Çok küçük yaşta almıştı omuzuna en ağır, ama en kutsal yükü. Söz vermişti bir kere, dönmeyecekti geri. Bundan sonra kendisine arkadaşlık edecek olan rahlesine dönerek belki iki belki üç sene beraberiz dedi. Sevgisi içini sardı. Sessizce rahlesinin üstünde nurlar saçan Kur’an’a baktı. Allah’ım lütfetsin ben hafız olayım. Kur’an-ı Kerime baktı aşkla, şevkle, ve “SEN HER ŞEYE DEĞERSİN” dedi. Rabbine yöneldi “YA ALLAH, YA SABIR” dedi. Kur’an’ı kalbine nakış nakış işlemeye başladı. Zaman zaman pencereden dışarıya baktığında oynayan çocuklara imrenerek baktı. Keşke dedi bir an, sonra Kur’an’a döndü ve “SEN HER ŞEYE DEĞERSİN” dedi. Kimi zaman hocasından azar işitmişti, arkadaşlarıyla tartışmıştı, sonra bir de dersinde kalmıştı. Gözleri şişmişti ağlamaktan. Minicik omuzlarına ağır gelmişti bir an. Kimi zaman annesini, babasını kardeşlerini, evini özledi. Keşke evde olsaydım şimdi dedi. Onlara kavuşacağı günün hayalini kurdu. Gurbet içini yaktı. Annesinin güzel yemeklerini, şefkatli sesini, başını okşayan ellerini özledi. Hasret içini yaktı kavurdu. Cennet kokan Kur’an’a sarıldı hemen. Beni dikenli yollardan Cennet bahçesine ulaştıracak olan yine sensin dedi.
Kur’an’a döndü ve “SEN HERŞEYE DEĞERSİN” dedi. Bazı geceler uyku girmedi gözlerine. Uykusuz kaldı. Bazen kendisini kadar yorgun hissetti ki, birazcık uyudu rahlesinin başında. Sert ama ne tatlıydı uykuydu o. Cennette uyku var mıdır acaba? dedi kendi kendine “ben Cennete girersem önce uyku isteyeceğim dedi sonra Kur’an’a baktı “SEN HERŞEYE DEĞERSİN” dedi. Kimi zaman sabah horozlar bile ötmemişti belki. Diz çöktü rahlesinin başına. Biraz üşümüştü, burnu bile kızarmıştı soğuktan, üşüyen ellerini sıcak nefesiyle nefeslendirip ovuşturmuştu. Kur’an’a bakıp ısınmıştı. Sıcak yatağına baktı. Gelmek istesem de gelemem, çünkü sen fanisin ben bakisini kazanacağım dedi. Sonra Kur’an’a baktı “SEN HERŞEYE DEĞERSİN” dedi. Sabahın seherinde doğan güneş esen rüzgar, ötüşen kuşlar bütün kainat sustu onu dinledi. Allah’ın sevgili kuluna selam dediler, Belki o duydu belki duymadı verilen selamları. Düsturun biri “SABIR” biri “AZİM” idi. Yıllar böyle geçti, rahlesinin başında, durmadan dinlenmeden Melekler ona Cennette sabır ve azimden köşkler ördüler. Sonunda acı ve sıkıntılı günler geride kaldı ve “HAFIZ” oldu. Sevinçle akan gözyaşlarıyla yine haykırdı “SEN HERŞEYE DEĞERSİN”
Değerli okurlarım. Eski Cami Kur’an Kursu ile Merkez Kur’an Kurslarımızda hafızlıklarını tamamlayıp Diyanet İşleri Başkanlığımızca bölge merkezlerinde yapılan “Hafızlık Tespit Sınavında” başarılı olarak “Hafızlık Belgeleri” ni alan toplam 21 hafızımız için 14 Ekim Pazar günü saat 11:15’te başlayacak olan “Hafızlık İcazet Merasimi” yapılacaktır. Başta İstanbul olmak üzere çevre İllerimizden tanınmış hafızlar gelerek sizlere “Kur’an Ziyafeti” sunacaklardır. Merasimimizin sonunda yemek ikramı olacaktır. Bütün hemşerilerimiz davetlidir. Geliniz şeref misafirimiz olunuz.
