Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşülecek olan tezkereye ilişkin, ‘Biz kendi ülkemizde kadınıyla, erkeğiyle, vatanseveriyle, bayrağını sevenle kendi ülkemizin mübarek topraklarında yabancı asker postalı istemiyoruz’Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlenen grup toplantısına katıldı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşülecek olan tezkereye ilişkin, ‘Biz kendi ülkemizde kadınıyla, erkeğiyle, vatanseveriyle, bayrağını sevenle kendi ülkemizin mübarek topraklarında yabancı asker postalı istemiyoruz’
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlenen grup toplantısına katıldı. Burada konuşan Kılıçdaroğlu, Bütün gözlerin Filistin-İsrail çatışmasında olduğunu dile getirerek, ‘Çocukların, kadınların, yaşlılarının öldürülmesini hiçbir insan kabul edemez. Savaşın bir an önce sonlanması en büyük dileğimizdir. Sağduyuya davet etmek bizim de görevimizdir ama İsrail’in uyguladığı politikanın en büyük eleştirilerini İsrailli aydınlardan aldığını da unutmamamız lazım. Bu, dünyanın haklı olarak Filistin davasına verdiği desteğinde bir anlamda ifadesidir. İsrailli aydınlardan Gideon Levy, aynen şunları yazıyor: ‘Bütün bunların arkasında İsrail’in kibri yatıyor. İstediğimiz her şeyi yapabiliriz. Yaptığımız şeylerin bedelini de asla ödemeyiz ya da cezalandırmayız diye düşünüyoruz. Sanki istediğimiz her şeyi yaparız da hiç rahatsız edilmeden hayatlarımıza devam ederiz diye düşünüyoruz. Filistinli insanları tutukluyor, öldürüyor, taciz ediyor ve mülksüzleştiriyoruz. Aynı zamanda Filistinlilere kıyım düzenlemekle meşgul İsrailli yerleşimcileri koruyoruz’ diyor. Bu kadar açık, bu kadar net İsrail’i eleştiren bir İsrailli aydın görmedim ve kendisini gerçekten yürekten kutluyorum’ diye konuştu.
‘Biz Mescid-i Aksa başta olmak üzere bütün kutsal mekanlara saygı istiyoruz’
Filistin halkının kendi topraklarına kavuşmasını istediklerini de dile getiren Kılıçdaroğlu, ‘Biz, Mescid-i Aksa başta olmak üzere bütün kutsal mekanlara saygı istiyoruz. Biz, Filistin halkına yönelik insanlık dışı ablukanın kaldırılmasını istiyoruz. Biz, akan kanların durdurulmasını istiyoruz ve biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak Orta Doğu’ya barışın gelmesi için OBİT dediğimiz ’Orta Doğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı’nın kurularak, Türkiye’nin bu bölgeye barış getirmesini istiyoruz. Bu politika bizim politikamız ama şu andaki hükümetin de bunu uygulaması gerekiyor’ değerlendirmesinde bulundu.
‘Biz kendi ülkemizde yabancı asker postalı istemiyoruz’
Cumhuriyet Halk Partisi olarak teröre her zaman karşı çıktıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, ‘Terörle mücadele konusunda bir tezkere getirdiler. O tezkerede şunlar yazıyor: ‘Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi.’ Eyvallah, hiç itirazımız yok. Terör varsa, Türkiye’yi tehdit ediyorsa, Türk Silahlı Kuvvetleri yani güvenlik güçlerimiz giderler ve müdahale ederler. Uluslararası Hukuk’un da verdiği bir avantajdır bu. Uluslararası Hukuk buna izin veriyor ama cümle şöyle bitiyor: ‘Aynı amaçlara matuf olmak üzere ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması’. Yani yabancı bir silahlı kuvvet Türkiye’ye gelecek ve burada belli olaylara müdahale edecek. ‘Buna izin verin’. Cumhuriyeti kuran bir parti, kökleri Kuvayımilliye’de olan bir parti nasıl olur da askerlerin Türkiye’ye gelmesine izin verir. Biz kendi ülkemizde kadınıyla, erkeğiyle, vatanseveriyle ve bayrağını sevenle kendi ülkemizin mübarek topraklarında yabancı asker postalı istemiyoruz’ ifadelerine yer verdi.
‘Ben meşru yabancı postal da istemiyorum’
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘Türkiye’ye gayrimeşru yabancı postalların ayak basması diye bir şey yoktur. Şayet olursa verilecek bir canımız vardır’ ifadelerine de değinen Kılıçdaroğlu, ‘Yani meşru yabancı postallar gelebilir. Ben meşru yabancı postal da istemiyorum. Ben kendi ülkemde terörle mücadele konusunda yabancı asker postalı istemiyorum. Meşru ne demek? Efendim ben el kaldıracağım, yabancı askerleri isteyeceğim ve böylece meşruiyet kazanmış olacak. İstemiyoruz, yabancı asker istemiyoruz. Terörle mücadeleyse gideriz. Terör bana saldırdı, size saldırmadı. Bir askerimiz şehit oldu. Siz çocuklarınızı parayla, pulla, askere gönderdiniz, Ben evladımı parasız, pulsuz askere gönderdim’ açıklamasında bulundu.
‘Milli Kurtuluş Savaşı’nı yöneten gazi meclis, Mustafa Kemal Atatürk’e başkomutanlık yetkisini bile üç ay süre ile vermiştir’
Kararname’de ‘Hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olacaktır’ ifadeleri olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, ‘Yabancı asker buraya geldiğinde onun ne yapacağını, neler yapacağını, nasıl olacağı konusunda yetkiyi Cumhurbaşkanı’na veriyorlar. Meclis hikaye, hiçbir yetkisi yok. Milli Kurtuluş Savaşı’nı yöneten gazi meclis, Mustafa Kemal Atatürk’e başkomutanlık yetkisini bile üç ay süreyle vermiştir’ şeklinde konuştu.
‘Mavi Marmara’daki haklı davamızı 20 milyon dolara sattınız’
Öte yandan Kılıçdaroğlu, ‘Mavi Marmara’daki haklı davamızı 20 milyon dolara sattınız’ diyerek sözlerine şöyle devam etti:
‘Vatandaşlar bunu duymasın diye o 20 dolar bağış sözleşmesini de gece saat on ikide meclisten geçirdiler. Dolayısıyla, yabancı asker buraya geldiğinde, sen davet ettiğinde Kemal Kılıçdaroğlu olarak yabancı askerlerin önünde bütün CHP’liler olarak duracağız ve onları kovacağız. Tereddütümüz yok. Beraber gideceğiz, beraber mücadele edeceğiz ve bunları göndereceğiz. Bu ülke Milli Kurtuluş Savaşı’nı veren bir ülkedir. Ben Milli Kurtuluş Savaşı’nın tarihine ihanet ettirmeyeceğim.’
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşülecek olan tezkereye ilişkin, ‘Biz kendi ülkemizde kadınıyla, erkeğiyle, vatanseveriyle, bayrağını sevenle kendi ülkemizin mübarek topraklarında yabancı asker postalı istemiyoruz’
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlenen grup toplantısına katıldı. Burada konuşan Kılıçdaroğlu, Bütün gözlerin Filistin-İsrail çatışmasında olduğunu dile getirerek, ‘Çocukların, kadınların, yaşlılarının öldürülmesini hiçbir insan kabul edemez. Savaşın bir an önce sonlanması en büyük dileğimizdir. Sağduyuya davet etmek bizim de görevimizdir ama İsrail’in uyguladığı politikanın en büyük eleştirilerini İsrailli aydınlardan aldığını da unutmamamız lazım. Bu, dünyanın haklı olarak Filistin davasına verdiği desteğinde bir anlamda ifadesidir. İsrailli aydınlardan Gideon Levy, aynen şunları yazıyor: ‘Bütün bunların arkasında İsrail’in kibri yatıyor. İstediğimiz her şeyi yapabiliriz. Yaptığımız şeylerin bedelini de asla ödemeyiz ya da cezalandırmayız diye düşünüyoruz. Sanki istediğimiz her şeyi yaparız da hiç rahatsız edilmeden hayatlarımıza devam ederiz diye düşünüyoruz. Filistinli insanları tutukluyor, öldürüyor, taciz ediyor ve mülksüzleştiriyoruz. Aynı zamanda Filistinlilere kıyım düzenlemekle meşgul İsrailli yerleşimcileri koruyoruz’ diyor. Bu kadar açık, bu kadar net İsrail’i eleştiren bir İsrailli aydın görmedim ve kendisini gerçekten yürekten kutluyorum’ diye konuştu.
