Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, bir prina fabrikasının bacalarından yayılan atıklar ilçedeki çevrecileri ayağa kaldırdı.
Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, bir prina fabrikasının bacalarından yayılan atıklar ilçedeki çevrecileri ayağa kaldırdı. Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin’in de geçtiğimiz Salı günü çevresel kirlilik oluşturduğu gerekçesiyle suç duyurusunda bulunduğu fabrikanın önünde toplanan çevreciler dev bir miting yaptı.
Ayvalık Kent Konseyi Başkanlığı tarafından organize edilen mitinge karşı, fabrika çalışanları da fabrikayı savunan afiş ve pankartlarla işletmenin duvarlarına çıkarak karşı protesto gerçekleştirmesi dikkatlerden kaçmadı.
Çevreciler ve fabrikanın sahiplerini karşı karşıya getiren eylemde jandarma ekipleri sıkı önlemler aldı.
Çevrecilerin, ‘Havama, suyuma, toprağıma dokunma’ şeklinde sloganlar attığı eyleme Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, belediye meclis üyeleri, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de katılarak destek verdi.
Mitingte konuşan Ayvalık Kent Konseyi Başkanı Halil Coşkun, 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında çevreyi savunanlarla bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti.
Söz konusu prina fabrikasının günlük 300 ton üretim kapasitesinin olduğunu kaydeden Coşkun, ‘Ayvalık’taki tesislerinin 6 katıdır. Ama bu 300 ton kağıt üzerindeki kapasitedir. Buda gösteriyor ki, Doğuş Prina Fabrikası sadece Ayvalık’ın değil, tüm çevrenin prinasını işlemektedir. Gündüz fabrikanın kapasitesi aşılmazken, gece ise bu kapasite çok üzerine çıkmaktadır’ dedi.
Covit 19 salgınında Ayvalık’ın çevreye olan duyarlılığı sayesinde bu salgını hasarsız atlattığını ifade eden Kent Konseyi Başkanı Halil Coşkun, ‘Biz bu pandemiyi atlatmışken, Doğuş Prina fabrikasının sağlığımıza verdiği zarar daha büyüktür. Özellikle sokağa çıkma yasaklarının olduğu günlerde salınım hem havaya hem de Nikita Deresi’ne yapılmış ve bu nedenle de halkımız evlerini havalandıramamış, Nikita Deresi de tanınmaz hale gelmiştir’ diye konuştu.
Mitinge konuşan Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin de, ‘Bu gün 5 Haziran, 1972 yılından beri bu tarih Dünya Çevre Günü olarak kutlanmakta. Ne yazık ki ilk kutlandığı yıldan günümüze Dünyamızda çevresel sorunlar azalması bir yana katlanarak artmış ve artmaya da devam etmekte. Acımasız Kapitalizm ve bir zümrenin kar hırsı denizimizi, toprağımız, suyumuzu kısaca doğayı vahşice kirletmekte, onarılmaz hasarlar vermekte. Ayvalık doğal güzelliklerin cömertçe bahşedildiği yerin adıdır. Her insan doğup büyüdüğü, yurt edindiği topraklara aşk ile bağlıdır. Ama bizim aşkımız bir başkadır Ayvalık’a, çünkü her gördüğünüzde, sanki ilk kez görmüş gibi hayran kaldığınız bir yerin adıdır, Ayvalık. Onun için ki ben, ne zaman çok beğendiğim bir şey görsem ‘Ayvalık kadar güzel’ derim. Gönül isterdi ki 5 Haziran Dünya Çevre Gününü, Ayvalık gibi güzel bir coğrafyada şenlik havasında kutlayalım. Ancak ne yazık ki Ayvalık’ta çevreyi tehdit eden olumsuzluklardan payını alıyor. Sahillerimiz, sularımız, topraklarımız ve havamız kirlenmekte ve doğal zenginliklerimiz tahrip olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmakta. İşte bu gün burada, uzun zamandır olası bir tehlike olmanın çok ötesine geçip, Kentimiz gündemini olumsuz olarak etkileyen ve gittikçe büyüyen bir tehdide karşı, Ayvalık halkının bir bütün olarak mücadele kararlılığını ifade etmek için toplandık. Bildiğiniz üzere, Salı günü Ayvalık’ın suyunu, havasını kirleten Prina Fabrikasına dair tespit olunan aykırılıklara ilişkin suç duyurusunda bulunmuştum. Bu gün de aynı tesisin Ayvalık’a verdiği zarara dur demek için Ayvalık Halkını temsil eden Ayvalık Belediyesi olarak bu fabrikanın çevre-işletme izninin iptali talebi ile İdare Mahkemesine davamızı açıyoruz.’ dedi.
Türkiye’nin dört bir yanında Koronavirü salgınından etkilendiğine işaret eden Başkan Ergin, ‘Bu salgın bize büyük sıkıntılar yaşatmakta ama büyük dersler de vermekte. Tarımın, suyun, toprağın, havanın ne denli önemli olduğunu, bunlar olmadan sağlıklı olunamayacağını bir kez daha hatırlattı bize. Her yerde olduğu gibi Ayvalık’ta da bu salgına karşı yerel güçler olarak bir mücadele içinde olduk. Salgın başladığından beri Ayvalık can kaybı yaşamadan günümüze gelmeyi başardı. Bu başarıda Ayvalık’ın oksijen zengini havasının, solunum yollarını etkileyen bu virüsün insanlar üzerinde etkisini azaltan bir etken olabileceğine inanıyoruz. Onun için havamıza, suyumuza, toprağımıza sahip çıktık, çıkacağız. Bu mücadele bizler için bir hak, geleceğimiz için bir görevdir. Ayvalık’ın havasını suyunu kirleten bu tesis, yasal düzenleme gereği işletme izni verilmesi ve denetlenmesi bakımından Belediyemizin yetki alanı dışında kalsa da biz Kentimizin havasına, suyuna, toprağına sahip çıkma hakkımızı kullanarak bu talana DUR demeyi görev biliyor ve Ayvalık Halkı adına bu yetkiyi sahipleniyoruz. Salı günü başlattığımız yasal mücadeleden sonra Tesis sahiplerinin, bölgemizin önemli bir değeri olan Zeytin ürünü ve üreticileri üzerinden ‘kapatır gideriz’ türünden söylemlerde bulunduğu kulağımıza gelmekte. Biz yasal limitlere uygun olarak çalışan ve doğayı kirletmeyen bir üretime karşı değiliz. Bizim karşı olduğumuz, aşırı kar hırsı ile kapasitenin çok üstünde ve doğaya karşı hiçbir önlem almadan hoyratça yapılan işletme şeklindedir’ ifadelerini kullandı.
Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin şöyle devam etti.
‘Hafta başında yaptığımız açıklama ses getirdi. Bu ses Ankara’ya kadar ulaştı. Bu vesileyle konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıyan Balıkesir Milletvekilimiz Sayın Ensar Aytekin’e ve dün Balıkesir Büyükşehir Belediyesinde yaptığımız Ayvalık gündemli toplantıda konunun takipçisi ve Ayvalık Halkının destekçisi olacağı sözünü veren Büyükşehir Belediye Başkanımız Yücel Yılmaz’a teşekkür etmek istiyorum. Önümüzdeki 5 Haziranları her türlü çevre sorunundan arınmış olarak bir şenlik havasında kutlamak dileğiyle Ayvalık belediyesi ve bu Belediyenin Başkanı olarak bu saldırılara karşı Ayvalık halkı adına mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğimi burada bir kez daha tekrarlıyorum. Ayvalık’ın suları gene temiz akana kadar, Kaz Dağlarının bize hediyesi olan oksijen zengini havamız gene hastalara şifa olana kadar, bu mücadele devam edecektir. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın, dün söyledim, bu gün de söylüyorum, her zaman da söylemeye devam edeceğim; Ayvalık sahipsiz değildir.’
Muhabirimize açıklamalarda bulunan Ayvalık Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Havva Taylan ile Konseyin İklim Acil Çalışma Grubu Üyesi Defne Koryürek de fabrikanın çevreyi kirletmesi karşısında ilçedeki halkın nefes alabilmekte zorlandıklarını ve bu durumun kabul edilemez olduğunu savundular.
Sıkı güvenlik önlemleri arasında gerçekleşen mitingin ardından çevreciler olaysız bir şekilde dağıldı.
Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, bir prina fabrikasının bacalarından yayılan atıklar ilçedeki çevrecileri ayağa kaldırdı. Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin’in de geçtiğimiz Salı günü çevresel kirlilik oluşturduğu gerekçesiyle suç duyurusunda bulunduğu fabrikanın önünde toplanan çevreciler dev bir miting yaptı.
Ayvalık Kent Konseyi Başkanlığı tarafından organize edilen mitinge karşı, fabrika çalışanları da fabrikayı savunan afiş ve pankartlarla işletmenin duvarlarına çıkarak karşı protesto gerçekleştirmesi dikkatlerden kaçmadı.
Çevreciler ve fabrikanın sahiplerini karşı karşıya getiren eylemde jandarma ekipleri sıkı önlemler aldı.
Çevrecilerin, ‘Havama, suyuma, toprağıma dokunma’ şeklinde sloganlar attığı eyleme Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, belediye meclis üyeleri, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de katılarak destek verdi.
Mitingte konuşan Ayvalık Kent Konseyi Başkanı Halil Coşkun, 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında çevreyi savunanlarla bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti.
Söz konusu prina fabrikasının günlük 300 ton üretim kapasitesinin olduğunu kaydeden Coşkun, ‘Ayvalık’taki tesislerinin 6 katıdır. Ama bu 300 ton kağıt üzerindeki kapasitedir. Buda gösteriyor ki, Doğuş Prina Fabrikası sadece Ayvalık’ın değil, tüm çevrenin prinasını işlemektedir. Gündüz fabrikanın kapasitesi aşılmazken, gece ise bu kapasite çok üzerine çıkmaktadır’ dedi.
Covit 19 salgınında Ayvalık’ın çevreye olan duyarlılığı sayesinde bu salgını hasarsız atlattığını ifade eden Kent Konseyi Başkanı Halil Coşkun, ‘Biz bu pandemiyi atlatmışken, Doğuş Prina fabrikasının sağlığımıza verdiği zarar daha büyüktür. Özellikle sokağa çıkma yasaklarının olduğu günlerde salınım hem havaya hem de Nikita Deresi’ne yapılmış ve bu nedenle de halkımız evlerini havalandıramamış, Nikita Deresi de tanınmaz hale gelmiştir’ diye konuştu.
Mitinge konuşan Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin de, ‘Bu gün 5 Haziran, 1972 yılından beri bu tarih Dünya Çevre Günü olarak kutlanmakta. Ne yazık ki ilk kutlandığı yıldan günümüze Dünyamızda çevresel sorunlar azalması bir yana katlanarak artmış ve artmaya da devam etmekte. Acımasız Kapitalizm ve bir zümrenin kar hırsı denizimizi, toprağımız, suyumuzu kısaca doğayı vahşice kirletmekte, onarılmaz hasarlar vermekte. Ayvalık doğal güzelliklerin cömertçe bahşedildiği yerin adıdır. Her insan doğup büyüdüğü, yurt edindiği topraklara aşk ile bağlıdır. Ama bizim aşkımız bir başkadır Ayvalık’a, çünkü her gördüğünüzde, sanki ilk kez görmüş gibi hayran kaldığınız bir yerin adıdır, Ayvalık. Onun için ki ben, ne zaman çok beğendiğim bir şey görsem ‘Ayvalık kadar güzel’ derim. Gönül isterdi ki 5 Haziran Dünya Çevre Gününü, Ayvalık gibi güzel bir coğrafyada şenlik havasında kutlayalım. Ancak ne yazık ki Ayvalık’ta çevreyi tehdit eden olumsuzluklardan payını alıyor. Sahillerimiz, sularımız, topraklarımız ve havamız kirlenmekte ve doğal zenginliklerimiz tahrip olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmakta. İşte bu gün burada, uzun zamandır olası bir tehlike olmanın çok ötesine geçip, Kentimiz gündemini olumsuz olarak etkileyen ve gittikçe büyüyen bir tehdide karşı, Ayvalık halkının bir bütün olarak mücadele kararlılığını ifade etmek için toplandık. Bildiğiniz üzere, Salı günü Ayvalık’ın suyunu, havasını kirleten Prina Fabrikasına dair tespit olunan aykırılıklara ilişkin suç duyurusunda bulunmuştum. Bu gün de aynı tesisin Ayvalık’a verdiği zarara dur demek için Ayvalık Halkını temsil eden Ayvalık Belediyesi olarak bu fabrikanın çevre-işletme izninin iptali talebi ile İdare Mahkemesine davamızı açıyoruz.’ dedi.
