Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, ‘Dünyadaki sulak alanların maalesef yüzde 50’si çoktan yok oldu.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, ‘Dünyadaki sulak alanların maalesef yüzde 50’si çoktan yok oldu. Dünya nüfusunun, onda birinden fazlası içme suyuna, dörtte birinden fazlası temiz suya erişemiyor. Eğer önlem alınmazsa 2030 yılında dünyadaki mevcut temiz su, ancak ihtiyacın yüzde 60’ını karşılayabilecek’ dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yapılan 1. Su Şurası Lansmanı ve 363 Tesisin Hizmete Alım Töreni’nde konuşan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, ‘Su yaşamdır, berekettir, medeniyettir. Su, bu yüzyılın en kıymetli ve en stratejik kaynaklarından birisidir. Sanayileşme ve plansız kentleşmeyle birlikte son yüzyılda suyumuzu maalesef hor kullandık. Irmaklarımız hep akacak, musluklarımız hiç kesilmeyecek, suyumuz hiç bitmeyecek diye düşündük. Şimdi ise azalan su kaynakları ve artan su tüketimi ile karşı karşıyayız’ açıklamasında bulundu.

‘Dünyadaki sulak alanların maalesef yüzde 50’si çoktan yok oldu’
İnsanoğlunun altın gibi metaller, petrol gibi karbon yakıtlar için mücadele ederken, yakın zamanda su ve gıdayla ilgili mücadelelere şahit olunacağını işaret eden Bakan Pakdemirli, ‘Çünkü dünyadaki sulak alanların maalesef yüzde 50’si çoktan yok oldu. Dünya nüfusunun, onda birinden fazlası içme suyuna, dörtte birinden fazlası temiz suya erişemiyor. Eğer önlem alınmazsa 2030 yılında dünyadaki mevcut temiz su, ancak ihtiyacın yüzde 60’ını karşılayabilecek. 2050 yılında ise, dünya nüfusunun yarısının susuzluk riski yaşayacağı öngörülüyor. Tablo maalesef iç açıcı değil. Diğer taraftan, son yıllarda küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliğinin etkilerini de ciddi şekilde hissetmeye başladık. Sanayi devriminden bu güne en sıcak dönemleri yaşıyoruz. Geçen yıl, dünyada sıcaklık rekorlarının kırıldığı bir dönemi geride bıraktık. 2020 yılında yaşadığımız meteorolojik kuraklığın, önümüzdeki yıllarda, iklim değişikliğinin etkisiyle, daha güçlü şekilde karşımıza çıkacağı bir gerçektir. O nedenle, tedbirlerimizi şimdiden almalı, kaynaklarımızı heba etmeden, elimizdeki suyu en verimli şekilde kullanarak, gelecek nesillere aktarmalıyız’ diye konuştu.

‘Artık suyumuzu yanı başımızda değil, başköşemizde tutmamız gerek’
Türkiye’nin; kişi başına yıllık bin 340 metreküp su varlığı ile su stresi altında olan ülkeler grubunda olduğunun altını çizen Bakan Pakdemirli, ‘Mevcut suyumuzun yüzde 77’si tarım sektöründe kullanılıyor. Nüfusumuzun, 2050 yılında yüzde 26 artışla 105 milyona ulaşması bekleniyor. 2050 yılındaki bu nüfusu doyurmak için, gıda üretimini bugüne göre yüzde 60 artırmak, bu gıda artışı için de yüzde 15 daha fazla su kullanmak zorundayız. Kısacası, artık suyumuzu yanı başımızda değil, başköşemizde tutmamız gereken bir döneme girdik. O nedenle, 84 milyon vatandaşımızla birlikte, suyumuzu vatan bilerek korumak, bir damlasını bile ziyan etmeden, tasarruflu kullanmak zorundayız. Suyla ilgili tüm bu gelişmeleri hesaplayarak, hem teşhisi belirliyor hem de tedaviyi en iyi şekilde uygulayacak planlarımızı ortaya koyuyoruz’ şeklinde konuştu.
Son 19 yılda cumhuriyet tarihinde yapılanın iki katından daha fazla barajın hizmete alındığını kaydeden Bakan Pakdemirli, ‘Sulama alanında yaptığımız yatırımlar ile teknik ve ekonomik sulanabilir arazi varlığımız olan 85 milyon dekar alanın yüzde 80’ini sulamaya açtık. İşte bu yatırımlar sayesinde; son dönemdeki meteorolojik kuraklığın tarımsal kuraklığa dönüşmesini önledik. Ve toplam bitkisel üretimimizi son bir yılda 9 milyon ton artışla, 126 milyon tona yükselterek, cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. Ayrıca, bugün ülkemiz, güvenilir içme suyu hizmeti kullanan nüfus oranında yaklaşık yüzde 99 gibi, gelişmiş birçok ülkenin üzerinde bir seviyeye ulaşmıştır. İnşallah, bu seviyemizi korumaya ve geliştirmeye devam edeceğiz’ ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle birlikte su alanındaki çalışmalara da hız verdiklerini söyleyen Pakdemirli, ‘Kaynaklarımızdaki her bir damla suyu değerlendirmek ve verimli kullanmak için Bakanlık olarak var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Son 3 yılda 72’si baraj olmak üzere 973 tesisi hizmete aldık. Bu dönemde; Kars Barajı ve Sulaması, Konya Ovası 1.2.3. Kısım Sulamaları, Hatay-Reyhanlı Barajı, Gaziantep-Doğanpınar Barajı, Gaziantep-Düzbağ İçme Suyu İsale Hattı, gibi önemli ve büyük yatırımları tamamladık. Ayrıca, Atatürk Barajından sonra ülkemizin dolgu hacmi bakımından 2. Büyük barajı olan Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajını bütün üniteleriyle birlikte tamamlayarak 2020 yılında hizmete aldık. Yine, 275 metre ile ülkemizin en yüksek barajı olan Yusufeli Barajını da inşallah bu yıl içinde bitireceğiz’ dedi.

‘Bu yıl 51’i baraj olmak üzere toplam 382 tesisi hizmete almayı planlıyoruz’
2021 yılını, ‘Su ve Sulama Yatırımlarında Hamle Yılı’ olarak ilan ettiklerini kaydeden ve sulama yatırım bütçesini 2,4 kat artırarak, 15,3 milyar liraya çıkardıklarını belirten Bakan Pakdemirli, ‘Yeni sulama yatırımlarının tamamını modern ve kapalı sistemde projelendiriyoruz. Bu yıl 51’i baraj olmak üzere toplam 382 tesisi hizmete almayı planlıyoruz. İnşallah dur-durak demeden yatırımlarımızı arka arkaya hizmete almaya devam edeceğiz. Bugün de 64 ilimizde, 5,2 milyar liralık yatırımla hayat bulan 363 tesisin açılışını yapacağız. Baraj ve göletlerden, içme suyu tesislerine, sulama yatırımları ve taşkın koruma tesislerinden toplulaştırma projelerine kadar hizmete aldığımız yüzlerce tesisin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Biliyoruz ki polisimiz ve jandarmamız vatandaşımızın huzuru için gece gündüz demeden çalışıyor. Biliyoruz ki silahlı kuvvetlerimiz bu vatanı savunmak için dağ tepe demeden mücadele veriyor. Biliyoruz ki zat-ı aliniz de ülkemizin bekası, büyümesi ve kalkınması için ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyerek bu milleti, bu ülkeyi, en güçlü şekilde temsil ediyor. Biz de, suyumuzu vatan bilerek, halkımıza hizmeti şiar edinerek, durmuyor, dinlenmiyor, suyun gücünü milletle buluşturmaya devam ediyoruz’ diye konuştu.
Sulama yatırımlarına hız verirken, suyun geleceğini de planladıklarını belirten Pakdemirli, ‘Bugün, cumhuriyet tarihinde ilk kez gerçekleşecek Birinci Su Şurasını başlatacağız. Birinci Su Şurası kapsamında; ilgili bakanlıklar, tüm belediyeler, üniversiteler, STK’lar ve tüm paydaşlarla birlikte suyumuzun geleceğini konuşacak, hedeflerimizi ortaya koyacak ve yol haritamızı belirleyeceğiz. Bu kapsamda; su güvenliğinden tarımsal sulamaya, su kaynaklarının geliştirilmesinden iklim değişikliğine, su hukukundan havza bazında su yönetimine kadar tüm konulara, 7 ay boyunca tüm paydaşlarla birlikte detaylı olarak çalışacağız. 15 yıl aradan sonra, Üçüncü Tarım-Orman Şurası’nı 2019 yılında gerçekleştirdik. Ve vakit kaybetmeden eylem planımızı hazırlayıp, uygulamaya geçtik. Şimdi de aynı şekilde bugün başlatacağımız Su Şura’sını, Ekim ayında başarıyla tamamlayıp, Şura Sonuç Belgesi ve eylem planımızı hazırlayarak kamuoyuna açıklayacağız. Bu Eylem Planı doğrultusunda, suyumuzu korumak, verimli kullanmak ve gelecek nesillerimizi bir damla suya muhtaç etmemek adına, belirlediğimiz aksiyonları tek tek hayata geçireceğiz. Biz, suyumuzu vatan bildik. Suyumuzu, su gibi aziz milletimize sunmayı hizmet edindik. Şimdi ise, çocuklarımıza en iyi şekilde teslim etmek için sizlere söz veriyoruz’ ifadelerini kullandı.