Daha önce CHP’de siyaset yaparken DEVA Partisi’ne geçen ve Karesi İlçe Başkanlığı görevine getirilen Onur Ayan, hem görevinden hem de partisinden istifa etti.

Daha önce CHP’de siyaset yaparken DEVA Partisi’ne geçen ve Karesi İlçe Başkanlığı görevine getirilen Onur Ayan, hem görevinden hem de partisinden istifa etti. Onur Ayan istifasında DEVA Partisi’nin HDP ile yakınlaşmasını gerekçe olarak gösterdi.
DEVA Partisi Karesi İlçe Başkanlığı görevinden ve partiden istifa eden Onur Ayan yaptığı açıklamada genel merkez düzeyinde ve il başkanlığının siyaset anlayışında kabul edilemez çelişkiler olduğunu öne sürdü. Onur Ayan, ‘Gelinen süreçte maalesef ki siyasetin çirkin yüzü yine karşımıza çıktı’ diyerek istifa gerekçelerini sıraladı.

‘Karesi’yi Türkiye’de ilk 10’a soktuk’
Üyesi olduğu DEVA Partisi’nden istifa gerekçelerini açıklayan Onur Ayan, ‘Deva Partisi İl başkanı Kemal Aydemir tarafından yapılan Karesi Kurucu İlçe Başkanlığı teklifi ile tam 1 yıl önce güzel düşüncelerle, halkımıza ve memleketimize umut olacağına inandığım Deva Partisi’nde bu görevi kabul ettim. Bir yıl içinde ekibimle beraber memleketimiz için canla başla çalışarak 500’ün üzerinde ziyaret gerçekleştirerek olağanüstü bir performans sergiledik. Yeni kurulan Deva Partisi’ni hem görevli olduğum Karesi ilçesinde hem de il genelinde ilçelere giderek tanıtmaya çalıştık. Hatta Genel Merkez tarafından Marmara Bölgesinde en başarılı çalışan ilk 10 ilçe arasında en iyi 10. ilçe olarak açıklandık. Ama bu süreçte maalesef ki siyasetin çirkin yüzü yine karşımıza çıktı ve parti içi mücadeleyi de yapmak zorunda kaldık’ diye konuştu.

‘HDP ile yakınlaşma inandığımız değerlere ters’
Partiye üye olurken kendisi ve ekibindeki kişilerin kırmızıçizgilerine il başkanlığından garanti almalarına rağmen gelinen süreçte bunların da çiğnendiğini kaydeden Onur Ayan, ‘Ekibimle birlikte buraya gelirken kırmızı çizgilerimize kesinlikle dokunulmayacağı, hassas konular üzerinden insanların duyguları ile oynanmayacağı noktasında İl Başkanı tarafından garanti almıştık. Lakin geldiğimiz bu noktada partinin adı değişse bile zihinlerin değişmediğini bizzat yaşayarak gördük. Önce büyük kongrede genel başkanın 28 Şubat süreci ile ilgili konuşmaları şahsımı yaraladı. Bu ülkede artık bir başörtüsü sorunu olmadığı halde bunu insanlara hatırlatmak ilk kıvılcımı yaktı. Sonrasında Andımızın kaldırılmasını bizzat savunmak, Anayasanın ilk dört maddesi değişebilir gafı ve sonrasında yayınlanan yanlış anlaşılmışım mesajları maalesef inandığımız değerlerle bağdaşmadı. Genel merkez düzeyinde HDP ile yakın ilişkiler kurmaya çalışan ve buradan medet uman zihniyet yine karşımıza çıktı. Siyasal İslam üzerinden siyaset yapmaya çalışan partinin tek Milletvekili Yeneroğlu’nun açıklamaları bizi fazlasıyla rahatsız etti. Son olarak parti içinde genel merkez düzeyinde Cumhuriyet rejimine karşı başlattığı isyan sonrasında İstiklal Mahkemelerinde yargılanan ve 29 Haziran 1925’te idam edilen Şeyh Said için yapılan anma paylaşımları bizim için bu partide sona geldiğimizi gösterdi’ ifadelerini kullandı.

‘Partide Atatürk’e sevgi ve saygı göremedik’
DEVA Partisi İl Başkanlığının uygulamalarının da istifasına etkisi olduğuna dikkat çeken Onur Ayan, ‘Bunlar yetmiyormuş gibi il başkanlığını Kemal Aydemir’in yaptığı Balıkesir’de de dini istismar ederek siyaset yapma alışkanlığının devam etmesi, az önce yazdığımız genel merkez düzeyindeki gerekçelere hiçbir rahatsızlığın duyulmaması ve en hassas noktamız olan Mustafa Kemal Atatürk’e olan saygı ve sevgiyi görememek bizleri hüsrana uğrattı. Öyle ki bir yıllık süreçte Deva Partisi İl Başkanlığı olarak hiçbir resmi bayramda Atamızın huzuruna çıkıp çelenk koyulmadı. Bu sebeple parti çalışmalarında başımız hep eğik oldu. Parti içindeki üyelerden gelen tepkiler üzerine 19 Mayıs’ta göstermelik olarak özenilmeden bağımsız bir şekilde gelişigüzel, diğer STK ve partilerin katıldığı sabah düzenlenen törene değil de; kendilerinin düzenlediği öğleden sonra düzenlenen bir laf olsun törenine katılmak istenmemiz bu partide Ulu Önderimiz Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk’e olan saygı ve sevginin zihinlerindeki yerini benim gibi düşünen Atatürk sevdalılarına itiraf etmiş oldu. Bu olaylar partiden kopuş sürecini hızlandırdı. Ayrıca bir kadro hareketi olduğundan bahsedilen bir partide hiçbir şekilde ekip olunamaması oluşturulan kadroların liyakatten uzak ve biat edebilecek kişilere ağırlık verilmesi ve bizlerden de sorgusuz sualsiz biat etmemizin istenmesi bardağı taşıran unsurlar olarak benim gibi ekip çalışmasına önem veren sorgulayan ve sonrasında özeleştiri yapabilen ekibimi de rahatsız etti. Parti içindeki ahlaksızlara göz yumulması ve yaşanılan krizlerin hiçbirinin yönetilememesi, parti içinde kurulduğumuz günden beri sürekli arka arkaya istifaların gelmesi ve buna önlem almak yerine şahsi menfaat peşinde koşan bir il başkanının sanki siyasete yeni girmiş gibi tüm bunlara seyirci kalarak hiçbir şey yapamaması aslında yetiştiği yerdeki gibi bir biat kültürü ve sistemini buraya yerleştirmek istediğinin en büyük göstergesi oldu. Bizler ideolojisi olan bu memleket için ideallerimizin peşinde bir amaç uğruna siyaset yapan insanlarız. Gittiği her yerde bu parti ideolojileri olan bir parti değil biz ideolojileri olan insanlar değiliz diyerek siyaset yapma basiretsizliği gösteren bir il başkanından bu memlekete alternatif olmaz. Parti içinde huzuru sağlayamayan bir il başkanı ve yönetimiyle artık çalışma imkanım kalmamıştır’ dedi.