Çok küçük yaşta almıştı omuzuna en ağır, ama en kutsal yükü. Söz vermişti bir kere, dönmeyecekti geri. Bundan sonra kendisine arkadaşlık edecek olan rahlesine dönerek belki iki belki üç sene beraberiz dedi. Sevgisi içini sardı. Sessizce rahlesinin üstünde nurlar saçan Kur’an’a baktı. Allah’ım lütfetsin ben hafız olayım. Kur’an-ı Kerime baktı aşkla, şevkle, ve “SEN HER ŞEYE DEĞERSİN” dedi. Rabbine yöneldi “YA ALLAH, YA SABIR” dedi. Kur’an’ı kalbine nakış nakış işlemeye başladı. Zaman zaman pencereden dışarıya baktığında oynayan çocuklara imrenerek baktı. Keşke dedi bir an, sonra Kur’an’a döndü ve “SEN HER ŞEYE DEĞERSİN” dedi. Kimi zaman hocasından azar işitmişti, arkadaşlarıyla tartışmıştı, sonra bir de dersinde kalmıştı. Gözleri şişmişti ağlamaktan. Minicik omuzlarına ağır gelmişti bir an. Kimi zaman annesini, babasını kardeşlerini, evini özledi. Keşke evde olsaydım şimdi dedi. Onlara kavuşacağı günün hayalini kurdu. Gurbet içini yaktı. Annesinin güzel yemeklerini, şefkatli sesini, başını okşayan ellerini özledi. Hasret içini yaktı kavurdu. Cennet kokan Kur’an’a sarıldı hemen. Beni dikenli yollardan Cennet bahçesine ulaştıracak olan yine sensin dedi.
Kur’an’a döndü ve “SEN HERŞEYE DEĞERSİN” dedi. Bazı geceler uyku girmedi gözlerine. Uykusuz kaldı. Bazen kendisini kadar yorgun hissetti ki, birazcık uyudu rahlesinin başında. Sert ama ne tatlıydı uykuydu o. Cennette uyku var mıdır acaba? dedi kendi kendine “ben Cennete girersem önce uyku isteyeceğim dedi sonra Kur’an’a baktı “SEN HERŞEYE DEĞERSİN” dedi. Kimi zaman sabah horozlar bile ötmemişti belki. Diz çöktü rahlesinin başına. Biraz üşümüştü, burnu bile kızarmıştı soğuktan, üşüyen ellerini sıcak nefesiyle nefeslendirip ovuşturmuştu. Kur’an’a bakıp ısınmıştı. Sıcak yatağına baktı. Gelmek istesem de gelemem, çünkü sen fanisin ben bakisini kazanacağım dedi. Sonra Kur’an’a baktı “SEN HERŞEYE DEĞERSİN” dedi. Sabahın seherinde doğan güneş esen rüzgar, ötüşen kuşlar bütün kainat sustu onu dinledi. Allah’ın sevgili kuluna selam dediler, Belki o duydu belki duymadı verilen selamları. Düsturun biri “SABIR” biri “AZİM” idi. Yıllar böyle geçti, rahlesinin başında, durmadan dinlenmeden Melekler ona Cennette sabır ve azimden köşkler ördüler. Sonunda acı ve sıkıntılı günler geride kaldı ve “HAFIZ” oldu. Sevinçle akan gözyaşlarıyla yine haykırdı “SEN HERŞEYE DEĞERSİN”
Değerli okurlarım. Eski Cami Kur’an Kursu ile Merkez Kur’an Kurslarımızda hafızlıklarını tamamlayıp Diyanet İşleri Başkanlığımızca bölge merkezlerinde yapılan “Hafızlık Tespit Sınavında” başarılı olarak “Hafızlık Belgeleri” ni alan toplam 21 hafızımız için 14 Ekim Pazar günü saat 11:15’te başlayacak olan “Hafızlık İcazet Merasimi” yapılacaktır. Başta İstanbul olmak üzere çevre İllerimizden tanınmış hafızlar gelerek sizlere “Kur’an Ziyafeti” sunacaklardır. Merasimimizin sonunda yemek ikramı olacaktır. Bütün hemşerilerimiz davetlidir. Geliniz şeref misafirimiz olunuz.
YORUMLAR