Çiçeği burnunda emekli sayılırım. Şunun şurasında emekli olalı altı ay oldu. İlk günler yorgundum gerçekten. Sağlık durumum da pek iyi değildi. Birkaç ay geçtikten sonra dinlenmiş ve sağlığına kavuşmuş olarak düşünmeye başladım: Emeklilik nedir diye.

Birçok insan biliyorum emekli olmaktan korkan. Emekli olursam ne yaparım diyen. Emekli işe yaramaz, emekli çabuk ölür, emekliyi kimse arayıp sormaz diye düşünen…

Bütün korkularını yenip emekli olanlar ise çeşitli davranış biçimlerine giriyorlar. Bir kısmı kendini turizme kaptırıyor bir süre. Karadeniz, İstanbul, Kapadokya vb. yerler ile yurtdışı turlar çok revaçta. Bir kısmı ise dini yerleri ziyaret veya hac farizasını yerine getirmek ve ibadetle uğraşıyor. Büyük bir kısmı ise kahve köşelerinde zaman öldürüyor. Tabi çeşitli işlerde çalışmayı seçenlerde var. Torunlarına bakıcılık yapanlar da.

Aslında emeklilik bunların hiçbiri değil belki de. Çünkü yukarıda saydığım; emekli olunca yapılanlar yaşam devam ederken yapılabilecek şeyler. Çeşitli bahanelerle erteye erteleye emekliliğe kadar getiriyoruz. Oysa ömrün garantisi yok.

Gelin dostlar; hayatınızı emeklilik öncesi, emeklilik sonrası diye ayırmayın. Her yaşta ve durumda yapabileceğimiz birçok şey var. Bakışınızı değiştirip anlar ve imkanlar yaratın.

Ömrünüzün her anını doyasıya yaşayın ve mutlu olun. Mesele budur…