldı.
Balıkesir’in iş dünyasının temsilcilerinin de yer aldığı VERİMDER Anadolu Buluşmaları’nın Balıkesir ayağında tüketicilerin bütçesini olumsuz etkileyen enerji kayıpları, iklim değişikliğinin yanı sıra evlerde harcanan enerjinin her geçen gün artış gösterdiği konuları ele alındı. Konuşmacılar enerji kullanımı konusunda tavsiyelerde bulunurken, yeni üretilen binalarda yeşil enerji kullanımının yaygınlaştırılması gerektiği belirtildi.
Emre Alkin: ‘Konutlarda tüketilen enerji sanayiyi geçti’
Toplantının açılış konuşmasını yapan VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin dernek çalışmaları hakkında bilgiler verdi. Alkin, ‘Pandemiden önce Anadolu yollarına çıkıp enerji verimliliğini anlatırken aslında tasarrufu anlatıyorduk. Türkiye’de maalesef 20 milyon hanenin yüzde 80’inden fazlası enerjiyi verimli kullanamıyor. İnşaat biçiminden, yaşam biçiminden olabilir, bunları tartışırız. Ancak ilginçtir binalarda enerji tüketimi sanayinin üzerine çıkmış durumda. Ülkemizde enerji kullanımının yüzde 40’indan fazlası konutlarda, binalarda tüketiliyor. Bu da maalesef cari açığımızı da büyük etkiliyor. Bilindiği gibi cari açık döviz kurlarının üzerine baskı yapan önemli bir sorun ve Türkiye’nin büyürken cari açık vermek gibi bir yapısal sorunu var. Çünkü Türkiye’nin ithalatının yüzde 80’inden fazlası hammadde, aramalı yatırım. Yani Türkiye mecburen büyürken cari açık veriyor. Peki, biz bu cari açığı nasıl daraltırız ve bugün en çok şikayetçi olduğumuz döviz kuru ne olacak sorusunun cevabının önemli kısmı cari açığı kapatmaktan geçiyor. Nasıl kapatacağız bunu? Biz dedik ki sanayicilerimizin bu senede 150 milyar dolar civarında ithal ettiklerinin ne kadarını Türkiye’de yapabiliriz. İlk olarak bu hesap edilsin. Bir de 50 milyar dolar civarındaki enerji ithalatımızın ne kadarını daha az yapar, daha tasarrufla daha mantıklı hale getiririz. Çünkü bizim doğalgaz aldığımız ülkeler belli; İran ve Rusya. Memleketin enerji üretiminin yüzde 30-33’ü doğalgazdan. Eskiden bu yüzde 42 seviyelerindeydi. Dış politika da ihtiyaçları üzerine yapılıyor. E biz o zaman ihtiyacımızı ne kadar azaltırsak o kadar iyi olur. Peki, bunu nasıl yapacağız? Birincisi verimli kullanacağız ama iddiamız evinizde soğuk varken az yakın üşüyün, dışarısı sıcakken de evin içinde pişin, az tüketin değil. Bizim daha az enerji tüketerek aynı randımanı sağlamak gerekiyor. Bizim tasarruftan anladığımız şey budur. Buraya boşuna gelmedik. Eğer ki enerji verimliliğini bahsettiğim 20 milyon civarındaki haneye yıllara sair bölerek ve finansmanı da önemli finans kuruluşlarından sağlayarak ucuz maliyetle yaparsak senede cari açığımızı 5-7 milyar dolar arasında daraltma imkanımız var. Sadece bir gece saati uygulamasından 6 milyar lira tasarruf ediyoruz. Ben de diyorum ki binalarda enerji verimliliğini sağladığımızda lira değil 5-7 milyar dolar arasında tasarruf etme imkanımız var’ diye konuştu.