‘Biz Mescid-i Aksa başta olmak üzere bütün kutsal mekanlara saygı istiyoruz’
Filistin halkının kendi topraklarına kavuşmasını istediklerini de dile getiren Kılıçdaroğlu, ‘Biz, Mescid-i Aksa başta olmak üzere bütün kutsal mekanlara saygı istiyoruz. Biz, Filistin halkına yönelik insanlık dışı ablukanın kaldırılmasını istiyoruz. Biz, akan kanların durdurulmasını istiyoruz ve biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak Orta Doğu’ya barışın gelmesi için OBİT dediğimiz ’Orta Doğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı’nın kurularak, Türkiye’nin bu bölgeye barış getirmesini istiyoruz. Bu politika bizim politikamız ama şu andaki hükümetin de bunu uygulaması gerekiyor’ değerlendirmesinde bulundu.
‘Biz kendi ülkemizde yabancı asker postalı istemiyoruz’
Cumhuriyet Halk Partisi olarak teröre her zaman karşı çıktıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, ‘Terörle mücadele konusunda bir tezkere getirdiler. O tezkerede şunlar yazıyor: ‘Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi.’ Eyvallah, hiç itirazımız yok. Terör varsa, Türkiye’yi tehdit ediyorsa, Türk Silahlı Kuvvetleri yani güvenlik güçlerimiz giderler ve müdahale ederler. Uluslararası Hukuk’un da verdiği bir avantajdır bu. Uluslararası Hukuk buna izin veriyor ama cümle şöyle bitiyor: ‘Aynı amaçlara matuf olmak üzere ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması’. Yani yabancı bir silahlı kuvvet Türkiye’ye gelecek ve burada belli olaylara müdahale edecek. ‘Buna izin verin’. Cumhuriyeti kuran bir parti, kökleri Kuvayımilliye’de olan bir parti nasıl olur da askerlerin Türkiye’ye gelmesine izin verir. Biz kendi ülkemizde kadınıyla, erkeğiyle, vatanseveriyle ve bayrağını sevenle kendi ülkemizin mübarek topraklarında yabancı asker postalı istemiyoruz’ ifadelerine yer verdi.
‘Ben meşru yabancı postal da istemiyorum’
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘Türkiye’ye gayrimeşru yabancı postalların ayak basması diye bir şey yoktur. Şayet olursa verilecek bir canımız vardır’ ifadelerine de değinen Kılıçdaroğlu, ‘Yani meşru yabancı postallar gelebilir. Ben meşru yabancı postal da istemiyorum. Ben kendi ülkemde terörle mücadele konusunda yabancı asker postalı istemiyorum. Meşru ne demek? Efendim ben el kaldıracağım, yabancı askerleri isteyeceğim ve böylece meşruiyet kazanmış olacak. İstemiyoruz, yabancı asker istemiyoruz. Terörle mücadeleyse gideriz. Terör bana saldırdı, size saldırmadı. Bir askerimiz şehit oldu. Siz çocuklarınızı parayla, pulla, askere gönderdiniz, Ben evladımı parasız, pulsuz askere gönderdim’ açıklamasında bulundu.
‘Milli Kurtuluş Savaşı’nı yöneten gazi meclis, Mustafa Kemal Atatürk’e başkomutanlık yetkisini bile üç ay süre ile vermiştir’
Kararname’de ‘Hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olacaktır’ ifadeleri olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, ‘Yabancı asker buraya geldiğinde onun ne yapacağını, neler yapacağını, nasıl olacağı konusunda yetkiyi Cumhurbaşkanı’na veriyorlar. Meclis hikaye, hiçbir yetkisi yok. Milli Kurtuluş Savaşı’nı yöneten gazi meclis, Mustafa Kemal Atatürk’e başkomutanlık yetkisini bile üç ay süreyle vermiştir’ şeklinde konuştu.
‘Mavi Marmara’daki haklı davamızı 20 milyon dolara sattınız’
Öte yandan Kılıçdaroğlu, ‘Mavi Marmara’daki haklı davamızı 20 milyon dolara sattınız’ diyerek sözlerine şöyle devam etti:
‘Vatandaşlar bunu duymasın diye o 20 dolar bağış sözleşmesini de gece saat on ikide meclisten geçirdiler. Dolayısıyla, yabancı asker buraya geldiğinde, sen davet ettiğinde Kemal Kılıçdaroğlu olarak yabancı askerlerin önünde bütün CHP’liler olarak duracağız ve onları kovacağız. Tereddütümüz yok. Beraber gideceğiz, beraber mücadele edeceğiz ve bunları göndereceğiz. Bu ülke Milli Kurtuluş Savaşı’nı veren bir ülkedir. Ben Milli Kurtuluş Savaşı’nın tarihine ihanet ettirmeyeceğim.’