Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu, bünyesinde yer alan şirketleri Kadınların Güçlenmesi Prensipleri’ni imzalamaya davet etti.
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu, bünyesinde yer alan şirketleri Kadınların Güçlenmesi Prensipleri’ni imzalamaya davet etti. TGDF Yönetim Kurulu Başkanı Demir Şarman imzasıyla yapılan açıklamada bu girişimin sadece Türkiye için değil küresel anlamda da cinsiyet eşitliği adına atılmış önemli adımlardan biri olabileceği belirtildi.
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF), üye şirketlerine bir çağrıda bulunarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması adına somut katkılarda bulunmalarını istedi. Demir Şarman imzalı çağrıda kadın erkek eşitliğinin her alanda sağlanmasının sosyal ve ekonomik önemi vurgulanarak Birleşmiş Milletler’in bu amaçla ortaya koymuş olduğu Kadınların Güçlenmesi Prensipleri’ne dikkat çekildi.
TGDF Başkanı Demir Şarman’ın yazılı açıklamasında şu sözler yer aldı:
‘Tedarik zinciri boyunca cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi gerek’
‘Türkiye’nin önde gelen üretim sektörlerinden gıda ve içecek sanayii, ortaya koyduğu katma değer ve verdiği ihracat fazlasıyla ülkemize ciddi bir ekonomik katkı sağlamasının yanı sıra doğrudan ve dolaylı olarak oluşturduğu istihdamla da vatandaşların refah seviyesinin artmasında önemli rol oynuyor.
Gıda tedarik zinciri tarladan sofraya kadar pek çok halkadan oluşuyor. Bunların hepsinde kadınlarımızın rolü büyük olsa da gerek alınan ücretler, gerek kariyer aşamaları açısından cinsiyet eşitsizliğinin yaşandığı birçok alan dikkat çekiyor. Bu zincirin merkezindeki gıda üreticileri olarak biz bu konuya parmak basmak istiyoruz.
Bu yıl Dünya Kadınlar Günü olan 8 Mart’ta kurduğumuz TGDF Kadın Platformu, sektörde cinsiyet eşitliğine ve pozitif ayrımcılığa yönelik çalışmalara hızlı bir başlangıç yaptı. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ile bir mutabakat anlaşmasının imzacısı da olan Federasyonumuz, yine Birleşmiş Milletler’in girişimi olan Kadınların Güçlenmesi Prensipleri konusunda da farkındalık oluşturmak üzere harekete geçti.
‘Kadınlar her alanda en büyük potansiyel gücümüz’
‘Toplumlar temsiliyet eşitliğini sağladıkları düzeyde güçlüdür. Varlıklı kadar yoksulun, şehirli kadar köylünün, işveren kadar işçinin, erkek kadar kadının sesi duyulmalıdır ki geleceğimiz herkesin ihtiyaçlarına karşılık verebilecek yönde şekillenebilsin.
Nüfusumuzun yarısını oluşturan ancak aynı oranda temsil edilemeyen kadınlarımız her alanda en büyük potansiyel gücümüz. Dünya olarak içinde bulunduğumuz zor dönemde bu potansiyeli hayata geçirmemiz, ülke olarak refah seviyemizin yükselmesi yönünde en önemli adım.
Özellikle ülkemiz gıda tedarik zinciri kadın emeğinden yoğun olarak faydalanılan bir alan. Ancak kadınlarımızın emeklerinin karşılığını yeterince aldıkları söylenemez. Kadınların erkeklerle aynı çalışma özlük haklarına sahip olmaları ve eve ekmek getiren aile bireyi olabilmeleri yanında karar mekanizmalarında da yer alarak ticarete ve ekonomiye erkek egemen anlayıştan farklı bir bakış açısıyla yön vermeleri son derece önemli.
‘Firmalarımızı Kadınların Güçlenmesi Prensipleri’ni İmzalamaya Çağırıyoruz’
‘Bu amaçla çatımız altında bulunan Derneklerimize üye firmaların Birleşmiş Milletler tarafından ortaya koyulmuş olan Kadınların Güçlenmesi Prensipleri’ni okumalarını, benimsemelerini ve bu oluşuma imzacı olmalarını istiyoruz.
