Balıkesirli elektronik mühendisi Cengiz Çetin DeHa ismini verdiği cihazla depremleri meydana gelmeden öğrenebileceğini iddia etti.
Balıkesirli elektronik mühendisi Cengiz Çetin DeHa ismini verdiği cihazla depremleri meydana gelmeden öğrenebileceğini iddia etti. Çetin, hayvanların depremden önce duydukları huzursuzluğun üzerine giderek depremlerin meydana gelmesinden önce açığa çıkardığı elektromanyetik dalgaların önemli olduğunu savundu. Cihaz ile bu dalgaları ölçtüğünü söyledi.
Balıkesirli elektronik mühendisi Cengiz Çetin deprem öncesinde açığa çıkan elektromanyetik dalgaları cihazın algılayarak büyüklüğü 5 olan depremi 10 dakika önceden haber alan bir sistem geliştirdiğini açıkladı. Çetin, cihazın alarm vermesinden sonra 10 dakika içinde deprem olmaması durumunda ilk 2 saatte 6, 5 saat içinde 7 ve 7 ila 24 saat içinde de 7’nin üzerinde büyüklükte bir depremin beklenmesi gerektiğini vurguladı. İcadının tamamen bilimsel olduğunu söyleyen Cengiz Çetin Tayvanlı deprem tahmincisi Dyson Lin’in de kendisine ulaşarak icat ettiği cihaz hakkında bilgi istediğini kaydetti.
‘Deprem habercisini üretmeyi başardım’
Son günlerde ardı ardına yaşanan depremlerin ardından Deprem Habercisini yapmaya karar verdiğini belirten Balıkesirli Elektronik Mühendisi Cengiz Çetin, ‘DeHa deprem habercisi sistemini son günlerde oluşan deprem fırtınalarının bizleri etkilemesi sonucu yapmaya karar verdim. DeHa deprem habercisi; lokal bir deprem habercisi olup 50 kilometre yarı çap alanda oluşan 5 ve üzeri büyüklükteki depremleri haber verecek şekilde dizayn ettim. İki türlü deprem habercisi oluşturdum. Biri normal sinyal veren, diğeri ise hem sinyal verip hem de daha önce hafızasına vermiş olduğumuz iki tane telefona mesaj atan bir DeHa sistemi yaptım. Son günlerdeki deprem fırtınaları sonucu halkımız büyük bir paniğe girdi ve bunun üzerine deprem habercisi sisteminde yoğunlaştım’ diye konuştu.
‘Deprem öncesi açığa çıkan elektromanyetik oluşumları yakaladım’
Cihazı geliştirirken hayvanların deprem öncesindeki huzursuzluklarının kendisine ışık tuttuğunu kaydeden Cengiz Çetin, deprem öncesinde açığa çıkan enerjiyi tespit ettiğini belirterek, ‘Depremler bilindiği gibi; 5 şiddetindeki bir deprem 5,6 milyon kilogram TNT patlayıcısına eşit bir etki yapar. 6 şiddetindeki deprem ise biri atom bombası, 7 şiddetindeki bir deprem 10, 8 şiddetindeki deprem ise bin atom bombası etkisi yapar. Depremler genellikle yerin 4 ila 10 kilometre arasında oluşur. Yer altında bir atom bombasının patladığı ki bir atom bombası İkinci Dünya Savaşında Hiroşima ve Nagazaki’yi haritadan sildi. Düşünün yerin altında bir atom bombası patlıyor. Peki, bir atom bombası patlayacak kadar büyük bir topraksal tektonik hareketlerin oluşması aniden mi oluyor? Hayır. Bunun bir fiziksel, kimyasal başlangıcı oluyor. Aynı kimyadaki deneylerde olduğu gibi; ondan katıyorsun, bundan katıyorsun ve belirli bir süre sonra reaksiyon oluşuyor. Dikkat edin deprem pasları belirli sürelerde gelir. Sanki bir gün nasıl 25 değil 24 saat, bir yıl 365 gün 6 saat. Bizim depremlerin de, deprem paslarının da süreleri kesinlikle sabittir, değişmez. Elektronik bir sistem sonucu oluşur. Ben bunu şu şekilde algıladım hayvanların depremlerden belirli süreler önce rahatsız olduklarını fark ettim. Örneğin kuşlar