Dr.
Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Lütfi Seyrek, göz sağlığı açısından güneş gözlüğü kullanmanın öneminin büyük olduğunu kaydederek, güneş gözlüğü seçerken marka yerine UV 400 koruma ile TSE ya da CE sertifikalarının bulunmasına dikkat edilmesi ve mutlaka bir optikçiden alınması gerektiğini söyledi.
Havaların ısınmasıyla ve yaz aylarının gelmesiyle güneş gözlükleri tercih ediliyor. Bu noktada vatandaşlara uyarılarda bulunan uzmanlar işportadan satılan kalitesiz gözlüklerin tercih edilmesinin göz sağlığını olumsuz etkileyecek sorunlara neden olabileceğini belirtti. Medicana Sağlık Grubu Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Lütfi Seyrek, güneş ışınlarının yaz aylarında da kış aylarında da göze zarar verebilecek şekilde, gözün göremediği birtakım ışınlar yaydığını ifade etti. Seyrek, yaz aylarının ve güneş ışınlarının daha dik gelmesiyle beraber bu ışınların zararlı etkilerinin daha çok arttığını ifade ederek, ‘Güneşten en çok yayılan ışınlar ultraviyole A ve B ışınları oluyor. Ultraviyole ışınlar yaydıkları dalga boyundaki ışıkları gözümüz göremiyor. Fakat bizim bu ışıklara maruz kalmamız yakın dönemde ve uzun dönemde bazı hastalıklara neden olabiliyor. Bunlardan en basiti halk arasında gözde et yürümesi olarak bilinen hastalığa neden olabilir. Katarakt oluşumuna neden olabilir. Sarı nokta hastalığı gelişim riskini artırmaktadır. Ayrıca güneş ışığına direkt maruz kalmada göz yüzeyinde birtakım hastalıklar oluşturup gözde kızarıklık gibi şikayetleri oluşturabilir. Göz çevresinin ultraviyole ışınlarına direkt maruz kalması göz kapağında kırışıklıklara, cildin yapısının bozulmasına, hatta ilerleyen zamanda gözde tümörlere, kitlelere bile neden olabilir. Bu yüzden yaz ya da kış döneminde güneşe maruz kaldığımız dönemde güneş gözlüğü kullanmanın önemi büyüktür’ dedi.
‘Güneş gözlüğünün markası, rengi herhangi bir önem arz etmiyor’
Güneş gözlüğünü herkesin takması gerektiğini söyleyen Lütfi Seyrek, ‘Güneş gözlüğü alırken temelde dikkat edeceğimiz 2 standart var. UV 400 koruma dediğimiz UV A ve B ışınlarını hiç geçirmeyen özellikte olması gerekir. Mutlaka satın aldığımız yere bunu sormamız gerekiyor. Ayrıca TSE ya da CE sertifikalarının olması gerekiyor. Bu sertifikaların anlamı uygun şartlarda, ortamlarda, belli standartlara göre üretilmiş demektir. Temelde bu ikisine dikkat ettiğimiz zaman aldığımız güneş gözlüğünün markası, rengi herhangi bir önem arz etmiyor. UV 400 koruma ile sertifika olacak ve mutlaka bir optikçiden satın alınmalı. Kesinlikle, dışarıda satılan veya işportadan satın alınmamalı’ şeklinde konuştu.
‘Camların rengi koruyuculuğu değiştirmez’
Güneş gözlüğünün aksesuar olarak da kullanıldığı için vatandaşların dikkat ettiği noktalardan birisinin de cam rengi olduğuna değinen Op. Dr. Seyrek, ‘Cam renginin koruyuculukla bir ilgisi yok aslında. Cam siyah, kahverengi, gri, pembe olabilir. Bu camların rengi koruyuculuğu değiştirmez. Sadece renkleri algılamamızda, kontrast dediğimiz etrafı seçebilme yeteneğimize ayırt etmemizde fayda sağlarlar. Örneğin en iyi kontrast duyarlılığı olan renk amber ya da kahverengi. Özellikle yüksek tepelerde ya da güneşe daha fazla maruz kaldığımız ortamlarda daha koyu renkli camlar seçmek bizim için faydalı olabilir. Ama bunlar direkt bir koruyuculuk sağlamıyor. Diğer soru işaretlerinden biri de ‘güneş gözlüğüm polarize olsun mu?’ Polarize, gelen ışıkları özel bir yöntemle, mikro kristaller yardımıyla ışığı yansıtma yöntemidir. İlla polarize olmasına gerek yoktur. Polarizenin güneş koruyuculuğuyla direkt bir ilgisi yoktur fakat özellikle şoförler polarize cam kullanırlarsa ışık daha az yansıdığı için daha konforlu bir görüşe sahip olurlar’ ifadelerini kullandı.
