Kalp yetersizliğinin çok sayıda insanı etkilediğini belirten Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Yıldırımtürk, “Kalp yetersizliği sayıları giderek artmakta, Türkiye’de erişkin nüfusta yaklaşık 2,7 milyon kadar kalp yetersizliği hastamız olduğunu biliyoruz, çok yüksek bir sayı. Kalp yetersizliği konusunda Türkiye’nin çok ciddi bir yükü var” dedi.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de 2002 yılından 2023 Kasım ayına kadar gerçekleştirilen toplam organ nakli sayısı 74 bin 704 olurken 52 bin 258’ini böbrek, 20 bin 671’ini karaciğer, bin 210’unu kalp, 320’sini akciğer, 198’ini pankreas ve 47’sini ince bağırsak nakli yapıldı. 2010 yılından 2023 Kasım ayına kadar yapılan kornea nakillerinin ise 37 bin 666 vakaya ulaştığı aktarıldı. Uzmanlar, organ naklinin önemine dikkat çekerken kalbin çeşitli sebeplerden zarar görerek vücuda ihtiyacı olan kanı yeterli miktarda pompalayamaması durumu olarak ifade edilen kalp yetersizliğinin dünyada çok sayıda insanı etkilediğini belirtiyor. Yaygın belirtileri arasında nefes darlığı, bacaklarda şişme, yorgunluk ve kuru, keskin bir öksürük gibi şikayetler gösterilirken uzmanlar, yüksek tansiyon, kalp damar hastalığı ve geçirilmiş kalp krizi gibi birçok durumunun da hastalığın nedenini oluşturduğunu aktarıyor. Çeşitli görüntüleme yöntemleriyle hastalığa tanı konulurken Türk Kardiyoloji Derneği (TKD)Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Başkanı, Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Yıldırımtürk, kalp yetersizliğine ilişkin bilgi verdi. Türkiye’de sayıların artış eğiliminde olduğunu belirten Prof. Dr. Yıldırımtürk, kalp sağlığının korunması için vatandaşlara uyarılarda bulundu.
“Erkekler daha erken yaşlarda kalp yetersizliğine yakalanıyor”
Kalp yetersizliğine ilişkin açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Özlem Yıldırımtürk, “Kalp yetersizliği sayıları giderek artmakta, yakın dönemde yapılan Sağlık Bakanlığı verilerine göre bir çalışmamız var. Bu çalışmada; Türkiye’de erişkin nüfusta yaklaşık 2,7 milyon kadar kalp yetersizliği hastamız olduğunu biliyoruz. Çok yüksek bir sayı ve giderek arttığını da tahmin etmekteyiz. Kalp yetersizliğinin en sık görülen sebeplerinden bir tanesi; koroner arter hastalığı dediğimiz kalbi besleyen damarların tıkanması ile seyreden hastalıklar. Kalp krizi geçiren hastalarda, özellikle perkütan koroner girişim (Koroner arterlerin daralma ve tıkanmalarının ameliyatsız olarak damardan girilerek açılması işlemi)ya da bypass geçirmiş hastalarımızda kalp yetersizliği ilerleyen dönemlerde görebiliyoruz. Bunun dışında genetik birtakım faktörler, ailevî hastalıklar söz konusu olabilir. Dilate kardiyomiyopati dediğimiz çok çeşitli sebepleri olan, damar hastalığı olmaksızın kalp yetersizliğiyle tek başına seyredebilen birtakım durumlar da olabilir, hepsi en sık gördüğümüz nedenler. Erkeklerde sigaraya bağlı damarsal problemleri daha çok gördüğümüz için erkeklerde o tür kalp yetersizliğini daha fazla görebiliyoruz. Dolayısıyla yaşam tarzı ile ilişkili ya da bizim değiştirebileceğimiz hipertansiyon, diyabet, obezite, sigarayla ilgili birtakım faktörler kalp yetersizliği gelişmesini artırmakta. Türkiye’ye bakarsak 68 yaş civarı kalp yetersizliğini en fazla gördüğümüz yaş oluyor. Ama erkekler daha erken yaşlarda kalp yetersizliğine yakalanıyorlar” dedi.
“Kalp yetersizliği konusunda Türkiye’nin çok ciddi bir yükü var”
Kalp rahatsızlıklarına karşı dikkat edilmesi gereken durumlar hakkında bilgi veren Prof. Dr. Yıldırımtürk, vatandaşların doktor tavsiyelerine uyması gerektiğini söyledi. Kontrollerin aksatılmamasının önemine vurgu yapan Yıldırımtürk, sözlerine şöyle devam etti: “Öncelikle kişisel sağlığımıza dikkat edeceğiz. Düzenli egzersiz yapacağız, sigaradan kesinlikle uzak duracağız, genel beslenme kuralları içinde kilomuza dikkat edeceğiz. Her şeyi olabildiğince normal sınırlarda tutmamız çok önemli. Kalp yetersizliği konusunda Türkiye’nin çok ciddi bir yükü var. En azından hasta ve hasta yakınların farkındalığının yüksek olması lazım. Türkiye artık kalp naklinin yapılabildiği, yapay kalp cihazların takılabildiği, her şeyin yapılabildiği bir ülke. Hastaların ilaçlarını düzgün kullanmaları lazım, düzenli takiplerine mutlaka devam etmeleri gerekiyor. Koroner arter hastalığını ne kadar engelleyebilirsek kalp yetersizliğini de o kadar engelleyebiliriz. Dolayısıyla kolesterolümüz, kilomuz düşük olsun, sigara hiç içmeyelim. İlaçları kullanmama yönünde bir eğilim olabiliyor. En önemli parametremiz o aslında doktorunuz ne ilaç vermişse onu çok düzenli bir şekilde kullanmaları lazım. Kalp yetersizliğiyle birlikte bir tuz olayı da devreye giriyor, Türkiye’de genel olarak biraz daha tuzlu yiyoruz. Yemeklerimizde çok fazla tuz var, mutlaka bu hastalarda biraz azaltılması gerekiyor. Kalp yetersizliği açısından eğer daha önce geçirilen kalple ilgili rahatsızlıkları varsa hastalarımızın veya kişilerin mutlaka kontrole gelsinler. Kalp yetersizliği nedeniyle nakil gerektiren bin 440 kadar hasta olması lazım bekleme listesinde, gerçekten nakil çok önemli bir tedavi yöntemi, hastayı uzun süreler rahatlıkla yaşatabiliyor.”