2018-2019 eğitim-öğretim yılının başında faaliyetlere başlayan Özel Bahçelievler Gündüz Bakımevi, farklı ve özgün eğitim metotlarıyla 2-6 yaş çocukların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimini sağlıyor.
Çocukların sosyalleşmesini ve kendilerini ifade etmesini sağlayan sınıf aktivitelerinin yanı sıra yüzme, Zumba, satranç, jimnastik gibi etkinliklerle de öğrencileri sanat ve spora kanalize eden Özel Bahçelievler Gündüz Bakımevi’nde ayrıca haftanın her günü yabancı uyruklu öğretmenler eşliğinde İngilizce dersi yapılıyor. Ünlü İtalyan bilim insanı ve eğitimci Maria Montessori’nin ‘Montessori Metodu’nu uygulayan Özel Bahçelievler Gündüz Bakımevi, tam gün esasıyla hizmet veriyor. Çocukları küçük yaşlarda ekolojiyle tanıştırmak amacıyla okul bahçesinde tarım atölyesi oluşturan ve hayvan besleyen Özel Bahçelievler Gündüz Bakımevi’nin bir diğer farklı özelliği de kurumda televizyon, tablet ve bilgisayar gibi teknolojik aletlerin bulunmaması.
ÖĞRENCİLERE JİMNASTİK VE ZUMBA DERSİ
Kurumun çalışma felsefesi ve aktiviteleri hakkında bilgi veren Öğretmen Melike Zarif, “2-6 yaş arası çocuklarımıza sabah 06.30’da başlayıp akşam 18.30-19.00’a kadar eğitim veriyoruz. Çocuklarımız sadece sınıf aktivitelerine bağlı kalmasın diye birçok etkinlik ve ders koyduk. Çocuklarımızın kendilerini keşfetmelerini, farklı deneyimler elde etmesini amaçladık. Örneğin; haftada bir gün yüzme dersimiz var. Hem yaz hem kış aylarında yüzme derslerimiz devam ediyor. Zumba dersimiz var, o da aynı şekilde çocuklarımızın ritim kavramını sağlayan, müzik kulağını geliştiren ve kolektif hareket etmelerini sağlayan etkinlik. Haftada üç gün jimnastik dersimiz var. Çocuklarımız bilinçli şekilde jimnastiğe giriş yaptılar, köprü kurabiliyorlar şu anda. Jimnastik antrenörümüzün teşvikiyle bazı çocuklarımız jimnastiğe devam edecekler. Bunun dışında satranç dersimiz var” dedi.
İNGİLİZCE DERSLERİNE YABANCI UYRUKLU ÖĞRETMEN GİRİYOR
İngilizce eğitimini cümle kurabilme temelli verdiklerini kaydeden Melike Zarif, kurumda çalışan İngilizce öğretmenlerinin yabancı uyruklu olduğunu ve Türkçe bilmediğini söyledi. Zarif, konuyla ilgili şunları söyledi: “Her gün yabancı uyruklu öğretmenimiz ders veriyor. Öğretmenimiz Türkçe bilmediği için sınıfta verdiği komutların hepsi İngilizce ve çocuklarla İngilizce iletişim kuruyor. Böyle olunca çocuklar nerede ne dediğini bir seviyeden sonra anlamaya başlıyor. Çocuklarımız günlük hayatta kullanabileceği cümleleri kurabiliyor. Haftada iki gün farklı bir yabancı dilimiz var; Almanca. İki yabancı dil ağır gelmez mi diye sordular bize. Çocuklar her şeyi kolay öğrendiği için nasıl öğretilmesi gerektiğini bilen insanlarla çalıştığınızda öğretmesi çok kolay oluyor. Almancada da kelime bilgisi üzerine çalışılıyor. Şu anda haftanın günlerini, ayları öğrendiler, günlük hayatta kullanılan malzemelerin Almanca karşılığını öğrendiler. Hedefimiz çocuklar sıkılmadan eğlenerek öğrenmesidir” dedi.
Çocukların ekoloji temelli bir yöntemle eğitim almalarını amaçladıklarını vurgulayan Melike Zarif, “Bu bilinçle okul binamızı seçtik. Okul binamızın önünde büyük bir bahçe var. Ana caddede yer almadığı için daha sessiz ve sakin konumda. Çocuklar meyvelerin hangi ağaçta yetiştiğini görsünler. Doğal çimlerin üzerinde koşsunlar, oynasınlar. Hayvan sevgisiyle büyüsünler diye; tavşanımız, ördeğimiz, köpeğimiz var. Hayvanlarımızı öğrencilerimiz besliyor. Bunun yanı sıra bir tarım atölyesi kurduk. Bahçenin temizliği, bahçedeki sebzelerin dikimi ve bakımını öğrencilerimiz yapıyor. Küçük sorumluluk ve oyunlarla çevre bilincini yerleştiriyoruz. Klasik bir okuldan farklı bir bakış açımız var” dedi.
