Çatısı altındaki 8 dernek ve bini aşkın şirketi temsil eden Güney Marmara Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu Başkanı Abdullah Bekki; Cumhuriyetin ikinci yüzyılında eğitim ve kadın hakları ile ilgili görüşlerini açıkladı.
Güney Marmara Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu Başkanı Abdullah Bekki; yeni yüzyılda hayal ettikleri toplumsal gelişmenin inşasında gereken baş faktörün eğitim olduğunu söyleyerek konu ile ilgili görüşlerini açıkladı.
Başkan Abdullah Bekki: “Yeni yüzyılımızda hayal ettiğimiz toplumsal gelişmenin inşasında eğilmemiz gereken baş faktörün eğitim olduğunu düşünüyorum. Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Cumhuriyetimizin kurucuları, bir ülkenin büyük bir atılım gerçekleştirmesinin temelinde, eğitimin önemini görmüşlerdi. Cumhuriyetimizin ilan edildiği dönemde ülke genelinde okuryazar oranı %10’un altındayken, 1940 yılına gelindiğinde bu oran büyük gayretlerin sonunda %43’e çıktı. Buradaki başarının temeli, hiç kuşkusuz tüm ülkeyi kapsayacak bir seferberlik başlatmakta yatıyordu. İşte bugün Cumhuriyetin ikinci yüzyılında da, 21. yüzyılın dünyasına gençlerimizi hazırlayacak şekilde yeni bir eğitim seferberliğine ihtiyacımız var. Herkes için erişilebilir, nitelikli ve kapsayıcı eğitimi sağlamalıyız. Müfredatımızı çağın gerektirdiği yetenek ve yetkinlikleri kazandıracak şekilde güncellemeliyiz. Eğitimi bir satranç oyunu gibi düşünmeliyiz. Atacağımız her adımın sonrasındaki sonuçları dikkatle değerlendirmeli, bilimsel veriye dayalı reformlarla ve bütüncül politikalarla ilerlemeliyiz. Bu amaçla okul-işletme, sivil toplum ve akademideki işbirliklerini güçlendirmeliyiz. Cumhuriyet tarihi boyunca yükseköğretim alanında pek çok atılım gerçekleştirdik. Nice bilim insanımız, girişimcimiz, mühendisimiz, doktorumuz uluslararası başarılara imza attılar ve dünyanın dört bir yanında başarılı çalışmalarına devam ediyorlar. 100. yılımızı kutlarken, ülkemizde ve dünyada pek çok sanatçı ve sporcumuzun başarısıyla gururlandık. Ancak son zamanlarda, bir yandan, nitelikli çalışan bulma ihtiyacı artarken, diğer yandan üniversiteli işsizlerden bahsediyoruz. Ülkemizin hazinesi olan insanlarımıza fiziksel, ruhsal ve entelektüel anlamda kendilerini değerli ve faydalı hissedebilecekleri özgür ve yaratıcı bir ortam sunmalıyız. Cumhuriyet’in temel özelliklerinden olan fırsat eşitliği, kadın haklarında da en önemli kazanımlardan biri oldu. Bu konuda pek çok gelişmiş ülkeden önce atılan adımlar, toplumda kadın-erkek eşitliğine inanan yeni kuşakların yetişmesine de vesile oldu. Bugün geldiğimiz noktada, toplumsal kalkınma ve demokrasinin temel taşlarından biri olan toplumsal cinsiyet eşitliği için hala önemli bir mesafe kat etmemiz gerektiğinin farkındayız.
– Kız çocuklarının eğitime kesintisiz erişimi,
– Çocuk yaşta ve zorla evliliklerin önlenmesi,
– Çalışma hayatında daha nitelikli işlerde daha çok kadının olması,
– Bakım sorumluklarının hem aile içinde eşit paylaşımı hem de kurumsal olarak desteklenmesi,
– Kadınların siyasette, kamu ve özel sektörde karar alıcı pozisyonlarda eşit temsil edilmesi ve
– Kadına yönelik şiddet maalesef henüz karnemizin zayıf olduğu alanlar. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken önümüzdeki listeden bu meselelerin artık silinmesi gerekiyor. Kalkınma politikalarını tasarlarken, birey ve toplum refahının, bu çabanın temel motivasyonu olduğunu unutmamalıyız. “ dedi.
