Doğal şehir olarak bilinen Sındırgı’nın Kürendere göleti kenarında gezgin gençler müzik ile terapi yaptılar.

Doğal şehir olarak bilinen Sındırgı’nın Kürendere göleti kenarında gezgin gençler müzik ile terapi yaptılar. Mistik enstrümanlarını doğaya taşıyan müzik terapisi uzmanı Öksem Aykut, Sındırgı’nın eşsiz doğasında ses terapisi gerçekleştirdi.
Normalleşmenin başlamasıyla birlikte doğaseverler doğaya akın ettiler. Doğal şehir unvanlı Sındırgı ilçesi, kısıtlamalarının kaldırılmasının ardından eşsiz manzarasıyla doğaseverleri ağırlamaya başladı. Korona virüs tedbirlerinin sürdüğü bu günlerde müzik terapi eşliğinde gezginler bir nebze de olsa şehir hayatından uzaklaşıyor. Bu sayede hiç görmedikleri doğa içerisinde kendileri ile baş başa kalarak doğanın seslerini dinleme fırsatı buluyorlar.
Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde yer alan Kürendere göleti, çevre illerden doğaseverleri bölgeye çekiyor. Farklı bölgelerde kamp yaparak müzik terapisi gerçekleştiren grubun bu seferki rotası doğal şehir diye tabir edilen Sındırgı oldu. Sındırgı’nın eşsiz doğasıyla büyük bir uyum içinde devam eden ritim ve melodi beraberliğinde doğaseverler müzik terapisi gerçekleştirdiler. Sındırgı, doğaseverlere, temiz bir çevrede doğayla iç içe müzik terapisi yapma fırsatı sunuyor.
Mavi ve yeşilin her tonunu barındıran Kürendere göleti doğaseverleri hem müziğe, hem de görsel şölene doyurdu. Enstrümanların birbiriyle uyumu doğayla birleşince dinleyenleri stres ve kaygıdan uzaklaştırıyor. Müzik terapisi yapmak için doğal şehir Sındırgı’ya gelen grup, çeşitli mistik enstrümanlar ile doğanın muhteşem manzarasının tadını çıkarttı. Dünyada 2000 yıllarının başında bulunan ‘Hangdrum’ isimli müzik aleti de sesi ile doğaseverlere farklı bir ahenk yaşattı. Sındırgı’nın eşsiz bir doğa manzarasının tadına doyum olmayan güzelliğini seyrederken, etkileyici müzikleri de o seyir keyfine eşlik etti.

‘Doğanın farklı yerlerinde müzik terapisi yapıyoruz’
Müzikle tedavinin geçmişinin Orta Asya Türklerine kadar uzandığını ifade eden Öksem Aykut, ‘4-5 senedir müzikle tedavi üzerinde çalışıyorum. Müzik terapileri ile uğraşıyoruz. Özellikle müzik terapileri için doğada güzel mekanlar seçiyoruz. Müzik terapisi bize atalarımızdan miras aslında. Orta Asya’dan beri Türklerde müzik enstrümanları belli ölçülerde kullanılmış. Aynı şekilde ses terapileri de kullanılmış. Biz de zaman zaman arkadaşlarla ve gruplarla beraber doğada kamplar yaparak müzik eşliğinde terapiler gerçekleştiriyoruz. Hep birlikte hem doğanın seslerinden hem su seslerinden hem de müzik enstrümanlarından yararlanarak bir ahenk içine giriyoruz. Bu da bizi daha umutlu ve mutlu kılıyor. Ülkemiz coğrafî açıdan çok güzel bir yer. Özellikle biz ülkemizde gezerken yeni yerler keşfetmeyi seviyoruz ve yeni yerler içerisinde mümkün olduğunca doğanın dokunulmamış bakir olduğu, suyun, toprağın, havanın, güneşin dört elementin olduğu yerler ilgimizi çekiyor. Bu bölgenin çam ormanları, bitki örtüsü, göletin huzurlu şelale sesi bizi buraya getirdi. Biraz da kalbimizin sesini dinleyerek geldik’ dedi.