Mahmut Baraş: ‘Bir tane dünyamız varken 1,7 dünya kadar kaynak harcıyoruz’
Açılış konuşmasının ardından programın sponsor firması BETEK Taş Yünü Tesis Müdürü Mahmut Baraş selamlama konuşması yaptı. Baraş, ‘Enerji verimliliği ve ısı yalıtımı bizim için öyle bir konu ki biz bu konuyu öncelikle ülkemiz daha sonra hane halkı için büyük fayda sağlayan bir sosyal sorumluluk hamlesi olarak görüyoruz. Küresel ölçekte her yıl insanlığın faaliyetleri sonucunda harcanan doğal kaynakları gezegenin yıllık doğal kaynak kapasitesiyle karşılaştırdığımızda karşımıza 1,7 gibi bir oran çıkıyor. Yani bir dünyamız varken, 1,7 dünya kadar kaynak harcıyoruz. Bilindiği üzere bu duruma etki eden en büyük kalemlerden bir tanesi sera gazı emisyonudur. Bina dış cephe ısı yalıtımı ve burada kullanılan taş yünü ürünü üretimi sırasında atmosfere salınan sera gazı emisyonu 1 ise, ürün ömrü boyunca ısı yalıtımı ve enerji verimliliği sayesinde tasarrufta bulunduğu ve azalttığı sera gazı emisyonu birimi 100 oluyor. Bu aynı konu partikül emisyonu için de düşündüğümüzde 1’e 80 gibi bir oran karşımıza çıkıyor. Yine bilindiği üzere ithalatımızın en büyük kalemi enerji. Bu enerjinin de en büyüğü ülkemizde konutlarda harcanıyor. Dolayısıyla binalarda ısı yalıtımı ve enerji verimliliği hem ülke ekonomisi ve hane halkı için hem de Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Paris İklim Anlaşması hedeflerine hizmet ediyor.
2017 yılında Sayın Valimiz, Belediye Başkanımız ve Sanayi Odası Başkanımızın imza töreniyle birlikte arsa tahsisi yapmamız ardından 2018 yılında inşaat faaliyetlerine başladık. 2019 yılında da seri üretime başlayarak BETEK Boya ve Kimya Sanayinin üçüncü yalıtım fabrikasını devreye almış olduk. Balıkesir BETEK Taş Yünü Fabrikası dış cephe ısı yalıtımı sistemlerine özel makine parkuru ve üretim hattı tasarımına sahip dünyadaki ilk ve tek taş yünü fabrikası olma özelliğini taşıyor. Özellikle dış cephe ısı yalıtım levhası için. BETEK teknolojisi sayesinde kalitesi ve verimliliği ile dünya standartlarında üretim yapıyorum. Otomasyon alt yapımız, Endüstri 4,0 alt yapısına uygun şekilde kurulmuş durumda, ayrıca taş yünü ürününün yüzde 97’sini taş olmasından mütevellit, taş yünü ısı levhası da doğal bir malzeme olmasının yanında ısı yalıtımına ilaveten yangın dayanıklılığı ve ses yalıtımı özellikleriyle de diğer yalıtım malzemelerinden farklılaşıyor’ ifadelerini kullandı.
Yücel Yılmaz: ‘Yerel yönetimler enerji verimliliğinde söz sahibi olmalı’
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz da Büyükşehir Belediyesi olarak yapılan enerji tasarrufuna yönelik bilgiler verdi. Yılmaz, ‘Konuştuğumuz hep verimlilik, daha doğrusu buna israfın önlenmesi de diyebiliriz. Çünkü verimliyse israf etmiyordur, israf ediyorsa verimli değildir. Ocak ayının başlangıcında BASKİ Genel Müdürümüz Gönen’deki barajımız 28 günün altına, İbirler barajı da 76 günün düştüğünü söyledi. Su kullanımı kırsal mahallelerde çok olunca bu sefer kademeli ödemeye geçtik. 165 bin kırsal abone 5 milyon ton su kullanırken kademeli fiyattan artan faturalar sonunda bunu 1,5 milyon tona düşürdük.
Verimliliği hayata geçirmeyi 3-4 aşamada yapmalıyız. İnsanların entellektüel seviyesini yükseltemiyorsak, ayıplayarak davranışını değiştirmek modern ülkelerin cezalandırma şeklidir. Yani ayıplarsınız adam o tavır ve davranışından vaz geçer. Ayıplamadan sonra sizin parayla bir şeyleri düzeltmeniz bir de yasayla düzeltmeniz gerekiyor. Para dediğiniz maliyetini belirlersiniz insanlar ondan çekinir. İkincisi de bunu yaparsan şu kadar ceza keserim deriz. Isı yalıtımı konusu biraz bilinçten kaynaklanıyor. Enerji çok önemli. Oturduğum ev sobalıydı ve sonradan doğalgaz geldi. Evin yalıtımı yoktu, kalorifer sistemini kurduk, tonlarca kömür yakıyoruz ev ısınmıyor. Mantolama yaptıktan sonra dünya varmış dedik. Yani bu çok önemli bir konu. Bunun da en verimlisi daha bina yapılırken uzun ve sürdürülebilir yapmak. Çünkü yapılan bir şeyi bozup tekrar yenisini yapmak veya bakım maliyetleri sizin enerjiden tasarruf ettiğiniz maliyeti geçiyor. Burada da AR-GE firmaları insanların bilincini artırmada önemli rol oynuyor. Biz de ilçe belediye başkanları olarak şehrimizde eski yapıları bir an önce bir an önce ısı yalıtımına, yeni yapıları da en iyi teknolojiyle müteahhidin kendini düşünerek yapacağı tasarruflardan arındırarak bu konuda bilgilendirmek ve teknolojiyi takip etmek durumundayız. Burada sivil toplum örgütlerimizin de bunu uygulamaya çalışan iyi niyetli hem siyasileri hem memurları koruyacak’ dedi.
