Geçtiğimiz Cuma günü itibariyle her seviyeden milyonlarca öğrencimiz eğitim öğretim yılını bitirerek tatile girdi. Verdikleri emekle bir üst sınıfa geçen bütün öğrencileri başarılarından dolayı kutluyorum, iyi tatiller diliyorum.

Bir ülkede hayatın idame ettirilmesi, orada yaşayan insanların refahı sahip olduğu kaynaklarla orantılıdır. Tarih boyunca da doğal kaynaklar bakımından varlıklı olan topraklarda zengin ve güçlü devletler kurulmuştur. Örneğin şehirler, kasabalar, köyler su kaynaklarına yakın kurulmuştur. Verimli topraklar, su, orman, iklim, madenler, petrol, deniz vb. birçok değer doğal kaynak olarak sayılabilir.

Sayılan bütün kaynaklar elbette ki önemli. Ancak bana göre hepsinden daha önemli olanı insandır. Çünkü; ülkeniz ne kadar zengin doğal kaynaklara sahip olursa olsun, bunları işleyecek, değerlendirecek ve ülkenin refahı için kullanacak kalitede insanınız yoksa zenginlik anlamsızdır. Doğal kaynak bakımından zengin birçok ülke buna örnek verilebilir. Arap ülkeleri, Venezuella, Somali, Güney Afrika ve daha birçok ülke.

Ülkemiz insan kaynağı konusunda şanslı. Özellikle genç nüfusun genel nüfusa oranı oldukça fazla. Bu durum bir avantaj. Ancak; bu avantajı kullanabilmemiz eğitime bağlı. Eğer genç nüfusumuzu istediğimiz kalitede eğitir ve sistemin içine katabilirsek, var olan diğer kaynaklarımızla birlikte ülkemizin refahını artırmak mümkün.

Peki; ülkemiz bu en önemli kaynağımızı iyi kullanabiliyor mu? Eğitim sistemimiz; gençlerimizi; geleceğe hazırlayıp, sistemin içine alabiliyor mu? Ahlaklı, öğrenmeyi başaran, öğrendiklerini kullanan, katılımcı, yaratıcı, ekip çalışmasına yatkın, iletişim becerileri yüksek, dünyayı kavramış olarak mı yetişiyor?

İşte burada şüphelerimiz var. Çünkü sistemin içine alınan gençlerimizi sorguladığımızda aranan bu özelliklerin olmadığını görüyoruz. Çalışmayı sevmeyen, her şeyi hazır isteyen, ezberci, sosyal ilişkilerde sorunlu gençler görüyoruz. O yüzdende eğitim sistemi ile ha bire oynayıp çözüm arıyoruz güya. Her hükümet ya da bakan değişiminde sistemi temelden değiştirip bu sefer tamam diyoruz. Ancak bir süre sonra işlerin daha da karıştığını görüp tekrar çare arıyoruz.

Geçmişte de, günümüzde de, gelecekte de insan kaynağını iyi kullanan ülkeler güçlü olmuş ve olacaklardır. Bu yüzden biran önce eğitime bakışımızı değiştirip ezberci, itaatkar, hazırcı, değerleri erozyona uğramış gençler yerine; bilgiyi kullanan, katılımcı, eleştirel düşünceye yatkın, ahlaki değerleri yüksek, iletişim becerileri gelişmiş gençler yetiştirmeliyiz. Artık test çözen, sınav için çalışan değil; proje üreten, bilgiyi üreten ve kullanan bireylere sahip olmalıyız.

Aksi halde gelişmiş emperyal dünya ile aramız giderek açılacak ve bugün dünyada birçok ülkenin başına geldiği gibi beka sorunu ortaya çıkacaktır. Eylülde başlayacak yeni eğitim öğretim yılında; bireylerin sahip olduğu yetenekleri geliştirecek şekilde eğitildiği, LYS, YKS gibi sınav saçmalığının kaldırıldığı, özel okul diyerek çocuklarımızı hapsetme tiraji komikliğinden kurtulduğumuz bir eğitim sistemine sahip olmamız dileğiyle… Sağlıcakla kalın.