Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Aksu, Turkcell’in teknoloji ve sürdürülebilirlik alanlarındaki çalışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Aksu, Turkcell’in teknoloji ve sürdürülebilirlik alanlarındaki çalışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Aksu, şirketin sürdürülebilirlik, toplumsal katkı ve dijitalleşme alanlarındaki yaklaşımıyla ilgili öne çıkan çalışmalarını değerlendirerek bu başlıklarla ilgili açıklamalarda bulundu. Özellikle pandemi ile birlikte, iklim krizi ve sürdürülebilirlik konularında dünya genelinde farkındalığın arttığına dikkat çeken Bülent Aksu, geçtiğimiz birkaç yılda dünyada ve Türkiye’de yaşanan iklim krizi kaynaklı farklı doğal afetlerin dünyamızın geleceği açısından sürdürülebilirlik konularını da yüksek öncelikli hale getirdiğini aktardı. Toplumun yüzde 78’inin iklim değişikliğine karşı verilen mücadelede büyük kurumlara da rol düştüğüne inandığını belirten Aksu, şirketin sürdürülebilirlik yaklaşımını ise şöyle özetledi:
‘Ürettiğimiz teknolojileri doğaya, çevreye ve topluma karşı sorumluluk duygusuyla tasarlıyor, tüm iş süreçlerimizi insan ve çevre odaklı kurumsal yaklaşımla geliştiriyoruz. İklim değişikliği karşısında, teknolojinin gücünü kullanarak işimizi daha çevreci, daha verimli ve sürdürülebilir bir modele dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda; 2030 yılına kadar elektrik tüketimini yüzde 100 yenilenebilir kaynaklardan karşılama ve 2050 yılına kadar net sıfır karbon olma hedeflerine sahibiz.’
Yenilenebilir enerjiyi sadece tüketen değil, üreten Turkcell
Bu hedef doğrultusunda özellikle iş süreçlerinde yenilenebilir enerji kaynaklarını kullandıklarını, enerji verimliliğini ve tasarrufunu artıracak süreç iyileştirmelerine odaklandıklarını aktaran Aksu, sürdürülebilirlik kapsamında yürüttükleri tüm bu çalışmaları Entegre Faaliyet Raporu’nda şeffaf bir şekilde tüm paydaşlarıyla ve kamuoyuyla paylaştıklarını belirtti. Bu faaliyetlerin paydaşlar ve ekosistem nezdinde genişlemesinin total hedefler açısından önemli olduğunu ifade eden Bülent Aksu, sözlerine şöyle devam etti:
‘Sadece yenilenebilir enerji tüketen değil aynı zamanda yenilenebilir enerji de üretebilen bir şirket olmak amacıyla bu alandaki yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda, 2021 yılındaki elektrik tüketimimizin tamamını, yüzde 100 yenilenebilir enerji kaynaklarından tedarik ederek karşıladığımızı mutlulukla belirtmek isterim. Sahip olduğumuz toplam 3 güneş enerjisi projesi ile 2020 yılında yenilenebilir kaynaklardan 1,6 milyon kWh elektrik üretmiştik. 2021 yılında İzmir Karadağ Rüzgar Enerjisi Santrali’ni (RES) satın aldık. Turkcell olarak toplam kurulu gücü 18 MW olan ve yılda yaklaşık 67,5 GWh’lik bir üretim gerçekleştirme kapasitesine sahip bu RES ile 2 bin 500 baz istasyonunun elektrik ihtiyacını karşılayabiliyoruz. İzmir Karadağ Rüzgar Enerjisi Santralimizin kapasitesini önümüzdeki dönemde daha da artırma yönünde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.’
Çevreci hedeflere yeşil kredi
Turkcell’in sürdürülebilirlik odaklı 2030 ve 2050 taahhütlerini sadece çevresel bir sorumluluk olarak değil kurumsal zorunluluk olarak kabul ettiklerini vurgulayan Aksu, bu taahhütler çerçevesinde operatörün sergilediği istikrarlı performansın, ‘sürdürülebilir finansman’ konusundaki çalışmalarına da olumlu katkı sunduğunu görmekten memnuniyet duyduklarını ifade etti. Operatör, geçen ay BNP Paribas ile imzaladığı anlaşma sayesinde 2019’da tahsis ettiği sürdürülebilir endeksli kredinin tutarını 70 milyon euroya çıkarmış ve vadesini 5 yıl olarak güncellemişti.
