Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Handan Boldan

TOPLUMUN AYNASI: AHLAK NEREYE KAYBOLDU?

Günümüz dünyasında sıkça duyduğumuz bir yakınma var: “Eskiden böyle değildi.” Bu serzenişin ardında yatan en büyük kaygılardan biri de toplum ahlakındaki gözle görülür erozyon. Peki, gerçekten de ahlaki değerlerimizde bir gerileme mi yaşıyoruz, yoksa bu sadece nostaljik bir yanılsama mı?

Etrafımıza baktığımızda, bencilliğin, hoşgörüsüzlüğün ve saygısızlığın giderek yaygınlaştığını görmek mümkün. Trafikte birbirine yol vermeyen sürücüler, sosyal medyada acımasızca eleştiren anonim hesaplar, komşuluk ilişkilerinin zayıflaması… Tüm bunlar, toplumsal dokuyu oluşturan ahlaki ipliklerin yıprandığına işaret ediyor gibi.

Oysa ahlak, bir toplumun temelini oluşturan en önemli unsurlardan biridir. Dürüstlük, adalet, empati, sorumluluk gibi değerler, bireyler arasındaki güveni tesis eder, toplumsal huzuru sağlar ve birlikte yaşama kültürünü güçlendirir. Ahlaki değerlerin zayıflaması ise, yozlaşmaya, adaletsizliğe ve nihayetinde toplumsal çöküşe zemin hazırlayabilir.

Bu noktada sorulması gereken kritik soru şu: Bu ahlaki erozyonun sebepleri nelerdir? Hızlı kentleşme, ekonomik eşitsizlikler, küreselleşme, bireyselleşme gibi pek çok faktör bu durumu tetikleyebilir. Ancak belki de en büyük etkenlerden biri, değerlerimizi aktarma biçimimizdeki yetersizliktir. Ailede, okulda, medyada ve toplumun genelinde ahlaki ilkelerin yeterince vurgulanmaması, yeni nesillerin bu değerleri içselleştirmesini zorlaştırıyor olabilir.

Peki, bu gidişatı değiştirmek mümkün mü? Umutsuzluğa kapılmak yerine, bireysel ve toplumsal düzeyde adımlar atmamız gerekiyor. Öncelikle, kendi davranışlarımızla çevremize örnek olmalıyız. Dürüstlüğü, saygıyı, empatiyi hayatımızın merkezine yerleştirmeli ve bu değerleri çocuklarımıza aktarmalıyız. Eğitim sisteminde ahlak eğitimine daha fazla önem verilmeli, medya kuruluşları topluma doğru mesajlar veren yayınlar yapmalı ve sivil toplum kuruluşları ahlaki değerlerin korunması ve yaygınlaştırılması için aktif rol üstlenmelidir.

Unutmayalım ki, ahlak soyut bir kavram olmanın ötesinde, somut davranışlarımızla şekillenen bir olgudur. Her birimizin sergileyeceği olumlu tutum ve davranışlar, dalga dalga yayılarak tüm toplumu etkileyebilir. Toplumun aynası olan ahlakımızı yeniden parlatmak, daha adil, daha huzurlu ve daha yaşanabilir bir gelecek inşa etmek hepimizin elinde. Belki de “eskiden böyle değildi” serzenişini bir kenara bırakıp, “şimdi böyle olsun” demek için harekete geçmenin tam zamanıdır.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER