Balıkesir’in Gümüşçeşme Mahallesi’nde yaşayan Fahrettin ve Sedat Kayalar ürettikleri davulları yurt dışına ihraç ediyor.
Balıkesir’in Gümüşçeşme Mahallesi’nde yaşayan Fahrettin ve Sedat Kayalar ürettikleri davulları yurt dışına ihraç ediyor. Amca ve yeğenin sahip olduğu davul atölyesinde günde 10 davula kadar üretim yapılırken, davullar başta Amerika olmak üzere, Almanya, İsviçre, Hollanda gibi ülkelere gönderiliyor. Davul ustaları ayrıca Edirne’den Kars’a, Hatay’dan Sinop’a kadar yurt içindeki talepleri de karşılıyor.
Davul ustaları Fahrettin Kayalar ile yeğeni Sedat Kayalar tarafından işletilen atölyede müzisyenlerin isteğine göre üretim yapılıyor. Atölyelerini İhlas Haber Ajansı’na açan amca ve yeğen davulları tamamen el işçiliğiyle yapıyorlar. Müzisyenlerin isteğine göre ceviz, kayın, gürgen ve çam ağacından yapılan kasnaklar kullanan davul ustaları ton açısından en iyi sesi ise keçi ve oğlak derisinin verdiğini söyledi. Günümüz şartlarında polyester ve film kaplama davullarının daha dayanıklı olduğunu belirten davul ustaları, Türkiye’de bu işte el yapımı üretimde tek olduklarını belirttiler.
Fahrettin Kayalar ‘İyi davulun kasnağı güzel olmalı’
Küçük yaşlardan beri davul üretimi yaptığını söyleyen 67 yaşındaki davul ustası Fahrettin Kayalar en iyi davulun kasnağı güzel olan olduğunu söyledi. Fahrettin Kayalar, ‘Balıkesir Gümüşçeşme Mahallesi’nde yaşıyorum. Davul imalatı yapıyorum. Türkiye’de hemen hemen üzerime yok desem yeri var. Her gün 10 tane davul çıkarıyorum. Ceviz, gürgen, kestane kasnaklarımızdan yapıyoruz, tamamen el yapımı. Şu anda yurt dışına; Almanya, Hollanda, Amerika, İsviçre’ye ihracat yapıyoruz, oralara davul veriyoruz. Ben, doğdum doğalı davul imalatı işini yapıyorum, baba sanatı. Babamda müzisyendi ama bizim kadar davul yapmıyordu. Şimdi Allah’a şükür Türkiye’nin her tarafına veriyoruz. Antalya, Alanya, Burdur, Denizli, Isparta her tarafa erişiyoruz. İyi bir davulun kasnağı güzel olmalı. Biz ilk olarak davulun kasnağını fırınlıyoruz. Fırınladıktan sonra güzelce zımpara atıyoruz daha sonra kasnağa yağmur almasın diye doldurucu sürüyoruz. Bu işlemden sonra üzerine iki, üç sefer vernik atıyoruz. Çemberini ayarlıyoruz. Röntgen ise röntgen, deri ise derisini yapıyoruz. O şekilde imalatımızı tamamlıyoruz. Biz ürettiğimiz davuldaki röntgenleri Alman malı kullanıyoruz. İyisinden kullanıyoruz, üstüne çıkıyoruz, zıplıyoruz, patlamayacak şekilde yapıyoruz. Yani Çin mallarını davullarımızda kullanmıyoruz. Vallahi patlamayan davul olmaz, patlar. Adam ne yapıyor? Arabaya koyarken bir şeyin üstüne koyarsa patlıyor. Ürettiğimiz davulları 250 liradan 600 liraya kadar veriyoruz. Tabi ucuzlar Ramazan Davulu oluyor, biraz küçük oluyor. Özel davullar 42-43 santim genişliğindeki kasnaklardan oluyor’ diye konuştu.