Aksu, konuyla ilgili olarak, ‘Sürdürülebilirlik alanındaki bu taahhütlerimizi finansman kaynaklarımızı çeşitlendirme hedefimizle birleştirdik ve BNP Paribas ile daha önce imzaladığımız ’Sürdürülebilirlik Endeksli Kredi’ anlaşmamızda tutarı arttırıp vadeyi uzatarak güncelledik. Bu kredi sayesinde bir taraftan karbon ayak izi azaltılarak çevreye karşı olan sorumluluğumuzu yerine getirirken bir taraftan da finansman maliyetlerimizi düşürebileceğiz. Bu tarz kaynakların artarak kullanılması için öncülük yapmaya devam edeceğiz’ diye konuştu.
Teknolojiyle toplumsal fayda: Robot El
Turkcell’in sürdürülebilirliği sadece çevresel bazda değerlendirmediğini, sosyal, çevresel ve ekonomik alanda teknolojisiyle pozitif değer üretme misyonuyla çalıştığını aktaran Aksu, bunun en güzel örneklerinden birinin de Robot El projesi olduğunu belirterek şöyle konuştu:
‘Kurulduğumuz günden bu yana teknolojinin fırsat eşitleyici gücünü toplumsal faydaya çevirmeyi önemsiyoruz. Toplumun bilgiye, eğitime ve sosyal hayata erişimde eşit olanaklara kavuşmasını hedefleyen projeleri hayata geçirmeyi misyonumuz olarak görüyoruz. Bu çerçevede teknoloji ve tasarımı, insan odaklı kullanarak toplumsal fayda sağlamayı önemsiyoruz. Robotel Türkiye Derneği, el ve parmak protezi ihtiyacı duyan bireylere, özellikle çocuklara kişiye özel ölçü ve niteliklerde 3 boyutlu yazıcılarla üretilmiş, ekonomik ve kullanılabilir mekanik ellerin ücretsiz paylaşıldığı bir platformdu. Biz de şirket olarak, Robotel Derneği ile iş birliği yaparak, parmak ve el deformasyonu nedeniyle proteze ulaşamayan veya kullanamayanlara destek vermek istedik. Verdiğimiz bağış desteği ile de bekleyen 120 el için çalışmalara başladık. Ayrıca bu Dernek ile birlikte Zeka Gücü öğrencilerimize eğitim vermeye de başladık. Öğrencilerimizin de katkılarıyla 1 sene içerisinde tüm robot eller hazırlanıp ihtiyaç sahiplerine ulaşmış olacak.’
Operatörün Zeka Gücü projesi hakkında da bilgi aktaran Aksu, sözlerine şöyle devam etti:
‘Milli Eğitim Bakanlığı iş birliğiyle gerçekleştirdiğimiz Zeka Gücü Projesi, Endüstri 4.0’ın şekillendireceği geleceğin dünyasına hazırlık anlamında değerli çalışmalarımızdan biri olma özelliği taşıyor. Ülkemize fayda sağlamak amacıyla Türkiye’nin en kuzeyinden en güneyine, en doğusundan en batısına 42 şehirde hayata geçirdiğimiz 70 Zeka Gücü sınıfı ile öğrencilerimize ve öğretmenlerimize hizmet etmenin gururunu yaşıyoruz. Zeka Gücü Teknoloji Laboratuvarlarında öğrencilerimiz yapay zeka, kodlama, uzay bilimleri, robotik, akıllı ev ve bulut teknolojilerine yönelik eğitimler alarak yeni projeler geliştiriyorlar. Şimdiye kadar ulusal ve uluslararası 400’den fazla ödül kazanan öğrencilerimiz, projenin etkisi ve çıktıları açısından bize önemli bir gösterge sunuyor.’
Turkcell’den yeni nesil yazılım şirketi: Atmosware
Bugünün dünyasında dijitalleşmenin yanı sıra teknoloji gücüyle dönüşen yeni bir ekonominin oluşmaya başladığını ifade eden Aksu, bu dönemde Türkiye’nin küresel teknoloji alanındaki rekabette önde olabilmesi için en önemli alanlardan biri olan yazılıma ağırlık vermek gerektiğine inandıklarını ifade etti.
