“Asra yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.” (Asr; 1-3)
Asr (asır) kelimesi isim olarak “mutlak zaman, içinde bulunulan zaman, 100 yıllık zaman dilimi, ikindi vakti, ikindi namazı…vb” mânalarda kullanılır. Sûrenin mesajına en uygun düşeni “mutlak zaman” anlamıdır. Buna göre sûrenin başında zamana yemin edilerek insan hayatındaki yerine ve önemine dikkat çekilmiştir. Yüce Allah böyle kıymetli bir gerçeklik üzerine yemin ederek zamanın önemine dikkat çekmiş, onu iyi değerlendirmeyen fert ve toplumların sonunun 2. âyetteki deyimle “hüsran” olacağını hatırlatmıştır.
Sûrede bu hüsrandan ancak şu dört özelliğe sahip olanların kurtulacağı ifade edilmiştir:
- a) Önce iman etmek: İman, dinin temeli, ibadetlerin makbul olmasının ilk şartıdır. İman, yolumuzu aydınlatan bir ışık, doğru ile yanlışı ayırt eden şaşmaz bir ölçü, sevgi ve muhabbetin, şefkat ve merhametin, her türlü iyiliğin kaynağıdır.
İmandır o cevher ki,ilahi ne büyüktür
İmansız olan paslı yürek,sinede yüktür
- b) Sonra salih ameller ( Islah edici işler ): Din, akıl ve vicdanın emrettiklerini yerine getirmek, yasakladıklarından kaçınmak.
- c) Hakkı tavsiye etmek;
- d) Sabrı tavsiye etmek:
İkinci şıktaki “ıslah edici işler”in içinde hakkı ve sabrı tavsiye etmek de vardır; fakat bunlar, hem bireyin erdemini ve hemcinslerine karşı sorumluluk bilincini yansıttığı hem de, bireyi aşarak toplumsal yararlar doğurduğu için önemi dolayısıyla ayrıca zikredilmiştir. Hakkı ve sabrı tavsiye buyruğunda, bu tavsiyelere kişinin öncelikle kendisinin uyması gerektiği anlamının da bulunduğu kuşkusuzdur. Bu husus, her akıl ve iz‘an sahibi tarafından kolayca anlaşılıp benimsenecek kadar açık olduğu için âyette bunun özellikle belirtilmesine gerek görülmediği anlaşılmaktadır. Âyetteki hakkı ve sabrı tavsiye, eğitimin önemine ve mahiyetinin ve amacının ne olması gerektiğine de ışık tutmaktadır. Çünkü her eğitim faaliyeti sonuçta bir tavsiyedir. Doğru bir eğitim faaliyetinin temel amacı ise, insanlara inançta, bilgide ve ahlâkta hakkı yani gerçeği ve doğruyu aktarmaktır.
Hakkı ve sabrı tavsiye, toplumsal hayat ve birlikte yaşamanın getirdiği bütün ahlâkî görevleri içine alan geniş kapsamlı bir görevdir. Hakkın karşıtı bâtıldır; bâtıl ise, inanç ve bilgide yanlışlığı, ahlâkta kötülüğü içine alan bir kavramdır. Ayrıca hak ve adaletle de yakından ilişkilidir. Bu açıdan âyette insanların âdil olmaları ve adalet düzeninin, yani herkesin hakkına razı olduğu ve herkesin hakkının korunduğu bir toplumsal düzenin kurulmasına katkıda bulunmaları gerektiği anlatılmaktadır. Sonuçta kul, sûrede sıralanan dört ilkeden iman ve sâlih amel sayesinde Allah’ın hakkını, hakkı ve sabrı tavsiye ile de kulların hakkını ödemiş olur. Görüldüğü gibi Asr sûresi en kısa sûrelerinden biri olmakla birlikte Kur’ân-ı Kerîm’deki bütün dinî ve ahlâkî yükümlülüklerin, öğütlerin özü sayılmaya değer bir anlam zenginliğine sahiptir. Bu sebeple İmam Şâfiî’nin sûre hakkında, “Şayet Kur’an’da başka bir şey nâzil olmasaydı, şu pek kısa sûre bile insanlara yeterdi. Bu sûre Kur’an’ın bütün ilimlerini kucaklıyor” dediği nakledilmiştir. Mehmet Âkif Ersoy’da bu sure ile ilgili olarak;
Hâlık’ın nâmütenahi adı var, en başı “Hak”,
Ne büyük şey kul için hakkı tutup kaldırmak!
