TEMA Vakfı, Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğinin tanınması, öneminin fark edilmesi ve korunmasına katkı sağlamak amacıyla A.
TEMA Vakfı, Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğinin tanınması, öneminin fark edilmesi ve korunmasına katkı sağlamak amacıyla A. Nihat Gökyiğit Biyolojik Çeşitlilik Projesi başlattı.
Arazi tahribatı, iklim değişikliği, avlanma ve aşırı yararlanma nedenleriyle gün geçtikçe azalan biyolojik çeşitliliğin korunması gerektiğine dikkat çeken TEMA Vakfı, Kurucu Onursal Başkanlarından A. Nihat Gökyiğit’in ismini verdiği proje ile ’FarkındaMıyız’ sorusunu sorarak biyolojik çeşitlilik kavramının Türkiye’de bilinirliğinin artmasını hedefliyor. BM tarafından her sene 22 Mayıs günü kutlanan Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Günü’nün bu yılki sloganı ‘#Doğaİçin çözümün parçasıyız’. Yaşam ve sağlık için gerekli temiz havanın, gıdanın, gezegendeki su ve besin döngüsünün devamlılığının biyolojik çeşitliliğe bağlı olduğunun altını çizen TEMA Vakfı, bu özel günde A. Nihat Gökyiğit Biyolojik Çeşitlilik Projesi’ni hayata geçirdi. Konuyla ilgili konuşan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, dünyayı yaşanabilir yapan, insanların bu gezegende var olabilmesi ve refahı için vazgeçilmez önemi olan, doğal zenginliğin göstergesi biyolojik çeşitliliğin öneminin yeterince bilinmediğini belirtti. Biyolojik çeşitliliğin hızla yok olduğunun ve dünyadaki türlerin yüzde 25’inin neslinin tehlike altında olduğunun altını çizen Ataç, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kamuoyunu biyolojik çeşitlilik konusunda bilinçlendirmek, farkındalığı artırmak ve insan kaynaklı biyolojik çeşitlilik kaybını en aza indirmek için çalışmaların başlatılması ihtiyacının acil olduğunu söyledi.
Türkiye’de biyolojik çeşitlilik
TEMA Vakfı olarak A. Nihat Gökyiğit Biyolojik Çeşitlilik Projesi’ni başlattıklarını müjdeleyen Ataç, ‘Türkiye bir kıta olmamakla birlikte bir kıtada bulunacak sayıda tür çeşitliliğine sahiptir. Tüm Avrupa kıtasında 12 bin 500 farklı tohumlu bitki türü varken, Türkiye’de bu sayı 10 bin 900’dür. Ülkemizde mantarlar ve mikroorganizmalar hariç bilinen 37 binden fazla tür bulunmaktadır. Sahip olduğumuz bitki türlerinin yüzde 38’i, hayvan türlerinin ise yüzde 18’i endemik, yani sadece ülkemizde bulunan türlerdir. Bununla beraber bin 284 bitki türü ile 139 hayvan türünün nesli tehlike altındadır ve bilinen türlerden 11’i tamamen yok olmuştur. Her bir yok oluş doğanın sağlığının bozulmasına sebep olmakta, bu da azalan insan refahı ve sağlığı anlamına gelmektedir. Sağlığımızın ve gıdamızın teminatı olan biyolojik çeşitliliği korumak, gelecek nesillere en önemli miraslarımızdan biri olacaktır. TEMA Vakfı olarak biz de Kurucu Onursal Başkanlarımızdan Sayın A. Nihat Gökyiğit’in biyolojik çeşitlilik konusuna verdiği önem sebebiyle kendisinin adını verdiğimiz yepyeni projemizin çalışmalarına başladığımızı duyurmanın mutluluğu içerisindeyiz. Projemizle ülkemizin biyolojik çeşitliliğinin tanınması, önemi konusunda farkındalığın artması ve korunmasına katkı sağlamayı hedefliyoruz’ dedi.
TEMA Vakfı, Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğinin tanınması, öneminin fark edilmesi ve korunmasına katkı sağlamak amacıyla A. Nihat Gökyiğit Biyolojik Çeşitlilik Projesi başlattı.
Arazi tahribatı, iklim değişikliği, avlanma ve aşırı yararlanma nedenleriyle gün geçtikçe azalan biyolojik çeşitliliğin korunması gerektiğine dikkat çeken TEMA Vakfı, Kurucu Onursal Başkanlarından A. Nihat Gökyiğit’in ismini verdiği proje ile ’FarkındaMıyız’ sorusunu sorarak biyolojik çeşitlilik kavramının Türkiye’de bilinirliğinin artmasını hedefliyor. BM tarafından her sene 22 Mayıs günü kutlanan Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Günü’nün bu yılki sloganı ‘#Doğaİçin çözümün parçasıyız’. Yaşam ve sağlık için gerekli temiz havanın, gıdanın, gezegendeki su ve besin döngüsünün devamlılığının biyolojik çeşitliliğe bağlı olduğunun altını çizen TEMA Vakfı, bu özel günde A. Nihat Gökyiğit Biyolojik Çeşitlilik Projesi’ni hayata geçirdi. Konuyla ilgili konuşan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, dünyayı yaşanabilir yapan, insanların bu gezegende var olabilmesi ve refahı için vazgeçilmez önemi olan, doğal zenginliğin göstergesi biyolojik çeşitliliğin öneminin yeterince bilinmediğini belirtti. Biyolojik çeşitliliğin hızla yok olduğunun ve dünyadaki türlerin yüzde 25’inin neslinin tehlike altında olduğunun altını çizen Ataç, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kamuoyunu biyolojik çeşitlilik konusunda bilinçlendirmek, farkındalığı artırmak ve insan kaynaklı biyolojik çeşitlilik kaybını en aza indirmek için çalışmaların başlatılması ihtiyacının acil olduğunu söyledi.
Türkiye’de biyolojik çeşitlilik
TEMA Vakfı olarak A. Nihat Gökyiğit Biyolojik Çeşitlilik Projesi’ni başlattıklarını müjdeleyen Ataç, ‘Türkiye bir kıta olmamakla birlikte bir kıtada bulunacak sayıda tür çeşitliliğine sahiptir. Tüm Avrupa kıtasında 12 bin 500 farklı tohumlu bitki türü varken, Türkiye’de bu sayı 10 bin 900’dür. Ülkemizde mantarlar ve mikroorganizmalar hariç bilinen 37 binden fazla tür bulunmaktadır. Sahip olduğumuz bitki türlerinin yüzde 38’i, hayvan türlerinin ise yüzde 18’i endemik, yani sadece ülkemizde bulunan türlerdir. Bununla beraber bin 284 bitki türü ile 139 hayvan türünün nesli tehlike altındadır ve bilinen türlerden 11’i tamamen yok olmuştur. Her bir yok oluş doğanın sağlığının bozulmasına sebep olmakta, bu da azalan insan refahı ve sağlığı anlamına gelmektedir. Sağlığımızın ve gıdamızın teminatı olan biyolojik çeşitliliği korumak, gelecek nesillere en önemli miraslarımızdan biri olacaktır. TEMA Vakfı olarak biz de Kurucu Onursal Başkanlarımızdan Sayın A. Nihat Gökyiğit’in biyolojik çeşitlilik konusuna verdiği önem sebebiyle kendisinin adını verdiğimiz yepyeni projemizin çalışmalarına başladığımızı duyurmanın mutluluğu içerisindeyiz. Projemizle ülkemizin biyolojik çeşitliliğinin tanınması, önemi konusunda farkındalığın artması ve korunmasına katkı sağlamayı hedefliyoruz’ dedi.