Yazılım alanında Türkiye’nin kendi kaynaklarına daha fazla yatırım yapmak ve bu alandaki çalışanları desteklemek için yerli ve milli bir yazılım seferberliği başlatarak Atmosware adlı yeni yazılım şirketi kurduklarını belirten Aksu, ‘Ülkemizde yeni nesil çalışma, öğrenme ve gelişim modelleri geliştirmeyi ve teknoloji alanında daha fazla katma değer üretmeyi hedefliyoruz. Bu sayede ülkemizdeki teknoloji odaklı yetkin iş gücünü destekleyebilir ve Türkiye’nin teknoloji ekosistemini el birliğiyle verimli bir biçimde büyütebiliriz. Atmosware, nitelikli yazılımcı yetiştirmek ve kaliteli kod üretmek için kuruldu. Öncelikle Turkcell grup şirketlerimizin yazılım ihtiyacını kapsayacak şekilde yol haritamızı hazırladık. Ardından firmaların yazılımcı ihtiyacından ziyade, direkt yazılım ihtiyacını karşılayacak şekilde işlerine talip olmayı hedefliyoruz’ diye konuştu.
Özel olarak tasarlanan eğitim programlarıyla yazılım alanındaki istihdamı güçlendirmeyi hedeflediklerini bildiren Aksu, ‘Yeni yazılım şirketimizle yükselerek artan yazılımcı ihtiyacı için ekosisteme fayda sağlayacağız. İstihdamdaki yazılımcı oranımızı, gelişmiş ülkelerdeki orana yaklaştırmamız gerekiyor. Bu doğrultuda Kasım ayında Milli Eğitim Bakanlığı ile imzaladığımız protokolle de bir adım attık. ‘Geleceği Yazanlar – Gençlere Yatırım, Geleceğe Yazılım’ Programı’yla yeni bir eğitim ve istihdam seferberliği başlattık. Türkiye’de ilk kez hayata geçirilen mesleki eğitim programıyla, üniversite son sınıf öğrencileri ve mezunlara yazılım teknolojileri alanında eğitim, sertifikasyon ve istihdam imkânı sağlanacak. 6 ay sürecek program boyunca bire bir mentorluk desteği de sağlanacak. Katılımcılardan programı başarı ile tamamlayanlara ise vereceğimiz sertifika ile yazılımcı olarak Turkcell grup şirketlerinde iş bulma imkanı tanıyacağız. Ayrıca katılımcılar, şirketimizin kurumsal birikimini yansıtan ve Turkcell Akademi’nin hazırladığı yüksek düzeyde bir eğitimin ardından, mesleki yeterlilik sertifikalarıyla farklı şirketlerde de istihdam konusunda bir adım önde olacak’ şeklinde konuştu.
Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Aksu, Turkcell’in teknoloji ve sürdürülebilirlik alanlarındaki çalışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Aksu, şirketin sürdürülebilirlik, toplumsal katkı ve dijitalleşme alanlarındaki yaklaşımıyla ilgili öne çıkan çalışmalarını değerlendirerek bu başlıklarla ilgili açıklamalarda bulundu. Özellikle pandemi ile birlikte, iklim krizi ve sürdürülebilirlik konularında dünya genelinde farkındalığın arttığına dikkat çeken Bülent Aksu, geçtiğimiz birkaç yılda dünyada ve Türkiye’de yaşanan iklim krizi kaynaklı farklı doğal afetlerin dünyamızın geleceği açısından sürdürülebilirlik konularını da yüksek öncelikli hale getirdiğini aktardı. Toplumun yüzde 78’inin iklim değişikliğine karşı verilen mücadelede büyük kurumlara da rol düştüğüne inandığını belirten Aksu, şirketin sürdürülebilirlik yaklaşımını ise şöyle özetledi:
‘Ürettiğimiz teknolojileri doğaya, çevreye ve topluma karşı sorumluluk duygusuyla tasarlıyor, tüm iş süreçlerimizi insan ve çevre odaklı kurumsal yaklaşımla geliştiriyoruz. İklim değişikliği karşısında, teknolojinin gücünü kullanarak işimizi daha çevreci, daha verimli ve sürdürülebilir bir modele dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda; 2030 yılına kadar elektrik tüketimini yüzde 100 yenilenebilir kaynaklardan karşılama ve 2050 yılına kadar net sıfır karbon olma hedeflerine sahibiz.’
