Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle, Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci olarak katılımı değerlendiren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, gözlemci üyeliğin kendi devletleri için büyük fırsatlar sunacağını söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle, Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci olarak katılımı değerlendiren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, gözlemci üyeliğin kendi devletleri için büyük fırsatlar sunacağını söyledi.
Bugüne kadar Türkiye’nin dışında böyle toplantılara katılımın mümkün olmadığını ifade eden KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük desteğiyle Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci olarak katılabilme fırsatını yakaladık. Türk Devletleri Teşkilatı’nın kökeni 2009 yılında Nahçıvan’da Türk Birliği’nin kuruluşuna dayanmaktadır ve zaman içinde gelişerek günümüze gelmiştir. Recep Tayyip Erdoğan’ın bu teşkilata verdiği büyük önem, kültürel, ekonomik ve ticari işbirliği alanlarında çeşitli girişimlerin teşvik edilmesi için bir çaba anlamına gelmektedir. Gözlemci üyelikle birlikte bu toplantılara katılabilme olanağımız, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için büyük fırsatlar sunmuştur. Ne yazık ki, Türkiye dışındaki benzer toplantılara katılımımız sınırlıydı’ dedi.
‘Türkiye bizim garantörümüzdür’
Bugüne kadar yanlış algıyı kırarak Kıbrıs’ta iki ayrı devlet ve halk olduğunu anlatmayı başardıklarını da ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, ‘Kıbrıs’ın tarihine bakarsak, bu adada iki ayrı halk yaşamaktadır. Kıbrıs Türk halkı, kendi devletini kurmak zorunda kaldı ve bunu başardı. Bu yeni statümüzle Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci olarak katılmanın yanı sıra farklı ülkelerle ekonomik işbirliği yaparak Kıbrıs Türk halkının gelişimine katkıda bulunmak için çaba harcayacağız. Ancak tanınmış bir cumhuriyet olarak kabul edilmemizin önünde hala engeller bulunmaktadır, özellikle Avrupa Birliği ülkeleri ve Yunanistan tarafından engellenmemize rağmen biz, iki ayrı devletin ve halkın demokrasi ile yönetildiğini muhataplarımıza başarıyla anlattık ve bu çabamıza devam edeceğiz. Bu konuda önemli bir ilerleme kaydettik. Kıbrıs’ın kuzeyinin Türkiye tarafından işgal edildiği yanlış bir algıya son vermek istiyoruz, burada tam anlamıyla bir demokrasi hüküm sürmektedir. Türkiye Cumhuriyeti, bizim güvencemizdir ve burada olmalarını istiyoruz.
‘KKTC’nin tanınmaması için tehdit ediyorlar’
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanımak isteyen ülkelerin tehdit edildiğini de ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, ‘Türk Devletleri Teşkilatı toplantılarına katılabiliriz ve ben de dahil olmak üzere üst düzey toplantılara katılarak muhataplarımızla görüşebiliriz. Ancak bu, tanınmamız anlamına gelmez, çünkü diğer Türk Devletleri’nin batı dünyasıyla farklı ilişkileri ve taahhütleri vardır. Bu konuda bazı engellerle karşılaştığımızı ve hatta üst düzey toplantılara katılmamamız için kulislerin olduğunu biliyoruz. Ancak kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğimizi vurgulamak isterim. Bunu ilk kez açıklıyorum ki, Güney Kıbrıs ve Yunanistan bizlerin önünü tıkamak için Türk Devletleriyle ticaretler yapıp adeta ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’yle ilişkinizi geliştirirseniz, size veto kartını gösteririz, sizinle şu projeyi gerçekleştirmeyiz, şu krediyi açmayız ambargo uygularız’ gibi tehdit ediyorlar. Bütün bunların yapıldığını çok iyi biliyoruz. Üst düzey bazı toplantılara katılmamamız için kulisler olduğunu da biliyoruz. Ancak biz yılmadan yolumuza devam etmekte kararlı olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum’ diye konuştu.
‘Kendimizi Türkiye’den ayrı görmüyoruz’
Türkiye yüzyılının yansımalarını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de görüleceğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, ‘Türkiye Cumhuriyeti, bizim ana vatanımızdır ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını kutladığı bir dönemde, yeni Türkiye yüzyılının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de yansımalarını görmeyi umuyoruz. Biz kendimizi Türkiye’den ayrı görmüyoruz, sadece Doğu Akdeniz’de bulunan bir Türk Devleti olarak, adımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak uzun yıllar boyunca Türkiye ile iyi ilişkiler içinde var olmayı sürdürmeyi planlıyoruz, bu da zaman içinde ambargolara rağmen gelişebileceğimize inandığımız bir hedef’ dedi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle, Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci olarak katılımı değerlendiren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, gözlemci üyeliğin kendi devletleri için büyük fırsatlar sunacağını söyledi.
