Balıkesir Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hüdayi Tanrıkulu yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle halkımızın kurbanlık hayvanın seçimi, kurban etinin insan sağlığına uygunluğu ve etin muhafazasında dikkat edilecek noktalar hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
Kurban olacak hayvanın deve için beş, sığır ve manda için iki, koyun ve keçi için bir yaşını doldurmuş olması gerektiğini; koyunun, semizlik ve gösteriş olarak bir yaşındakilerle aynı olması halinde, altı ayını tamamladıktan sonra da kurban olabileceğini belirten Balıkesir Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hüdayi Tanrıkulu, sürdürülebilir bir hayvancılık için damızlık dişi hayvan varlığının arttırılması amacıyla 2017 yılında gebe veya damızlık niteliği taşıyan dişi hayvanların kurbanlık olarak kesimlerinin yasaklandığını hatırlattı. Kurbanlık hayvanların tür, ırk, cinsiyet ve yaş bilgilerinin sorgulanabilmesi amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından https://hayvanbilgi.tarim.gov.tr/ web sayfası ile “HaySag” isimli mobil uygulama sistemi cep telefonuna yüklendikten sonra küpe üzerindeki barkod okutularak ya da hayvanın küpe numarası girilerek hayvan bilgilerinin sorgulanabileceğini açıklayan Tanrıkulu sözlerini şöyle sürdürdü: “Kurban bayramında vatandaşlarımızın da güvenli noktalardan sağlıklı kurbanlık hayvan almaları için; sığır, manda gibi büyükbaş hayvan satın alacakların, hayvanların kulak küpesi ve pasaportunun olup olmadığını, koyun, keçi gibi küçükbaş hayvan satın alacakların ise hayvanların kulak küpesi ve nakil belgesi olup olmadığını kontrol etmeleri gerekmektedir. Başka ilden sevk edilen büyükbaş ve küçükbaş hayvanların ise “Veteriner Sağlık Raporu” olup olmadığını kontrol etmeleri bu belgeleri bulunmayan hayvanları satın almamaları gerekir. Kesilen kurbanlık hayvanların kulak küpeleri ve hayvan pasaportları en yakın İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğüne kesim tarihlerinden itibaren yedi gün içinde teslim edilmelidir. Kurbanlık hayvanın küpesi çok önemlidir. Küpeli bir hayvanın kayıtlı hayvan olduğu bilinmelidir. Vatandaşları, küpesiz hayvanlara rağbet etmemeleri yönünde uyarılmalıdır. Hayvanın yaşını dişine bakarak anlayabiliyoruz. Vatandaşımız hayvan sahibine rica ederek dişine bakabilirler. Halk arasında bu “kapağını atmış-atmamış, kazması çıkmış-çıkmamış” olarak adlandırılmaktadır. Öndeki iki kesici dişinin çıkmış olması gerekiyor. Yani süt dişi olmaması gerekiyor. Biz buna “kazma” ya da “kapağını atmış” diyoruz.”
FİZİKİ KUSURU BULUNAN
HAYVANLAR SATIN ALINMAMALI
Kurbanlık hayvan alırken dikkat edilecek hususları da paylaşan Tanrıkulu; “Başka illerden getirilmiş kurbanlıklardan veteriner sağlık raporu olmayan, Sığır cinsi hayvanlar için pasaportu bulunmayan, küçükbaş hayvanlar için nakil belgesi olmayan ve küpesiz, Çok zayıf olan, Gebe veya yeni doğum yapmış olan, Yüksek ateşi olan, Çok genç ve etleri olgunlaşmamış olan, Kılları karışık ve mat halde olan, Bakışları ve dış görünümü canlı olmayan, Salya akıntısı bulunan, Pis kokulu ishali olan, Pis kokulu burun akıntısı olan, Çevreye karşı aşırı tepkili veya çok duyarsız olan, Geviş getirmeyen, iştahsız ve yem yemeyen ve Fiziki kusuru bulunan, topallayan, kalkmakta zorlanan hayvanlar satın alınmamalıdır” dedi.
“ÇEVRE TEMİZLİĞİ ÖNEMLİ”
Kasaplık hayvanların birçok hastalığın kaynağı olabileceğini ve 250’ye yakın olduğu bilinen bu hastalıkları insanlara bulaştırabileceğini hatırlatan Tanrıkulu; “Hayvanlardan insanlara geçen bu hastalıkların özellikle kurban bayramlarında görülme sıklığı yüzde 30 oranında artmaktadır. Türkiye ve pek çok komşu ülkede bruselloz, kist hidatik, leptospıroz, tüberküloz, toksaplazmoz, şarbon gibi hastalıklar günümüzde hala görülmekte olup önemli bir halk sağlığı sorunu oluşturmaya devam etmektedir. Çevre temizliği için gerekli tedbirler alınmalıdır” şeklinde konuştu.
“EHİL KASAPLAR TARAFINDAN KESİLMELİ”
Kesim öncesi ve esnasında yaşayacakları stres ve yorgunluk et kalitesini çok olumsuz etkilediğini, bu nedenle hayvan refahına dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Başkan Tanrıkulu, kesimlerin de mutlaka belirlenen kesim yerlerinde, ehil kasaplar tarafından, hijyenik olarak yapılması gerektiğini vurguladı.
