Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, 27 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek oluşturduğu Ayvalık Tabiat Platformu’ndan, parkın içerisinde günübirlik işletmelerin açılmasına ilişkin açılan ihale ilanına sert bir açıklama geldi.
Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, 27 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek oluşturduğu Ayvalık Tabiat Platformu’ndan, parkın içerisinde günübirlik işletmelerin açılmasına ilişkin açılan ihale ilanına sert bir açıklama geldi.
Yapılan açıklamada, ‘Ayvalık’ın en güzel koylarından Ortunç Koyu’nun halkın elinden alınacağını daha önce duyurmuştuk. Şimdi ise bu durumun resmiyet kazandığını ve Cunda’da Ada Camping ile Ortunç Motel çevresinde halk plajı olarak kullanılan alanların günübirlik tesis olarak işletilmek üzere Tarım ve Orman Bakanlığı, 2. Bölge Müdürlüğü tarafından ihaleye çıkarıldığını, Hakkıbey Yarımadası’nın da sırada olduğunu öğrendik.
İnternet sitelerinde de duyurulan bu ihale Tabiat Parkı’nın bireysel çıkarlar ve rant planlarına ne kadar kolay kurban edilebildiğini bir kez daha gösterdi’ denildi.
Ayvalık’ın yaklaşık 54 km uzunluğunda kıyı hattına sahip olup, bu hatta onlarca irili ufaklı koyun bulunduğuna işaret edilen açıklamada, ‘Bu kıyı şeridi ve koyların önemli bir bölümü Ayvalık Adaları Tabiat Parkı sınırla-rı içinde yer almaktadır. Türkiye’deki Tabiat Parklarının en büyüğü ve denizel alana sahip olanı Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’dır. Ayvalık kıyılarının nasıl korunacağı ve nasıl kullanılacağı, hepimizi ilgilendiren çok önemli bir konudur. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2. Bölge Müdürlüğü’ne, Tabiat Parkı’nın korunması ile ilgili verdiğimiz dilekçeye cevaben, bakanlıktan kadro alınması halinde koruma ekiplerinin artırılacağı, Tabiat Parkı’nın korunacağı ve kaynak değerleri ile birlikte gelecek nesillere aktarılacağı belirtilmektedir. Oysa bölgeyle ilgili planlamada özel sektöre kiralanacak alanlarda mescit, kafeterya, restoran, tuvalet gibi yapılar açılacağı, sahillere giriş-çıkışların ücret karşılığında yapılacağı açıkça belirtilmektedir. Anayasa’nın 43. maddesi ile başlayıp, Kıyı kanunu ve bağlı yönetmelikler ile devam eden mevzuat bütünü, öncelikle kıyı alanlarının kamuya ait olduğunu, bu alanlarda mülkiyet oluş-turulamayacağını ve herkesin serbestçe kullanımına açık olması gerektiği-ni düzenler. Ardından da, eğer bir kullanım ya da yönetim düzenlenme gereği varsa, bunun ancak kamu yararına çalışan kurumlar tarafından yapıla-bileceğini söyler. Bu yasal önceliklerin gereği olarak, Ayvalık kıyılarının yönetilmesi konusunun, öncelikle ilçemiz ve genelde kamu yararı gözetilecek şekilde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.’ ifadeleri yer aldı.
Ayvalık Tabiat Platformu tarafından yapılan yazılı basın açıklamasında, ‘Eğer bu koyların sahiplendirilmesi gibi bir yaklaşım söz konusu ise, bu konuda ilk önce düşünülmesi gereken kurum Ayvalık Belediyesi’dir. Çünkü Kıyı Kanunu’nun 13. maddesi, belediye sınırları içinde Kanun uygulamalarının kontrol sorumluluğunu belediyelere vermektedir. Yani, kıyılarda oluşacak her türlü yasadışı müdahaleyi takip ve kontrol sorumluluğu belediyelerdedir. Diğer yandan, Belediye Kanunu’nun hükümleri çerçevesinde, kıyılarımızın temizliği, atık toplama, içme suyu, atık su gibi temel hizmetler başta olmak üzere, tüm hizmetlerin yürütülmesi sorumluluğu da belediyelere yüklenmiştir. Bu düzenlemelerin sonucu olarak, Belediyelerimizin kıyılarımızın yönetiminde çok önemli bir aktör olduğu kuşkusuzdur ve yerinden yönetim ilkesi de ancak böyle gerçekleşir. Kamu görevlerinin yürütülmesinde yetki ve sorumluluğun birbirinden ayrılmaz olması da temel bir prensiptir. Görev ve sorumluluklar kadar yetkilerin de yerelleşmesi gerekir’ ifadeleri dikkat çekti.