Bugüne kadar Türkiye’nin dışında böyle toplantılara katılımın mümkün olmadığını ifade eden KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük desteğiyle Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci olarak katılabilme fırsatını yakaladık. Türk Devletleri Teşkilatı’nın kökeni 2009 yılında Nahçıvan’da Türk Birliği’nin kuruluşuna dayanmaktadır ve zaman içinde gelişerek günümüze gelmiştir. Recep Tayyip Erdoğan’ın bu teşkilata verdiği büyük önem, kültürel, ekonomik ve ticari işbirliği alanlarında çeşitli girişimlerin teşvik edilmesi için bir çaba anlamına gelmektedir. Gözlemci üyelikle birlikte bu toplantılara katılabilme olanağımız, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için büyük fırsatlar sunmuştur. Ne yazık ki, Türkiye dışındaki benzer toplantılara katılımımız sınırlıydı’ dedi.
‘Türkiye bizim garantörümüzdür’
Bugüne kadar yanlış algıyı kırarak Kıbrıs’ta iki ayrı devlet ve halk olduğunu anlatmayı başardıklarını da ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, ‘Kıbrıs’ın tarihine bakarsak, bu adada iki ayrı halk yaşamaktadır. Kıbrıs Türk halkı, kendi devletini kurmak zorunda kaldı ve bunu başardı. Bu yeni statümüzle Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci olarak katılmanın yanı sıra farklı ülkelerle ekonomik işbirliği yaparak Kıbrıs Türk halkının gelişimine katkıda bulunmak için çaba harcayacağız. Ancak tanınmış bir cumhuriyet olarak kabul edilmemizin önünde hala engeller bulunmaktadır, özellikle Avrupa Birliği ülkeleri ve Yunanistan tarafından engellenmemize rağmen biz, iki ayrı devletin ve halkın demokrasi ile yönetildiğini muhataplarımıza başarıyla anlattık ve bu çabamıza devam edeceğiz. Bu konuda önemli bir ilerleme kaydettik. Kıbrıs’ın kuzeyinin Türkiye tarafından işgal edildiği yanlış bir algıya son vermek istiyoruz, burada tam anlamıyla bir demokrasi hüküm sürmektedir. Türkiye Cumhuriyeti, bizim güvencemizdir ve burada olmalarını istiyoruz.
‘KKTC’nin tanınmaması için tehdit ediyorlar’
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanımak isteyen ülkelerin tehdit edildiğini de ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, ‘Türk Devletleri Teşkilatı toplantılarına katılabiliriz ve ben de dahil olmak üzere üst düzey toplantılara katılarak muhataplarımızla görüşebiliriz. Ancak bu, tanınmamız anlamına gelmez, çünkü diğer Türk Devletleri’nin batı dünyasıyla farklı ilişkileri ve taahhütleri vardır. Bu konuda bazı engellerle karşılaştığımızı ve hatta üst düzey toplantılara katılmamamız için kulislerin olduğunu biliyoruz. Ancak kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğimizi vurgulamak isterim. Bunu ilk kez açıklıyorum ki, Güney Kıbrıs ve Yunanistan bizlerin önünü tıkamak için Türk Devletleriyle ticaretler yapıp adeta ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’yle ilişkinizi geliştirirseniz, size veto kartını gösteririz, sizinle şu projeyi gerçekleştirmeyiz, şu krediyi açmayız ambargo uygularız’ gibi tehdit ediyorlar. Bütün bunların yapıldığını çok iyi biliyoruz. Üst düzey bazı toplantılara katılmamamız için kulisler olduğunu da biliyoruz. Ancak biz yılmadan yolumuza devam etmekte kararlı olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum’ diye konuştu.
‘Kendimizi Türkiye’den ayrı görmüyoruz’
Türkiye yüzyılının yansımalarını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de görüleceğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, ‘Türkiye Cumhuriyeti, bizim ana vatanımızdır ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını kutladığı bir dönemde, yeni Türkiye yüzyılının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de yansımalarını görmeyi umuyoruz. Biz kendimizi Türkiye’den ayrı görmüyoruz, sadece Doğu Akdeniz’de bulunan bir Türk Devleti olarak, adımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak uzun yıllar boyunca Türkiye ile iyi ilişkiler içinde var olmayı sürdürmeyi planlıyoruz, bu da zaman içinde ambargolara rağmen gelişebileceğimize inandığımız bir hedef’ dedi.