Altıntaş, kirliliğin sadece İzmir halkını değil, çevresel dengeyi de tehdit eden ciddi bir sorun haline geldiğini vurguladı. Altıntaş, bu kirliliğin kaynağı ve çözümünün önündeki engellerin sorumlusunun merkezi iktidar olduğunu belirtti. Hükümetin, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin körfez kirliliğini azaltmak amacıyla uluslararası finans kuruluşlarından sağladığı kredilere onay vermediğini ve devlet bankalarından finansman sağlamasına engel olduğunu ifade etti. Bu durumun, belediyenin sorunun çözümü için adım atmasını imkânsız hale getirdiğini söyledi.
Altıntaş, iktidarın İzmir halkını ve yerel yönetimi cezalandırma politikası güttüğünü savundu. Körfezdeki balık ölümleri ve denizdeki oksijen seviyesinin düşüşünün, bu tahribatın somut göstergeleri olduğunu belirtti. İzmir Körfezi’nde olması gereken oksijen seviyesinin bazı yerlerde 1,8’e hatta sıfıra kadar gerilediğini açıkladı. Hükümetin, körfeze dökülen yedi derenin temizlenmesi ve sanayi kaynaklı kirliliğin önlenmesi için etkili adımlar atmamasının sorunun daha da büyümesine neden olduğunu söyledi.
Altıntaş, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın mevzuata göre körfeze akan suları kirleten fabrikaları denetlemekle yükümlü olduğunu, ancak bakanlığın asli sorumluluğunu yerine getirmediğini ve bu sorunu siyasallaştırarak İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yüklemeye çalıştığını ifade etti. Bakanlığın bilimsel gerçekler ve uzman görüşlerini göz ardı ederek sadece cezai yaptırımlara başvurduğunu, bu yaklaşımın sorunu çözmek yerine daha da derinleştirdiğini belirtti.
Haydar Altıntaş, İzmir Körfezi’ndeki kirlilik sorununa yönelik hükümetin acil ve etkili bir çözüm bulması gerektiğini vurguladı.