Yenilenebilir enerjiyi sadece tüketen değil, üreten Turkcell
Bu hedef doğrultusunda özellikle iş süreçlerinde yenilenebilir enerji kaynaklarını kullandıklarını, enerji verimliliğini ve tasarrufunu artıracak süreç iyileştirmelerine odaklandıklarını aktaran Aksu, sürdürülebilirlik kapsamında yürüttükleri tüm bu çalışmaları Entegre Faaliyet Raporu’nda şeffaf bir şekilde tüm paydaşlarıyla ve kamuoyuyla paylaştıklarını belirtti. Bu faaliyetlerin paydaşlar ve ekosistem nezdinde genişlemesinin total hedefler açısından önemli olduğunu ifade eden Bülent Aksu, sözlerine şöyle devam etti:
‘Sadece yenilenebilir enerji tüketen değil aynı zamanda yenilenebilir enerji de üretebilen bir şirket olmak amacıyla bu alandaki yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda, 2021 yılındaki elektrik tüketimimizin tamamını, yüzde 100 yenilenebilir enerji kaynaklarından tedarik ederek karşıladığımızı mutlulukla belirtmek isterim. Sahip olduğumuz toplam 3 güneş enerjisi projesi ile 2020 yılında yenilenebilir kaynaklardan 1,6 milyon kWh elektrik üretmiştik. 2021 yılında İzmir Karadağ Rüzgar Enerjisi Santrali’ni (RES) satın aldık. Turkcell olarak toplam kurulu gücü 18 MW olan ve yılda yaklaşık 67,5 GWh’lik bir üretim gerçekleştirme kapasitesine sahip bu RES ile 2 bin 500 baz istasyonunun elektrik ihtiyacını karşılayabiliyoruz. İzmir Karadağ Rüzgar Enerjisi Santralimizin kapasitesini önümüzdeki dönemde daha da artırma yönünde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.’
Çevreci hedeflere yeşil kredi
Turkcell’in sürdürülebilirlik odaklı 2030 ve 2050 taahhütlerini sadece çevresel bir sorumluluk olarak değil kurumsal zorunluluk olarak kabul ettiklerini vurgulayan Aksu, bu taahhütler çerçevesinde operatörün sergilediği istikrarlı performansın, ‘sürdürülebilir finansman’ konusundaki çalışmalarına da olumlu katkı sunduğunu görmekten memnuniyet duyduklarını ifade etti. Operatör, geçen ay BNP Paribas ile imzaladığı anlaşma sayesinde 2019’da tahsis ettiği sürdürülebilir endeksli kredinin tutarını 70 milyon euroya çıkarmış ve vadesini 5 yıl olarak güncellemişti.
Aksu, konuyla ilgili olarak, ‘Sürdürülebilirlik alanındaki bu taahhütlerimizi finansman kaynaklarımızı çeşitlendirme hedefimizle birleştirdik ve BNP Paribas ile daha önce imzaladığımız ’Sürdürülebilirlik Endeksli Kredi’ anlaşmamızda tutarı arttırıp vadeyi uzatarak güncelledik. Bu kredi sayesinde bir taraftan karbon ayak izi azaltılarak çevreye karşı olan sorumluluğumuzu yerine getirirken bir taraftan da finansman maliyetlerimizi düşürebileceğiz. Bu tarz kaynakların artarak kullanılması için öncülük yapmaya devam edeceğiz’ diye konuştu.
Teknolojiyle toplumsal fayda: Robot El
Turkcell’in sürdürülebilirliği sadece çevresel bazda değerlendirmediğini, sosyal, çevresel ve ekonomik alanda teknolojisiyle pozitif değer üretme misyonuyla çalıştığını aktaran Aksu, bunun en güzel örneklerinden birinin de Robot El projesi olduğunu belirterek şöyle konuştu:
‘Kurulduğumuz günden bu yana teknolojinin fırsat eşitleyici gücünü toplumsal faydaya çevirmeyi önemsiyoruz. Toplumun bilgiye, eğitime ve sosyal hayata erişimde eşit olanaklara kavuşmasını hedefleyen projeleri hayata geçirmeyi misyonumuz olarak görüyoruz. Bu çerçevede teknoloji ve tasarımı, insan odaklı kullanarak toplumsal fayda sağlamayı önemsiyoruz. Robotel Türkiye Derneği, el ve parmak protezi ihtiyacı duyan bireylere, özellikle çocuklara kişiye özel ölçü ve niteliklerde 3 boyutlu yazıcılarla üretilmiş, ekonomik ve kullanılabilir mekanik ellerin ücretsiz paylaşıldığı bir platformdu. Biz de şirket olarak, Robotel Derneği ile iş birliği yaparak, parmak ve el deformasyonu nedeniyle proteze ulaşamayan veya kullanamayanlara destek vermek istedik. Verdiğimiz bağış desteği ile de bekleyen 120 el için çalışmalara başladık. Ayrıca bu Dernek ile birlikte Zeka Gücü öğrencilerimize eğitim vermeye de başladık. Öğrencilerimizin de katkılarıyla 1 sene içerisinde tüm robot eller hazırlanıp ihtiyaç sahiplerine ulaşmış olacak.’