depremden en az 5-10 dakika önce bir huzursuzluk duymaya başlarlar, kafeslerinin dışına çıkmaya çalışırlar. Köpekler ve kediler de o şekilde. Depremlerden önce oluşan, bizim fark etmediğimiz ama hayvanların fark ettiği elektroniksel birtakım güçler insanları da stresse sokar, farkında olmadan. İşte ben buradan yola çıkarak; madem hayvanların duyduğu bir güç var, bir dalga var, ben bunu algılarım dedim. Hayvanlar algılıyorsa bunu ben elektronik olarak algılayabilirim dedim. Depremden önce yeryüzünde oluşan anormalliklerin meydana getirdiği birtakım elektromanyetik veya mikro dalga, ultrasonik gibi oluşumları çeşitli elektronik cihazlarla yakalamak mümkün ve ben bunu yakalamayı başardım. 5 büyüklüğündeki bir depremi yaklaşık 10 dakika önce sistem haber verdi. Mesela Balıkesir’deki 5,1 büyüklüğündeki depremi 9 dakika önce sistem bildi. Daha sonra ardından gerçekleşen 4,5 ve 4,1’lik depremleri altışar dakika önceden sinyal vererek haber verdi. Sistem 6 şiddetindeki depremi 2 saat, 7 şiddetindeki depremi ise 5 saat önceden haber vererek bizi uyarıyor. Sistem sinyal verdi diyelim; bizim bekleme süremiz minimum 10 dakika. 10 dakika evi terk etmek için bizim için yeterlidir. 10 dakika içerisinde bir deprem olmadı diyelim. Bizim ikinci bekleme süremiz 2 saatti ve 2 saat daha bekliyoruz. Yine olmazsa bu durumda olay büyük demektir. O zaman 7 ile 24 saat bekleme moduna giriyoruz ki 7’nin üzerinde bir deprem oluşabilir. Yani bu sistem yerin altından deprem öncesi, depremi meydana getirmek için başlayan birtakım tektonik olaylar, kimyasal, fiziksel, elektroniksel birtakım yansımalara neden oluyor yeryüzüne. Bunu nasıl hayvanlar hissediyorsa ben o sistemi burada oluşturdum’ ifadelerini kullandı.
‘Uyguladığım elektronik sistem şeytanın bile aklına gelmez’
Deprem habercisinden aldığı sinyaller sonrasında vatandaşları sosyal medyadan uyardıktan sonra bazı eleştiriler aldığını kaydeden Cengiz Çetin, ‘Ben bu sisteme öyle bir teknoloji uyguladım ki bazı kişilerden eleştiriler alıyorum. ‘Japonlar, Amerikalılar dünyanın en akıllı kişileri, onlar niye yapmadı’ şeklinde eleştiriler alıyorum. Ben elektronik mühendisiyim, Türk Standartları Enstitüsü’nden emekliyim, yıllarım elektronikle geçti. Benim uyguladığım teknolojiyle lokal olarak evlerde kullanılabilecek bir portatif cihaz maalesef yok. Bundaki uyguladığım elektronik sistem iddia ediyorum şeytanın aklına bile gelmeyecek bir sistem. Bunu dünyanın en iyi profesörü gelsin, benim uyguladığım sistemin ne olduğunu bilemez. Ben bunu daha önceki keşiflerimin devamı olarak, kafamın sirküle olarak çalışmasından ötürü beynimde bu devreyi oluşturdum ve ne yapmam gerektiğinin farkına vardım. Deprem öncesi analog sinyallerinin nasıl alınabileceğinin uygulamasını Allah bana nasip etti. Bunda uyguladığım sistem şu anda dünyada hiç kimsenin aklına gelmeyecek bir sistemdir. Yüzlerce, binlerce depremle ilgili yapılmış cihaz araştırmaları yaptım ve bu konuda bu benim uyguladığım sistem üzerinde çalışarak, böyle bir algılayıcı yapabilecek bir deprem habercisi oluşturulamamış. Bu bana nasip oldu. Bende bunu insanlığa armağan edeceğim. Öyle inanıyorum ki bu piyasaya çıktığı zaman milyonlarca insanın hayatını kurtaracağına inanıyorum. Bir insanın bile hayatını kurtarmaya vesile olabilirsem ne mutlu bana’ dedi.
