Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Filistin’de yaşananlarla ilgili, ‘Bütün sorunların sebebi İsrail’in sorumluluklarını yerine getirmemesidir’ dedi.
Türkiye Cumhuriyeti 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Filistin’de yaşananlarla ilgili, ‘Bütün sorunların sebebi İsrail’in sorumluluklarını yerine getirmemesidir’ dedi.
İsrail’in sorumluluklarını yerine getirmediğini ve Filistin topraklarını 1967’den beri işgal atında tuttuğunu söyleyen Türkiye Cumhuriyeti 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ‘Çok büyük olaylara şahit oluyoruz. Özellikle Filistin’deki büyük katliam, adeta bütün televizyonlar tarafından canlı olarak veriliyor. Ben de bu konuyla ilgili düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Öncelikle şunu söylemek isterim, sivil insanlar ister Müslüman olsun, ister Yahudi olsun, ister Türk olsun, ister İsrailli, Arap kim olursa olsun sivil insanlara, kadınları, çocukları öldürmeyi hiçbir şekilde tasvip etmek mümkün değildir. Bütün bu olaylar Ortadoğu’da niçin Filistin’de niçin İsrail’de oluyor bunun kaynağına bakmazsak her şey çok eksik olur. Bütün sorunların bir tane sebebi var, o da İsrail’in sorumluluklarını yerine getirmemesi, uluslararası hukukun gereklerini uygulamaması. Bu da nedir 1967 yılından beri Filistin topraklarını, Batı Şeria’yı, Gazze’yi, Doğu Kudüs’ü bütün buraları işgal altında tutuyor. Ukrayna savaşı niye başladı? Rusya Ukrayna’nın topraklarının bir kısmını işgal ettiği için. Bütün dünya Ukrayna’nın arkasında durdu işgal topraklarını kurtarsın diye ama 1967 yılından beri BM’nin Güvenlik Konseyi’nin, bütün uluslararası kuruluşların bu işgal sona ermelidir dediği topraklarda İsrail bir adım geri çekilmediği gibi o kadar kötü bir iş yapıyor ki işgal ettiği başkasına ait topraklarda yeni yerleşim yerleri kuruyor. Büyük binalar yapıyor, büyük siteler yapıyor dünyanın gözü önünde. Her seferinde dünya bunu lanetliyor ABD’de dahil olmak üzere bunu yapma diyor ama o da bunu yapmaya devam ediyor. Bu yerleşim yerlerinin büyüklüğünü canlandırabilmek için şunu söyleyeyim, 1 milyon kişi buralara taşındı’ dedi.
Gül, yapılanlara göz yumulduğu sürece gelişen olayların bir sürpriz olmadığını söyleyerek, ‘Ben vaktiyle buralara gitmiş görmüş, Gazze’de neler olup bittiğini bütün o sokaklarda bilen bir insanım. İşgalin ne olduğunu bilirim. Orada yaşayan insanlara yapılan adaletsizlik, uygulanan uygulama öyle ki her gün onları çılgın hale getiren politikalar. Dolayısıyla bu politikalar devam ettiği süre içerisinde, sanki yeni bir normalmiş ‘Evet bunlar yanlış ama ne yapalım’ dendiği süre içerisinde ve göz göre göre Filistinlilere bu katliamlar yapıldığı sürece bu tip olayların bugün de yarın da dün de ortaya çıkması tabii ki sürpriz değil. Bugün Gazze dünyanın en büyük nüfus yoğunluğunun olduğu yer. Abluka altında senelerdir giriş ve çıkış yasak. 