Taleplerini sıraladılar
Açıklamada, ‘Ayvalık Tabiat Platformu olarak; Bu ihalenin bir an önce iptal edilmesini,
– Deniz temizliği ve doğal zenginliğiyle Ayvalık Halkı’nın nefes alabildiği, denize rahatça girebildiği nadir alanlardan biri olan Ortunç Koyu’nun tel örgülerle çevrilmeden, giriş ücreti alınmadan halkın kullanımına bırakılmasını,
– Kıyılarımızın ve ayrılmaz parçası olan doğamızın, hepimizin ortak varlığı olduğu unutulmadan korunmasını ve tüm halkımız tarafından serbestçe kullanılmasını,
– Koruma gerekçesiyle kıyıların halka kapatılmamasını,
– Ayvalık Adaları Tabiat Parkının kirliliğe ve yangın riskine karşı sürekli kontrol edilmesini, uyarıcı, bilgilendirici tabelalarla donatılmasını, bakanlıkça kadro tahsisiyle istihdam edilecek koruma görevlilerinin alanda sürekli kontrol ve koruma görevi yürütmesini istiyoruz.’ vurgusunda bulunuldu.
‘Kıyılar halkındır, işgal edilemez’
Ayvalık Tabiat Platformu yaptığı açıklamada; kıyıların sadece parası olanların değil, hiçbir ayrım olmaksızın, tüm halk tarafından eşitlik içinde serbestçe kullanımı için gereken her şeyi yapmaya kararlı olduklarının altını çizerek, ‘Kıyılar halkındır, işgal edilemez’ ifadelerini kullandılar.
Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, 27 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek oluşturduğu Ayvalık Tabiat Platformu’ndan, parkın içerisinde günübirlik işletmelerin açılmasına ilişkin açılan ihale ilanına sert bir açıklama geldi.
Yapılan açıklamada, ‘Ayvalık’ın en güzel koylarından Ortunç Koyu’nun halkın elinden alınacağını daha önce duyurmuştuk. Şimdi ise bu durumun resmiyet kazandığını ve Cunda’da Ada Camping ile Ortunç Motel çevresinde halk plajı olarak kullanılan alanların günübirlik tesis olarak işletilmek üzere Tarım ve Orman Bakanlığı, 2. Bölge Müdürlüğü tarafından ihaleye çıkarıldığını, Hakkıbey Yarımadası’nın da sırada olduğunu öğrendik.
İnternet sitelerinde de duyurulan bu ihale Tabiat Parkı’nın bireysel çıkarlar ve rant planlarına ne kadar kolay kurban edilebildiğini bir kez daha gösterdi’ denildi.
