Marmara Denizi’ni kirlettiği iddiası ile Haziran ayında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından üretimi durdurulan Bandırma Gübre Fabrikaları A.

Marmara Denizi’ni kirlettiği iddiası ile Haziran ayında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından üretimi durdurulan Bandırma Gübre Fabrikaları A.Ş. (BAGFAŞ) tekrar iş başı yaptı. Fabrikanın bacaları tüterken, Marmara Denizi’ni yeniden kirletip kirletmediği ise akıllarda soru işareti bıraktı. Denize sıvı deşarjı görülen fabrika ile ilgili konuşan sivil toplum kuruluşu temsilcileri ise denetim mekanizmasına vurgu yaptı. Öte yandan, BAGFAŞ’ın bünyesinde yer alan fosforik fabrikanın ise kapandığı iddia edilirken, Bandırmalı dernek başkanları BAGFAŞ’tan kamuoyunu aydınlatmasını istedi.
Geçtiğimiz aylarda Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj krizinin aktörlerinden birisi olduğu iddia edilen ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda faaliyetleri durdurulan Bandırma Gübre Fabrikaları A.Ş, iddiaya göre gerekli yükümlülükleri yerine getirerek tekrar faaliyete geçti. Tesislerin bakımının yapılıp yapılmadığı bilinmezken, fabrikanın tekrar üretime başlamasıyla Marmara Denizi’ni kirletip kirletmediği sorusu yine gündeme geldi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın müsilaja karşı oluşturduğu Marmara Denizi Eylem Planı kapsamında Bandırma’da yürüttüğü inceleme ve denetim sonucunda Çevre Kanunu’nda belirtilen yükümlülükleri yerine getirmediği tespit edilen tesisin gerekli tedbirleri alıncaya kadar faaliyetlerinin durdurulmasına karar verilmesinin ardından fabrikanın kısa sürede tekrar iş başı yapmasını sivil toplum kuruluşu temsilcileri değerlendirdi.

‘Tesislerin hepsinin yeniden mercek altına alınmasını istiyoruz’
Bandırma Çevre ve Kültür Derneği Başkanı Harun Algül, Marmara Denizi’ndeki sorunun BAGFAŞ’tan ibaret olmadığını ve bütünü ile ele alınması gerektiğini söyledi. Algül, ‘Marmara Denizi kapalı bir havzadan oluşuyor. Kirlenmede İstanbul, İzmit, Yalova, Bursa, Tekirdağ ve Bandırma olarak ele alınmalı. Bu kapalı havzanın kirlenmesinin değerlendirilmesi bütüncül değerlendirildiği zaman yerleşim yerlerini de kapsamakta. Ama en büyük etki sanayi tesislerinde. BAGFAŞ konusuna gelirsek. Büyük tepkiler oldu ve valiliğimiz bu konuda gereğini yaptı. Bizim dernek olarak eskiden bu yana söylediğimiz bir şey var. Bu sanayi tesislerinin işletilmesinde bu fabrikalara denetim mekanizmasının çalıştırılmasını hep dernek olarak dile getirdik. Bunu da yineliyoruz. Gerek BAGFAŞ özelinde, gerek diğer sanayi kuruluşları özelinde işletme aşamasında bu tesislerin çok ciddi şekilde denetlenmesi, personelin proseslerin nasıl çalıştığını bilerek denetlemesi gerekiyor. Biz, Marmara Denizi’nin temiz bir şekilde gelecek nesillere aktarılması için bu tesislerin hepsinin yeniden mercek altına alınmasını istiyoruz’ dedi.
Başkan Algül, BAGFAŞ’a ait olduğu iddia edilen ve sosyal medyada da paylaşılan görüntülerle ilgili şunları söyledi: ‘Görüntülerdeki sıvının ne olduğunun araştırılması lazım. Bilginiz olmadan fikrinizin olması yanlış. Öncelikle bu akan şeyin ne olduğunun açıklanması gerekiyor. Kimine göre kimyasal bir madde, kimine göre klorlu su, kimine göre ise soğutma suyu. Net bir bilgim olmadığı için ben de yorum yapamıyorum. Bunun ilgili merciler tarafından tekrar denetlenmesi gerektiğini düşünüyorum.’

