Metropoller arasına sıkışmış olan Balıkesir’in kalkınma açısından bir sıçrama yapması gerektiğine vurgu yapan Karacan “Bu sıçramayı yıllardan beri neden yapamıyoruz araştırmaya çalıştık. Geç kalmak bir sıkıntı değil, bir avantajdır.” dedi
Balıkesir’de sosyal girişimcilik ve sosyal fayda oluşturacak işler üzerine çalıştıklarını söyleyen sosyal girişimci Murat Karacan “Balıkesir’e faydalı olacağını düşündüğümüz bir yayın var onu anlatmak istiyorum. Geç kalmanın avantajı ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerini Balıkesir açısından inceledik ve bir mevcut durum analizi ortaya koyduk. Bunu yapmamızın temel sebebi; İstanbul, Bursa, İzmir gibi büyük metropoller arasına sıkışmış olan Balıkesir’in kalkınma açısından bir sıçrama yapması gerekiyor, fakat bu sıçramayı yıllardan beri neden yapamıyoruz araştırmaya çalıştık ve bunun sebeplerini bu çalışmanın içine koyduk. Bu açıdan bakıldığında büyük metropollerin arasında kalan Balıkesir’in patlamaya hazır bir bomba ve geçiş noktası olduğunu, bir göbek şehir olduğunu unutmadan hareket etmek gerekiyor. Bunları yaparken de Balıkesir için en önemli düşünülmesi gereken başlığın sürdürülebilir bir şehir olarak kurgulanması gerektiği ortaya çıkıyor. Sürdürülebilir şehir olması derken de şunu anlatmaya çalışıyoruz. Örnek olarak bütün enerjisini yenilenebilir enerjiden karşılayan, sıfır atık anlamında bütün sorunlarını çözmüş olan. Atıktan meydana gelen enerji üretiminde yatırımlara sebep olmuş olan. Refah ve istihdamla alakalı sorunlarını çözmüş olan bir şehir olarak kurgulanması gerektiğine inanıyoruz.” dedi.
“PATLAYA HAZIR BİR BOMBA”
Hazırlamış oldukları çalışmanın baş ucu kitabı ve yol haritası olarak kullanılmasını istediklerini ifade eden Karacan “Balıkesir patlaya hazır bir bomba dedik ama bu yanlış anlaşılmasın. Balıkesir gelecekte Türkiye’nin tedarikçisi olmaktan çıkıp, aynı zamanda dünyanın tedarikçisi olabilecek bir tarım şehri olarak yoluna devam etmelidir. Bizim savunduğumuz ilk önce tarımın yeniden ele alınarak kurgulanması ve yeniden kurgulanırken de Balıkesir’in sürdürülebilir bir şehir başlığı altında ele alınması gerektiğinin altını çiziyoruz. Tarımı neden bu kadar önemsiyoruz? Çünkü burası bir tarım şehri, Türkiye’yi doyuran il olarak tanınıyor. Yakın olan büyük metropollere Balıkesir’den ürünler gidiyor. Fakat gelin görün ki planlama aşamasında bir sıkıntı olduğu için tam anlamıyla bir talep karşılanması yaşanamıyor.” şeklinde konuştu.
KÖYLÜ KÖYÜ SINIRINA KADAR SİT ALANI
Balıkesir’in Türkiye’nin en geniş topraklarına sahip illerinden birisi olduğuna dikkat çeken Karacan “Sıkıntılardan birisi de yerleşim alanlarının birbirinden çok uzak olması. Fakat en temel sıkıntı da tarım arazilerinin Antalya örneğinde olduğu gibi bir araya gelip büyük üretimlere cevap verecek halde olmaması. Bir yatırımcı buraya geldiğinde tonlarca domates, salatalık ya da biber istediğinde cevap verecek durumda değiliz şuan da. Bunun üzerine çalışmalar var tabii. Milli Tarım Projesi başlığı altında eski Kepsut Yolu Köylü Köyü sınırına kadar sit alanı ilan edildi Balıkesir’de.” dedi.
“BALIKESİR’İ KAYBETMEK TÜRKİYE’Yİ KAYBETMEKTİR”
Hazırlamış oldukları çalışmada planlama sorununun nasıl aşılacağını anlatmaya çalıştıklarını belirten Karacan “Geç kalmanın avantajı başlığı da çok önemli bir başlık. Geç kalmak bir sıkıntı değil bir avantajdır da aynı zamanda. Çünkü çevrenizde ki büyük şehirlerin Bursa ve İzmir gibi metropollerin yapmış olduğu hataları yapmadan büyüyebilir ve aynı zamanda da sanayiye ham madde sağlayan tarımın bütün ayaklarını tam olarak oturtabilirsiniz. Balıkesir’i kaybetmek bizim açımızdan tarım anlamında Türkiye’yi kaybetmek anlamına geliyor düşüncemiz bu yönde. Balıkesir’de tarımın hayvancılığın, süt ürünlerinin, meyvenin, sebzenin hepsinin bir planlamayla, büyük taleplere cevap verecek hale gelmesi ve bunun alt yapısının hazırlanması gayet mümkün. Çünkü bunu yapacak insan kaynağı ve kurumlarda burada var zaten.” şeklinde konuştu.