Bu prensipler öncelikle şirketlerin kendi içlerinde kadınların durumunu değerlendirerek gerekirse iyileştirmesini, devamında ise bu prensipleri iş ortaklarına aktarmasını ve benimsemeye teşvik etmesini öngörüyor. Oluşum prensiplerin imzacıları için değerlendirme ve raporlama araçlarını sunuyor.’
Açıklamada konuyla ilgili bağlantılara Federasyon internet sitesi olan tgdf.org.tr üzerinden ulaşabilecekleri bilgisi verilirken, imza sürecini başarıyla tamamlayan firmaların da TGDF Kadın Platformu’na başvurmaları halinde ilgili sayfalarda ilan edilecekleri ifade edildi.
BM’nin en önemli ajandası: Cinsiyet eşitliği
TGDF’den yapılan açıklamaya göre, Birleşmiş Milletler’in en önemli ajandalarından biri toplumsal cinsiyet eşitliği. Bu konuya Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları içerisindeki birçok maddede de değiniliyor. Cinsiyet eşitliğinin maddi ve manevi anlamda, sosyal yaşamdan çalışma hayatına tüm alanlarda sağlanması amaçlanıyor.
Kadınların iş yaşamına kazandırılması, iş yerinde erkeklerle eşit haklara sahip olması, benzer rolleri üstlenmesi ve bu çalışma kültürün yaygınlaştırılması yoluyla kadınların güçlendirilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için önemli bir yaklaşım.
Birleşmiş Milletler organlarından Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact) ve Kadın Birimi (UN Woman) iş yaşamında eşitliğin sağlanması adına işletmelere yol gösterecek adımları ortaya koydu. Kadınların Güçlenmesi Prensipleri olarak anılan bu kurallar; iş yerlerinde kadınların erkeklerle eşit haklara ve görevlere sahip hale getirilmesi, bu yaklaşımın tedarik zincirindeki diğer paydaşlardan da talep edilmesi ve cinsiyet eşitliğinin uygun göstergeler yoluyla ölçülerek raporlanması gibi konuları içeren 7 başlıktan oluşuyor.
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu, bünyesinde yer alan şirketleri Kadınların Güçlenmesi Prensipleri’ni imzalamaya davet etti. TGDF Yönetim Kurulu Başkanı Demir Şarman imzasıyla yapılan açıklamada bu girişimin sadece Türkiye için değil küresel anlamda da cinsiyet eşitliği adına atılmış önemli adımlardan biri olabileceği belirtildi.
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF), üye şirketlerine bir çağrıda bulunarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması adına somut katkılarda bulunmalarını istedi. Demir Şarman imzalı çağrıda kadın erkek eşitliğinin her alanda sağlanmasının sosyal ve ekonomik önemi vurgulanarak Birleşmiş Milletler’in bu amaçla ortaya koymuş olduğu Kadınların Güçlenmesi Prensipleri’ne dikkat çekildi.
TGDF Başkanı Demir Şarman’ın yazılı açıklamasında şu sözler yer aldı:
‘Tedarik zinciri boyunca cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi gerek’
‘Türkiye’nin önde gelen üretim sektörlerinden gıda ve içecek sanayii, ortaya koyduğu katma değer ve verdiği ihracat fazlasıyla ülkemize ciddi bir ekonomik katkı sağlamasının yanı sıra doğrudan ve dolaylı olarak oluşturduğu istihdamla da vatandaşların refah seviyesinin artmasında önemli rol oynuyor.
Gıda tedarik zinciri tarladan sofraya kadar pek çok halkadan oluşuyor. Bunların hepsinde kadınlarımızın rolü büyük olsa da gerek alınan ücretler, gerek kariyer aşamaları açısından cinsiyet eşitsizliğinin yaşandığı birçok alan dikkat çekiyor. Bu zincirin merkezindeki gıda üreticileri olarak biz bu konuya parmak basmak istiyoruz.