Sedat Kayalar ‘Amerika’dan İsviçre’ye davul gönderiyoruz’
Davul yapımını dedesi ve amcasından öğrendiğini belirten Sedat Kayalar ise davul üretimini ticarete döktüklerini ifade etti. Yeğen Kayalar birçok ülkeye davul ihraç ettiklerini de vurgulayarak Türkiye’nin dört bir yanına da davul gönderdiklerini söyledi. Kayalar, ‘Amcamla beraber davul imalatı yapıyoruz. Tabi bunun öncesi var, dedem de yapardı. Ben küçüktüm; dedem oradan tut, buradan tut falan tarif ederdi. Daha çok dedem kendine yapardı, eşe dosta davul yapardı. Ama tabi amcam işi ticarete döktü, davul yapımında beni de eğitti. İşi beraber daha da ilerlettik. Şu anda Türkiye’nin her yerine davul gönderiyoruz. Ağrı’dan Edirne’ye gönderiyoruz. Sonra yurt dışına açılmaya başladık. Şu an Amerika, İsviçre, Hollanda gibi her yere gönderiyoruz. İsteğe göre davul yapıyoruz. Kim hangi ölçülerde, nasıl isterse elimizden geldiği kadar yapmaya çalışıyoruz. Önceden davullar deri olurdu. Yani hayvan derisi, keçi derisi, oğlak derisi olurdu. Şimdi filmler, polyesterler çıktı. Onlar daha dayanıklı oluyor. Tabi ton açısından derili tona benzemiyor ama dayanıklılık açısından; yağmurda, çamurda seste hiç sıkıntı olmuyor. Hayvan derisi yağmurda ıslandığı zaman kendini salar, güneşte, sıcakta çok gerilir. Onun için sıkıntı olduğundan şimdi polyesterler daha rahat oluyor. Kasnaklarımızda ceviz, kayın, gürgen, çam kullanıyoruz. Tabi bunun en kaliteli ağacı cevizdir, ceviz ağacından daha iyi yapılır. Yani elimizden geldiği kadar düzgün bir şey yapmak istiyoruz. Bizi arayan müzisyen arkadaşlarımız kaliteli bir şey olmasını istiyor biz de bunun için çalışıyoruz. Ben evliyim, iki tane oğlum var. Biz de çocuklarımıza bu mesleği öğretiyoruz. Buraya geliyorlar ara sıra, çekiç nasıl tutulur, nasıl çakılır, nasıl zımpara yapılır konularında hem bakıyorlar hem de uygulamaya çalışıyorlar. Amcamın da torunları var onlar da yetişiyor. İnşallah bu işi onlar daha da büyütecek diye düşünüyorum. İleride inşallah bir numara olacağız’ ifadelerini kullandı.
Amca-yeğenin sahip olduğu davul atölyesinde en son üretilen davul İsviçre’ye gönderilmek üzere paketlendi.
Balıkesir’in Gümüşçeşme Mahallesi’nde yaşayan Fahrettin ve Sedat Kayalar ürettikleri davulları yurt dışına ihraç ediyor. Amca ve yeğenin sahip olduğu davul atölyesinde günde 10 davula kadar üretim yapılırken, davullar başta Amerika olmak üzere, Almanya, İsviçre, Hollanda gibi ülkelere gönderiliyor. Davul ustaları ayrıca Edirne’den Kars’a, Hatay’dan Sinop’a kadar yurt içindeki talepleri de karşılıyor.
Davul ustaları Fahrettin Kayalar ile yeğeni Sedat Kayalar tarafından işletilen atölyede müzisyenlerin isteğine göre üretim yapılıyor. Atölyelerini İhlas Haber Ajansı’na açan amca ve yeğen davulları tamamen el işçiliğiyle yapıyorlar. Müzisyenlerin isteğine göre ceviz, kayın, gürgen ve çam ağacından yapılan kasnaklar kullanan davul ustaları ton açısından en iyi sesi ise keçi ve oğlak derisinin verdiğini söyledi. Günümüz şartlarında polyester ve film kaplama davullarının daha dayanıklı olduğunu belirten davul ustaları, Türkiye’de bu işte el yapımı üretimde tek olduklarını belirttiler.