“ELİMİZİ ÇABUK TUTMAMIZ GEREKİYOR”
Turizmin Balıkesir açısından Körfez Bölgesi’nin çok önemli olduğuna değinen Karacan “Kırsal kalkınmayla turizm başlığının birleştirilmesi gerekiyor. Çünkü çok güzel ürünler, hizmetler var. Yukarıda ki dağ köylerindeki ürünlerin turistlerle buluşturulması gerekiyor. Bunun içinde çalışmalar ve çabalamalar var. Fakat elimizi çabuk tutmamız gerekiyor. Balıkesir açısından Körfez Bölgesi’ndeki turizm kırsal kalkınma ve kırsal turizm başlığı altında işlenebilir. Ama tabii bunların hepsini yaparken de çok önemli bir şeyi atlamamak gerekiyor bunun altını önemle çizmek istiyoruz. Sürdürülebilirlik başlığını içselleştirmek gerekiyor. Sürdürülebilir turizm anlayışı ki 2017 yılı Birleşmiş Milletler tarafından sürdürülebilir turizm yılı olarak kabul edilmişti. Sürdürülebilir turizm anlayışının yerleştirilmesi gerekiyor. Bunu da şehrin bütün paydaşlarıyla gerekiyor sadece bir kurumun ya da bir STK’nın yada kamu kurumunun üzerine yüklenmemesi gerekiyor. Buna da 21. yüzyılda yönetim anlayışından, yönetişim anlayışına geçmek deniyor. Kısacası sürdürülebilir kalkınma hedefleri bir vizyon gerekiyor, o vizyonu desteklemek içinde şehrimizin sürdürülebilir bir şehir olması içinde iyi yönetişim başlıklarının daha doğrusu kapsayıcı ve şeffaf olmanın, her şeyin konuşulduğu bir ortam olmanın gerekliliği tam karşımızda durmuş olarak bekliyor.” diye konuştu. İHA
Metropoller arasına sıkışmış olan Balıkesir’in kalkınma açısından bir sıçrama yapması gerektiğine vurgu yapan Karacan “Bu sıçramayı yıllardan beri neden yapamıyoruz araştırmaya çalıştık. Geç kalmak bir sıkıntı değil, bir avantajdır.” dedi
Balıkesir’de sosyal girişimcilik ve sosyal fayda oluşturacak işler üzerine çalıştıklarını söyleyen sosyal girişimci Murat Karacan “Balıkesir’e faydalı olacağını düşündüğümüz bir yayın var onu anlatmak istiyorum. Geç kalmanın avantajı ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerini Balıkesir açısından inceledik ve bir mevcut durum analizi ortaya koyduk. Bunu yapmamızın temel sebebi; İstanbul, Bursa, İzmir gibi büyük metropoller arasına sıkışmış olan Balıkesir’in kalkınma açısından bir sıçrama yapması gerekiyor, fakat bu sıçramayı yıllardan beri neden yapamıyoruz araştırmaya çalıştık ve bunun sebeplerini bu çalışmanın içine koyduk. Bu açıdan bakıldığında büyük metropollerin arasında kalan Balıkesir’in patlamaya hazır bir bomba ve geçiş noktası olduğunu, bir göbek şehir olduğunu unutmadan hareket etmek gerekiyor. Bunları yaparken de Balıkesir için en önemli düşünülmesi gereken başlığın sürdürülebilir bir şehir olarak kurgulanması gerektiği ortaya çıkıyor. Sürdürülebilir şehir olması derken de şunu anlatmaya çalışıyoruz. Örnek olarak bütün enerjisini yenilenebilir enerjiden karşılayan, sıfır atık anlamında bütün sorunlarını çözmüş olan. Atıktan meydana gelen enerji üretiminde yatırımlara sebep olmuş olan. Refah ve istihdamla alakalı sorunlarını çözmüş olan bir şehir olarak kurgulanması gerektiğine inanıyoruz.” dedi.
