Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ‘O, yalnızca eserleriyle değil, bütün varlığıyla milletin, vatanın ve mukaddesatın hizmetkarıydı.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ‘O, yalnızca eserleriyle değil, bütün varlığıyla milletin, vatanın ve mukaddesatın hizmetkarıydı. Akif, vatansever bir yürek, milletperver bir kükreyişti’ dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İstiklal Marşı’nın kabul edilişinin 100. yıl dönümü dolayısıyla sosyal medya hesabı üzerinden açıklamalarda bulundu. İstiklal Marşı’nın tam yüz yıl önce kabul edildiğini hatırlatan Bahçeli, ’12 Mart 1921’de, yani tam yüz yıl önce istiklalimizin muazzam seslenişi TBMM’de coşku ve heyecan dalgası eşliğinde, bütün mebusların ayakta alkışlarıyla kabul ve tasdik edildi’ dedi. Merhum Mehmet Akif Ersoy’un kaleminden dökülenlerin gerçekte Türk milletinin kalbinden geçenler olduğunu belirten Bahçeli, şu ifadeleri kaydetti:
‘Hamdullah Suphi Bey’in tok ve gür sesiyle okunan İstiklal Marşımız satırdan satıra kıta kıta döküldü. Her mısrasında özlem vardı, iman vardı, Türk-İslam ruhunun mübarek ve müstesna hisleri hakimdi. Akif, Türk milletinin istiklal aşkını önce hissedip sonra yazdı. Akif, Milli Mücadele’nin temel taşlarındandı. O, yalnızca eserleriyle değil, bütün varlığıyla milletin, vatanın ve mukaddesatın hizmetkarıydı. Dahası Milli Mücadele’nin üniformasız neferi olarak esaretin hasmı, zilletin karşı cephesi, istiklalin de ahlak ve haysiyet kalemiydi. Öylesine bir ahlakla dolup taşmıştı ki, ona ahlak kahramanı demek yanlış olmayacaktır.’
Akif’in, ‘Ben bir yüzlü ve bir sözlü olmayı her şeye tercih ederim’ ifadeleriyle sarsılmaz duruşunu, imanla karılmış ve şahsiyetle bezenmiş hayatını özetlediğini anlatan Bahçeli, ‘Kış aylarında giyecek bir paltosu bile olmamasına rağmen İstiklal Marşı’nı yazmayı para almamak şartıyla kabul etmişti. Fazilet, feraset ve fedakarlık onunla mündemiçti. Kalemi, Türk milletinin varlığıyla ve ebediyyen varoluş hedefiyle sivrilmiş ve serpilmişti. Akif, vatansever bir yürek, milletperver bir kükreyişti. Dört lisanı edebiyatıyla bilirdi, nitekim Türk olarak yazdı, Türk olarak düşündü, Türk olarak yaşadı, Türk olarak ruhunu teslim etti. Türk milleti ona şükran duydu, engin bir sevgi besledi, hafızasından hiç çıkarmadı’ değerlendirmesinde bulundu.
Akif’i yakından tanıyan M. Cemal Kuntay’ın, ‘İlk tanıdığım zaman ona inanamadım. Bir insan bu kadar temiz olamazdı. Onun yanında insan kendi günahlarından muzdaripti’ ifadelerini hatırlatan Bahçeli, ‘Üstelik din/milliyet bağlamında İslamiyet ile Türkçülüğü de eklemleştirmişti. İstiklal Marşı’mızın kabul edilişinin yüzüncü yıl dönümünde, asla korkmayacağımızı, hiçbir çılgının da bu aziz milleti zincire vuramayacağını haykırıyor, büyük vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u rahmetle ve minnetle yad ediyorum. Ruhu şad, mekanı cennet olsun diyorum. ‘Türk’e hiçbir kavmin horoz olmasına tahammül edemem’ diyen Akif’e yakın arkadaşı Elmalılı Hamdi Yazır şöyle demişti; ‘Türk’ü ikaz; Türk’ü i’la için ancak yazdın, yüce Türklük yaşadıkça yaşar elbet adın.’ Elbette yaşayacak, elbette bir daha da İstiklal Marşı yazılmayacaktır’ dedi.