Hep bir yerlere bir şeylere yetişme telaşı içindeyiz. Sanki arkamızda atlı koşturuyor gibi bir halimiz var. Öyle değil mi? Her daim başarılı ol, güzel giyin, mutlu ol, şık ve fit görün, her şeyin üstesinden gel… gibi gibi. Çağımızın ensemizde dolaştırdığı bir kırbaç misali…

Sürekli bir hareket halinde olma ve bir çaba mücadele halinde olma durumundayız. Aslında bu bedenen ve ruhen biz insanları çökerten ve bitiren bir durum. Bu döngü içinde devam ettiğimiz sürece etrafımızda, çevremizde, hayatımızda olan biteni görme şansımız da elimizden kayıp gidiyor. Çünkü sürekli bu hareket halinde olma durumu içi boş tatminler için çabalamaktan ve  gerçekte olup biteni hiçbir şekilde dikkat etmeyişimizden kaynaklanıyor. Kendimizi bir kaosun içine sürükleme modunda dolaşıyoruz.  Bu koşuşturma çoğu zaman bize ezberletilen ve öğretilen  mecburiyetlerin, sahip olmak zorunda hissettiğimiz hırsların ortasında insan olduğumuzun doğanın bir parçası olduğumuzu  unutmamıza sebep oluyor . Sebebi ise kendimize sürekli hedefler koymamızdan kaynaklanıyor. Durmaktan, olduğumuz yerden devam etmek, durduğumuz yeri görmekten kaçınıyoruz. ”Hep biraz daha ileri gitmek, daha çok çalışmak, daha yükseklere ,bir üst mertebeye çıkmak için bir hareket halindeyiz. Durmak bilmeden, nefes almadan, kendimizi unutarak bir telaş içindeyiz. Bu telaşı koşuşturmayı bıraktığımız zaman aslında varmak istediğimiz yerde olduğumuzu gördüğümüz zamana ulaşacağımız zamanın ta kendisidir. Aslında bize ait olmayan şeyler için koşuşturmayı bıraktığımız da asıl sahip olduklarımızı gördüğümüz gün olacaktır. Cevaplarını bulmak için kendimize sorduğumuz sorular ancak zihnimizi kendimizi sakinleştirdiğimiz zamanlarda saklı olduğunu gördüğümüzde ben ne yapıyorum cümlesine verilen yanıt olacaktır bizler için.

Dış dünyadaki kalabalık ses ve düşüncelerden arındığımızda gerçekte olmak istediğimiz yerde ya ilerleyebildiğimizi ya da hayatımızın yönünü değiştirmemiz gerekip gerekmediğini fark edebilmemizi sağlayacaktır  bizlere.Sarmal gibi   yün yumağa dönüşen  hayatlarımızı yavaş yavaş açıp kendimizi bulabilmemizi sağlıyor . Kendi yumağını kendin çözmüş oluyorsun. Ve kimseye hesap vermeden durman gerektiği yerde durarak, hayatına es vererek, nefes alarak tüm sorularına cevap bulmuş oluyorsun.