2.5 milyon insan yaşıyor. Ben Gazze’ye gitmiş orada 2 gün durmuş, değil yemek içmek nefes almanın bile zor olduğu bir yer. Bütün dünya, herkes buna yeni bir normaldir diye kabul etmesine karşın isyandır. Onu için bütün dünyanın bu işgale son vermesi için her şeyi yapması gerekir. Unutmayalım ki bugün Gazze’de binlerce çocuğu, kadını, sivil insanı öldüren bir örgüt değil bir devlet ve bu devlet BM’ye üye olan bir devlet. Bu devlet uluslararası hukuk tarafından kendisini bağlı hissetmesi gereken bir devlet. Tüm dünyanın gözü önünde bu katliamları yapıyor. Onun için bu hem uluslararası kuruluşlar için, hem bütün insanlık için büyük bir üzüntü kaynağı, büyük bir rezalet, büyük bir vicdansızlık. Bu çağrıyı defalarca hep yaptık. Bugün de Türkiye olarak sayın Cumhurbaşkanı, yetkililer yapıyorlar ama başta ABD olmak üzere Avrupa’nın iki yüzlülükten vazgeçip kalıcı bir şekilde bir daha bu problemler ortaya çıkmasın deme sorumlulukları var. Onun için 2 devlet de 1967 sınırlarına çekilmiş, Doğu Kudüs’ün başkenti olduğu bir bağımsız Filistin Devleti’nin kurulması gerekir. Batıda, Amerika’da, İsrail’in içinde bile vicdan ve insaf sahibi insanların olduğunu görüyorum. Bu söylediklerimizi onlar da söylüyor ama ne yazık ki bugün İsrail’deki tarihinin en aşırı, birçok kişinin faşist dediği böyle bir hükümet bugünkü katliamları yapmaya devam ediyor. Umarım dünya artık buna dur der’ ifadelerini kullandı.
‘Anayasa Cumhurbaşkanı’nın gündeme getirdiği iyi bir fırsat’
Yeni anayasa konusuna önyargısız yaklaşılması durumunda netice alınabileceğini söyleyen Abdullah Gül, ‘Anayasa konusu Cumhurbaşkanı’nın gündeme getirdiği iyi bir fırsat. Bu fırsata herkes önyargısız yaklaşırsa, ümit ederim ki netice alınır. Yoksa bir şekilde Türkiye tabi ki devam eder yoluna. Nerelere gelebilirdik? Nerelerdeyiz? diye bir mukayese yaparsanız o zaman üzülürüz’ dedi.
Türkiye Cumhuriyeti 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Filistin’de yaşananlarla ilgili, ‘Bütün sorunların sebebi İsrail’in sorumluluklarını yerine getirmemesidir’ dedi.
İsrail’in sorumluluklarını yerine getirmediğini ve Filistin topraklarını 1967’den beri işgal atında tuttuğunu söyleyen Türkiye Cumhuriyeti 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ‘Çok büyük olaylara şahit oluyoruz. Özellikle Filistin’deki büyük katliam, adeta bütün televizyonlar tarafından canlı olarak veriliyor. Ben de bu konuyla ilgili düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Öncelikle şunu söylemek isterim, sivil insanlar ister Müslüman olsun, ister Yahudi olsun, ister Türk olsun, ister İsrailli, Arap kim olursa olsun sivil insanlara, kadınları, çocukları öldürmeyi hiçbir şekilde tasvip etmek mümkün değildir. Bütün bu olaylar Ortadoğu’da niçin Filistin’de niçin İsrail’de oluyor bunun kaynağına bakmazsak her şey çok eksik olur. Bütün sorunların bir tane sebebi var, o da İsrail’in sorumluluklarını yerine getirmemesi, uluslararası hukukun gereklerini uygulamaması. Bu da nedir 1967 yılından beri Filistin topraklarını, Batı Şeria’yı, Gazze’yi, Doğu Kudüs’ü bütün buraları işgal altında tutuyor. Ukrayna savaşı niye başladı? Rusya Ukrayna’nın topraklarının bir kısmını işgal ettiği için. Bütün dünya Ukrayna’nın arkasında durdu işgal topraklarını kurtarsın diye ama 1967 yılından beri BM’nin Güvenlik Konseyi’nin, bütün uluslararası kuruluşların bu işgal sona ermelidir dediği topraklarda İsrail bir adım geri çekilmediği gibi o kadar kötü bir iş yapıyor ki işgal ettiği başkasına ait topraklarda yeni yerleşim yerleri kuruyor. Büyük binalar yapıyor, büyük siteler yapıyor dünyanın gözü önünde. Her seferinde dünya bunu lanetliyor ABD’de dahil olmak üzere bunu yapma diyor ama o da bunu yapmaya devam ediyor. Bu yerleşim yerlerinin büyüklüğünü canlandırabilmek için şunu söyleyeyim, 1 milyon kişi buralara taşındı’ dedi.