Hani Ashâb-ı Kirâm ayrılalım derlerken,
Mutlaka “Sûre-i ve’l- asr”ı okurmuş, bu neden?
Çünkü meknûn o büyük surede esrâr-ı felâh,
Başta imanı hakiki geliyor, sonra salâh,
Sonra hak, sonra sebât. İşte kuzum insanlık,
Dördü birleşti mi, yoktur sana hüsran artık.
Diyerek nazmın eşşiz gücü ile insanları uyarır. Uyarılara kulak vermek, önce yaratılış gayemiz istikametinde yaradanımızı yanıyp O’na inanmak. Sonra inandım demekle yetinmeyip ıslah edici işler yapmak, sonar hak ve sabra dört elle sarılmak kurtuluş formülümüzdür.
Koca bir yılı daha geride bırakıyoruz. Mazlumlar bu yıl da çok acılar çekti. Bazan umutlarımız azaldı, tükenme noktasına geldi. Ama biz her zaman umutlarımızı yeşertmeyi, hatta kardeşlerimize umut olmayı başardık. Başarılarımız daim olsun. 2019 Yılı hepimiz için umut dolu mutlu ve huzurla geçireceğimiz yıl olsun. Gelecek yıl mazlumların umutlarının gerçekleşeceği, zalimlerin hak ettikleri cezalara yüzleşecekleri bir yıl olsun. Rabbim hepimizi umduklarımıza nail, korktuklarımızdan emin eylesin.
“Asra yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.” (Asr; 1-3)
Asr (asır) kelimesi isim olarak “mutlak zaman, içinde bulunulan zaman, 100 yıllık zaman dilimi, ikindi vakti, ikindi namazı…vb” mânalarda kullanılır. Sûrenin mesajına en uygun düşeni “mutlak zaman” anlamıdır. Buna göre sûrenin başında zamana yemin edilerek insan hayatındaki yerine ve önemine dikkat çekilmiştir. Yüce Allah böyle kıymetli bir gerçeklik üzerine yemin ederek zamanın önemine dikkat çekmiş, onu iyi değerlendirmeyen fert ve toplumların sonunun 2. âyetteki deyimle “hüsran” olacağını hatırlatmıştır.
Sûrede bu hüsrandan ancak şu dört özelliğe sahip olanların kurtulacağı ifade edilmiştir:
- a) Önce iman etmek: İman, dinin temeli, ibadetlerin makbul olmasının ilk şartıdır. İman, yolumuzu aydınlatan bir ışık, doğru ile yanlışı ayırt eden şaşmaz bir ölçü, sevgi ve muhabbetin, şefkat ve merhametin, her türlü iyiliğin kaynağıdır.
İmandır o cevher ki,ilahi ne büyüktür
İmansız olan paslı yürek,sinede yüktür
- b) Sonra salih ameller ( Islah edici işler ): Din, akıl ve vicdanın emrettiklerini yerine getirmek, yasakladıklarından kaçınmak.