Türkiye’nin dört bir yanında Koronavirü salgınından etkilendiğine işaret eden Başkan Ergin, ‘Bu salgın bize büyük sıkıntılar yaşatmakta ama büyük dersler de vermekte. Tarımın, suyun, toprağın, havanın ne denli önemli olduğunu, bunlar olmadan sağlıklı olunamayacağını bir kez daha hatırlattı bize. Her yerde olduğu gibi Ayvalık’ta da bu salgına karşı yerel güçler olarak bir mücadele içinde olduk. Salgın başladığından beri Ayvalık can kaybı yaşamadan günümüze gelmeyi başardı. Bu başarıda Ayvalık’ın oksijen zengini havasının, solunum yollarını etkileyen bu virüsün insanlar üzerinde etkisini azaltan bir etken olabileceğine inanıyoruz. Onun için havamıza, suyumuza, toprağımıza sahip çıktık, çıkacağız. Bu mücadele bizler için bir hak, geleceğimiz için bir görevdir. Ayvalık’ın havasını suyunu kirleten bu tesis, yasal düzenleme gereği işletme izni verilmesi ve denetlenmesi bakımından Belediyemizin yetki alanı dışında kalsa da biz Kentimizin havasına, suyuna, toprağına sahip çıkma hakkımızı kullanarak bu talana DUR demeyi görev biliyor ve Ayvalık Halkı adına bu yetkiyi sahipleniyoruz. Salı günü başlattığımız yasal mücadeleden sonra Tesis sahiplerinin, bölgemizin önemli bir değeri olan Zeytin ürünü ve üreticileri üzerinden ‘kapatır gideriz’ türünden söylemlerde bulunduğu kulağımıza gelmekte. Biz yasal limitlere uygun olarak çalışan ve doğayı kirletmeyen bir üretime karşı değiliz. Bizim karşı olduğumuz, aşırı kar hırsı ile kapasitenin çok üstünde ve doğaya karşı hiçbir önlem almadan hoyratça yapılan işletme şeklindedir’ ifadelerini kullandı.
Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin şöyle devam etti.
‘Hafta başında yaptığımız açıklama ses getirdi. Bu ses Ankara’ya kadar ulaştı. Bu vesileyle konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıyan Balıkesir Milletvekilimiz Sayın Ensar Aytekin’e ve dün Balıkesir Büyükşehir Belediyesinde yaptığımız Ayvalık gündemli toplantıda konunun takipçisi ve Ayvalık Halkının destekçisi olacağı sözünü veren Büyükşehir Belediye Başkanımız Yücel Yılmaz’a teşekkür etmek istiyorum. Önümüzdeki 5 Haziranları her türlü çevre sorunundan arınmış olarak bir şenlik havasında kutlamak dileğiyle Ayvalık belediyesi ve bu Belediyenin Başkanı olarak bu saldırılara karşı Ayvalık halkı adına mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğimi burada bir kez daha tekrarlıyorum. Ayvalık’ın suları gene temiz akana kadar, Kaz Dağlarının bize hediyesi olan oksijen zengini havamız gene hastalara şifa olana kadar, bu mücadele devam edecektir. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın, dün söyledim, bu gün de söylüyorum, her zaman da söylemeye devam edeceğim; Ayvalık sahipsiz değildir.’
Muhabirimize açıklamalarda bulunan Ayvalık Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Havva Taylan ile Konseyin İklim Acil Çalışma Grubu Üyesi Defne Koryürek de fabrikanın çevreyi kirletmesi karşısında ilçedeki halkın nefes alabilmekte zorlandıklarını ve bu durumun kabul edilemez olduğunu savundular.
Sıkı güvenlik önlemleri arasında gerçekleşen mitingin ardından çevreciler olaysız bir şekilde dağıldı.