Gül, yapılanlara göz yumulduğu sürece gelişen olayların bir sürpriz olmadığını söyleyerek, ‘Ben vaktiyle buralara gitmiş görmüş, Gazze’de neler olup bittiğini bütün o sokaklarda bilen bir insanım. İşgalin ne olduğunu bilirim. Orada yaşayan insanlara yapılan adaletsizlik, uygulanan uygulama öyle ki her gün onları çılgın hale getiren politikalar. Dolayısıyla bu politikalar devam ettiği süre içerisinde, sanki yeni bir normalmiş ‘Evet bunlar yanlış ama ne yapalım’ dendiği süre içerisinde ve göz göre göre Filistinlilere bu katliamlar yapıldığı sürece bu tip olayların bugün de yarın da dün de ortaya çıkması tabii ki sürpriz değil. Bugün Gazze dünyanın en büyük nüfus yoğunluğunun olduğu yer. Abluka altında senelerdir giriş ve çıkış yasak. 2.5 milyon insan yaşıyor. Ben Gazze’ye gitmiş orada 2 gün durmuş, değil yemek içmek nefes almanın bile zor olduğu bir yer. Bütün dünya, herkes buna yeni bir normaldir diye kabul etmesine karşın isyandır. Onu için bütün dünyanın bu işgale son vermesi için her şeyi yapması gerekir. Unutmayalım ki bugün Gazze’de binlerce çocuğu, kadını, sivil insanı öldüren bir örgüt değil bir devlet ve bu devlet BM’ye üye olan bir devlet. Bu devlet uluslararası hukuk tarafından kendisini bağlı hissetmesi gereken bir devlet. Tüm dünyanın gözü önünde bu katliamları yapıyor. Onun için bu hem uluslararası kuruluşlar için, hem bütün insanlık için büyük bir üzüntü kaynağı, büyük bir rezalet, büyük bir vicdansızlık. Bu çağrıyı defalarca hep yaptık. Bugün de Türkiye olarak sayın Cumhurbaşkanı, yetkililer yapıyorlar ama başta ABD olmak üzere Avrupa’nın iki yüzlülükten vazgeçip kalıcı bir şekilde bir daha bu problemler ortaya çıkmasın deme sorumlulukları var. Onun için 2 devlet de 1967 sınırlarına çekilmiş, Doğu Kudüs’ün başkenti olduğu bir bağımsız Filistin Devleti’nin kurulması gerekir. Batıda, Amerika’da, İsrail’in içinde bile vicdan ve insaf sahibi insanların olduğunu görüyorum. Bu söylediklerimizi onlar da söylüyor ama ne yazık ki bugün İsrail’deki tarihinin en aşırı, birçok kişinin faşist dediği böyle bir hükümet bugünkü katliamları yapmaya devam ediyor. Umarım dünya artık buna dur der’ ifadelerini kullandı.
‘Anayasa Cumhurbaşkanı’nın gündeme getirdiği iyi bir fırsat’
Yeni anayasa konusuna önyargısız yaklaşılması durumunda netice alınabileceğini söyleyen Abdullah Gül, ‘Anayasa konusu Cumhurbaşkanı’nın gündeme getirdiği iyi bir fırsat. Bu fırsata herkes önyargısız yaklaşırsa, ümit ederim ki netice alınır. Yoksa bir şekilde Türkiye tabi ki devam eder yoluna. Nerelere gelebilirdik? Nerelerdeyiz? diye bir mukayese yaparsanız o zaman üzülürüz’ dedi.