Güney Marmara Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu Başkanı Abdullah Bekki; yeni yüzyılda hayal ettikleri toplumsal gelişmenin inşasında gereken baş faktörün eğitim olduğunu söyleyerek konu ile ilgili görüşlerini açıkladı.
Başkan Abdullah Bekki: “Yeni yüzyılımızda hayal ettiğimiz toplumsal gelişmenin inşasında eğilmemiz gereken baş faktörün eğitim olduğunu düşünüyorum. Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Cumhuriyetimizin kurucuları, bir ülkenin büyük bir atılım gerçekleştirmesinin temelinde, eğitimin önemini görmüşlerdi. Cumhuriyetimizin ilan edildiği dönemde ülke genelinde okuryazar oranı %10’un altındayken, 1940 yılına gelindiğinde bu oran büyük gayretlerin sonunda %43’e çıktı. Buradaki başarının temeli, hiç kuşkusuz tüm ülkeyi kapsayacak bir seferberlik başlatmakta yatıyordu. İşte bugün Cumhuriyetin ikinci yüzyılında da, 21. yüzyılın dünyasına gençlerimizi hazırlayacak şekilde yeni bir eğitim seferberliğine ihtiyacımız var. Herkes için erişilebilir, nitelikli ve kapsayıcı eğitimi sağlamalıyız. Müfredatımızı çağın gerektirdiği yetenek ve yetkinlikleri kazandıracak şekilde güncellemeliyiz. Eğitimi bir satranç oyunu gibi düşünmeliyiz. Atacağımız her adımın sonrasındaki sonuçları dikkatle değerlendirmeli, bilimsel veriye dayalı reformlarla ve bütüncül politikalarla ilerlemeliyiz. Bu amaçla okul-işletme, sivil toplum ve akademideki işbirliklerini güçlendirmeliyiz. Cumhuriyet tarihi boyunca yükseköğretim alanında pek çok atılım gerçekleştirdik. Nice bilim insanımız, girişimcimiz, mühendisimiz, doktorumuz uluslararası başarılara imza attılar ve dünyanın dört bir yanında başarılı çalışmalarına devam ediyorlar. 100. yılımızı kutlarken, ülkemizde ve dünyada pek çok sanatçı ve sporcumuzun başarısıyla gururlandık. Ancak son zamanlarda, bir yandan, nitelikli çalışan bulma ihtiyacı artarken, diğer yandan üniversiteli işsizlerden bahsediyoruz. Ülkemizin hazinesi olan insanlarımıza fiziksel, ruhsal ve entelektüel anlamda kendilerini değerli ve faydalı hissedebilecekleri özgür ve yaratıcı bir ortam sunmalıyız. Cumhuriyet’in temel özelliklerinden olan fırsat eşitliği, kadın haklarında da en önemli kazanımlardan biri oldu. Bu konuda pek çok gelişmiş ülkeden önce atılan adımlar, toplumda kadın-erkek eşitliğine inanan yeni kuşakların yetişmesine de vesile oldu. Bugün geldiğimiz noktada, toplumsal kalkınma ve demokrasinin temel taşlarından biri olan toplumsal cinsiyet eşitliği için hala önemli bir mesafe kat etmemiz gerektiğinin farkındayız.
– Kız çocuklarının eğitime kesintisiz erişimi,
– Çocuk yaşta ve zorla evliliklerin önlenmesi,
– Çalışma hayatında daha nitelikli işlerde daha çok kadının olması,
– Bakım sorumluklarının hem aile içinde eşit paylaşımı hem de kurumsal olarak desteklenmesi,
– Kadınların siyasette, kamu ve özel sektörde karar alıcı pozisyonlarda eşit temsil edilmesi ve
– Kadına yönelik şiddet maalesef henüz karnemizin zayıf olduğu alanlar. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken önümüzdeki listeden bu meselelerin artık silinmesi gerekiyor. Kalkınma politikalarını tasarlarken, birey ve toplum refahının, bu çabanın temel motivasyonu olduğunu unutmamalıyız. “ dedi.