Hac, Allah (c.c.) ve Resulü’nün sevdasını yüreklerinde taşıyanlar için bir vuslattır. Hacılar yüce Allah’ın misafirleridir. Bundan daha şerefli bir misafirlik olur mu? Ey hac yolcuları; sizler bu misafirliğe kabul edilmekle büyük bir nimete kavuşmuş bulunuyorsunuz. Bunun kadrini, kıymetini iyi bilmek gerekir.

Hepiniz bir ömür boyu bu kutsal yolculuğu beklediniz. Daha önce belki defalarca gönlünüzü, kalbinizi o mukaddes mekanlara gönderdiniz. Hayalen de olsa tavaflar, say’lar yaptınız. Ama şimdi Allah nasip etti kutlu beldenin yolunun yolcususunuz. Günde beş vakit yöneldiğiniz Allah’ın evi, Kâbe’yi dünya gözüyle görmeye, onun etrafında pervaneler gibi dönmeye, kusurlarımızı yakıp kül etmeye, yeni doğmuşçasına tertemiz olmaya gidiyorsunuz.

Bunun için evinizden, işinizden, yurdunuzdan, dost ve yakınlarınızdan ayrılıyorsunuz. Hz. İbrahim ve Hz. Muhammed’in çağrısına karşılık vermek için yola çıkıyorsunuz. Yıllardır bunun için hazırlık yaptınız. Halis niyetinizi bir karara, kararınızı eyleme dönüştürdünüz. Şimdiye kadar kıymet ölçüsü olarak bildiğimiz her şeyi üzerimizden sıyırıp atarak kar beyazı ihram elbiselerinin altında daha iyi bir kul olabilme azminizi yenileyerek aha önce mubah olan birçok şeyi terk edeceksiniz.

İşte şimdi tövbe zamanı, dua zamanı, bağışlanabilme zamanı.“Lebbeyk! Allahümme Lebbeyk…” “Geldim buyurun Allah’ım” deme zamanı. Dudaklarınızda Allah’a teslimiyetin yankısını, gözlerinizde O’na hasretin pırıltılarını işitiyor, görüyor gibiyim. İnsanlık tarihi kadar eski bir merkeze, tevhit merkezine gidiyorsunuz. Bu gidiş size uzaklaşma değil yakınlaşma hissi uyandırmalı. Kâbe size, siz Kâbe’ye yabancı değilsiniz. Kâbe’nin yüzü öylesine tanıdık, kokusu öylesine bildik, sıcaklığı öylesine kuşatıcı ki, eminim şimdiden o kokuyu alıyor, o sıcaklığı hissediyorsunuzdur.

Tam da “anlatılmaz, yaşanır” denilen türden bir duygu bu. Bu duyguyu herkes farklı düzeyde hisseder ve yaşar, bazıları yaşayamaz bile. Tıpkı bakıp ta görememek, gidip de varamamak gibi. Yüce Rabbim o kokuyu doyasıya teneffüs edebilmeyi, o sıcaklığı içinize sindirebilmeyi hepinize nasip etsin. Allah’ın evi Kâbe’yi solunuza alarak, kalbinizi ona vererek tavaf edeceksiniz. Safa ile Merve arasında Sa’y ederek zemzem suyunu yerinde içip basamak basamak  yükseleceksiniz. Unutmayınız ki, Şeytanın en çok uğraştığı hususlardan birisi sizin bu mübarek yolculuğunuzu sıradan bir yolculuk haline dönüştürebilmek ve Hac yolculuğunun içini boşaltmaktır. Haccınızın içi boşaltılmış bir yolculuğa dönüşmesine asla fırsat vermeyiniz.

Şairin ifadesiyle :

Mevla’m sizi affede, bayram o bayram olur,

Cürm’ü hatalar gide bayram o bayram olur.

Arınmış, temizlenmiş, şuurlanmış, ruhunuzu iman, ihsan, takva ve sabırla doldurulmuş, kalbinizi her türlü nifak ve günahların giremeyeceği bir harem bölgesi kılmış, örnek ve önder bir mü’min olmanızı yüce Allah’tan niyaz ederim.

Bu vesile ile sizlere kısa bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyorum; 

1-Hac yolcusu, Hak yolcusudur. Rahmanın misafirleri olduğunuzu hiç unutmayınız.

2-Tavaf esnasında gözünüzü Kâbe’den, gönlünüzü Kâbe’nin Rabbinden ayırmayınız.

3-İhram, makamdan, mevkiden ve tüm imtiyazlardan soyunmanın simgesidir. Takva elbisesine bürünmektir. “Takva elbisesi daha hayırlıdır.” (A’raf suresi, 26)

Takva; Kulluk idrakini en üst noktaya çıkarmaktır. Sakınmaktır, korunmaktır, sevmektir, kalb-i selim’e sahip olmaktır.

4-Haccı sadece bir yasaklar manzumesi olarak algılamayınız ama, sakınılması gereken söz, fiil ve davranışlardan da kendinizi koruyunuz.

5-Hac vesilesi ile, İman, İslam mertebelerini aşarak “İhsan” mertebesine ulaşmak idealiniz olsun. İhsan; “Sen O’nu ( yüce Allah’ı ) görmesen de, O seni görür.”  şuuruna ermektir.

6-Kimsenin gönlünü kırmayın ki, gönlünüz kırılmasın.

7-Namazlarınızı zaruret olmadıkça otellerde  kılmak yerine Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebi’de kılmaya gayret ediniz.

8-Haccın aynı zaman da bir sabır eğitimi olduğunun idraki ile her konuda sabırlı olunuz.

9-Hacı, Müslüman kardeşlerine karşı anlayışlı ve hoşgörülü olmalı, başkalarını hor, hakir görme gibi bir tavırdan şiddetle sakınmalıdır. Çünkü sevgili Peygamberimiz “Mü’minin kardeşini hakir görmesi, günah olarak kişiye yeter.” buyurmuştur.

10-Kul haklarına riayete ayrı bir özen gösteriniz. Herkesin eşit olduğu bir ortamda, kendisi için bir takım ayrıcalıklar istemek Haccın ruhuyla bağdaşmaz.

11-Bayan Hacılar Kâbe’de mümkün mertebe hanımların namaz kıldığı yerleri kullanmalıdır.

12-Hac’da yüce milletimizi temsil açısından olumsuz imaj bırakılmamaya özen gösterilmelidir.

13-   Geçtiğiniz yollara, bizden selam götürün. Hak-dost diyen dillere bizden selam götürün.

Yağan nuri Hüda ya, Merve ile Sefa ya, Muhammed Mustafa ya bizden selam götürün.

Yalvarıp Rabbimize, dualar edin bize, Muazzam Kabemize bizden selam götürün.

Fahri SAĞLIK

Karesi Müftüsü