Ziraat Mühendisleri Odası Balıkesir Şube Başkanı İbrahim Akbıyık, buğday ve bazı tarım ürünlerinde gümrük vergisinin sıfırlanması ve tarım politikalarıyla açıklamalarda bulundu.
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) 2019’da 1 milyon ton buğday ve mahlut ile 700 bin ton arpayı gümrük vergisi ödemeden ithal edebilecek. “Hububat ve Bakliyat İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanması Hakkında” Cumhurbaşkanı Kararı Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı. Karara göre TMO, 100 bin ton kuru baklagil, 1 milyon ton buğday ve mahlut, 700 bin ton arpa, 700 bin ton mısır ve 100 bin ton pirinci gümrük vergisi ödemeden ithal edecek. Söz konusu tarife kontenjanı bir yıl için geçerli olacak. İthalatın kısa vadede çözüm gibi gözükmesine rağmen uzun vadede sonuca etki etmeyeceğini söyleyen Ziraat Mühendisleri Odası Balıkesir Şubesi Başkanı İbrahim Akbıyık, Türkiye’de üreticinin kuru tarımdan kazanamadığını söyledi.
Desteklerin yetersiz kaldığını aktaran Başkan Akbıyık sözlerini şöyle sürdürdü: “2008’e kadar dışarıya fasulye, nohut, mercimek ihraç ediyorsak, 2008’den beri ithal etmeye başladık. Soğanda da durum oraya gidiyor. Stokçulara dokunulamıyor. Bu kısa dönemde de bir çare gibi gözüküyor. Seçim de geliyor ve dışarıdan ithal sopasını kullanıyor. Dışarıya vereceğimiz dövizleri çiftçiye destek olarak versek bunlar olmazdı. Stokçular var tamam ama bunun çözümü de direkt üreticiden almak. Türkiye’de üretici kuru tarımda kazanamıyor. Destekler var ama yetersiz. Bir çuval gübre 60’dan 130 liraya çıktı. Aradaki 70 liralık zamma 4 lira destek veriyorlar. Çiftçi 66 lira zararda oluyor. Çiftçi yamaç arazileri artık kullanmıyor. Çiftçi buralardan topladığı buğdaydan kar edemiyor. Çiftçinin kar edeceği şekilde desteklenmesi lazım. Yoksa çiftçi elini ayağını bu işten çekecek.”
“ARAZİLER BOŞ KALIYOR”
Türkiye’de arazilerin boş kaldığının altını çizen Akbıyık; “Balıkesir Ovasında eskiden her türlü sebze üretilirdi. Şimdi ise herkes silajlık mısır üretiyor. Silajlık mısırı neden ekiyorsunuz diyoruz, sebze üretiminde işçi bulamıyoruz dediler. Silajlık mısırı traktörle ekiyor, insan eli değmiyor. Peki insan elinin değdiği sebzeler ne olacak. İthal etmiş olacağız. Kendi çiftçimizin kazanacağı bir sistem gerekiyor. Ben destek verdim demekle olmuyor. Çiftçinin kazanacağı şekilde destek vermek gerekiyor. Devletin bu duruma çözüm bulması lazım. Bulunmazsa soğan 6 lira olur. Geçici çalışmalarla da dışarıdaki çiftçiye katkı sağlanır, biz de bakarız. Köyler boşalmaya devam ediyor. Geriye dönüş teşvik ediliyor ama dönenler hep emekliler. Bu dönenlerin tarıma ne kadar katkısı olur. Ticari anlamda bu işin olması lazım. Geriye dönüş böyle olur. Araziler boş kalmamalı. Boş kalırsa soğanı, fasulyeyi, domatesi dışarıdan alırız. Bundan 30 yıl önce hiçbir tarımsal ürün dışarıdan gelmezdi. Krizden pazar etkilenmezdi. Yıllardan beri hep hazırcılığa alıştık. Şimdi en ufak bir krizde pazar fiyatları da artıyor. Hammaddeler dışarıdan gelince pazardaki fiyatlar fırladı. Dışarıya bu kadar bağımlı olmamamız lazım. Bunun çözümü üretim” diye konuştu.
Ziraat Mühendisleri Odası Balıkesir Şube Başkanı İbrahim Akbıyık, buğday ve bazı tarım ürünlerinde gümrük vergisinin sıfırlanması ve tarım politikalarıyla açıklamalarda bulundu.
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) 2019’da 1 milyon ton buğday ve mahlut ile 700 bin ton arpayı gümrük vergisi ödemeden ithal edebilecek. “Hububat ve Bakliyat İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanması Hakkında” Cumhurbaşkanı Kararı Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı. Karara göre TMO, 100 bin ton kuru baklagil, 1 milyon ton buğday ve mahlut, 700 bin ton arpa, 700 bin ton mısır ve 100 bin ton pirinci gümrük vergisi ödemeden ithal edecek. Söz konusu tarife kontenjanı bir yıl için geçerli olacak. İthalatın kısa vadede çözüm gibi gözükmesine rağmen uzun vadede sonuca etki etmeyeceğini söyleyen Ziraat Mühendisleri Odası Balıkesir Şubesi Başkanı İbrahim Akbıyık, Türkiye’de üreticinin kuru tarımdan kazanamadığını söyledi.
Desteklerin yetersiz kaldığını aktaran Başkan Akbıyık sözlerini şöyle sürdürdü: “2008’e kadar dışarıya fasulye, nohut, mercimek ihraç ediyorsak, 2008’den beri ithal etmeye başladık. Soğanda da durum oraya gidiyor. Stokçulara dokunulamıyor. Bu kısa dönemde de bir çare gibi gözüküyor. Seçim de geliyor ve dışarıdan ithal sopasını kullanıyor. Dışarıya vereceğimiz dövizleri çiftçiye destek olarak versek bunlar olmazdı. Stokçular var tamam ama bunun çözümü de direkt üreticiden almak. Türkiye’de üretici kuru tarımda kazanamıyor. Destekler var ama yetersiz. Bir çuval gübre 60’dan 130 liraya çıktı. Aradaki 70 liralık zamma 4 lira destek veriyorlar. Çiftçi 66 lira zararda oluyor. Çiftçi yamaç arazileri artık kullanmıyor. Çiftçi buralardan topladığı buğdaydan kar edemiyor. Çiftçinin kar edeceği şekilde desteklenmesi lazım. Yoksa çiftçi elini ayağını bu işten çekecek.”
“ARAZİLER BOŞ KALIYOR”
Türkiye’de arazilerin boş kaldığının altını çizen Akbıyık; “Balıkesir Ovasında eskiden her türlü sebze üretilirdi. Şimdi ise herkes silajlık mısır üretiyor. Silajlık mısırı neden ekiyorsunuz diyoruz, sebze üretiminde işçi bulamıyoruz dediler. Silajlık mısırı traktörle ekiyor, insan eli değmiyor. Peki insan elinin değdiği sebzeler ne olacak. İthal etmiş olacağız. Kendi çiftçimizin kazanacağı bir sistem gerekiyor. Ben destek verdim demekle olmuyor. Çiftçinin kazanacağı şekilde destek vermek gerekiyor. Devletin bu duruma çözüm bulması lazım. Bulunmazsa soğan 6 lira olur. Geçici çalışmalarla da dışarıdaki çiftçiye katkı sağlanır, biz de bakarız. Köyler boşalmaya devam ediyor. Geriye dönüş teşvik ediliyor ama dönenler hep emekliler. Bu dönenlerin tarıma ne kadar katkısı olur. Ticari anlamda bu işin olması lazım. Geriye dönüş böyle olur. Araziler boş kalmamalı. Boş kalırsa soğanı, fasulyeyi, domatesi dışarıdan alırız. Bundan 30 yıl önce hiçbir tarımsal ürün dışarıdan gelmezdi. Krizden pazar etkilenmezdi. Yıllardan beri hep hazırcılığa alıştık. Şimdi en ufak bir krizde pazar fiyatları da artıyor. Hammaddeler dışarıdan gelince pazardaki fiyatlar fırladı. Dışarıya bu kadar bağımlı olmamamız lazım. Bunun çözümü üretim” diye konuştu.