‘Dyson Lin cihazımı sordu’
Deprem Habercisi cihazının nasıl çalıştığıyla ilgili bilgileri patent başvurusundan sonra halka açıklayacağını belirten Cengiz Çetin, ‘Bana bu cihazımın işleyiş şekliyle ilgili bazı sorular geliyor. Hatta şu anda sosyal medyada fenomen olan Dyson Lin denen Tayvanlı deprem habercisi, biz buna kahini diyelim. Çünkü ülkenin 12 değişik deprem tahmini yapıyor ama birinde tutuyor birinde tutmuyor. Zaten ülkemiz deprem kuşağında olduğu için söyledikleriyle bilmiş oluyor. Yani o bile cihazımı sordu. Bende maalesef patent başvurularım var dedim. DeHa ile ilgili patent müracaatımı yaptım. Bu kabul edildiği, yayınlandığı andan itibaren bilgiler halka açılacaktır. Şu anda sistemin mekanizmasıyla ilgili teknik bir bilgi maalesef veremiyorum. Patent müracaatımın kabul edilişinin ardından bu bilgiler halka açılacaktır’ diye konuştu.
Balıkesirli elektronik mühendisi Cengiz Çetin DeHa ismini verdiği cihazla depremleri meydana gelmeden öğrenebileceğini iddia etti. Çetin, hayvanların depremden önce duydukları huzursuzluğun üzerine giderek depremlerin meydana gelmesinden önce açığa çıkardığı elektromanyetik dalgaların önemli olduğunu savundu. Cihaz ile bu dalgaları ölçtüğünü söyledi.
Balıkesirli elektronik mühendisi Cengiz Çetin deprem öncesinde açığa çıkan elektromanyetik dalgaları cihazın algılayarak büyüklüğü 5 olan depremi 10 dakika önceden haber alan bir sistem geliştirdiğini açıkladı. Çetin, cihazın alarm vermesinden sonra 10 dakika içinde deprem olmaması durumunda ilk 2 saatte 6, 5 saat içinde 7 ve 7 ila 24 saat içinde de 7’nin üzerinde büyüklükte bir depremin beklenmesi gerektiğini vurguladı. İcadının tamamen bilimsel olduğunu söyleyen Cengiz Çetin Tayvanlı deprem tahmincisi Dyson Lin’in de kendisine ulaşarak icat ettiği cihaz hakkında bilgi istediğini kaydetti.
‘Deprem habercisini üretmeyi başardım’
Son günlerde ardı ardına yaşanan depremlerin ardından Deprem Habercisini yapmaya karar verdiğini belirten Balıkesirli Elektronik Mühendisi Cengiz Çetin, ‘DeHa deprem habercisi sistemini son günlerde oluşan deprem fırtınalarının bizleri etkilemesi sonucu yapmaya karar verdim. DeHa deprem habercisi; lokal bir deprem habercisi olup 50 kilometre yarı çap alanda oluşan 5 ve üzeri büyüklükteki depremleri haber verecek şekilde dizayn ettim. İki türlü deprem habercisi oluşturdum. Biri normal sinyal veren, diğeri ise hem sinyal verip hem de daha önce hafızasına vermiş olduğumuz iki tane telefona mesaj atan bir DeHa sistemi yaptım. Son günlerdeki deprem fırtınaları sonucu halkımız büyük bir paniğe girdi ve bunun üzerine deprem habercisi sisteminde yoğunlaştım’ diye konuştu.
