Cami ile iç içe yaşamak, namazları cemaatle kılmak, camiyi hayatın merkezine almak gerekir. Doğumumuzdan ölümümüze kadar cami hayatımızın içinde, biz de caminin içindeyiz. Çoluğumuzla çocuğumuzla, kadınımızla erkeğimizle, gencimizle yaşlımızla camilerin hep içinde olmalıyız. Camiler her yaştan insanın huzur bulacağı mekânlardır. Günümüzde camilerin özellikle hanımların, engellilerin, gençlerin ve çocukların yeterince yararlanabileceği merkezler olması önem arz etmektedir.
Camilerin temel fonksiyonlarından biri mabet diğeri de mektep oluşlarıdır. Fiziki yapılarının buna göre düzenlenmesinin en eski örneklerinden biri Hz. Meryem’in içinde yetiştiği Mescid-i Aksa’dır. Hz. Peygamber’in Darü’l-Erkam’dan başlayıp Suffa’ya uzanan uygulamaları mekândan çok insana yapılan yatırımın en güzel örnekleridir. Tarihimiz boyunca canlı tutulan cami merkezli eğitim sürecini kadın, erkek, çocuk ve gençler için çeşitlendirerek artırmak, canlandırmak camileri hayatın merkezine alabilmek için elzemdir. Bu konuda arz yoksa talepte bulunmak cemaatin sorumluluğudur. Cemaat bu anlayışın teşvik ve takipçisi olmalıdır.
Camiler yaygın eğitim kurumlarıdır. Bir yılda elli iki haftanın olduğu düşünülürse elli iki hutbe okunmakta bunlara iki de bayramı eklersek hutbe sayısı elli dörde çıkmaktadır. Özellikle merkezî camilerde vaazları da düşündüğümüz zaman kesintisiz bir din ve ahlak eğitimi verilmektedir. İnsanımızın sağlam bir inanç ve davranış bilgisi almasında önemli role sahiptirler. Bu sebeple Kur’an’da şöyle buyrulur: “Şüphesiz mescitler, Allah’ındır. O hâlde, Allah ile birlikte hiç kimseye kulluk etmeyin.” (Cin, 72/18.) Dolayısıyla camiler, şirkin her çeşidinden arındırılmış tevhit mekanlarıdır. Camilerin bu özelliğinin korunmasında hassasiyet gösterilmelidir. Camiler, tefrika merkezleri olmamalıdır. Camiler, Müslümanların birlik ve dirlik şiarlarıdır.
Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızı camiye alıştırmak için zaman zaman çocuklarımızın/torunlarımızın elinden tutup camiye götürmemiz gerekir. “Bizler namaz kılarken arka saflarda çocuk sesleri gelmiyorsa geleceğimiz tehlikededir.” “Çocuğun camide ne işi var?” anlayışı yerine “Çocuğun camide öğrenecek çok şeyi var.” anlayışını hâkim kılmalı ve hayata geçirmeliyiz. Gençlere ve çocuklara büyük muamelesi yapıp onlardan yetişkinler gibi davranmalarını beklememeliyiz. Bunu yapacak olan başta anne babalar ve diğer büyüklerdir. Din görevlilerimiz ve camiye gelen tüm Müslümanlar bu hususta duyarlı olmalıdır. Allah’a ibadetle yeşeren genci (Buhari, Ezan, 36.) yetiştirmek ve geleceğe ümitle bakmak bizim elimizdedir. Gençlerimiz için gençlik lokalleri, okuma ve oyun salonları, gençlik merkezleri gibi mekânların camilerimizde mutlaka olması gerekir.
Caminin daha etkin hâle gelmesini sağlamak amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığımızca 2011 yılında başlatılan “Sabah Namazı Buluşmaları”, 2019 yılında gerçekleştirilen “Biz Bir Aileyiz Cuma Gecesi Camideyiz” ve “Haydi Ailece Camiye” gibi gençlere, aileye ve diğer vatandaşlarımıza yönelik etkinliklerin, caminin insanlar üzerindeki etkisini artırdığı unutulmamalıdır. Dinî bir öğüt olan vaazların ve diğer irşat hizmetlerinin de camilerin hayatın merkezinde yer almasında önemli ölçüde katkısı bulunmaktadır.
İlk defa 1986 yılında ihdas edilen ve 1-7 Ekim tarihlerinde “Camiler Haftası” olarak kutlanmaya başlanan, 2003 yılında “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” şeklinde din görevlilerinin de eklenmesiyle beraber bir meslek haftası olma niteliği kazanarak etkinliği ve kutlama alanı genişleyen, özellikle 2011 yılından itibaren bir tema belirlenerek kutlanan Camiler ve Din Görevlileri Haftası etkinliklerinin katkıları son derece önemlidir.
Camilerde görev yapan din görevlileri insanlara Allah’ın dinini öğreten, cami cemaatinin ve cami dışındaki halkın kulluk bilinci ile yaşamasını temin amacıyla büyük görev ve sorumluluk almışlardır. Onlar zaman ve mekân gözetmeden gönlü ve hane kapısı sürekli açık, halkın tüm kesimiyle ilgilenen; gönüller kazanmak için çaba sarf eden gönül erleridir. Gayeleri camiyi huzurun merkezi, hayatın adresi yapmak ve din hizmetini toplumun her kesimine yaymaktır.
Fahri SAĞLIK
Karesi Müftüsü
Cami ile iç içe yaşamak, namazları cemaatle kılmak, camiyi hayatın merkezine almak gerekir. Doğumumuzdan ölümümüze kadar cami hayatımızın içinde, biz de caminin içindeyiz. Çoluğumuzla çocuğumuzla, kadınımızla erkeğimizle, gencimizle yaşlımızla camilerin hep içinde olmalıyız. Camiler her yaştan insanın huzur bulacağı mekânlardır. Günümüzde camilerin özellikle hanımların, engellilerin, gençlerin ve çocukların yeterince yararlanabileceği merkezler olması önem arz etmektedir.
Camilerin temel fonksiyonlarından biri mabet diğeri de mektep oluşlarıdır. Fiziki yapılarının buna göre düzenlenmesinin en eski örneklerinden biri Hz. Meryem’in içinde yetiştiği Mescid-i Aksa’dır. Hz. Peygamber’in Darü’l-Erkam’dan başlayıp Suffa’ya uzanan uygulamaları mekândan çok insana yapılan yatırımın en güzel örnekleridir. Tarihimiz boyunca canlı tutulan cami merkezli eğitim sürecini kadın, erkek, çocuk ve gençler için çeşitlendirerek artırmak, canlandırmak camileri hayatın merkezine alabilmek için elzemdir. Bu konuda arz yoksa talepte bulunmak cemaatin sorumluluğudur. Cemaat bu anlayışın teşvik ve takipçisi olmalıdır.
Camiler yaygın eğitim kurumlarıdır. Bir yılda elli iki haftanın olduğu düşünülürse elli iki hutbe okunmakta bunlara iki de bayramı eklersek hutbe sayısı elli dörde çıkmaktadır. Özellikle merkezî camilerde vaazları da düşündüğümüz zaman kesintisiz bir din ve ahlak eğitimi verilmektedir. İnsanımızın sağlam bir inanç ve davranış bilgisi almasında önemli role sahiptirler. Bu sebeple Kur’an’da şöyle buyrulur: “Şüphesiz mescitler, Allah’ındır. O hâlde, Allah ile birlikte hiç kimseye kulluk etmeyin.” (Cin, 72/18.) Dolayısıyla camiler, şirkin her çeşidinden arındırılmış tevhit mekanlarıdır. Camilerin bu özelliğinin korunmasında hassasiyet gösterilmelidir. Camiler, tefrika merkezleri olmamalıdır. Camiler, Müslümanların birlik ve dirlik şiarlarıdır.
Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızı camiye alıştırmak için zaman zaman çocuklarımızın/torunlarımızın elinden tutup camiye götürmemiz gerekir. “Bizler namaz kılarken arka saflarda çocuk sesleri gelmiyorsa geleceğimiz tehlikededir.” “Çocuğun camide ne işi var?” anlayışı yerine “Çocuğun camide öğrenecek çok şeyi var.” anlayışını hâkim kılmalı ve hayata geçirmeliyiz. Gençlere ve çocuklara büyük muamelesi yapıp onlardan yetişkinler gibi davranmalarını beklememeliyiz. Bunu yapacak olan başta anne babalar ve diğer büyüklerdir. Din görevlilerimiz ve camiye gelen tüm Müslümanlar bu hususta duyarlı olmalıdır. Allah’a ibadetle yeşeren genci (Buhari, Ezan, 36.) yetiştirmek ve geleceğe ümitle bakmak bizim elimizdedir. Gençlerimiz için gençlik lokalleri, okuma ve oyun salonları, gençlik merkezleri gibi mekânların camilerimizde mutlaka olması gerekir.
Caminin daha etkin hâle gelmesini sağlamak amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığımızca 2011 yılında başlatılan “Sabah Namazı Buluşmaları”, 2019 yılında gerçekleştirilen “Biz Bir Aileyiz Cuma Gecesi Camideyiz” ve “Haydi Ailece Camiye” gibi gençlere, aileye ve diğer vatandaşlarımıza yönelik etkinliklerin, caminin insanlar üzerindeki etkisini artırdığı unutulmamalıdır. Dinî bir öğüt olan vaazların ve diğer irşat hizmetlerinin de camilerin hayatın merkezinde yer almasında önemli ölçüde katkısı bulunmaktadır.
İlk defa 1986 yılında ihdas edilen ve 1-7 Ekim tarihlerinde “Camiler Haftası” olarak kutlanmaya başlanan, 2003 yılında “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” şeklinde din görevlilerinin de eklenmesiyle beraber bir meslek haftası olma niteliği kazanarak etkinliği ve kutlama alanı genişleyen, özellikle 2011 yılından itibaren bir tema belirlenerek kutlanan Camiler ve Din Görevlileri Haftası etkinliklerinin katkıları son derece önemlidir.
Camilerde görev yapan din görevlileri insanlara Allah’ın dinini öğreten, cami cemaatinin ve cami dışındaki halkın kulluk bilinci ile yaşamasını temin amacıyla büyük görev ve sorumluluk almışlardır. Onlar zaman ve mekân gözetmeden gönlü ve hane kapısı sürekli açık, halkın tüm kesimiyle ilgilenen; gönüller kazanmak için çaba sarf eden gönül erleridir. Gayeleri camiyi huzurun merkezi, hayatın adresi yapmak ve din hizmetini toplumun her kesimine yaymaktır.
Fahri SAĞLIK
Karesi Müftüsü
YORUMLAR