- c) Hakkı tavsiye etmek;
- d) Sabrı tavsiye etmek:
İkinci şıktaki “ıslah edici işler”in içinde hakkı ve sabrı tavsiye etmek de vardır; fakat bunlar, hem bireyin erdemini ve hemcinslerine karşı sorumluluk bilincini yansıttığı hem de, bireyi aşarak toplumsal yararlar doğurduğu için önemi dolayısıyla ayrıca zikredilmiştir. Hakkı ve sabrı tavsiye buyruğunda, bu tavsiyelere kişinin öncelikle kendisinin uyması gerektiği anlamının da bulunduğu kuşkusuzdur. Bu husus, her akıl ve iz‘an sahibi tarafından kolayca anlaşılıp benimsenecek kadar açık olduğu için âyette bunun özellikle belirtilmesine gerek görülmediği anlaşılmaktadır. Âyetteki hakkı ve sabrı tavsiye, eğitimin önemine ve mahiyetinin ve amacının ne olması gerektiğine de ışık tutmaktadır. Çünkü her eğitim faaliyeti sonuçta bir tavsiyedir. Doğru bir eğitim faaliyetinin temel amacı ise, insanlara inançta, bilgide ve ahlâkta hakkı yani gerçeği ve doğruyu aktarmaktır.
Hakkı ve sabrı tavsiye, toplumsal hayat ve birlikte yaşamanın getirdiği bütün ahlâkî görevleri içine alan geniş kapsamlı bir görevdir. Hakkın karşıtı bâtıldır; bâtıl ise, inanç ve bilgide yanlışlığı, ahlâkta kötülüğü içine alan bir kavramdır. Ayrıca hak ve adaletle de yakından ilişkilidir. Bu açıdan âyette insanların âdil olmaları ve adalet düzeninin, yani herkesin hakkına razı olduğu ve herkesin hakkının korunduğu bir toplumsal düzenin kurulmasına katkıda bulunmaları gerektiği anlatılmaktadır. Sonuçta kul, sûrede sıralanan dört ilkeden iman ve sâlih amel sayesinde Allah’ın hakkını, hakkı ve sabrı tavsiye ile de kulların hakkını ödemiş olur. Görüldüğü gibi Asr sûresi en kısa sûrelerinden biri olmakla birlikte Kur’ân-ı Kerîm’deki bütün dinî ve ahlâkî yükümlülüklerin, öğütlerin özü sayılmaya değer bir anlam zenginliğine sahiptir. Bu sebeple İmam Şâfiî’nin sûre hakkında, “Şayet Kur’an’da başka bir şey nâzil olmasaydı, şu pek kısa sûre bile insanlara yeterdi. Bu sûre Kur’an’ın bütün ilimlerini kucaklıyor” dediği nakledilmiştir. Mehmet Âkif Ersoy’da bu sure ile ilgili olarak;
Hâlık’ın nâmütenahi adı var, en başı “Hak”,
Ne büyük şey kul için hakkı tutup kaldırmak!
Hani Ashâb-ı Kirâm ayrılalım derlerken,
Mutlaka “Sûre-i ve’l- asr”ı okurmuş, bu neden?
Çünkü meknûn o büyük surede esrâr-ı felâh,
Başta imanı hakiki geliyor, sonra salâh,
Sonra hak, sonra sebât. İşte kuzum insanlık,
Dördü birleşti mi, yoktur sana hüsran artık.
Diyerek nazmın eşşiz gücü ile insanları uyarır. Uyarılara kulak vermek, önce yaratılış gayemiz istikametinde yaradanımızı yanıyp O’na inanmak. Sonra inandım demekle yetinmeyip ıslah edici işler yapmak, sonar hak ve sabra dört elle sarılmak kurtuluş formülümüzdür.
Koca bir yılı daha geride bırakıyoruz. Mazlumlar bu yıl da çok acılar çekti. Bazan umutlarımız azaldı, tükenme noktasına geldi. Ama biz her zaman umutlarımızı yeşertmeyi, hatta kardeşlerimize umut olmayı başardık. Başarılarımız daim olsun. 2019 Yılı hepimiz için umut dolu mutlu ve huzurla geçireceğimiz yıl olsun. Gelecek yıl mazlumların umutlarının gerçekleşeceği, zalimlerin hak ettikleri cezalara yüzleşecekleri bir yıl olsun. Rabbim hepimizi umduklarımıza nail, korktuklarımızdan emin eylesin.
YORUMLAR