Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde olası bir depreme karşı gereken tedbirlerin alınması için çalışmalar yapan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Ayvalık Temsilcisi Bülent Özgen, sadece Ayvalık’ta değil ülke genelinde sismik izolatörlü binaların yaygınlaşması halinde depremlerde ölü sayısının yüzde 80 azalacağını savundu.
Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde olası bir depreme karşı gereken tedbirlerin alınması için çalışmalar yapan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Ayvalık Temsilcisi Bülent Özgen, sadece Ayvalık’ta değil ülke genelinde sismik izolatörlü binaların yaygınlaşması halinde depremlerde ölü sayısının yüzde 80 azalacağını savundu.
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Ayvalık Temsilcisi Bülent Özgen yaptığı açıklamada, deprem bölge haritaları incelendiğinde Ayvalık’ın birinci derecede deprem riski taşıyan bölgede olduğunun altını çizerek, ‘Aynı haritaları incelediğimizde Ayvalık’ın kuzeyinde Havran-Edremit-Kaz Dağları fayları, batısında Midilli çukuru fayları, doğusunda Kozak bloğu fayları, güneyinde Dikili, Bakırçay havzası, Gediz havzası ve İzmir havzası fayları bulunmaktadır’ dedi.
Ayvalık’ta halkı bilgilendirmek ve yetkilileri harekete geçirmek amacıyla dernek olarak 9 Ekim 2017 ve 12 Kasım 2019 tarihlerinde iki ayrı deprem paneli düzenlediklerini belirten Özgen, ‘Gözlediğim kadarı ile donelerini verdiğim acil toplanma bölgeleri, Ayvalık Belediye Başkanlığı tarafından güncellendi. Ama daha çok yapılması gereken deprem master planı gibi, afet eğitimi gibi işler de var. İlgililere yapılması gereken konuların ana başlıklarını vermiştim. Ancak depremden önce binalarda yapılması gereken daha da önemli bir konu var. Bunlar da sismik izolatörlerdir. Sismik izolasyon sistemi için depremin sarsıcı şokunu ve yapıyı etkileyen deprem kuvvetlerini yatay yönde azaltan bir ‘süspansiyon sistemidir’ dersek yanlış olmaz. Üstelik bu sistem binanın deprem sonrasında da işlevine devam etmesini sağlar. Elazığ’daki devlet hastanesinde bu sistem sayesinde 6,8’lik deprem 3.1 şiddetinde hissedilmiştir’ diye konuştu.
Depremden sonra ayakta kalarak hizmet vermesi beklenen başta hastaneler, enerji nakil binaları, itfaiye binaları, ulaşım istasyonları, enerji nakil hatları, vilayet, kaymakamlık, belediye binaları, eğitim yapıları, yurtlar, askeri kışlalar, cezaevleri, cephanelikler, patlayıcı madde depoları gibi yapıların sismik izolasyonlu olması halinde can kayıplarının yüzde 80 oranlarında önleneceğini vurgulayan Özgen, ‘Bursa Teknik Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beyhan Bayhan ile yaptığım koordinede önce çocuklarımız için ‘Çocuklar Ölmesin’, ‘ Sürdürülebilir Eğitim’, ‘Daha Güvenli Okul Binaları’ sloganlarıyla bir kampanya başlatmak istedik. Çünkü çocuklarımız ve aileleri okulları kendilerinin inşa etmediklerini, bina zayıfsa içindekileri yok edeceğinden bahsediyor. ‘Neden biz başkalarının oluşturdukları zayıflıktan ölelim’ diyorlar? Bu sebeple de okulların güvenli inşa edilmesini istiyorlar? Haklılar da, zira geçtiğimiz günlerde 5.8’lik İstanbul ve 6.8’lik Elazığ depreminde okulların bir kısmının duvarlarının çatlaması ile öğrenciler başka okullarda eğitim görmek zorunda kalmışlardı. Bu yüzden de özellikle yeni yapılacak binalarda yapılırsa daha çok verim alınabilir. Ömrü 50 ile 100 sene arasında olan bu izolatörlerin Şehir Hastaneleri örneğindeki gibi sadece yeni binalarda uygulanmasına vesile olmak bile kazançtır. Bu sistem eski yapılara da yetkili mühendisler tarafından onayladıktan ve binalar bitişik nizam olmadıktan sonra uygulanabilir. Bunun da maliyeti brüt inşaatın yüzde 5 ile 10 kadar bir maliyete tekabül edecektir’ diye konuştu.
Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde olası bir depreme karşı gereken tedbirlerin alınması için çalışmalar yapan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Ayvalık Temsilcisi Bülent Özgen, sadece Ayvalık’ta değil ülke genelinde sismik izolatörlü binaların yaygınlaşması halinde depremlerde ölü sayısının yüzde 80 azalacağını savundu.
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Ayvalık Temsilcisi Bülent Özgen yaptığı açıklamada, deprem bölge haritaları incelendiğinde Ayvalık’ın birinci derecede deprem riski taşıyan bölgede olduğunun altını çizerek, ‘Aynı haritaları incelediğimizde Ayvalık’ın kuzeyinde Havran-Edremit-Kaz Dağları fayları, batısında Midilli çukuru fayları, doğusunda Kozak bloğu fayları, güneyinde Dikili, Bakırçay havzası, Gediz havzası ve İzmir havzası fayları bulunmaktadır’ dedi.
Ayvalık’ta halkı bilgilendirmek ve yetkilileri harekete geçirmek amacıyla dernek olarak 9 Ekim 2017 ve 12 Kasım 2019 tarihlerinde iki ayrı deprem paneli düzenlediklerini belirten Özgen, ‘Gözlediğim kadarı ile donelerini verdiğim acil toplanma bölgeleri, Ayvalık Belediye Başkanlığı tarafından güncellendi. Ama daha çok yapılması gereken deprem master planı gibi, afet eğitimi gibi işler de var. İlgililere yapılması gereken konuların ana başlıklarını vermiştim. Ancak depremden önce binalarda yapılması gereken daha da önemli bir konu var. Bunlar da sismik izolatörlerdir. Sismik izolasyon sistemi için depremin sarsıcı şokunu ve yapıyı etkileyen deprem kuvvetlerini yatay yönde azaltan bir ‘süspansiyon sistemidir’ dersek yanlış olmaz. Üstelik bu sistem binanın deprem sonrasında da işlevine devam etmesini sağlar. Elazığ’daki devlet hastanesinde bu sistem sayesinde 6,8’lik deprem 3.1 şiddetinde hissedilmiştir’ diye konuştu.
Depremden sonra ayakta kalarak hizmet vermesi beklenen başta hastaneler, enerji nakil binaları, itfaiye binaları, ulaşım istasyonları, enerji nakil hatları, vilayet, kaymakamlık, belediye binaları, eğitim yapıları, yurtlar, askeri kışlalar, cezaevleri, cephanelikler, patlayıcı madde depoları gibi yapıların sismik izolasyonlu olması halinde can kayıplarının yüzde 80 oranlarında önleneceğini vurgulayan Özgen, ‘Bursa Teknik Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beyhan Bayhan ile yaptığım koordinede önce çocuklarımız için ‘Çocuklar Ölmesin’, ‘ Sürdürülebilir Eğitim’, ‘Daha Güvenli Okul Binaları’ sloganlarıyla bir kampanya başlatmak istedik. Çünkü çocuklarımız ve aileleri okulları kendilerinin inşa etmediklerini, bina zayıfsa içindekileri yok edeceğinden bahsediyor. ‘Neden biz başkalarının oluşturdukları zayıflıktan ölelim’ diyorlar? Bu sebeple de okulların güvenli inşa edilmesini istiyorlar? Haklılar da, zira geçtiğimiz günlerde 5.8’lik İstanbul ve 6.8’lik Elazığ depreminde okulların bir kısmının duvarlarının çatlaması ile öğrenciler başka okullarda eğitim görmek zorunda kalmışlardı. Bu yüzden de özellikle yeni yapılacak binalarda yapılırsa daha çok verim alınabilir. Ömrü 50 ile 100 sene arasında olan bu izolatörlerin Şehir Hastaneleri örneğindeki gibi sadece yeni binalarda uygulanmasına vesile olmak bile kazançtır. Bu sistem eski yapılara da yetkili mühendisler tarafından onayladıktan ve binalar bitişik nizam olmadıktan sonra uygulanabilir. Bunun da maliyeti brüt inşaatın yüzde 5 ile 10 kadar bir maliyete tekabül edecektir’ diye konuştu.