Çağdaş Korkmaz: ‘Yılda 60 milyar dolarlık enerjiye ihtiyacımız var’
VERİMDER Dernek Başkanı Çağdaş Korkmaz ise ülkede yaşanan enerji kullanımı konusunda bilgiler verdi. Korkmaz, ‘Bizim dernek olarak ana amaçlarımızın başında özellikle ülkemizde enerji verimliliğinde tasarrufu, bunun dışında enerji kaynaklarının daha verimli kullanılması, enerji maliyetlerinin ekonomiye etkisi, katkısı, küresel ısınma, sera gazı salınımları ve özellikle dünya globalinde ilgili standart yönetmeliklerin ülkemize adaptasyonuyla ilgili toplantılar düzenliyoruz.
Ciddi bir enerji ithalatımız var, enerji ihtiyacımız gün geçtikçe artıyor. Çünkü biz büyüyen bir ülkeyiz ve büyümeye devam edeceğiz. Tabi bu olumsuz bir tablo gibi gözükebilir; biz büyüyoruz enerji maliyetleri ve dolayısıyla bizim bundan etkilenmemiz giderek artıyor. Ancak tabi ki bu bir kader değil, buna karşı birçok çalışma, birçok faaliyet söz konusu olabilir. 60 milyar dolar gibi bir enerji ihtiyacımız var ve bunun yaklaşık yüzde 70’ini dışarıdan ithal ediyoruz. Son 10-12 yıldır da enerji ihtiyacımız yüzde 40-42 gibi bir artış gösterdi. Ama tabi ki hayatın her alanında enerjiyi verimli kullanmamız şart. Bu anlamda da biz enerji verimliliğine bir bütün olarak bakıyoruz. Özellikle 2018 yılından itibaren şu an ülkemizde en fazla enerjiyi biz konutlarda harcamaya başladık. Şu anda ülkemizde harcanan enerjinin yüzde 35-40’ı konutlarda harcanıyor ve bu enerjinin de yaklaşık yüzde 80’i ısınma ve soğutma amaçlı kullanılıyor. Buradan baktığımızda aslında 60 milyar doların 20 milyar dolardan fazlasını biz konutlarımızda büyük oranda ısıtma ve soğutma amaçlı harcıyoruz. Şayet mevcut yapı stokumuzun yüzde 80 civarı enerji verimsiz değil de enerji verimli olsa biz her yıl 9-10 milyar dolar gibi bir parayı kenedi ekonomimizde, kendi cebimizde tutabilirdik. Tabi ki bunun için hala çok geç değil. Bununla ilgili birçok faaliyet içinde bulunuyoruz.
Türkiye geçtiğimiz aylarda Paris İklim Anlaşması’na imza attı. Bu bulunduğumuz tablo ulaşmak istediğimiz hedefleri düşündüğümüzde hepimize yapması gereken işler düşüyor. Şu anda birimiz araç alırken veya beyaz eşya alırken aracın yakıt tüketimine veya beyaz eşyanın enerji tüketimine dikkat ediyoruz. Peki bir daire batın alırken veya satarken o dairenin ne kadar enerji tükettiği hakkında bir fikrimiz var mı veya bunu sorguluyor muyuz? Büyük ihtimalle çok düşünmüyoruz. Biraz daha manzarasına bakıyoruz, 3+1 mi, 4+1 mi, mutfağın yapısına dikkat ediyoruz. Ama bizim amacımız bu konuda farkındalık oluşturmak. Nasıl bir araç alırken yakıt tüketimi önemliyse, bir daire alırken de o dairenin de enerji tüketimi gerçekten son derece önemli. Çünkü enerji maliyetleri gün geçtikçe artıyor, bizim ihtiyacımız da buna göre artıyor. Bunun karşısında bizlerin daha az enerji ve yakıt tüketerek konfor koşullarımızdan da feragat etmeden aynı koşullarda yaşamımızı sürdürebilmek için bizim enerji verimli konutlarda yaşamamız gerekiyor.
