Eğer tank, silah, bomba kullanılmıyorsa, günümüzde en tehlikeli savaş taktiği psikolojik savaş yani algı operasyonu yürütmektir.
Tıpkı Hitler Almanya’sında olduğu gibi…
Adolf Hitler’in yakın arkadaşı ve sağ kolu Nazi propaganda bakanı Goebbels, algı operasyonları konusunda usta bir siyasetçiydi. Algı yönetimleri konusunda savaş taktiği olarak kullandığı bazı tavsiyeleri bugün bile geçerliliğini koruyor. Halkı bir koyun gibi gören milletin aklını sürekli meşgul ederek hipnotize eden bir sistemde her istediğini yaptırabileceğine olan inancı tamdı. İnsanları bir yalana inandırmanın sırrı yalanı sürekli tekrar etmektir.
“İnsanların beyin tembelliğini gördükçe, her istediğimizi yapabiliriz”
“Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar”
“Bir insana yalan olsa bile bir söylemi sürekli tekrarlarsanız, o söylemin nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser ve savunur”
“Halkı her zaman ateşleyin, asla soğumasına ve düşünmesine izin vermeyin”
“Hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin”
“Asla rakibinizin üstün bir yanı olduğunu kabul etmeyin”
“Asla kendinizden başka birine hareket alanı bırakmayın”
“Sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyin suçunu onun üzerine yıkın”
“Her zaman etrafınızda bir yalaka ordusu bulundurun”
İşte bu taktiklerle Goebbels, savaşa yön vermeye çalıştı ancak Hitler’e olan bağlılıkları o kadar güçlüydü ki savaşın son yıllarında eşiyle birlikte önce çocuklarını sonra kendilerini öldürdükleri iddia ediliyor.
Günümüzde de bu denli tehlikeli var saydığımız Goebbels’in algı yönetimlerini anımsatan taktikler kullanan siyasetçilere baktığımızda ürpermemek elde değil. Goebbels örneğinde gördüğümüz gibi her ne kadar topluma zararları olsa da en nihayetinde en büyük zararları kendilerine.
Peki bu günümüzde yapılan algı yönetimlerinde bizim hiç mi suçumuz yok?
Bir bilginin gerçekliği, geçerliliği tartışılmalıdır. Ancak çağımızın hastalığı haline gelmiş zihin tembelliğinden bir bilginin tutarlılığını sorgulamaya dahi gerek duyulmamaktadır… işte tam bu noktada kötü niyetli insanların işleri kolaylaşmakta algı operasyonları başarıya ulaşmaktadır.
“Bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir halk sunayım”
Özellikle seçim öncesi çokça şahit oluruz algı yönetimlerine. Aday adayları üzerinden kendi adayının aday gösterilmesi için türlü türlü akıl oyunları ile gündemimiz oldukça meşgul edilir. İkna metodu olarak algı yönetimi çoğu zaman başarıya ulaşır. Asıl hedef etkilenecek kişileri kendi rızası ile ikna ederek istenilen kanaati sağlamaktır. Gerçekliği bulunmayan bilgilerle bilgi akışını kendi lehinde ve istenilen şekilde kontrolü sağlayanlar, manipülasyon ile büyük bir gücü kendilerinde bulunduracaklarını sanmaktadırlar.
Taktikler kullanılarak yapılan bu algı operasyonlarını bireyler doğru bir şekilde analiz etmek durumundadırlar. Eğer bu doğru bilinci yakalayamazsa bir koyun gibi güdülecektir. Bilinçli bir şekilde hareket etmeyen, onun bunun söyledikleri doğrultuda harekete geçen, kendine ait düşüncesi olmayan kişiler her zaman birilerinin isteği doğrultusunda hareket edecek, düşünecektir.
Günümüzün en tehlikeli ve sahibine en zararsız propaganda aracı algı yönetimi gibi gözükse de son günlerde ülkece yaşadığımız birçok gelişme gösteriyor ki artık bir bilgiyi araştıran, sorgulayabilen, ölçüp tartabilen, gerçekliliğini tartışabilen bir ülkeyiz. Artık kimse algılarımızla oynamaya kirli bildiğimizi temiz, temiz bildiğimizi kirli göstermeye çalışmasın. Çamur balçıkla sıvanmaz.
Karesi Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’a Büyükşehir Belediye Başkanlığı yolunda başarılar…
Eğer tank, silah, bomba kullanılmıyorsa, günümüzde en tehlikeli savaş taktiği psikolojik savaş yani algı operasyonu yürütmektir.
Tıpkı Hitler Almanya’sında olduğu gibi…
Adolf Hitler’in yakın arkadaşı ve sağ kolu Nazi propaganda bakanı Goebbels, algı operasyonları konusunda usta bir siyasetçiydi. Algı yönetimleri konusunda savaş taktiği olarak kullandığı bazı tavsiyeleri bugün bile geçerliliğini koruyor. Halkı bir koyun gibi gören milletin aklını sürekli meşgul ederek hipnotize eden bir sistemde her istediğini yaptırabileceğine olan inancı tamdı. İnsanları bir yalana inandırmanın sırrı yalanı sürekli tekrar etmektir.
“İnsanların beyin tembelliğini gördükçe, her istediğimizi yapabiliriz”
“Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar”
“Bir insana yalan olsa bile bir söylemi sürekli tekrarlarsanız, o söylemin nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser ve savunur”
“Halkı her zaman ateşleyin, asla soğumasına ve düşünmesine izin vermeyin”
“Hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin”
“Asla rakibinizin üstün bir yanı olduğunu kabul etmeyin”
“Asla kendinizden başka birine hareket alanı bırakmayın”
“Sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyin suçunu onun üzerine yıkın”
“Her zaman etrafınızda bir yalaka ordusu bulundurun”
İşte bu taktiklerle Goebbels, savaşa yön vermeye çalıştı ancak Hitler’e olan bağlılıkları o kadar güçlüydü ki savaşın son yıllarında eşiyle birlikte önce çocuklarını sonra kendilerini öldürdükleri iddia ediliyor.
Günümüzde de bu denli tehlikeli var saydığımız Goebbels’in algı yönetimlerini anımsatan taktikler kullanan siyasetçilere baktığımızda ürpermemek elde değil. Goebbels örneğinde gördüğümüz gibi her ne kadar topluma zararları olsa da en nihayetinde en büyük zararları kendilerine.
Peki bu günümüzde yapılan algı yönetimlerinde bizim hiç mi suçumuz yok?
Bir bilginin gerçekliği, geçerliliği tartışılmalıdır. Ancak çağımızın hastalığı haline gelmiş zihin tembelliğinden bir bilginin tutarlılığını sorgulamaya dahi gerek duyulmamaktadır… işte tam bu noktada kötü niyetli insanların işleri kolaylaşmakta algı operasyonları başarıya ulaşmaktadır.
“Bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir halk sunayım”
Özellikle seçim öncesi çokça şahit oluruz algı yönetimlerine. Aday adayları üzerinden kendi adayının aday gösterilmesi için türlü türlü akıl oyunları ile gündemimiz oldukça meşgul edilir. İkna metodu olarak algı yönetimi çoğu zaman başarıya ulaşır. Asıl hedef etkilenecek kişileri kendi rızası ile ikna ederek istenilen kanaati sağlamaktır. Gerçekliği bulunmayan bilgilerle bilgi akışını kendi lehinde ve istenilen şekilde kontrolü sağlayanlar, manipülasyon ile büyük bir gücü kendilerinde bulunduracaklarını sanmaktadırlar.
Taktikler kullanılarak yapılan bu algı operasyonlarını bireyler doğru bir şekilde analiz etmek durumundadırlar. Eğer bu doğru bilinci yakalayamazsa bir koyun gibi güdülecektir. Bilinçli bir şekilde hareket etmeyen, onun bunun söyledikleri doğrultuda harekete geçen, kendine ait düşüncesi olmayan kişiler her zaman birilerinin isteği doğrultusunda hareket edecek, düşünecektir.
Günümüzün en tehlikeli ve sahibine en zararsız propaganda aracı algı yönetimi gibi gözükse de son günlerde ülkece yaşadığımız birçok gelişme gösteriyor ki artık bir bilgiyi araştıran, sorgulayabilen, ölçüp tartabilen, gerçekliliğini tartışabilen bir ülkeyiz. Artık kimse algılarımızla oynamaya kirli bildiğimizi temiz, temiz bildiğimizi kirli göstermeye çalışmasın. Çamur balçıkla sıvanmaz.
Karesi Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’a Büyükşehir Belediye Başkanlığı yolunda başarılar…
YORUMLAR