‘Deprem öncesi açığa çıkan elektromanyetik oluşumları yakaladım’
Cihazı geliştirirken hayvanların deprem öncesindeki huzursuzluklarının kendisine ışık tuttuğunu kaydeden Cengiz Çetin, deprem öncesinde açığa çıkan enerjiyi tespit ettiğini belirterek, ‘Depremler bilindiği gibi; 5 şiddetindeki bir deprem 5,6 milyon kilogram TNT patlayıcısına eşit bir etki yapar. 6 şiddetindeki deprem ise biri atom bombası, 7 şiddetindeki bir deprem 10, 8 şiddetindeki deprem ise bin atom bombası etkisi yapar. Depremler genellikle yerin 4 ila 10 kilometre arasında oluşur. Yer altında bir atom bombasının patladığı ki bir atom bombası İkinci Dünya Savaşında Hiroşima ve Nagazaki’yi haritadan sildi. Düşünün yerin altında bir atom bombası patlıyor. Peki, bir atom bombası patlayacak kadar büyük bir topraksal tektonik hareketlerin oluşması aniden mi oluyor? Hayır. Bunun bir fiziksel, kimyasal başlangıcı oluyor. Aynı kimyadaki deneylerde olduğu gibi; ondan katıyorsun, bundan katıyorsun ve belirli bir süre sonra reaksiyon oluşuyor. Dikkat edin deprem pasları belirli sürelerde gelir. Sanki bir gün nasıl 25 değil 24 saat, bir yıl 365 gün 6 saat. Bizim depremlerin de, deprem paslarının da süreleri kesinlikle sabittir, değişmez. Elektronik bir sistem sonucu oluşur. Ben bunu şu şekilde algıladım hayvanların depremlerden belirli süreler önce rahatsız olduklarını fark ettim. Örneğin kuşlar depremden en az 5-10 dakika önce bir huzursuzluk duymaya başlarlar, kafeslerinin dışına çıkmaya çalışırlar. Köpekler ve kediler de o şekilde. Depremlerden önce oluşan, bizim fark etmediğimiz ama hayvanların fark ettiği elektroniksel birtakım güçler insanları da stresse sokar, farkında olmadan. İşte ben buradan yola çıkarak; madem hayvanların duyduğu bir güç var, bir dalga var, ben bunu algılarım dedim. Hayvanlar algılıyorsa bunu ben elektronik olarak algılayabilirim dedim. Depremden önce yeryüzünde oluşan anormalliklerin meydana getirdiği birtakım elektromanyetik veya mikro dalga, ultrasonik gibi oluşumları çeşitli elektronik cihazlarla yakalamak mümkün ve ben bunu yakalamayı başardım. 5 büyüklüğündeki bir depremi yaklaşık 10 dakika önce sistem haber verdi. Mesela Balıkesir’deki 5,1 büyüklüğündeki depremi 9 dakika önce sistem bildi. Daha sonra ardından gerçekleşen 4,5 ve 4,1’lik depremleri altışar dakika önceden sinyal vererek haber verdi. Sistem 6 şiddetindeki depremi 2 saat, 7 şiddetindeki depremi ise 5 saat önceden haber vererek bizi uyarıyor. Sistem sinyal verdi diyelim; bizim bekleme süremiz minimum 10 dakika. 10 dakika evi terk etmek için bizim için yeterlidir. 10 dakika içerisinde bir deprem olmadı diyelim. Bizim ikinci bekleme süremiz 2 saatti ve 2 saat daha bekliyoruz. Yine olmazsa bu durumda olay büyük demektir. O zaman 7 ile 24 saat bekleme moduna giriyoruz ki 7’nin üzerinde bir deprem oluşabilir. Yani bu sistem yerin altından deprem öncesi, depremi meydana getirmek için başlayan birtakım tektonik olaylar, kimyasal, fiziksel, elektroniksel birtakım yansımalara neden oluyor yeryüzüne. Bunu nasıl hayvanlar hissediyorsa ben o sistemi burada oluşturdum’ ifadelerini kullandı.
‘Uyguladığım elektronik sistem şeytanın bile aklına gelmez’
Deprem habercisinden aldığı sinyaller sonrasında vatandaşları sosyal medyadan uyardıktan sonra bazı eleştiriler aldığını kaydeden Cengiz Çetin, ‘Ben bu sisteme öyle bir teknoloji uyguladım ki bazı kişilerden eleştiriler alıyorum. ‘Japonlar, Amerikalılar dünyanın en akıllı kişileri, onlar niye yapmadı’ şeklinde eleştiriler alıyorum. Ben elektronik mühendisiyim, Türk Standartları Enstitüsü’nden emekliyim, yıllarım elektronikle geçti. Benim uyguladığım teknolojiyle lokal olarak evlerde kullanılabilecek bir portatif cihaz maalesef yok. Bundaki uyguladığım elektronik sistem iddia ediyorum şeytanın aklına bile gelmeyecek bir sistem. Bunu dünyanın en iyi profesörü gelsin, benim uyguladığım sistemin ne olduğunu bilemez. Ben bunu daha önceki keşiflerimin devamı olarak, kafamın sirküle olarak çalışmasından ötürü beynimde bu devreyi oluşturdum ve ne yapmam gerektiğinin farkına vardım. Deprem öncesi analog sinyallerinin nasıl alınabileceğinin uygulamasını Allah bana nasip etti. Bunda uyguladığım sistem şu anda dünyada hiç kimsenin aklına gelmeyecek bir sistemdir. Yüzlerce, binlerce depremle ilgili yapılmış cihaz araştırmaları yaptım ve bu konuda bu benim uyguladığım sistem üzerinde çalışarak, böyle bir algılayıcı yapabilecek bir deprem habercisi oluşturulamamış. Bu bana nasip oldu. Bende bunu insanlığa armağan edeceğim. Öyle inanıyorum ki bu piyasaya çıktığı zaman milyonlarca insanın hayatını kurtaracağına inanıyorum. Bir insanın bile hayatını kurtarmaya vesile olabilirsem ne mutlu bana’ dedi.
‘Dyson Lin cihazımı sordu’
Deprem Habercisi cihazının nasıl çalıştığıyla ilgili bilgileri patent başvurusundan sonra halka açıklayacağını belirten Cengiz Çetin, ‘Bana bu cihazımın işleyiş şekliyle ilgili bazı sorular geliyor. Hatta şu anda sosyal medyada fenomen olan Dyson Lin denen Tayvanlı deprem habercisi, biz buna kahini diyelim. Çünkü ülkenin 12 değişik deprem tahmini yapıyor ama birinde tutuyor birinde tutmuyor. Zaten ülkemiz deprem kuşağında olduğu için söyledikleriyle bilmiş oluyor. Yani o bile cihazımı sordu. Bende maalesef patent başvurularım var dedim. DeHa ile ilgili patent müracaatımı yaptım. Bu kabul edildiği, yayınlandığı andan itibaren bilgiler halka açılacaktır. Şu anda sistemin mekanizmasıyla ilgili teknik bir bilgi maalesef veremiyorum. Patent müracaatımın kabul edilişinin ardından bu bilgiler halka açılacaktır’ diye konuştu.
[wpcc-element _tag=”source” src=”https://gazetekspres.com/dimg/haber-video/28-01-2020/28-01-2020-5e30749c0d091.mp4