Balıkesir’in Manyas ilçesinin eski yerleşim alanlarından olan ve Kafkas kökenli vatandaşların ağırlıklı olarak ikamet ettiği kırsal Haydar Mahallesinde tarih kokan evler restore edilip, baba miraslarına sahip çıkıyorlar.
Balıkesir’in Manyas ilçesinin eski yerleşim alanlarından olan ve Kafkas kökenli vatandaşların ağırlıklı olarak ikamet ettiği kırsal Haydar Mahallesinde tarih kokan evler restore edilip, baba miraslarına sahip çıkıyorlar.
Manyas’ın kırsal Haydar Mahallesinde doğup, çocuk yaşlarda eğitim için ayrılan ve daha sonra iş ve memuriyet hayatına atılan daha sonrasında emekli olunca yaz aylarında babalarından miras kalan evlerine sahip çıkarak restore ettirerek burada ikamet ediyorlar. Perihan-Hasan Saygı çifti baba mirası olan 160 yıllık bir tarihi olan evlerini orijinal haline sadık kalarak , restore ettirip yaz aylarını burada geçiriyorlar. 41 yıllık evli olan Saygı çifti, İstanbul’da özel bir bankada çalışırken tanışıp, evlenmişler. Çift yaz aylarında köylerine gelmiş ancak, baba ocağı evin bakıma ihtiyacı olduğu için fazla kalamamışlar. Emekli olduktan sonra ise ilkbaharın başlamasıyla birlikte köyde ki evlerine gelip, restore ettirmeye başlamışlar.
73 yaşında ki emekli bankacı Hasan Saygı ‘ Bu ev 160 yıllık, altı bakkal dükkanıydı, şimdi ardiye olarak kullanıyoruz, öncelikle balkon dediğimiz, şimdi ise salon olarak kullandığımız yerden onarıma başladık. Altı tahta zemindi, bir gün eve geldiğimde 30-40 bayanın mevlit için burada oturduklarını gördüm, balkon sallanıyordu, çökecek korkusuyla orasını boşalttırdım ve balkonu çeşitli materyallerle güçlendirme yaptırdım, burası şimdi bizim salonumuz oldu. Kerpiç duvarların önüne tuğla duvar yaptırdım, her yıl odalarda, bahçelerde zaman buldukça iyileştirmeler yapıyoruz. Meşelere çivi çakılmıyor, tahta çivilerle çivilemişler. Kışın İstanbul-Çamlıca’da ki evimiz de, yazın ise burada kalıyoruz, ama en mutlu olduğumuz yer burası, burada ablalarım ile anılarım çok’ dedi.
Diğer bir emekli olan ve baba yadigarı evini restore ettiren emekli subay Ahmet Çone ise, ‘Emekli olunca köyümüze daha çok önem veriyoruz, bu arada meyve bahçesi yaptık, bu şekilde değerlendiriyoruz emekliliğimizi, inşallah eşimde emekli olursa, vaktimizi burada geçiririz.’
Yine bir başka baba mirasına sahip çıkan Asiye Gürdal ise ‘Buranın kızıyım, eşimle İstanbul’da evlendim, eşimle buraya annemin evini onarmaya geldiğimiz de eşim de burasını çok beğendi, biz artık her yaz gelmeye başladık. Bu evde doğdum, ev yıkılmasın istedim, hatta küçük oda yıkılmıştı, buna gönlüm razı olmadı, yenilettim. Annemin arkadaşlarıyla, çocukluk arkadaşlarımla vakit geçiriyorum. Duvarları çatma duvardı, çocuklarım geliyor, bahçe yapıyorum, bütün meyveleri ve sebzeleri ekiyoruz. Zamanımız böyle uğraşmayla geçiyor’ dedi. Erol Gürdal’da ‘ Buraya 5-6 yıldır gelip, gidiyoruz, bu köyü yeni tanıdım ve sevdim, İstanbul’da işlerimizin yoğunluğu nedeniyle gelemiyorduk, artık hanım köylü olmaya karar verdim. Erzincan-Kemaliye doğumluyum, 41 yıllık evliyiz. Her şeyi kendi elimle yaptım, hiç bir ustanın eli yok’ dedi.