OKULDA TELEVİZYON YOK!
2-6 yaş arasında çocuklarda en çok görülen sorunun kendini ifade etmede zorlanma ve özgüven eksikliği olduğunu kaydeden Öğretmen Melike Zarif, bunun da başlıca nedeninin çocukların teknolojik araçlarla çok fazla zaman geçirmesi olduğunu söyledi. Okullarında televizyon, tablet gibi teknolojik araçların olmadığını belirten Zarif, “ 5-6 yıldan beri çocuklarımızda artık büyük problem var. Bunların başında konuşamama geliyor. İkincisi de özgüven eksikliği. Teknolojik araçlarla tek yönlü iletişim kurdukları için çocuklarımız iletişim ve davranış problemleri olabiliyor. Bizde bunu göz önünde bulundurarak okulumuzda televizyon bulundurmuyoruz. Çocuklarımız burada televizyon, tablet kullanmıyor. Üç öğretmen, bir müdür, bir de aşçımız var” dedi.
ÇOCUKLARIMIZI ÖZGÜR BIRAKIYORUZ
Ünlü İtalyan bilim insanı ve eğitimci Maria Montessori’nin ‘Montessori Metodu’nu uyguladıklarını belirten Zarif, “Mantösürü felsefesini izliyoruz. Eğitim tüm çocuklarımız için ancak bu tüm çocuklarımızın aynı eğitimi alacağı anlamına gelmez. Her çocuk farklı bir birey ve yaklaşımı da buna göre belirlemek gerekir. Yetişkinler çocukların olgunlaşmasını sağlayacak faaliyetleri onun adına yürütmemelidir diyor. Yani çocuğu özgür bırakmalıdır. Benim çocuğum benim gibi olacak mantığı yanlıştır. Farklı birey farklı davranış biçimi. Burada çocuklarımızı özgür bırakıyoruz ve onların özgüveni gelişiyor, kendini ifade edebiliyor” dedi.
Yorumlar
Günün Manşetleri
2018-2019 eğitim-öğretim yılının başında faaliyetlere başlayan Özel Bahçelievler Gündüz Bakımevi, farklı ve özgün eğitim metotlarıyla 2-6 yaş çocukların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimini sağlıyor.
Çocukların sosyalleşmesini ve kendilerini ifade etmesini sağlayan sınıf aktivitelerinin yanı sıra yüzme, Zumba, satranç, jimnastik gibi etkinliklerle de öğrencileri sanat ve spora kanalize eden Özel Bahçelievler Gündüz Bakımevi’nde ayrıca haftanın her günü yabancı uyruklu öğretmenler eşliğinde İngilizce dersi yapılıyor. Ünlü İtalyan bilim insanı ve eğitimci Maria Montessori’nin ‘Montessori Metodu’nu uygulayan Özel Bahçelievler Gündüz Bakımevi, tam gün esasıyla hizmet veriyor. Çocukları küçük yaşlarda ekolojiyle tanıştırmak amacıyla okul bahçesinde tarım atölyesi oluşturan ve hayvan besleyen Özel Bahçelievler Gündüz Bakımevi’nin bir diğer farklı özelliği de kurumda televizyon, tablet ve bilgisayar gibi teknolojik aletlerin bulunmaması.
ÖĞRENCİLERE JİMNASTİK VE ZUMBA DERSİ
Kurumun çalışma felsefesi ve aktiviteleri hakkında bilgi veren Öğretmen Melike Zarif, “2-6 yaş arası çocuklarımıza sabah 06.30’da başlayıp akşam 18.30-19.00’a kadar eğitim veriyoruz. Çocuklarımız sadece sınıf aktivitelerine bağlı kalmasın diye birçok etkinlik ve ders koyduk. Çocuklarımızın kendilerini keşfetmelerini, farklı deneyimler elde etmesini amaçladık. Örneğin; haftada bir gün yüzme dersimiz var. Hem yaz hem kış aylarında yüzme derslerimiz devam ediyor. Zumba dersimiz var, o da aynı şekilde çocuklarımızın ritim kavramını sağlayan, müzik kulağını geliştiren ve kolektif hareket etmelerini sağlayan etkinlik. Haftada üç gün jimnastik dersimiz var. Çocuklarımız bilinçli şekilde jimnastiğe giriş yaptılar, köprü kurabiliyorlar şu anda. Jimnastik antrenörümüzün teşvikiyle bazı çocuklarımız jimnastiğe devam edecekler. Bunun dışında satranç dersimiz var” dedi.