Fahrettin Kayalar ‘İyi davulun kasnağı güzel olmalı’
Küçük yaşlardan beri davul üretimi yaptığını söyleyen 67 yaşındaki davul ustası Fahrettin Kayalar en iyi davulun kasnağı güzel olan olduğunu söyledi. Fahrettin Kayalar, ‘Balıkesir Gümüşçeşme Mahallesi’nde yaşıyorum. Davul imalatı yapıyorum. Türkiye’de hemen hemen üzerime yok desem yeri var. Her gün 10 tane davul çıkarıyorum. Ceviz, gürgen, kestane kasnaklarımızdan yapıyoruz, tamamen el yapımı. Şu anda yurt dışına; Almanya, Hollanda, Amerika, İsviçre’ye ihracat yapıyoruz, oralara davul veriyoruz. Ben, doğdum doğalı davul imalatı işini yapıyorum, baba sanatı. Babamda müzisyendi ama bizim kadar davul yapmıyordu. Şimdi Allah’a şükür Türkiye’nin her tarafına veriyoruz. Antalya, Alanya, Burdur, Denizli, Isparta her tarafa erişiyoruz. İyi bir davulun kasnağı güzel olmalı. Biz ilk olarak davulun kasnağını fırınlıyoruz. Fırınladıktan sonra güzelce zımpara atıyoruz daha sonra kasnağa yağmur almasın diye doldurucu sürüyoruz. Bu işlemden sonra üzerine iki, üç sefer vernik atıyoruz. Çemberini ayarlıyoruz. Röntgen ise röntgen, deri ise derisini yapıyoruz. O şekilde imalatımızı tamamlıyoruz. Biz ürettiğimiz davuldaki röntgenleri Alman malı kullanıyoruz. İyisinden kullanıyoruz, üstüne çıkıyoruz, zıplıyoruz, patlamayacak şekilde yapıyoruz. Yani Çin mallarını davullarımızda kullanmıyoruz. Vallahi patlamayan davul olmaz, patlar. Adam ne yapıyor? Arabaya koyarken bir şeyin üstüne koyarsa patlıyor. Ürettiğimiz davulları 250 liradan 600 liraya kadar veriyoruz. Tabi ucuzlar Ramazan Davulu oluyor, biraz küçük oluyor. Özel davullar 42-43 santim genişliğindeki kasnaklardan oluyor’ diye konuştu.
Sedat Kayalar ‘Amerika’dan İsviçre’ye davul gönderiyoruz’
Davul yapımını dedesi ve amcasından öğrendiğini belirten Sedat Kayalar ise davul üretimini ticarete döktüklerini ifade etti. Yeğen Kayalar birçok ülkeye davul ihraç ettiklerini de vurgulayarak Türkiye’nin dört bir yanına da davul gönderdiklerini söyledi. Kayalar, ‘Amcamla beraber davul imalatı yapıyoruz. Tabi bunun öncesi var, dedem de yapardı. Ben küçüktüm; dedem oradan tut, buradan tut falan tarif ederdi. Daha çok dedem kendine yapardı, eşe dosta davul yapardı. Ama tabi amcam işi ticarete döktü, davul yapımında beni de eğitti. İşi beraber daha da ilerlettik. Şu anda Türkiye’nin her yerine davul gönderiyoruz. Ağrı’dan Edirne’ye gönderiyoruz. Sonra yurt dışına açılmaya başladık. Şu an Amerika, İsviçre, Hollanda gibi her yere gönderiyoruz. İsteğe göre davul yapıyoruz. Kim hangi ölçülerde, nasıl isterse elimizden geldiği kadar yapmaya çalışıyoruz. Önceden davullar deri olurdu. Yani hayvan derisi, keçi derisi, oğlak derisi olurdu. Şimdi filmler, polyesterler çıktı. Onlar daha dayanıklı oluyor. Tabi ton açısından derili tona benzemiyor ama dayanıklılık açısından; yağmurda, çamurda seste hiç sıkıntı olmuyor. Hayvan derisi yağmurda ıslandığı zaman kendini salar, güneşte, sıcakta çok gerilir. Onun için sıkıntı olduğundan şimdi polyesterler daha rahat oluyor. Kasnaklarımızda ceviz, kayın, gürgen, çam kullanıyoruz. Tabi bunun en kaliteli ağacı cevizdir, ceviz ağacından daha iyi yapılır. Yani elimizden geldiği kadar düzgün bir şey yapmak istiyoruz. Bizi arayan müzisyen arkadaşlarımız kaliteli bir şey olmasını istiyor biz de bunun için çalışıyoruz. Ben evliyim, iki tane oğlum var. Biz de çocuklarımıza bu mesleği öğretiyoruz. Buraya geliyorlar ara sıra, çekiç nasıl tutulur, nasıl çakılır, nasıl zımpara yapılır konularında hem bakıyorlar hem de uygulamaya çalışıyorlar. Amcamın da torunları var onlar da yetişiyor. İnşallah bu işi onlar daha da büyütecek diye düşünüyorum. İleride inşallah bir numara olacağız’ ifadelerini kullandı.
Amca-yeğenin sahip olduğu davul atölyesinde en son üretilen davul İsviçre’ye gönderilmek üzere paketlendi.