Bu yıl Dünya Kadınlar Günü olan 8 Mart’ta kurduğumuz TGDF Kadın Platformu, sektörde cinsiyet eşitliğine ve pozitif ayrımcılığa yönelik çalışmalara hızlı bir başlangıç yaptı. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ile bir mutabakat anlaşmasının imzacısı da olan Federasyonumuz, yine Birleşmiş Milletler’in girişimi olan Kadınların Güçlenmesi Prensipleri konusunda da farkındalık oluşturmak üzere harekete geçti.
‘Kadınlar her alanda en büyük potansiyel gücümüz’
‘Toplumlar temsiliyet eşitliğini sağladıkları düzeyde güçlüdür. Varlıklı kadar yoksulun, şehirli kadar köylünün, işveren kadar işçinin, erkek kadar kadının sesi duyulmalıdır ki geleceğimiz herkesin ihtiyaçlarına karşılık verebilecek yönde şekillenebilsin.
Nüfusumuzun yarısını oluşturan ancak aynı oranda temsil edilemeyen kadınlarımız her alanda en büyük potansiyel gücümüz. Dünya olarak içinde bulunduğumuz zor dönemde bu potansiyeli hayata geçirmemiz, ülke olarak refah seviyemizin yükselmesi yönünde en önemli adım.
Özellikle ülkemiz gıda tedarik zinciri kadın emeğinden yoğun olarak faydalanılan bir alan. Ancak kadınlarımızın emeklerinin karşılığını yeterince aldıkları söylenemez. Kadınların erkeklerle aynı çalışma özlük haklarına sahip olmaları ve eve ekmek getiren aile bireyi olabilmeleri yanında karar mekanizmalarında da yer alarak ticarete ve ekonomiye erkek egemen anlayıştan farklı bir bakış açısıyla yön vermeleri son derece önemli.
‘Firmalarımızı Kadınların Güçlenmesi Prensipleri’ni İmzalamaya Çağırıyoruz’
‘Bu amaçla çatımız altında bulunan Derneklerimize üye firmaların Birleşmiş Milletler tarafından ortaya koyulmuş olan Kadınların Güçlenmesi Prensipleri’ni okumalarını, benimsemelerini ve bu oluşuma imzacı olmalarını istiyoruz.
Bu prensipler öncelikle şirketlerin kendi içlerinde kadınların durumunu değerlendirerek gerekirse iyileştirmesini, devamında ise bu prensipleri iş ortaklarına aktarmasını ve benimsemeye teşvik etmesini öngörüyor. Oluşum prensiplerin imzacıları için değerlendirme ve raporlama araçlarını sunuyor.’
Açıklamada konuyla ilgili bağlantılara Federasyon internet sitesi olan tgdf.org.tr üzerinden ulaşabilecekleri bilgisi verilirken, imza sürecini başarıyla tamamlayan firmaların da TGDF Kadın Platformu’na başvurmaları halinde ilgili sayfalarda ilan edilecekleri ifade edildi.
BM’nin en önemli ajandası: Cinsiyet eşitliği
TGDF’den yapılan açıklamaya göre, Birleşmiş Milletler’in en önemli ajandalarından biri toplumsal cinsiyet eşitliği. Bu konuya Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları içerisindeki birçok maddede de değiniliyor. Cinsiyet eşitliğinin maddi ve manevi anlamda, sosyal yaşamdan çalışma hayatına tüm alanlarda sağlanması amaçlanıyor.
Kadınların iş yaşamına kazandırılması, iş yerinde erkeklerle eşit haklara sahip olması, benzer rolleri üstlenmesi ve bu çalışma kültürün yaygınlaştırılması yoluyla kadınların güçlendirilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için önemli bir yaklaşım.
Birleşmiş Milletler organlarından Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact) ve Kadın Birimi (UN Woman) iş yaşamında eşitliğin sağlanması adına işletmelere yol gösterecek adımları ortaya koydu. Kadınların Güçlenmesi Prensipleri olarak anılan bu kurallar; iş yerlerinde kadınların erkeklerle eşit haklara ve görevlere sahip hale getirilmesi, bu yaklaşımın tedarik zincirindeki diğer paydaşlardan da talep edilmesi ve cinsiyet eşitliğinin uygun göstergeler yoluyla ölçülerek raporlanması gibi konuları içeren 7 başlıktan oluşuyor.