Enerji verimliliğine bütün olarak bakıyoruz. Bu gün evimizdeki bir ampulün de enerji verimi olması lazım, bir aydınlatma sisteminin de öyle olması lazım. Tüm bunlara baktığımızda bir binada en yüksek enerji verimliliği katkısını biz ısı yalıtımı uygulamalarıyla elde ediyoruz ki yüzde 50’ye varan, hatta binanın diğer noktalarında yapılan uygulamalarla yüzde 60-70’lere çıkacak mertebede biz tasarruf elde etmemiz söz konusu. En fazla enerjiyi konutlarda ısıtma ve soğutmada harcıyoruz ve en yüksek potansiyeli de aslında burada elde edeceğimiz tasarruflarla binalardan elde etme şansımız var. Bununla beraber de dışarıya verdiğimizi zehirli gazlar ve sera salınımlarını da aynı oranda azaltarak çevreyi korumaya katkıda bulunabiliriz’ diye konuştu.
Hakan Güldağ: ‘Doğru enerji kullanımı ileride önem kazanacak’
Dünya Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ise enerjinin doğru kullanımının önümüzdeki yıllarda ön plana çıkacağını söyledi. Güldağ, ‘Pandemiyle birlikte yaşanan değişime şahit oluyoruz. Onun yanında tedarik zincirinde ciddi bir hasar oluşuyor. Bununla birlikte Türkiye önemli bir fırsat elde ediyor. Hiç birimiz herhalde pandemi öncesinde konteyner fiyatlarının, enerji fiyatlarının yükseleceğini tahmin etmiyorduk, edeni de duymadım. Değişik bir dönemden geçiyoruz Çin’deki navlunların yükselmesi Türkiye’nin önüne bir fırsat kapısı açtı. Belki de bir 100 yıllık fırsatı önümüze getirdi, bunu değerlendirmemiz lazım. Ama birçok şeyi bir arada yapmamız gerekiyor. Navlun tarafı bizi de bazen olumsuz etkiliyor. Amerika’ya bazı ihracatımız artıyor ama bazı ürünleri göndermek maliyet açısından imkansız hale geldi. Ama doğalgaz fiyatı artıyor, sonra biraz normalleşiyor gibi oluyor, sonra artması bekleniyor.
Dünyanın dengesini bozmuş durumdayız. Başta batılı ülkeler olmak üzere bozduk. Sanayi Devrimi’nin başladığı 1800’lü yılların başından bu yana dünya nüfusu 6 kat arttı. Ama dünya ekonomisinin büyüklüğü 68 kat artmış. Yani bu ciddi bir dengesizlik kendiliğinden ortaya çıkıyor ve bazı kuralları da önümüze getiriyor. İklim değişikliği meselesinde şimdi artık ağaç, böcek romantizminden çok daha farklı yere geldik. Bu iş artık AB için büyüme stratejisi haline dönüştü. Zaten çevre örgütleri de AB’yi eleştirmeye başladılar. Çevre örgütleri AB’yi senin çevreyle ilgin kalmadı demeye başladı. Olay sadece bir romantizm olayı değil, bir ekonomi olayı. Şimdi ekonomi sürdürülebilirlikle birleşmeye başladı. Bunu her yerde görmeye başladık. 2050 uzak bir tarihti o tarihe kadar karbon nötr falan olacağız. Ama şimdi AB 2030’da kadar ne kadar karbon salıyorsa onu yüzde 50 daraltmak için bir hedef ortaya koydu. Bunun için de bizim önümüze bazı sektörleri getirmeye başladı. Enerjiyi ne kadar fazla kullanan sektörleri önümüze koyuyor. Enerji meselesi önümüzdeki dönemin en kritik konularından birisi olacak. Zannediyorum 10 yıl sonra tarihçiler bu dönemi yeni bir dönem olarak nitelemeye başlayacaklar.
Dijitalleşme diyoruz bu bir yönüyle çok iyi bir şey. Hepimizin ellerinde cep telefonları, kripto paralara giriyoruz, borsalarda alım satım yapıyoruz hepimizin hoşuna gidiyor. Ama aslında dijitalleşme eğer iyi kullanamadığımız zaman fakiri daha fakir, zengini daha zengin yapan bir sistemdir. Çünkü dijitalleşmek için de para lazım, kaynak, finansman lazım. Yani bu oynaklıklar önümüzdeki süreçte devam edecek ve giderek daha fazla tasarruf, enerjinin daha doğru kullanımı ön plana çıkacak’ dedi.
Etkinlikte Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’ın yanı sıra Balıkesir Ticaret Odası Başkanı Rahmi Kula, Balıkesir Sanayi Odası Başkanı Nazmi Yarış, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Mehmet Ali Aşuk, Balıkesir Genç İş İnsanları Derneği Başkanı Emrah Bilcanlı ve Güney Marmara Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu Başkanı Abdullah Bekki de yer aldı.