İNGİLİZCE DERSLERİNE YABANCI UYRUKLU ÖĞRETMEN GİRİYOR
İngilizce eğitimini cümle kurabilme temelli verdiklerini kaydeden Melike Zarif, kurumda çalışan İngilizce öğretmenlerinin yabancı uyruklu olduğunu ve Türkçe bilmediğini söyledi. Zarif, konuyla ilgili şunları söyledi: “Her gün yabancı uyruklu öğretmenimiz ders veriyor. Öğretmenimiz Türkçe bilmediği için sınıfta verdiği komutların hepsi İngilizce ve çocuklarla İngilizce iletişim kuruyor. Böyle olunca çocuklar nerede ne dediğini bir seviyeden sonra anlamaya başlıyor. Çocuklarımız günlük hayatta kullanabileceği cümleleri kurabiliyor. Haftada iki gün farklı bir yabancı dilimiz var; Almanca. İki yabancı dil ağır gelmez mi diye sordular bize. Çocuklar her şeyi kolay öğrendiği için nasıl öğretilmesi gerektiğini bilen insanlarla çalıştığınızda öğretmesi çok kolay oluyor. Almancada da kelime bilgisi üzerine çalışılıyor. Şu anda haftanın günlerini, ayları öğrendiler, günlük hayatta kullanılan malzemelerin Almanca karşılığını öğrendiler. Hedefimiz çocuklar sıkılmadan eğlenerek öğrenmesidir” dedi.
Çocukların ekoloji temelli bir yöntemle eğitim almalarını amaçladıklarını vurgulayan Melike Zarif, “Bu bilinçle okul binamızı seçtik. Okul binamızın önünde büyük bir bahçe var. Ana caddede yer almadığı için daha sessiz ve sakin konumda. Çocuklar meyvelerin hangi ağaçta yetiştiğini görsünler. Doğal çimlerin üzerinde koşsunlar, oynasınlar. Hayvan sevgisiyle büyüsünler diye; tavşanımız, ördeğimiz, köpeğimiz var. Hayvanlarımızı öğrencilerimiz besliyor. Bunun yanı sıra bir tarım atölyesi kurduk. Bahçenin temizliği, bahçedeki sebzelerin dikimi ve bakımını öğrencilerimiz yapıyor. Küçük sorumluluk ve oyunlarla çevre bilincini yerleştiriyoruz. Klasik bir okuldan farklı bir bakış açımız var” dedi.
OKULDA TELEVİZYON YOK!
2-6 yaş arasında çocuklarda en çok görülen sorunun kendini ifade etmede zorlanma ve özgüven eksikliği olduğunu kaydeden Öğretmen Melike Zarif, bunun da başlıca nedeninin çocukların teknolojik araçlarla çok fazla zaman geçirmesi olduğunu söyledi. Okullarında televizyon, tablet gibi teknolojik araçların olmadığını belirten Zarif, “ 5-6 yıldan beri çocuklarımızda artık büyük problem var. Bunların başında konuşamama geliyor. İkincisi de özgüven eksikliği. Teknolojik araçlarla tek yönlü iletişim kurdukları için çocuklarımız iletişim ve davranış problemleri olabiliyor. Bizde bunu göz önünde bulundurarak okulumuzda televizyon bulundurmuyoruz. Çocuklarımız burada televizyon, tablet kullanmıyor. Üç öğretmen, bir müdür, bir de aşçımız var” dedi.
ÇOCUKLARIMIZI ÖZGÜR BIRAKIYORUZ
Ünlü İtalyan bilim insanı ve eğitimci Maria Montessori’nin ‘Montessori Metodu’nu uyguladıklarını belirten Zarif, “Mantösürü felsefesini izliyoruz. Eğitim tüm çocuklarımız için ancak bu tüm çocuklarımızın aynı eğitimi alacağı anlamına gelmez. Her çocuk farklı bir birey ve yaklaşımı da buna göre belirlemek gerekir. Yetişkinler çocukların olgunlaşmasını sağlayacak faaliyetleri onun adına yürütmemelidir diyor. Yani çocuğu özgür bırakmalıdır. Benim çocuğum benim gibi olacak mantığı yanlıştır. Farklı birey farklı davranış biçimi. Burada çocuklarımızı özgür bırakıyoruz ve onların özgüveni gelişiyor, kendini ifade edebiliyor” dedi.
Yorum yapın