AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, İzmir Barosu’nun ’Onur Haftası’ etkinliğini sert sözlerle eleştirdi.
AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, İzmir Barosu’nun ’Onur Haftası’ etkinliğini sert sözlerle eleştirdi. Çankırı, ‘LGBT bir kimliksizleştirmenin adıdır. Adaleti temsil eden kamu niteliğindeki kurumun bu rezilliğe derhal son vermesi gerekmektedir’ dedi.
AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, İzmir Barosu’nun ’Onur Haftası’ adı altında düzenleyeceği etkinlikleri desteklemesine tepki gösterdi. LGBTİ+ dernekleri tarafından yapılan programların aile yapısının dinamitlenmesi olduğunu söyleyen Çankırı, İzmir Barosu’nun ideolojik yorumlarla değil de Anayasa’ya göre hareket etmesi gerektiğini hatırlatarak şu ifadelere yer verdi: ‘LGBT ve uzantıları bir kimlik mücadelesi değildir. Bu kadını değersizleştiren, gelenek ve göreneklerimizi acizleştiren, en kutsalımız olan aile yapısını zedeleyen birincil sebeptir. Bunu özgürlükle bağdaştıran ve destekleyenler bugün gençlerin geldiği noktadaki cinsiyetsizleştirme politikasını güçlendirmekten başka bir şey yapmamaktadırlar. Bu, klinik olarak tanısı konulmuş bir rahatsızlıktır. Tedavisi de hormonal anlamda mümkündür. Ancak bunu reddetmek sağlıklı bir zihniyet değildir. Bunun adı da ötekileştirilmek hiç değildir. İzmir Barosu’nun neye ve kime hizmet ettiğini bilmekteyiz. Adaleti temsil eden kamu niteliğindeki bir kurumun bu rezilliğe derhal son vermesi gerekmektedir. Zira bilinmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde diğer barolarda olduğu gibi İzmir Barosu da ideolojik yorumlarıyla değil Anayasa ve yasalara göre yönetilmektedir.’
AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, İzmir Barosu’nun ’Onur Haftası’ etkinliğini sert sözlerle eleştirdi. Çankırı, ‘LGBT bir kimliksizleştirmenin adıdır. Adaleti temsil eden kamu niteliğindeki kurumun bu rezilliğe derhal son vermesi gerekmektedir’ dedi.
AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, İzmir Barosu’nun ’Onur Haftası’ adı altında düzenleyeceği etkinlikleri desteklemesine tepki gösterdi. LGBTİ+ dernekleri tarafından yapılan programların aile yapısının dinamitlenmesi olduğunu söyleyen Çankırı, İzmir Barosu’nun ideolojik yorumlarla değil de Anayasa’ya göre hareket etmesi gerektiğini hatırlatarak şu ifadelere yer verdi: ‘LGBT ve uzantıları bir kimlik mücadelesi değildir. Bu kadını değersizleştiren, gelenek ve göreneklerimizi acizleştiren, en kutsalımız olan aile yapısını zedeleyen birincil sebeptir. Bunu özgürlükle bağdaştıran ve destekleyenler bugün gençlerin geldiği noktadaki cinsiyetsizleştirme politikasını güçlendirmekten başka bir şey yapmamaktadırlar. Bu, klinik olarak tanısı konulmuş bir rahatsızlıktır. Tedavisi de hormonal anlamda mümkündür. Ancak bunu reddetmek sağlıklı bir zihniyet değildir. Bunun adı da ötekileştirilmek hiç değildir. İzmir Barosu’nun neye ve kime hizmet ettiğini bilmekteyiz. Adaleti temsil eden kamu niteliğindeki bir kurumun bu rezilliğe derhal son vermesi gerekmektedir. Zira bilinmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde diğer barolarda olduğu gibi İzmir Barosu da ideolojik yorumlarıyla değil Anayasa ve yasalara göre yönetilmektedir.’