Üzerinde dört mevsimin yaşandığı cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz asırlardır. Öyle bir ülke ki; muz da üretilebiliyor, çay da. Pamuk, pirinç, mısır, buğday, üzüm, incir, fındık vs. gibi farklı iklim koşulları isteyen birçok tarımsal ürün rahatlıkla ve bolca yetişiyor. Gelin görün ki bu kadar olumlu ve uygun şartlar olmasına rağmen pazar aynı bolluğu göstermiyor. Neden?
Yüz yıl önce “Köylü milletin efendisidir.” diyerek başlattığımız tarım seferberliğimizle makineleşmeyi sağlayıp üretimi arttırdık. Dünyada kendi kendine yeten beş ülkeden biriyiz diye övündük. Sonra her şeyi ithal eden bir ülke haline geldik. Neden?
Yıllar önce GAP projesi yapılırken, bitiminde ülkemizin tarımsal üretiminin patlayacağı anlatılırdı. Bu gün soğan ve patates özelinde karşılaştığımız durum ortada. Patlayan üretim değil ithalat oldu. Neden?
Et ve süt tüketiminde de tüketim dünya standartlarının çok altında. Çocukluğumu hatırlıyorum; o zamanlarda da Kurban Bayramlarında et görürdük. Aradan elli yıl geçti. Bu günde aynı tablo var. Bu fiyatlarla daha fazlası beklenemez de. Süt ve süt ürünlerinde de durum pek değişmiyor. Neden?
Tarım ve hayvancılıkla ilgili teşvikler Türkiye Cumhuriyeti tarihinde daha önce görülmeyen düzeylerde. Tarla gösteren herkese veriliyor. Bazı yerlerde toplam arazi miktarından fazla yer gösterilip destek primleri alındığı söyleniyor. Buna rağmen fiyatlar hala yüksek ve üretim düşük. Neden?
Tarım ve hayvancılıkta kullanılan teknoloji yetersiz mi? Dünyada tarımsal üretim yapanların kullandığı bizim kullanmadığımız ne var? Sağda solda bu konular açıldığında en çok söylenen gerekçe mazot fiyatı. Mazot ucuzlayınca üretim patlaması mı olacak?
Şu mübarek Ramazan ayında mutfakların temel malzemesi soğan ve patatesin fiyatı ortadayken tarım bakanlığından bir yetkili çıkıp açıklama yapamıyor. Yaşadığımız durumun gerekçelerini ve gelecek senelerde yaşanmaması için alınacak önlemleri kimse anlatmıyor. Neden?
Koskoca bakanlık, binlerce ziraat mühendisi, veteriner, konuyla ilgili eğitim veren fakülteler, koca koca profesörler, meslek odaları sorunları tartışıp alınması gereken önlemleri kararlaştırmıyor. Halka açıklama yapmıyor. Neden?
Evet dostlarım; bu soruların cevaplarını bulduğunuzda çözüme ulaşmak daha kolay olacaktır. Araştırın, okuyun, düşünün, gelecek kuşaklara sorunları daha az bir ülke bırakmak için birazda sizin uykunuz kaçsın…
Üzerinde dört mevsimin yaşandığı cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz asırlardır. Öyle bir ülke ki; muz da üretilebiliyor, çay da. Pamuk, pirinç, mısır, buğday, üzüm, incir, fındık vs. gibi farklı iklim koşulları isteyen birçok tarımsal ürün rahatlıkla ve bolca yetişiyor. Gelin görün ki bu kadar olumlu ve uygun şartlar olmasına rağmen pazar aynı bolluğu göstermiyor. Neden?
Yüz yıl önce “Köylü milletin efendisidir.” diyerek başlattığımız tarım seferberliğimizle makineleşmeyi sağlayıp üretimi arttırdık. Dünyada kendi kendine yeten beş ülkeden biriyiz diye övündük. Sonra her şeyi ithal eden bir ülke haline geldik. Neden?
Yıllar önce GAP projesi yapılırken, bitiminde ülkemizin tarımsal üretiminin patlayacağı anlatılırdı. Bu gün soğan ve patates özelinde karşılaştığımız durum ortada. Patlayan üretim değil ithalat oldu. Neden?
Et ve süt tüketiminde de tüketim dünya standartlarının çok altında. Çocukluğumu hatırlıyorum; o zamanlarda da Kurban Bayramlarında et görürdük. Aradan elli yıl geçti. Bu günde aynı tablo var. Bu fiyatlarla daha fazlası beklenemez de. Süt ve süt ürünlerinde de durum pek değişmiyor. Neden?
Tarım ve hayvancılıkla ilgili teşvikler Türkiye Cumhuriyeti tarihinde daha önce görülmeyen düzeylerde. Tarla gösteren herkese veriliyor. Bazı yerlerde toplam arazi miktarından fazla yer gösterilip destek primleri alındığı söyleniyor. Buna rağmen fiyatlar hala yüksek ve üretim düşük. Neden?
Tarım ve hayvancılıkta kullanılan teknoloji yetersiz mi? Dünyada tarımsal üretim yapanların kullandığı bizim kullanmadığımız ne var? Sağda solda bu konular açıldığında en çok söylenen gerekçe mazot fiyatı. Mazot ucuzlayınca üretim patlaması mı olacak?
Şu mübarek Ramazan ayında mutfakların temel malzemesi soğan ve patatesin fiyatı ortadayken tarım bakanlığından bir yetkili çıkıp açıklama yapamıyor. Yaşadığımız durumun gerekçelerini ve gelecek senelerde yaşanmaması için alınacak önlemleri kimse anlatmıyor. Neden?
Koskoca bakanlık, binlerce ziraat mühendisi, veteriner, konuyla ilgili eğitim veren fakülteler, koca koca profesörler, meslek odaları sorunları tartışıp alınması gereken önlemleri kararlaştırmıyor. Halka açıklama yapmıyor. Neden?
Evet dostlarım; bu soruların cevaplarını bulduğunuzda çözüme ulaşmak daha kolay olacaktır. Araştırın, okuyun, düşünün, gelecek kuşaklara sorunları daha az bir ülke bırakmak için birazda sizin uykunuz kaçsın…
YORUMLAR