Balıkesir Kadın Platformu’nun çağrısıyla, Balıkesir Alihikmetpaşa Meydanı’nda bir araya gelen kadınlar, “Kadın cinayetlerine, gençleri intihara sürükleyen politikalara ve eğitimde gerici kuşatmaya” karşı bir basın açıklaması düzenledi
Çok sayıda kadının katıldığı basın açıklamasında sık sık “Yaşasın kadın dayanışması”, “Kadın, yaşam, ögürlük”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Gerici eğitime hayır”, “ÇEDES’e hayır”, “Okullarda öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek verilsin” sloganları atıldı. Kitle adına basın açıklamasını, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Dönem Sözcüsü Nevin Kızıl okudu.
Kızıl’ın konuşmasında şu ifadeler öne çıktı:
“Ülkemizde laiklik ve eşit yurttaşlık bilincinin erozyona uğradığı, farklı kesimlerin hedef gösterildiği, ötekileştirildiği, işsizlik oranlarının yükseldiği günlerde en fazla etkilenen kesinlikle kadınlardır. Çocuğunun beslenmesine yiyecek koyamayan kadınlar, tencereyi boş kaynatmak zorunda kalan kadınlardır. Yoksulluğun artması, kadınların şiddete maruz kalma oranlarını ve cinayetlere kurban gitme oranlarını her geçen gün artırmaktadır. AKP hükümetinin kadın bedeni üzerinden yürüttüğü siyaset, kadınların etek boyundan, kaç çocuk doğuracağına, hangi saatte sokakta olabileceğine, nerede kahkaha atıp atamayacağına müdahale ederken, toplumun yaşadığı artan yoksulluğu inançla şükretme politikalarıyla örtbas etmeye çalışmaktadır. Eğitim, her geçen gün laik eğitim sisteminden uzaklaşmaktadır. Milli eğitim bakanının karma eğitimin, kız çocuklarının okumasının önündeki en büyük engel olduğunu iddia etmesinden, kreşlere mescit zorunluluğu getirilmesine kadar birçok adım, laik eğitim sisteminden sapmamızı hızlandırmaktadır. Okullarda Çevreme duyarlıyım, değerlerime saygılıyım (ÇEDES) adı altında inanç merkezlerine yapılan ziyaretler, manevi danışman adı altında İmam atanması politikaları, ülkenin laikliğini tehdit etmektedir. Laik eğitimi ve laik yaşamı hedef alan uygulamaları kesinlikle reddediyoruz. Gerçek anlamda laik bir eğitim, demokrasi, eşit yurttaşlık bilinci ve toplumun hak ve özgürlükler alanının genişlemesiyle mümkündür. Devletin bütün inançlara eşit mesafede ve tarafsız olması talebimize sonsuzca inancımızı sürdürüyoruz.
Kendi çocuklarını yurt dışında okutanlar, bizlerin çocuklarını sözde korudukları KYK yurtlarında ölüme terk ediyor. Yoksul çocuklarını tarikat, cemaat yurtlarına mahkum edenler, devlet koruması altında yüksek öğrenimini tamamlamaya çalışan yoksul çocuklarımızı gıda zehirlenmesinden, tacizlere, barınma soruna, sağlıksız ve hijyensiz koşullara mahkum ediyor. Daha birkaç gün önce Aydın KYK yurdunda asansör halatının kopması sonucu bir genç üniversiteli kadın olan Zeren Ertaş yaşamdan koparıldı. Koparıldı diyorum çünkü; bir asansörü tamir ettiremeyecek kadar duyarsız, keşke yürüyerek çıksaydı diyecek kadar ahlak yoksunusunuz. İş görmezlerin ihmali sonucu okumaya gelen gençlerimizi hayalleriyle toprağa gömüyorsunuz. Geleceğimizi sizin kör karanlık zihniyetinize bırakmayacağız.”
Çok sayıda kadının katıldığı basın açıklamasında sık sık “Yaşasın kadın dayanışması”, “Kadın, yaşam, ögürlük”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Gerici eğitime hayır”, “ÇEDES’e hayır”, “Okullarda öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek verilsin” sloganları atıldı. Kitle adına basın açıklamasını, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Dönem Sözcüsü Nevin Kızıl okudu.
Kızıl’ın konuşmasında şu ifadeler öne çıktı:
“Ülkemizde laiklik ve eşit yurttaşlık bilincinin erozyona uğradığı, farklı kesimlerin hedef gösterildiği, ötekileştirildiği, işsizlik oranlarının yükseldiği günlerde en fazla etkilenen kesinlikle kadınlardır. Çocuğunun beslenmesine yiyecek koyamayan kadınlar, tencereyi boş kaynatmak zorunda kalan kadınlardır. Yoksulluğun artması, kadınların şiddete maruz kalma oranlarını ve cinayetlere kurban gitme oranlarını her geçen gün artırmaktadır. AKP hükümetinin kadın bedeni üzerinden yürüttüğü siyaset, kadınların etek boyundan, kaç çocuk doğuracağına, hangi saatte sokakta olabileceğine, nerede kahkaha atıp atamayacağına müdahale ederken, toplumun yaşadığı artan yoksulluğu inançla şükretme politikalarıyla örtbas etmeye çalışmaktadır. Eğitim, her geçen gün laik eğitim sisteminden uzaklaşmaktadır. Milli eğitim bakanının karma eğitimin, kız çocuklarının okumasının önündeki en büyük engel olduğunu iddia etmesinden, kreşlere mescit zorunluluğu getirilmesine kadar birçok adım, laik eğitim sisteminden sapmamızı hızlandırmaktadır. Okullarda Çevreme duyarlıyım, değerlerime saygılıyım (ÇEDES) adı altında inanç merkezlerine yapılan ziyaretler, manevi danışman adı altında İmam atanması politikaları, ülkenin laikliğini tehdit etmektedir. Laik eğitimi ve laik yaşamı hedef alan uygulamaları kesinlikle reddediyoruz. Gerçek anlamda laik bir eğitim, demokrasi, eşit yurttaşlık bilinci ve toplumun hak ve özgürlükler alanının genişlemesiyle mümkündür. Devletin bütün inançlara eşit mesafede ve tarafsız olması talebimize sonsuzca inancımızı sürdürüyoruz.
Kendi çocuklarını yurt dışında okutanlar, bizlerin çocuklarını sözde korudukları KYK yurtlarında ölüme terk ediyor. Yoksul çocuklarını tarikat, cemaat yurtlarına mahkum edenler, devlet koruması altında yüksek öğrenimini tamamlamaya çalışan yoksul çocuklarımızı gıda zehirlenmesinden, tacizlere, barınma soruna, sağlıksız ve hijyensiz koşullara mahkum ediyor. Daha birkaç gün önce Aydın KYK yurdunda asansör halatının kopması sonucu bir genç üniversiteli kadın olan Zeren Ertaş yaşamdan koparıldı. Koparıldı diyorum çünkü; bir asansörü tamir ettiremeyecek kadar duyarsız, keşke yürüyerek çıksaydı diyecek kadar ahlak yoksunusunuz. İş görmezlerin ihmali sonucu okumaya gelen gençlerimizi hayalleriyle toprağa gömüyorsunuz. Geleceğimizi sizin kör karanlık zihniyetinize bırakmayacağız.”