Medicana Konya Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Lütfi Seyrek, güneş gözlüğünün kalitesinin dışarıdan bakıldığında çok anlaşılamayacağını anlatarak, ‘Eğer firma bize sertifika vermiyorsa çok anlayamayız. Yalnız güneş gözlüğünün camları dikey ya da yatay yerleştirilebilir. En basit test şu olur: Güneş gözlüğünü aldık, dikey bir çizgiye baktık. Dikey çizgide eğiklik, yamukluk varsa o camın yerleşimi yanlış olmuş demektir ve kalitesiz bir güneş gözlüğüdür. Dikey yerleşimli güneş gözlüklerinde cam bu teknolojiyle yapıldıysa herhangi bir rahatsızlık oluşturmaz. En basit yapabileceğimiz test bu olur tabii ki optikçiden almak kaydıyla’ dedi.
Optisyen Muhammed Berkay Çaylak ise, yaz sezonun başlamasıyla güneş gözlüğüne talebin arttığını aktararak, ‘Güneş gözlüklerini fiyatlardan dolayı merdiven altı yerlerden alan vatandaşlar oluyor. Burada önemli olan şey optisyenlik müesseselerinden alınması. Ultraviyole korumalarının merdiven altı satılan gözlüklerde bulunmadığını ve göz hastalıklarına sebep olduğunu vatandaşların bilmelerini istiyorum. Çünkü orijinal güneş gözlükleri hem sertifikalı hem de Sağlık Bakanlığı onaylı, UV 400 korumaya sahip oluyor. Uzman bir kişiden yardım alırlarsa sağlık ve göz anatomisi açısından da en uygunu olur’ diye konuştu.
Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Lütfi Seyrek, göz sağlığı açısından güneş gözlüğü kullanmanın öneminin büyük olduğunu kaydederek, güneş gözlüğü seçerken marka yerine UV 400 koruma ile TSE ya da CE sertifikalarının bulunmasına dikkat edilmesi ve mutlaka bir optikçiden alınması gerektiğini söyledi.
Havaların ısınmasıyla ve yaz aylarının gelmesiyle güneş gözlükleri tercih ediliyor. Bu noktada vatandaşlara uyarılarda bulunan uzmanlar işportadan satılan kalitesiz gözlüklerin tercih edilmesinin göz sağlığını olumsuz etkileyecek sorunlara neden olabileceğini belirtti. Medicana Sağlık Grubu Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Lütfi Seyrek, güneş ışınlarının yaz aylarında da kış aylarında da göze zarar verebilecek şekilde, gözün göremediği birtakım ışınlar yaydığını ifade etti. Seyrek, yaz aylarının ve güneş ışınlarının daha dik gelmesiyle beraber bu ışınların zararlı etkilerinin daha çok arttığını ifade ederek, ‘Güneşten en çok yayılan ışınlar ultraviyole A ve B ışınları oluyor. Ultraviyole ışınlar yaydıkları dalga boyundaki ışıkları gözümüz göremiyor. Fakat bizim bu ışıklara maruz kalmamız yakın dönemde ve uzun dönemde bazı hastalıklara neden olabiliyor. Bunlardan en basiti halk arasında gözde et yürümesi olarak bilinen hastalığa neden olabilir. Katarakt oluşumuna neden olabilir. Sarı nokta hastalığı gelişim riskini artırmaktadır. Ayrıca güneş ışığına direkt maruz kalmada göz yüzeyinde birtakım hastalıklar oluşturup gözde kızarıklık gibi şikayetleri oluşturabilir. Göz çevresinin ultraviyole ışınlarına direkt maruz kalması göz kapağında kırışıklıklara, cildin yapısının bozulmasına, hatta ilerleyen zamanda gözde tümörlere, kitlelere bile neden olabilir. Bu yüzden yaz ya da kış döneminde güneşe maruz kaldığımız dönemde güneş gözlüğü kullanmanın önemi büyüktür’ dedi.
‘Güneş gözlüğünün markası, rengi herhangi bir önem arz etmiyor’
Güneş gözlüğünü herkesin takması gerektiğini söyleyen Lütfi Seyrek, ‘Güneş gözlüğü alırken temelde dikkat edeceğimiz 2 standart var. UV 400 koruma dediğimiz UV A ve B ışınlarını hiç geçirmeyen özellikte olması gerekir. Mutlaka satın aldığımız yere bunu sormamız gerekiyor. Ayrıca TSE ya da CE sertifikalarının olması gerekiyor. Bu sertifikaların anlamı uygun şartlarda, ortamlarda, belli standartlara göre üretilmiş demektir. Temelde bu ikisine dikkat ettiğimiz zaman aldığımız güneş gözlüğünün markası, rengi herhangi bir önem arz etmiyor. UV 400 koruma ile sertifika olacak ve mutlaka bir optikçiden satın alınmalı. Kesinlikle, dışarıda satılan veya işportadan satın alınmamalı’ şeklinde konuştu.
‘Camların rengi koruyuculuğu değiştirmez’
Güneş gözlüğünün aksesuar olarak da kullanıldığı için vatandaşların dikkat ettiği noktalardan birisinin de cam rengi olduğuna değinen Op. Dr. Seyrek, ‘Cam renginin koruyuculukla bir ilgisi yok aslında. Cam siyah, kahverengi, gri, pembe olabilir. Bu camların rengi koruyuculuğu değiştirmez. Sadece renkleri algılamamızda, kontrast dediğimiz etrafı seçebilme yeteneğimize ayırt etmemizde fayda sağlarlar. Örneğin en iyi kontrast duyarlılığı olan renk amber ya da kahverengi. Özellikle yüksek tepelerde ya da güneşe daha fazla maruz kaldığımız ortamlarda daha koyu renkli camlar seçmek bizim için faydalı olabilir. Ama bunlar direkt bir koruyuculuk sağlamıyor. Diğer soru işaretlerinden biri de ‘güneş gözlüğüm polarize olsun mu?’ Polarize, gelen ışıkları özel bir yöntemle, mikro kristaller yardımıyla ışığı yansıtma yöntemidir. İlla polarize olmasına gerek yoktur. Polarizenin güneş koruyuculuğuyla direkt bir ilgisi yoktur fakat özellikle şoförler polarize cam kullanırlarsa ışık daha az yansıdığı için daha konforlu bir görüşe sahip olurlar’ ifadelerini kullandı.
Medicana Konya Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Lütfi Seyrek, güneş gözlüğünün kalitesinin dışarıdan bakıldığında çok anlaşılamayacağını anlatarak, ‘Eğer firma bize sertifika vermiyorsa çok anlayamayız. Yalnız güneş gözlüğünün camları dikey ya da yatay yerleştirilebilir. En basit test şu olur: Güneş gözlüğünü aldık, dikey bir çizgiye baktık. Dikey çizgide eğiklik, yamukluk varsa o camın yerleşimi yanlış olmuş demektir ve kalitesiz bir güneş gözlüğüdür. Dikey yerleşimli güneş gözlüklerinde cam bu teknolojiyle yapıldıysa herhangi bir rahatsızlık oluşturmaz. En basit yapabileceğimiz test bu olur tabii ki optikçiden almak kaydıyla’ dedi.
Optisyen Muhammed Berkay Çaylak ise, yaz sezonun başlamasıyla güneş gözlüğüne talebin arttığını aktararak, ‘Güneş gözlüklerini fiyatlardan dolayı merdiven altı yerlerden alan vatandaşlar oluyor. Burada önemli olan şey optisyenlik müesseselerinden alınması. Ultraviyole korumalarının merdiven altı satılan gözlüklerde bulunmadığını ve göz hastalıklarına sebep olduğunu vatandaşların bilmelerini istiyorum. Çünkü orijinal güneş gözlükleri hem sertifikalı hem de Sağlık Bakanlığı onaylı, UV 400 korumaya sahip oluyor. Uzman bir kişiden yardım alırlarsa sağlık ve göz anatomisi açısından da en uygunu olur’ diye konuştu.