Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Handan Boldan

İNSAN DOĞASI

İnsanın en azından binlerce yıllık bir öyküsü var. Bununla beraber insanın yaşam biçimi son zamanlara kadar pek değişmedi. Bu yaşam biçimi doğaya göre şekillendi. Doğa karşısında pek güçlü olmayan insan kendini doğaya uydurdu. Örneğin sabah gün ışığından yararlanmak için güneşle beraber kalktı ve çalıştı, gece her yer karanlık olduğu için bir iş yapamadı ve geceyi uykuyla geçirdi. Devamlı hareket halinde oldu. Yaşamak için yemek ve ısınmak; bunları sağlamak için çalışmak zorundaydı. İnsanlar çoğunlukla fizik gücü gerektiren işler yapıyorlardı. Devamlı hareket halindeydiler ve her zaman yemek yeme imkanı bulamıyorlardı.

Günümüzdeki imkanlar binlerce yıllık yaşam biçimimizi değiştirdi. Artık özellikle şehirlerde ve evlerimizin içinde aydınlanma problemi yok. Elektriğin ulaşmadığı yer kalmadı. Bu nedenle birçok insanın uyku düzeni değişti. Işık ve elektrik sayesinde gece de çalışmak mümkün ve vardiyalar buna göre ayarlanıyor. Sadece çalışma açısından değil, bir yaşam biçimi olarak da gece uyanık kalmayı tercih edenler var. Örneğin özellikle gençler bütün gece bilgisayar oyunu oynayabiliyorlar. Akşamları da insanlar eski çağlarda karanlıklara gömülürdü. Ancak şimdi aydınlıkta oturuyor ve ışığa maruz kalıyoruz.

Yaşam biçimimiz ve alışkanlıklarımız değişti ancak binlerce yıldır doğayla uyum içinde yaşayan vücudumuz değişti mi, yoksa hala aynı özelliklere mi sahip? Gece çalışma yoğun aydınlık bizi ne kadar rahatsız ediyor? Sabah geç kalkmak vücut saatimize ne kadar aykırı? Binlerce yıldır hareket halinde olan insanlar şimdi bilgisayar başında ve hareketsiz bir yaşam sürüyor. Ve artık hazır yemekler sayesinde açlık duygusunu hissetmiyor. Bütün bu gelişmeler vücut sağlığımızı, ruhsal durumumuzu ve yaşam enerjimizi ne kadar etkiliyor? Örneğin araştırmalar, geceleri yapay ışığın insan sağlığını olumsuz etkileyebileceğini, obezite, depresyon, uyku bozuklukları, diyabet, meme kanseri ve daha birçok hastalık riskini arttırabileceğini gösteriyor. Aynı şekilde çok fazla yemek yemek sindirim sistemi ve kalp başta olmak üzere bir çok rahatsızlığı beraberinde getiriyor. Hareketsiz bir yaşamın da zaraları ortada.

Doğanın bir paçası olan insan her zaman doğayla uyumlu yaşadı, bu uyumu modern dünyada tam anlamıyla sürdüremesek de, yapabileceğimiz çok şey var. Eski çağlardaki gibi yaşamak elbette mümkün değil. Ancak insanın binlerce yıldır yaşadığı rutini taklit etmek mümkün. Acıkmadan yememek, doğal beslenmeye çalışmak, vücudun hareketi için egzersiz yapmak, vücudun biyolojik saatine uygun bir yaşam sürmek bizi daha sağlıklı ve dinç yapacaktır. Ruh sağlığı üzerinde de olumlu etkileri olacaktır. İnsan karmaşık bir varlıktır. Belki de bu sayede daha etkisi keşfedilmemiş faydalar da sağlayabilir.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER