“Savaş, ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe cinayettir.” Diyor M. Kemal Atatürk. Devamında da şöyle söylüyor; “Ulusu savaşa götürünce vicdan azabı duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı “ölmeyeceğiz” diye savaşa girebiliriz.”
“Barış Pınarı” adını verdiğimiz, Cumhuriyet tarihimizin en büyük harekatı diye tanımladığımız bu harekat ta yukarıdaki ölçülere uymaktadır. Elbette ki; işin bu merhaleye taşınmasını istemezdik. Ancak geldiğimiz noktada başkada yolu yok gibi.
Devletimiz, bütün kurumlarıyla, harekatla ilgili kararları almıştır. Şüphesiz ki, onlar bizden çok daha fazla bilgiye sahiptir. Vatandaş olarak bize düşen bu kararı desteklemek ve askerlerimizin başarısı için dua etmektir.
Askerlerimiz harekete geçince, ilgili ilgisiz birçok ülkeden, tepkiler gecikmedi. Yıllardır yaşanan dramları görmezlikten gelenler ilerleyişin durdurulması yönünde açıklama yapmaya başladılar.
Şaşırdık mı?
Elbette ki hayır. Bölgede çıkarı olan devletlerin ya da Türkiye’nin güçlenmesini istemeyenlerin tepki göstermesi çok fazla sıkıntı çıkarmaz. Beklenen şeyler. Ancak içeride birliğin bozulmaması gerekir. Gördüğüm kadarıyla, sosyal medyada bu durumu iç siyasi çekişmelere alet etmeye çalışanlar hemen yayınlara başladılar.
Nereden üretildiği belli olmayan, yanlı ve yanlış birçok içerik paylaşıma açıldı. Lütfen bunlara dikkat edelim.
Yakın tarihimizle ilgili, bilgi sahibi olmadan yaptığımız paylaşımlar ancak bize zarar verir. Türk milleti olarak bizim hiçbir milletle sorunumuz yoktur. Zaman zaman siyasi sebeplerle çatıştığımız devletler ya da isyancılar olmuştur. Ancak halkımızla başka halkların sorunu olmamıştır. Ne Araplarla, ne Ermenilerle, ne Kürtlerle, ne Yunanlılarla …
Olsaydı, bin yıldır bu coğrafyada cihan imparatorluğu kurmuş bir millet olarak diğerlerine yaşam şansı tanımazdık. Şunu bilmemiz lazım: Anadolu zır bir coğrafya. Bin yıldır burada kalmak için, her gün şehit veriyoruz. Her türlü ihanetle baş ediyoruz.
Biter mi?
Bitmez.
O halde biz, bütün haksızlıklara, hainlikle hazırlıklı ve güçlü olmalıyız. Herkesten fazla çalışarak, birbirimize sarılarak, güvenerek, Anadolu’nün bizim öz vatanımız olduğunu şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da göstermeliyiz. M. Kemal Atatürk’ün dediği gibi; “Söz konusu vatansa gerisi teferruattir.”
Sağlıcakla…
- NOT: Hastalığım sebebi ile arayan, mesaj atan bütün dostlarıma, kişisel olarak tanışmasak ta yazılarımı takip edip GATA’da olduğumu öğrenen ve odama kadar gelip beni ziyaret eden Balıkesir milletvekili sayın Yavuz Subaşı’na teşekkür ederim. Allah hepinizden razı olsun.
“Savaş, ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe cinayettir.” Diyor M. Kemal Atatürk. Devamında da şöyle söylüyor; “Ulusu savaşa götürünce vicdan azabı duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı “ölmeyeceğiz” diye savaşa girebiliriz.”
“Barış Pınarı” adını verdiğimiz, Cumhuriyet tarihimizin en büyük harekatı diye tanımladığımız bu harekat ta yukarıdaki ölçülere uymaktadır. Elbette ki; işin bu merhaleye taşınmasını istemezdik. Ancak geldiğimiz noktada başkada yolu yok gibi.
Devletimiz, bütün kurumlarıyla, harekatla ilgili kararları almıştır. Şüphesiz ki, onlar bizden çok daha fazla bilgiye sahiptir. Vatandaş olarak bize düşen bu kararı desteklemek ve askerlerimizin başarısı için dua etmektir.
Askerlerimiz harekete geçince, ilgili ilgisiz birçok ülkeden, tepkiler gecikmedi. Yıllardır yaşanan dramları görmezlikten gelenler ilerleyişin durdurulması yönünde açıklama yapmaya başladılar.
Şaşırdık mı?
Elbette ki hayır. Bölgede çıkarı olan devletlerin ya da Türkiye’nin güçlenmesini istemeyenlerin tepki göstermesi çok fazla sıkıntı çıkarmaz. Beklenen şeyler. Ancak içeride birliğin bozulmaması gerekir. Gördüğüm kadarıyla, sosyal medyada bu durumu iç siyasi çekişmelere alet etmeye çalışanlar hemen yayınlara başladılar.
Nereden üretildiği belli olmayan, yanlı ve yanlış birçok içerik paylaşıma açıldı. Lütfen bunlara dikkat edelim.
Yakın tarihimizle ilgili, bilgi sahibi olmadan yaptığımız paylaşımlar ancak bize zarar verir. Türk milleti olarak bizim hiçbir milletle sorunumuz yoktur. Zaman zaman siyasi sebeplerle çatıştığımız devletler ya da isyancılar olmuştur. Ancak halkımızla başka halkların sorunu olmamıştır. Ne Araplarla, ne Ermenilerle, ne Kürtlerle, ne Yunanlılarla …
Olsaydı, bin yıldır bu coğrafyada cihan imparatorluğu kurmuş bir millet olarak diğerlerine yaşam şansı tanımazdık. Şunu bilmemiz lazım: Anadolu zır bir coğrafya. Bin yıldır burada kalmak için, her gün şehit veriyoruz. Her türlü ihanetle baş ediyoruz.
Biter mi?
Bitmez.
O halde biz, bütün haksızlıklara, hainlikle hazırlıklı ve güçlü olmalıyız. Herkesten fazla çalışarak, birbirimize sarılarak, güvenerek, Anadolu’nün bizim öz vatanımız olduğunu şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da göstermeliyiz. M. Kemal Atatürk’ün dediği gibi; “Söz konusu vatansa gerisi teferruattir.”
Sağlıcakla…
- NOT: Hastalığım sebebi ile arayan, mesaj atan bütün dostlarıma, kişisel olarak tanışmasak ta yazılarımı takip edip GATA’da olduğumu öğrenen ve odama kadar gelip beni ziyaret eden Balıkesir milletvekili sayın Yavuz Subaşı’na teşekkür ederim. Allah hepinizden razı olsun.
YORUMLAR