Allah aklımızı başımızdan almasın demeyeceğim! Görüldüğü gibi bu hayat ve bu hayattaki insanlar herkesin bir sınavı. Ve insanların delirmeye az bir zamanı kaldı. Hayatın karmaşasına bakacak olursak delirmemek elde değil! Maddi sıkıntılar, onun bunun canının yanması, kaybettiklerimiz ve kazandıklarımız. Her günümüzü aynı değil, her günümüzü farklı, üzücü bir haberle karşılar olduk. Kimseye zararımız olmasın da delirsek de olur..
Delirmeyi aslında bir suyun 100 dereceye gelip kaynamaya başladığına benzetebiliriz. Peki başka neler delirme noktasına getirir insanı? Çok basit bir örnek vermek istiyorum buna da.. Kazandığımız paranın ertesi gün bitmesi! Kimin olmuyor ki bu şekilde? Ay sonu veya başı maaşı ne zaman alıyorsak o günün gelmesini iple çekiyoruz. Çünkü biriken borçlar telefonumuza mesaj olarak gelmiş ödenme gününü bekler durumda. Hoopp maaşımızı aldığımız gibi haydi bakalım borçlara. Sonra da ayı nasıl çıkartacağımızın planlarını yapmaya başlıyoruz. Bunun için verilen mücadeleyi yalnızca yaşayanlar bilir.
Artık o kadar çok değişti ki insanlar.. Saygı ve hoşgörü yerini tamamen saygısızlığa bıraktı maalesef. En büyük derdimiz de bu belki. Kimse kimseyi çekemediğinden herkes kolay sinirlenir vaziyette. Bir olayı anlamak yerine, anlayışsızlıkla üste çıkmaya çalışanlar var. Bunlara genelde egoist diyoruz. İnsandaki en büyük hastalık bu sanırım! Gel de çıldırma! İnsanlardaki iki yüzlülük, saygısızlık düzgün insanları da delirtmeye yetip artıyor.
Hayat öyle bir anımızda yakalıyor ki bizleri. Halletmemiz gereken bir iş var ve sanki hayat bunu yapmamamız için bizlere siper almış duruma geliyor. Ardı arkası kesilmeyen telefonlar, mailler ve daha fazlası. Bir bakmışsın yapacağın işte bir miktar ilerleyememişsin.
Bir de evli ve çalışan durumda olanları ele alalım. İdare etmek o kadar zor ki başabilene helal olsun. Hele bir de çocuk varsa… Sabahın erken saatinde kalkıp işe gidiyorsun, bir milyon iş kafan olmuş akşama kadar davul gibi… Eve gidip yemek yapman, çocuğunla ilgilenmen gerekli. Eee nerede kendine ayıracağın vakit? Ailenle geçirdiğin zaman da kendine ayırdığın bir vakittir aslında. Ama iş yorgunluğunun üzerine pek de keyfini çıkartamıyor insan.
Madem delirmemize az kaldı yapalım o zaman bir delilik ve kendimize zaman ayırmayı bilelim. Bazen bir değişiklik herkese iyi gelir.
Allah aklımızı başımızdan almasın demeyeceğim! Görüldüğü gibi bu hayat ve bu hayattaki insanlar herkesin bir sınavı. Ve insanların delirmeye az bir zamanı kaldı. Hayatın karmaşasına bakacak olursak delirmemek elde değil! Maddi sıkıntılar, onun bunun canının yanması, kaybettiklerimiz ve kazandıklarımız. Her günümüzü aynı değil, her günümüzü farklı, üzücü bir haberle karşılar olduk. Kimseye zararımız olmasın da delirsek de olur..
Delirmeyi aslında bir suyun 100 dereceye gelip kaynamaya başladığına benzetebiliriz. Peki başka neler delirme noktasına getirir insanı? Çok basit bir örnek vermek istiyorum buna da.. Kazandığımız paranın ertesi gün bitmesi! Kimin olmuyor ki bu şekilde? Ay sonu veya başı maaşı ne zaman alıyorsak o günün gelmesini iple çekiyoruz. Çünkü biriken borçlar telefonumuza mesaj olarak gelmiş ödenme gününü bekler durumda. Hoopp maaşımızı aldığımız gibi haydi bakalım borçlara. Sonra da ayı nasıl çıkartacağımızın planlarını yapmaya başlıyoruz. Bunun için verilen mücadeleyi yalnızca yaşayanlar bilir.
Artık o kadar çok değişti ki insanlar.. Saygı ve hoşgörü yerini tamamen saygısızlığa bıraktı maalesef. En büyük derdimiz de bu belki. Kimse kimseyi çekemediğinden herkes kolay sinirlenir vaziyette. Bir olayı anlamak yerine, anlayışsızlıkla üste çıkmaya çalışanlar var. Bunlara genelde egoist diyoruz. İnsandaki en büyük hastalık bu sanırım! Gel de çıldırma! İnsanlardaki iki yüzlülük, saygısızlık düzgün insanları da delirtmeye yetip artıyor.
Hayat öyle bir anımızda yakalıyor ki bizleri. Halletmemiz gereken bir iş var ve sanki hayat bunu yapmamamız için bizlere siper almış duruma geliyor. Ardı arkası kesilmeyen telefonlar, mailler ve daha fazlası. Bir bakmışsın yapacağın işte bir miktar ilerleyememişsin.
Bir de evli ve çalışan durumda olanları ele alalım. İdare etmek o kadar zor ki başabilene helal olsun. Hele bir de çocuk varsa… Sabahın erken saatinde kalkıp işe gidiyorsun, bir milyon iş kafan olmuş akşama kadar davul gibi… Eve gidip yemek yapman, çocuğunla ilgilenmen gerekli. Eee nerede kendine ayıracağın vakit? Ailenle geçirdiğin zaman da kendine ayırdığın bir vakittir aslında. Ama iş yorgunluğunun üzerine pek de keyfini çıkartamıyor insan.
Madem delirmemize az kaldı yapalım o zaman bir delilik ve kendimize zaman ayırmayı bilelim. Bazen bir değişiklik herkese iyi gelir.
YORUMLAR