“PATLAYA HAZIR BİR BOMBA”
Hazırlamış oldukları çalışmanın baş ucu kitabı ve yol haritası olarak kullanılmasını istediklerini ifade eden Karacan “Balıkesir patlaya hazır bir bomba dedik ama bu yanlış anlaşılmasın. Balıkesir gelecekte Türkiye’nin tedarikçisi olmaktan çıkıp, aynı zamanda dünyanın tedarikçisi olabilecek bir tarım şehri olarak yoluna devam etmelidir. Bizim savunduğumuz ilk önce tarımın yeniden ele alınarak kurgulanması ve yeniden kurgulanırken de Balıkesir’in sürdürülebilir bir şehir başlığı altında ele alınması gerektiğinin altını çiziyoruz. Tarımı neden bu kadar önemsiyoruz? Çünkü burası bir tarım şehri, Türkiye’yi doyuran il olarak tanınıyor. Yakın olan büyük metropollere Balıkesir’den ürünler gidiyor. Fakat gelin görün ki planlama aşamasında bir sıkıntı olduğu için tam anlamıyla bir talep karşılanması yaşanamıyor.” şeklinde konuştu.
KÖYLÜ KÖYÜ SINIRINA KADAR SİT ALANI
Balıkesir’in Türkiye’nin en geniş topraklarına sahip illerinden birisi olduğuna dikkat çeken Karacan “Sıkıntılardan birisi de yerleşim alanlarının birbirinden çok uzak olması. Fakat en temel sıkıntı da tarım arazilerinin Antalya örneğinde olduğu gibi bir araya gelip büyük üretimlere cevap verecek halde olmaması. Bir yatırımcı buraya geldiğinde tonlarca domates, salatalık ya da biber istediğinde cevap verecek durumda değiliz şuan da. Bunun üzerine çalışmalar var tabii. Milli Tarım Projesi başlığı altında eski Kepsut Yolu Köylü Köyü sınırına kadar sit alanı ilan edildi Balıkesir’de.” dedi.
“BALIKESİR’İ KAYBETMEK TÜRKİYE’Yİ KAYBETMEKTİR”
Hazırlamış oldukları çalışmada planlama sorununun nasıl aşılacağını anlatmaya çalıştıklarını belirten Karacan “Geç kalmanın avantajı başlığı da çok önemli bir başlık. Geç kalmak bir sıkıntı değil bir avantajdır da aynı zamanda. Çünkü çevrenizde ki büyük şehirlerin Bursa ve İzmir gibi metropollerin yapmış olduğu hataları yapmadan büyüyebilir ve aynı zamanda da sanayiye ham madde sağlayan tarımın bütün ayaklarını tam olarak oturtabilirsiniz. Balıkesir’i kaybetmek bizim açımızdan tarım anlamında Türkiye’yi kaybetmek anlamına geliyor düşüncemiz bu yönde. Balıkesir’de tarımın hayvancılığın, süt ürünlerinin, meyvenin, sebzenin hepsinin bir planlamayla, büyük taleplere cevap verecek hale gelmesi ve bunun alt yapısının hazırlanması gayet mümkün. Çünkü bunu yapacak insan kaynağı ve kurumlarda burada var zaten.” şeklinde konuştu.
“ELİMİZİ ÇABUK TUTMAMIZ GEREKİYOR”
Turizmin Balıkesir açısından Körfez Bölgesi’nin çok önemli olduğuna değinen Karacan “Kırsal kalkınmayla turizm başlığının birleştirilmesi gerekiyor. Çünkü çok güzel ürünler, hizmetler var. Yukarıda ki dağ köylerindeki ürünlerin turistlerle buluşturulması gerekiyor. Bunun içinde çalışmalar ve çabalamalar var. Fakat elimizi çabuk tutmamız gerekiyor. Balıkesir açısından Körfez Bölgesi’ndeki turizm kırsal kalkınma ve kırsal turizm başlığı altında işlenebilir. Ama tabii bunların hepsini yaparken de çok önemli bir şeyi atlamamak gerekiyor bunun altını önemle çizmek istiyoruz. Sürdürülebilirlik başlığını içselleştirmek gerekiyor. Sürdürülebilir turizm anlayışı ki 2017 yılı Birleşmiş Milletler tarafından sürdürülebilir turizm yılı olarak kabul edilmişti. Sürdürülebilir turizm anlayışının yerleştirilmesi gerekiyor. Bunu da şehrin bütün paydaşlarıyla gerekiyor sadece bir kurumun ya da bir STK’nın yada kamu kurumunun üzerine yüklenmemesi gerekiyor. Buna da 21. yüzyılda yönetim anlayışından, yönetişim anlayışına geçmek deniyor. Kısacası sürdürülebilir kalkınma hedefleri bir vizyon gerekiyor, o vizyonu desteklemek içinde şehrimizin sürdürülebilir bir şehir olması içinde iyi yönetişim başlıklarının daha doğrusu kapsayıcı ve şeffaf olmanın, her şeyin konuşulduğu bir ortam olmanın gerekliliği tam karşımızda durmuş olarak bekliyor.” diye konuştu. İHA