Operatörün Zeka Gücü projesi hakkında da bilgi aktaran Aksu, sözlerine şöyle devam etti:
‘Milli Eğitim Bakanlığı iş birliğiyle gerçekleştirdiğimiz Zeka Gücü Projesi, Endüstri 4.0’ın şekillendireceği geleceğin dünyasına hazırlık anlamında değerli çalışmalarımızdan biri olma özelliği taşıyor. Ülkemize fayda sağlamak amacıyla Türkiye’nin en kuzeyinden en güneyine, en doğusundan en batısına 42 şehirde hayata geçirdiğimiz 70 Zeka Gücü sınıfı ile öğrencilerimize ve öğretmenlerimize hizmet etmenin gururunu yaşıyoruz. Zeka Gücü Teknoloji Laboratuvarlarında öğrencilerimiz yapay zeka, kodlama, uzay bilimleri, robotik, akıllı ev ve bulut teknolojilerine yönelik eğitimler alarak yeni projeler geliştiriyorlar. Şimdiye kadar ulusal ve uluslararası 400’den fazla ödül kazanan öğrencilerimiz, projenin etkisi ve çıktıları açısından bize önemli bir gösterge sunuyor.’
Turkcell’den yeni nesil yazılım şirketi: Atmosware
Bugünün dünyasında dijitalleşmenin yanı sıra teknoloji gücüyle dönüşen yeni bir ekonominin oluşmaya başladığını ifade eden Aksu, bu dönemde Türkiye’nin küresel teknoloji alanındaki rekabette önde olabilmesi için en önemli alanlardan biri olan yazılıma ağırlık vermek gerektiğine inandıklarını ifade etti.
Yazılım alanında Türkiye’nin kendi kaynaklarına daha fazla yatırım yapmak ve bu alandaki çalışanları desteklemek için yerli ve milli bir yazılım seferberliği başlatarak Atmosware adlı yeni yazılım şirketi kurduklarını belirten Aksu, ‘Ülkemizde yeni nesil çalışma, öğrenme ve gelişim modelleri geliştirmeyi ve teknoloji alanında daha fazla katma değer üretmeyi hedefliyoruz. Bu sayede ülkemizdeki teknoloji odaklı yetkin iş gücünü destekleyebilir ve Türkiye’nin teknoloji ekosistemini el birliğiyle verimli bir biçimde büyütebiliriz. Atmosware, nitelikli yazılımcı yetiştirmek ve kaliteli kod üretmek için kuruldu. Öncelikle Turkcell grup şirketlerimizin yazılım ihtiyacını kapsayacak şekilde yol haritamızı hazırladık. Ardından firmaların yazılımcı ihtiyacından ziyade, direkt yazılım ihtiyacını karşılayacak şekilde işlerine talip olmayı hedefliyoruz’ diye konuştu.
Özel olarak tasarlanan eğitim programlarıyla yazılım alanındaki istihdamı güçlendirmeyi hedeflediklerini bildiren Aksu, ‘Yeni yazılım şirketimizle yükselerek artan yazılımcı ihtiyacı için ekosisteme fayda sağlayacağız. İstihdamdaki yazılımcı oranımızı, gelişmiş ülkelerdeki orana yaklaştırmamız gerekiyor. Bu doğrultuda Kasım ayında Milli Eğitim Bakanlığı ile imzaladığımız protokolle de bir adım attık. ‘Geleceği Yazanlar – Gençlere Yatırım, Geleceğe Yazılım’ Programı’yla yeni bir eğitim ve istihdam seferberliği başlattık. Türkiye’de ilk kez hayata geçirilen mesleki eğitim programıyla, üniversite son sınıf öğrencileri ve mezunlara yazılım teknolojileri alanında eğitim, sertifikasyon ve istihdam imkânı sağlanacak. 6 ay sürecek program boyunca bire bir mentorluk desteği de sağlanacak. Katılımcılardan programı başarı ile tamamlayanlara ise vereceğimiz sertifika ile yazılımcı olarak Turkcell grup şirketlerinde iş bulma imkanı tanıyacağız. Ayrıca katılımcılar, şirketimizin kurumsal birikimini yansıtan ve Turkcell Akademi’nin hazırladığı yüksek düzeyde bir eğitimin ardından, mesleki yeterlilik sertifikalarıyla farklı şirketlerde de istihdam konusunda bir adım önde olacak’ şeklinde konuştu.