Dünya Türk İş Konseyi Kurultayı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni bir çağın ayak seslerinin giderek daha güçlü bir şekilde duyulmaya başlandığını belirterek, ‘Biz Türkiye olarak tüm hesaplarımızı dünyanın önündeki bu müstakbel çağın lider ülkeleri arasında yer alma üzerine kuruyoruz’ dedi.
10. Dünya Türk İş Konseyi Kurultayı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni bir çağın ayak seslerinin giderek daha güçlü bir şekilde duyulmaya başlandığını belirterek, ‘Biz Türkiye olarak tüm hesaplarımızı dünyanın önündeki bu müstakbel çağın lider ülkeleri arasında yer alma üzerine kuruyoruz’ dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen 10. Dünya Türk İş Konseyi Kurultayı’nda konuştu.
Türk Devletleri Teşkilatlarıyla Dünya Türk İş Konseyi arasında imzalanacak protokolün hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Her iş gibi Türk Devletleri Teşkilatlarının siyasi gücünü ve etkinliğini artıracak hususların başında ekonomi alanında kat edeceği ilerleme geliyor. Dünya Türk İş Konseyi’nin yapılacak anlaşmayla teşkilatımızın adeta bir parçası haline gelecek olmasını bu bakımdan çok önemli görüyorum. Buradaki şu güzel görüntünün verdiği mesajın dalga dalga tüm dünyaya yayılacağına inanıyorum. Hem Anadolu’dan çıkıp dünyanın dört bir yanına dağılan Türk diasporasının, hem Türk dünyasındaki kardeşlerimiz ve onların diasporasının, hem de İslam dünyasından kardeşlerimizin temsilcileriyle bir aradayız. Sadece Türk diasporası dediğimiz diğer ülkelerde yaşayan, çalışan, eğitim gören Türkiye kökenli vatandaşların sayısının 8 milyonu bulduğunu düşünürsek üzerinde yükseldiği zeminin önemini daha da iyi anlayabiliriz. Buna Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkmenistan, Macaristan gibi Türk devletleri teşkilatı üye ve gözlemci devletleri de dahil etmeliyiz. Böylece karşımızdaki resim çok daha anlamlı hale gelecek. Batı Trakya, Balkanlar, Kafkaslar’daki diğer kardeş topluluklar gibi soydaşlarımızla İslam dünyasını ve onların diasporasını bu fotoğraftan ayrı tutamayız. Anavatanları ve diasporası ile birlikte burada temsil edilen gücün büyüklüğünü sadece bizler bilmiyoruz. Bu tabloyu kendi çıkarlarına tehdit olarak görenler de aynı gerçeğin farkındalar’ dedi.
‘Türk dünyası bir uyanış, yeni bir şahlanış içindedir’
Türk dünyası gerisindeki yeniliğe ve gelişmeye açık muhteşem medeniyet birikimi, güçlü devlet geleneği, sağlam sosyal yapısı, vizyoner sivil toplum kuruluşlarıyla adeta yeni bir uyanış, yeni bir şahlanış içinde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Önce fikir olarak ortaya çıkan sonra eyleme dönüşen sonra hedeflere adım adım yaklaşma safhalarından oluşan bu süreçleri rahmetli Cemil Meriç’in ifadesiyle şöyle tasvir edebiliriz. ‘Düşünmek savaşmaktır, bir nesil uğruna, bir millet uğruna, bir medeniyet uğrana savaşmaktır.’ Buradaki her bir kardeşimiz bir nesil uğruna, bir millet uğruna bir medeniyet uğruna fikriyle, kabiliyetiyle, azmiyle, çilesiyle, başarısıyla savaşarak bugünlere gelmiştir. Sosyal, siyasi bağlarımızı sürekli güçlendirmek için çalışıyoruz. Böylece hem kendi vatanımızda hem de diasporadaki kardeşlerimiz için yeni bir dönemi hep birlikte açacağız. Özellikle batı ülkelerinde ne Türkiye’nin ne de diğer dostlarımızın diasporadaki güçlerini bırakın birleştirmeyi teker teker bile yeterince etkin kullanamadığı bir gerçektir. Hem sayısal, hem ekonomik, hem de sosyal olarak bizden daha zayıf diasporaların siyasi olarak daha güçlü olduğunu yaşadığımız her hadisede tekrar tekrar görüyoruz. Bunun için hep birlikte çok daha fazla çalışmamız çok daha yakın iş birliği içinde olmamız, çok daha etkin mekanizmalar kurmamız gerekiyor. Küresel düzeydeki her gelişmeyi kendi ortak hedeflerimizin dinamosu haline getirerek kısa sürede dünya çapında hayırlı neticeler elde edeceğinden şüphe duymuyorum. Önce kendi aramızdaki sonra diğer kesimlerle çok boyutlu ilişkilerimizi bu doğrultuda hızla geliştirmenin yollarını aramalıyız. Biz meydanı boş bıraktığımızda terör örgütlerinden vesayet güçlerine, istihbarat teşkilatlarından misyonerlere her görünümden kirli yapının kuşatmasına maruz kalmamız kaçınılmazdır. Merhum İsmail Gaspıralı’nın ’Dilde, fikirde, işte birlik’ ülküsü tam bir hayal değil. Dün olduğu gibi bugün de birliğimizi ve bütünlüğümüzü sağlamak, idame ettirmek, büyütmek en çok ihtiyacımız olan sacayağıdır. Asırlık ayrılıklara, hasretlere, acılara, yapaylıklara son vermenin vakti gelmiştir. Hep beraber bir olduğumuzda, iri olduğumuzda, diri olduğumuzda, kardeş olduğumuzda hep birlikte Türk dünyası olduğumuzda bunu sağlayabiliriz, endişeniz olmasın. Türkiye olarak bu doğrultuda üzerimize düşen her şeyi yapıyoruz yapmaya da devam edeceğiz’ ifadelerini kullandı.
‘Türkiye olarak hesabımızı önümüzdeki müstakbel çağın lider ülkeleri arasında yer almak üzerine kuruyoruz’
Batılıların yazdığı tarih kitaplarındaki İlk Çağ’ın neredeyse 4 bin yılı, Orta Çağ’ın bin yılı, Yeni Çağ’ın 336 yılı, Yakın Çağ’ın ise 234 yılı ifade ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Fransız İhtilali’ni milat alan Yakın Çağ’ı asıl biçimlendiren 1. ve 2. Dünya Savaşlarıydı. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nda kurulan statüko dünyayı artık taşıyamıyor. Dolayısıyla yeni bir çağın ayak sesleri giderek daha güçlü bir şekilde duyulmaya başlandı. Biz Türkiye olarak tüm hesaplarımızı dünyanın önündeki bu müstakbel çağın lider ülkeleri arasında yer alma üzerine kuruyoruz. Türkiye Yüzyılı derken ifade ettiğimiz vizyon tam da budur. Çevremizde devletsiz ve vatansız kalmanın ne anlama gelmenin sayısız örneği var. Diasporadaki her kardeşimiz gerektiğinde dönüp sığınabileceği bir vatanı olduğu güveniyle yaşadığı yerde kendine bir gelecek inşa etmenin, bireysel olarak başarılı olmanın mücadelesini veriyor. Şayet bu güven yoksa rüzgarda savrulan yaprak misali her an kendinizi savrulurken bulabilirsiniz. Türk ekonomisinde küresel ekonomik dalgalanmaların etkisiyle yaşanan sıkıntıları adım adım geride bıraktığımız bir dönemden geçiyoruz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme yolunda kat ettiğimiz her mesafe içi ve dışarıyla tüm iş dünyamıza nefestir. En azılı Türkiye düşmanları bile artık ülkemizi görmezden gelemiyor. Ekonomimiz üzerinde kara bulutlar toplama çabalarında başarılı olamıyor. Bize düşen görev kendi sorumluluk alanımızda bu mücadeleyi en iyi şekilde vermektir’ diye konuştu.