Ayvalık’ın yaklaşık 54 km uzunluğunda kıyı hattına sahip olup, bu hatta onlarca irili ufaklı koyun bulunduğuna işaret edilen açıklamada, ‘Bu kıyı şeridi ve koyların önemli bir bölümü Ayvalık Adaları Tabiat Parkı sınırla-rı içinde yer almaktadır. Türkiye’deki Tabiat Parklarının en büyüğü ve denizel alana sahip olanı Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’dır. Ayvalık kıyılarının nasıl korunacağı ve nasıl kullanılacağı, hepimizi ilgilendiren çok önemli bir konudur. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2. Bölge Müdürlüğü’ne, Tabiat Parkı’nın korunması ile ilgili verdiğimiz dilekçeye cevaben, bakanlıktan kadro alınması halinde koruma ekiplerinin artırılacağı, Tabiat Parkı’nın korunacağı ve kaynak değerleri ile birlikte gelecek nesillere aktarılacağı belirtilmektedir. Oysa bölgeyle ilgili planlamada özel sektöre kiralanacak alanlarda mescit, kafeterya, restoran, tuvalet gibi yapılar açılacağı, sahillere giriş-çıkışların ücret karşılığında yapılacağı açıkça belirtilmektedir. Anayasa’nın 43. maddesi ile başlayıp, Kıyı kanunu ve bağlı yönetmelikler ile devam eden mevzuat bütünü, öncelikle kıyı alanlarının kamuya ait olduğunu, bu alanlarda mülkiyet oluş-turulamayacağını ve herkesin serbestçe kullanımına açık olması gerektiği-ni düzenler. Ardından da, eğer bir kullanım ya da yönetim düzenlenme gereği varsa, bunun ancak kamu yararına çalışan kurumlar tarafından yapıla-bileceğini söyler. Bu yasal önceliklerin gereği olarak, Ayvalık kıyılarının yönetilmesi konusunun, öncelikle ilçemiz ve genelde kamu yararı gözetilecek şekilde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.’ ifadeleri yer aldı.
Ayvalık Tabiat Platformu tarafından yapılan yazılı basın açıklamasında, ‘Eğer bu koyların sahiplendirilmesi gibi bir yaklaşım söz konusu ise, bu konuda ilk önce düşünülmesi gereken kurum Ayvalık Belediyesi’dir. Çünkü Kıyı Kanunu’nun 13. maddesi, belediye sınırları içinde Kanun uygulamalarının kontrol sorumluluğunu belediyelere vermektedir. Yani, kıyılarda oluşacak her türlü yasadışı müdahaleyi takip ve kontrol sorumluluğu belediyelerdedir. Diğer yandan, Belediye Kanunu’nun hükümleri çerçevesinde, kıyılarımızın temizliği, atık toplama, içme suyu, atık su gibi temel hizmetler başta olmak üzere, tüm hizmetlerin yürütülmesi sorumluluğu da belediyelere yüklenmiştir. Bu düzenlemelerin sonucu olarak, Belediyelerimizin kıyılarımızın yönetiminde çok önemli bir aktör olduğu kuşkusuzdur ve yerinden yönetim ilkesi de ancak böyle gerçekleşir. Kamu görevlerinin yürütülmesinde yetki ve sorumluluğun birbirinden ayrılmaz olması da temel bir prensiptir. Görev ve sorumluluklar kadar yetkilerin de yerelleşmesi gerekir’ ifadeleri dikkat çekti.
Taleplerini sıraladılar
Açıklamada, ‘Ayvalık Tabiat Platformu olarak; Bu ihalenin bir an önce iptal edilmesini,
– Deniz temizliği ve doğal zenginliğiyle Ayvalık Halkı’nın nefes alabildiği, denize rahatça girebildiği nadir alanlardan biri olan Ortunç Koyu’nun tel örgülerle çevrilmeden, giriş ücreti alınmadan halkın kullanımına bırakılmasını,
– Kıyılarımızın ve ayrılmaz parçası olan doğamızın, hepimizin ortak varlığı olduğu unutulmadan korunmasını ve tüm halkımız tarafından serbestçe kullanılmasını,
– Koruma gerekçesiyle kıyıların halka kapatılmamasını,
– Ayvalık Adaları Tabiat Parkının kirliliğe ve yangın riskine karşı sürekli kontrol edilmesini, uyarıcı, bilgilendirici tabelalarla donatılmasını, bakanlıkça kadro tahsisiyle istihdam edilecek koruma görevlilerinin alanda sürekli kontrol ve koruma görevi yürütmesini istiyoruz.’ vurgusunda bulunuldu.
‘Kıyılar halkındır, işgal edilemez’
Ayvalık Tabiat Platformu yaptığı açıklamada; kıyıların sadece parası olanların değil, hiçbir ayrım olmaksızın, tüm halk tarafından eşitlik içinde serbestçe kullanımı için gereken her şeyi yapmaya kararlı olduklarının altını çizerek, ‘Kıyılar halkındır, işgal edilemez’ ifadelerini kullandılar.