Balıkesir’in Savaştepe ilçesine bağlı Sarıbeyler Mahallesinden Çanakkale Savaşları ve Kurtuluş Savaşı’nda cepheye giden askerler için yapılan ‘seferberlik çöreği’, yaklaşık 100 yıldır aynı yöntemle üretiliyor.
Balıkesir’in Savaştepe ilçesine bağlı Sarıbeyler Mahallesinden Çanakkale Savaşları ve Kurtuluş Savaşı’nda cepheye giden askerler için yapılan ‘seferberlik çöreği’, yaklaşık 100 yıldır aynı yöntemle üretiliyor.
Mahallede asker uğurlamaları, dini bayramlar ile düğünlerde pişirilen bu ekmek kadın girişimci Fatma Erdil tarafından seri üretime döndürüldü ve Savaştepe merkezde günlük satışa sunuldu.
Tarhana, zeytinyağı, yoğurt, un, şeker ve susam içeren, besleyici ve enerji verici çöreğin, iki aya kadar dayanabilmesi dolayısıyla Kurtuluş Savaşı döneminde askerlerin en önemli azıkları arasında yer aldığı biliniyor.
Bu ekmek türünün ilk kez, Çanakkale Savaşları’nda cepheye giden askerler için o dönemde eldeki imkânlarla üretildiği bilinmekle beraber ilçenin de bir simgesi haline geldi. Zeytinyağı, tarhana, şeker, un ve susam içerdiği için besleyici, enerji verici ve oldukça sağlıklı olan çöreğin iki ay dayanabildiği için cephedeki askerin en önemli azığı olduğu biliniyor.
Köyümün halkı yapar ama ticarete döken benim
Geleneksel yöntemlerle üretilen seferberlik çöreği kırsal mahallelerde halen yapılmaya devam ediyor. Ancak Fatma Erdil ise evlendikten sonra ekonomik kazanç sağlamak adına bu işi ticarete çeviren bir kadın girişimci.
Evlendikten sonra bu işe başladığını ilk başlarda pazarlarda sattıktan sonra kendi fırınını açtığını belirten Fatma Erdil ‘Eskiden atalarımız bunu Çanakkale Zaferine, savaşa götürmüşler askerlerimize. Zamanında o zaman bunun arası boş olduğundan bunların kenarlarını kargıyla delip böyle kurutuyorlarmış. Hani kurutup öyle götürmüşler. O zaman da küflenme yapmadığından, bozulma yapmadığından askerimize dayanak olmuş, besin gıda olmuş orada iyi olmuş. Bu zamana kadar tütün işledik çocukluğumuzda. Evlendikten sonra çaresizliktir işte böyle bir talep üzerine bir pazarcının isteğiyle ben bu işe başladım. 5 yıl pazarcıya çalıştım daha sonra da kendimiz fırınımızı açıp işletmeye başladık. Köyümün halkı yapar ama ticarete döken benim. Şükür evimi idare etti. Çocuklarımı okuttum, evlendirdim’ dedi.
Balıkesir’in Savaştepe ilçesine bağlı Sarıbeyler Mahallesinden Çanakkale Savaşları ve Kurtuluş Savaşı’nda cepheye giden askerler için yapılan ‘seferberlik çöreği’, yaklaşık 100 yıldır aynı yöntemle üretiliyor.
Mahallede asker uğurlamaları, dini bayramlar ile düğünlerde pişirilen bu ekmek kadın girişimci Fatma Erdil tarafından seri üretime döndürüldü ve Savaştepe merkezde günlük satışa sunuldu.
Tarhana, zeytinyağı, yoğurt, un, şeker ve susam içeren, besleyici ve enerji verici çöreğin, iki aya kadar dayanabilmesi dolayısıyla Kurtuluş Savaşı döneminde askerlerin en önemli azıkları arasında yer aldığı biliniyor.
Bu ekmek türünün ilk kez, Çanakkale Savaşları’nda cepheye giden askerler için o dönemde eldeki imkânlarla üretildiği bilinmekle beraber ilçenin de bir simgesi haline geldi. Zeytinyağı, tarhana, şeker, un ve susam içerdiği için besleyici, enerji verici ve oldukça sağlıklı olan çöreğin iki ay dayanabildiği için cephedeki askerin en önemli azığı olduğu biliniyor.
Köyümün halkı yapar ama ticarete döken benim
Geleneksel yöntemlerle üretilen seferberlik çöreği kırsal mahallelerde halen yapılmaya devam ediyor. Ancak Fatma Erdil ise evlendikten sonra ekonomik kazanç sağlamak adına bu işi ticarete çeviren bir kadın girişimci.
Evlendikten sonra bu işe başladığını ilk başlarda pazarlarda sattıktan sonra kendi fırınını açtığını belirten Fatma Erdil ‘Eskiden atalarımız bunu Çanakkale Zaferine, savaşa götürmüşler askerlerimize. Zamanında o zaman bunun arası boş olduğundan bunların kenarlarını kargıyla delip böyle kurutuyorlarmış. Hani kurutup öyle götürmüşler. O zaman da küflenme yapmadığından, bozulma yapmadığından askerimize dayanak olmuş, besin gıda olmuş orada iyi olmuş. Bu zamana kadar tütün işledik çocukluğumuzda. Evlendikten sonra çaresizliktir işte böyle bir talep üzerine bir pazarcının isteğiyle ben bu işe başladım. 5 yıl pazarcıya çalıştım daha sonra da kendimiz fırınımızı açıp işletmeye başladık. Köyümün halkı yapar ama ticarete döken benim. Şükür evimi idare etti. Çocuklarımı okuttum, evlendirdim’ dedi.