10. Dünya Türk İş Konseyi Kurultayı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni bir çağın ayak seslerinin giderek daha güçlü bir şekilde duyulmaya başlandığını belirterek, ‘Biz Türkiye olarak tüm hesaplarımızı dünyanın önündeki bu müstakbel çağın lider ülkeleri arasında yer alma üzerine kuruyoruz’ dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen 10. Dünya Türk İş Konseyi Kurultayı’nda konuştu.
Türk Devletleri Teşkilatlarıyla Dünya Türk İş Konseyi arasında imzalanacak protokolün hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Her iş gibi Türk Devletleri Teşkilatlarının siyasi gücünü ve etkinliğini artıracak hususların başında ekonomi alanında kat edeceği ilerleme geliyor. Dünya Türk İş Konseyi’nin yapılacak anlaşmayla teşkilatımızın adeta bir parçası haline gelecek olmasını bu bakımdan çok önemli görüyorum. Buradaki şu güzel görüntünün verdiği mesajın dalga dalga tüm dünyaya yayılacağına inanıyorum. Hem Anadolu’dan çıkıp dünyanın dört bir yanına dağılan Türk diasporasının, hem Türk dünyasındaki kardeşlerimiz ve onların diasporasının, hem de İslam dünyasından kardeşlerimizin temsilcileriyle bir aradayız. Sadece Türk diasporası dediğimiz diğer ülkelerde yaşayan, çalışan, eğitim gören Türkiye kökenli vatandaşların sayısının 8 milyonu bulduğunu düşünürsek üzerinde yükseldiği zeminin önemini daha da iyi anlayabiliriz. Buna Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkmenistan, Macaristan gibi Türk devletleri teşkilatı üye ve gözlemci devletleri de dahil etmeliyiz. Böylece karşımızdaki resim çok daha anlamlı hale gelecek. Batı Trakya, Balkanlar, Kafkaslar’daki diğer kardeş topluluklar gibi soydaşlarımızla İslam dünyasını ve onların diasporasını bu fotoğraftan ayrı tutamayız. Anavatanları ve diasporası ile birlikte burada temsil edilen gücün büyüklüğünü sadece bizler bilmiyoruz. Bu tabloyu kendi çıkarlarına tehdit olarak görenler de aynı gerçeğin farkındalar’ dedi.
‘Türk dünyası bir uyanış, yeni bir şahlanış içindedir’
Türk dünyası gerisindeki yeniliğe ve gelişmeye açık muhteşem medeniyet birikimi, güçlü devlet geleneği, sağlam sosyal yapısı, vizyoner sivil toplum kuruluşlarıyla adeta yeni bir uyanış, yeni bir şahlanış içinde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Önce fikir olarak ortaya çıkan sonra eyleme dönüşen sonra hedeflere adım adım yaklaşma safhalarından oluşan bu süreçleri rahmetli Cemil Meriç’in ifadesiyle şöyle tasvir edebiliriz. ‘Düşünmek savaşmaktır, bir nesil uğruna, bir millet uğruna, bir medeniyet uğrana savaşmaktır.’ Buradaki her bir kardeşimiz bir nesil uğruna, bir millet uğruna bir medeniyet uğruna fikriyle, kabiliyetiyle, azmiyle, çilesiyle, başarısıyla savaşarak bugünlere gelmiştir. Sosyal, siyasi bağlarımızı sürekli güçlendirmek için çalışıyoruz. Böylece hem kendi vatanımızda hem de diasporadaki kardeşlerimiz için yeni bir dönemi hep birlikte açacağız. Özellikle batı ülkelerinde ne Türkiye’nin ne de diğer dostlarımızın diasporadaki güçlerini bırakın birleştirmeyi teker teker bile yeterince etkin kullanamadığı bir gerçektir. Hem sayısal, hem ekonomik, hem de sosyal olarak bizden daha zayıf diasporaların siyasi olarak daha güçlü olduğunu yaşadığımız her hadisede tekrar tekrar görüyoruz. Bunun için hep birlikte çok daha fazla çalışmamız çok daha yakın iş birliği içinde olmamız, çok daha etkin mekanizmalar kurmamız gerekiyor. Küresel düzeydeki her gelişmeyi kendi ortak hedeflerimizin dinamosu haline getirerek kısa sürede dünya çapında hayırlı neticeler elde edeceğinden şüphe duymuyorum. Önce kendi aramızdaki sonra diğer kesimlerle çok boyutlu ilişkilerimizi bu doğrultuda hızla geliştirmenin yollarını aramalıyız. Biz meydanı boş bıraktığımızda terör örgütlerinden vesayet güçlerine, istihbarat teşkilatlarından misyonerlere her görünümden kirli yapının kuşatmasına maruz kalmamız kaçınılmazdır. Merhum İsmail Gaspıralı’nın ’Dilde, fikirde, işte birlik’ ülküsü tam bir hayal değil. Dün olduğu gibi bugün de birliğimizi ve bütünlüğümüzü sağlamak, idame ettirmek, büyütmek en çok ihtiyacımız olan sacayağıdır. Asırlık ayrılıklara, hasretlere, acılara, yapaylıklara son vermenin vakti gelmiştir. Hep beraber bir olduğumuzda, iri olduğumuzda, diri olduğumuzda, kardeş olduğumuzda hep birlikte Türk dünyası olduğumuzda bunu sağlayabiliriz, endişeniz olmasın. Türkiye olarak bu doğrultuda üzerimize düşen her şeyi yapıyoruz yapmaya da devam edeceğiz’ ifadelerini kullandı.
‘Türkiye olarak hesabımızı önümüzdeki müstakbel çağın lider ülkeleri arasında yer almak üzerine kuruyoruz’
Batılıların yazdığı tarih kitaplarındaki İlk Çağ’ın neredeyse 4 bin yılı, Orta Çağ’ın bin yılı, Yeni Çağ’ın 336 yılı, Yakın Çağ’ın ise 234 yılı ifade ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Fransız İhtilali’ni milat alan Yakın Çağ’ı asıl biçimlendiren 1. ve 2. Dünya Savaşlarıydı. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nda kurulan statüko dünyayı artık taşıyamıyor. Dolayısıyla yeni bir çağın ayak sesleri giderek daha güçlü bir şekilde duyulmaya başlandı. Biz Türkiye olarak tüm hesaplarımızı dünyanın önündeki bu müstakbel çağın lider ülkeleri arasında yer alma üzerine kuruyoruz. Türkiye Yüzyılı derken ifade ettiğimiz vizyon tam da budur. Çevremizde devletsiz ve vatansız kalmanın ne anlama gelmenin sayısız örneği var. Diasporadaki her kardeşimiz gerektiğinde dönüp sığınabileceği bir vatanı olduğu güveniyle yaşadığı yerde kendine bir gelecek inşa etmenin, bireysel olarak başarılı olmanın mücadelesini veriyor. Şayet bu güven yoksa rüzgarda savrulan yaprak misali her an kendinizi savrulurken bulabilirsiniz. Türk ekonomisinde küresel ekonomik dalgalanmaların etkisiyle yaşanan sıkıntıları adım adım geride bıraktığımız bir dönemden geçiyoruz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme yolunda kat ettiğimiz her mesafe içi ve dışarıyla tüm iş dünyamıza nefestir. En azılı Türkiye düşmanları bile artık ülkemizi görmezden gelemiyor. Ekonomimiz üzerinde kara bulutlar toplama çabalarında başarılı olamıyor. Bize düşen görev kendi sorumluluk alanımızda bu mücadeleyi en iyi şekilde vermektir’ diye konuştu.