Balıkesir’in Manyas ilçesinin eski yerleşim alanlarından olan ve Kafkas kökenli vatandaşların ağırlıklı olarak ikamet ettiği kırsal Haydar Mahallesinde tarih kokan evler restore edilip, baba miraslarına sahip çıkıyorlar.
Manyas’ın kırsal Haydar Mahallesinde doğup, çocuk yaşlarda eğitim için ayrılan ve daha sonra iş ve memuriyet hayatına atılan daha sonrasında emekli olunca yaz aylarında babalarından miras kalan evlerine sahip çıkarak restore ettirerek burada ikamet ediyorlar. Perihan-Hasan Saygı çifti baba mirası olan 160 yıllık bir tarihi olan evlerini orijinal haline sadık kalarak , restore ettirip yaz aylarını burada geçiriyorlar. 41 yıllık evli olan Saygı çifti, İstanbul’da özel bir bankada çalışırken tanışıp, evlenmişler. Çift yaz aylarında köylerine gelmiş ancak, baba ocağı evin bakıma ihtiyacı olduğu için fazla kalamamışlar. Emekli olduktan sonra ise ilkbaharın başlamasıyla birlikte köyde ki evlerine gelip, restore ettirmeye başlamışlar.
73 yaşında ki emekli bankacı Hasan Saygı ‘ Bu ev 160 yıllık, altı bakkal dükkanıydı, şimdi ardiye olarak kullanıyoruz, öncelikle balkon dediğimiz, şimdi ise salon olarak kullandığımız yerden onarıma başladık. Altı tahta zemindi, bir gün eve geldiğimde 30-40 bayanın mevlit için burada oturduklarını gördüm, balkon sallanıyordu, çökecek korkusuyla orasını boşalttırdım ve balkonu çeşitli materyallerle güçlendirme yaptırdım, burası şimdi bizim salonumuz oldu. Kerpiç duvarların önüne tuğla duvar yaptırdım, her yıl odalarda, bahçelerde zaman buldukça iyileştirmeler yapıyoruz. Meşelere çivi çakılmıyor, tahta çivilerle çivilemişler. Kışın İstanbul-Çamlıca’da ki evimiz de, yazın ise burada kalıyoruz, ama en mutlu olduğumuz yer burası, burada ablalarım ile anılarım çok’ dedi.
Diğer bir emekli olan ve baba yadigarı evini restore ettiren emekli subay Ahmet Çone ise, ‘Emekli olunca köyümüze daha çok önem veriyoruz, bu arada meyve bahçesi yaptık, bu şekilde değerlendiriyoruz emekliliğimizi, inşallah eşimde emekli olursa, vaktimizi burada geçiririz.’
Yine bir başka baba mirasına sahip çıkan Asiye Gürdal ise ‘Buranın kızıyım, eşimle İstanbul’da evlendim, eşimle buraya annemin evini onarmaya geldiğimiz de eşim de burasını çok beğendi, biz artık her yaz gelmeye başladık. Bu evde doğdum, ev yıkılmasın istedim, hatta küçük oda yıkılmıştı, buna gönlüm razı olmadı, yenilettim. Annemin arkadaşlarıyla, çocukluk arkadaşlarımla vakit geçiriyorum. Duvarları çatma duvardı, çocuklarım geliyor, bahçe yapıyorum, bütün meyveleri ve sebzeleri ekiyoruz. Zamanımız böyle uğraşmayla geçiyor’ dedi. Erol Gürdal’da ‘ Buraya 5-6 yıldır gelip, gidiyoruz, bu köyü yeni tanıdım ve sevdim, İstanbul’da işlerimizin yoğunluğu nedeniyle gelemiyorduk, artık hanım köylü olmaya karar verdim. Erzincan-Kemaliye doğumluyum, 41 yıllık evliyiz. Her şeyi kendi elimle yaptım, hiç bir ustanın eli yok’ dedi.