‘BAGFAŞ kamuoyuna bilgi vermeli’
Güney Marmara Doğa ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği Başkanı (GÜMÇED) Gültekin Mutlu ise BAGFAŞ konusuna farklı bir yaklaşımda bulundu. Başkan Mutlu, ‘Müsilaj varlığını sürdürüyor, çünkü kirletenlerin önüne geçilemiyor. 25 milyona yakın insan Marmara Denizi çevresinde yaşıyor. Özellikle İstanbul’da katı atıkların oranı çok yüksek. Evsel atıkların yanı sıra sanayi tesislerinin arıtmalarının olmaması, tarımsal üretimde kullanılan azot ve fosfatın kullanılması kirliliğin devamında önemli rol oynuyor. Bu müsilaj denizdeki oksijeni yok ediyor. Oksijenin yok olması da denizdeki canlıların yok olması anlamına geliyor. Bunu engellemek tabi ki mümkün. Öncelikle Marmara çevresindeki 43 belediyenin arıtma tesislerini bir an önce yapması, sanayi kuruluşlarının arıtma tesislerini yapması ve çalıştırması, tarımsal ürünlerde kullanılan kimyasallara sınırlama getirilmesi, gübre kullanımına sınırlama getirilmesi ile denizlerde sürdürülebilir bir yaşam mümkün. Ancak böyle devam ederse korkarım ki daha kötü günler bekliyor Marmara Denizi’ni. BAGFAŞ üretime ara vermişti. Tekrar gerekli çalışmaları yaparak üretime başladı. Kendilerinin açıklaması gerekir, denizi nasıl kirletiyorlardı, ne önlemi aldılar, arıtma yaptılar mı? Yapmadılar mı? Bunların kamuoyu tarafından bilinmesi gerekiyor. Bu konuda bize de bilgi verilmiyor. Bırakın bize bilgi vermeyi, il müdürlüklerine bile isteyerek gönüllü şekilde kapılarını açtıklarına inanmıyorum. BAGFAŞ da kamuoyunu bilgilendirmeli’

‘Fosforik fabrika kapatıldı’
Bandırma Kent Konseyi Başkanı Serdar Polat, konuyla ilgili İl Çevre Müdürlüğü’nden aldığı bilgiyi paylaştı. Polat, ‘Geçen yıl ortaya çıkan müsilaj sorunu sonrasında Marmara’nın temizliği hususu bizim için çok önemli. Bandırma ve çevresinde derin deşarj yöntemi ile atıklarımız atılıyor. Biz ileri biyolojik arıtmanın ve arıtma tesislerinin ne denli önemli olduğunu biliyoruz ve bu noktada başlatılmış bir proje var. İl Çevre Müdürlüğü ile çeşitli konularda görüşmeye gittik. Bu vesile ile BAGFAŞ’ın son durumunu da yetkililere, müdür vekiline sorduk. Geçen yılki konulardan dolayı fosforik fabrikasının kapatıldığını, su giderlerine izleme cihazları ve bacalara filtre takıldığını bu nedenle de kendilerine bir süre verildiği bilgisini aldık’ dedi.

Kameralara takıldı
Öte yandan, İHA muhabirlerince havadan ve yerden görüntülenen fabrikanın bacalarının tüttüğü görüldü. Fabrikadaki sistem sayesinde deniz yüzeyine bir su bırakıldığı kameralarca kaydedilirken, sıvının içeriği hakkında bilgi alınamadı. Cep telefonlarınca da çekilen ve sosyal medyada da paylaşılan atık görüntülerinin ise yeni olup olmadığı netlik kazanmadı. Fabrikanın tekrar faaliyete geçtiği günden itibaren ise özellikle giriş kısmındaki güvenlik sayısının fazlalığı ise dikkatlerden kaçmadı.