“HEMEN TÜKETMEYİN”
Kesim sonrası etlerin muhafazasının et kalitesi ve gıda hijyeni açısından önemli bir konu olup kesim sonrasında elde edilen kasların ete dönüşmesi için yaklaşık bir gün serin/soğuk(14 derecenin altında) ve temiz bir ortamda bekletilmesi gerektiğinin altını çizen Tanrıkulu; “Bu süreden sonra etlerin tüketilmesi doğru olacaktır. Hemen tüketirseniz çok sert olması nedeniyle hazmı da zordur. Daha sonra etler pişirilebileceği gibi çiğ olarak da muhafaza edilebilir. Etler uzun süre saklanacak ise bir ailenin bir öğünde tüketebileceği kadar küçük porsiyonlara bölünerek buzdolabı poşetlerine konulup dondurulması gerekmektedir. Büyük parçalar halinde dondurulan etler, çözündürüldüklerinde bir defada tüketilemediğinden tekrar tekrar dondurma ve çözündürme işlemleri sonrası bozulabilmekte ve gıda zehirlenmelerine yol açabilmektedir. Dondurulmadan buzdolabının soğuk bölümünde muhafaza edilen etler hijyenik kaliteye bağlı olarak yaklaşık bir hafta dayanabilmektedir. Küçük porsiyonlar halinde paketlendikten sonra dondurulan ve bu şekilde muhafaza edilen etler ise 6 ay kadar bozulmadan saklanabilmektedir. Kavurma yaptıktan sonra porsiyonlar halinde paketlenip dondurulan etler ise çiğ olarak dondurulanlara göre daha uzun süre dayanabilmektedir” diye konuştu.
Balıkesir Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hüdayi Tanrıkulu yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle halkımızın kurbanlık hayvanın seçimi, kurban etinin insan sağlığına uygunluğu ve etin muhafazasında dikkat edilecek noktalar hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
Kurban olacak hayvanın deve için beş, sığır ve manda için iki, koyun ve keçi için bir yaşını doldurmuş olması gerektiğini; koyunun, semizlik ve gösteriş olarak bir yaşındakilerle aynı olması halinde, altı ayını tamamladıktan sonra da kurban olabileceğini belirten Balıkesir Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hüdayi Tanrıkulu, sürdürülebilir bir hayvancılık için damızlık dişi hayvan varlığının arttırılması amacıyla 2017 yılında gebe veya damızlık niteliği taşıyan dişi hayvanların kurbanlık olarak kesimlerinin yasaklandığını hatırlattı. Kurbanlık hayvanların tür, ırk, cinsiyet ve yaş bilgilerinin sorgulanabilmesi amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından https://hayvanbilgi.tarim.gov.tr/ web sayfası ile “HaySag” isimli mobil uygulama sistemi cep telefonuna yüklendikten sonra küpe üzerindeki barkod okutularak ya da hayvanın küpe numarası girilerek hayvan bilgilerinin sorgulanabileceğini açıklayan Tanrıkulu sözlerini şöyle sürdürdü: “Kurban bayramında vatandaşlarımızın da güvenli noktalardan sağlıklı kurbanlık hayvan almaları için; sığır, manda gibi büyükbaş hayvan satın alacakların, hayvanların kulak küpesi ve pasaportunun olup olmadığını, koyun, keçi gibi küçükbaş hayvan satın alacakların ise hayvanların kulak küpesi ve nakil belgesi olup olmadığını kontrol etmeleri gerekmektedir. Başka ilden sevk edilen büyükbaş ve küçükbaş hayvanların ise “Veteriner Sağlık Raporu” olup olmadığını kontrol etmeleri bu belgeleri bulunmayan hayvanları satın almamaları gerekir. Kesilen kurbanlık hayvanların kulak küpeleri ve hayvan pasaportları en yakın İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğüne kesim tarihlerinden itibaren yedi gün içinde teslim edilmelidir. Kurbanlık hayvanın küpesi çok önemlidir. Küpeli bir hayvanın kayıtlı hayvan olduğu bilinmelidir. Vatandaşları, küpesiz hayvanlara rağbet etmemeleri yönünde uyarılmalıdır. Hayvanın yaşını dişine bakarak anlayabiliyoruz. Vatandaşımız hayvan sahibine rica ederek dişine bakabilirler. Halk arasında bu “kapağını atmış-atmamış, kazması çıkmış-çıkmamış” olarak adlandırılmaktadır. Öndeki iki kesici dişinin çıkmış olması gerekiyor. Yani süt dişi olmaması gerekiyor. Biz buna “kazma” ya da “kapağını atmış” diyoruz.”
FİZİKİ KUSURU BULUNAN
HAYVANLAR SATIN ALINMAMALI
Kurbanlık hayvan alırken dikkat edilecek hususları da paylaşan Tanrıkulu; “Başka illerden getirilmiş kurbanlıklardan veteriner sağlık raporu olmayan, Sığır cinsi hayvanlar için pasaportu bulunmayan, küçükbaş hayvanlar için nakil belgesi olmayan ve küpesiz, Çok zayıf olan, Gebe veya yeni doğum yapmış olan, Yüksek ateşi olan, Çok genç ve etleri olgunlaşmamış olan, Kılları karışık ve mat halde olan, Bakışları ve dış görünümü canlı olmayan, Salya akıntısı bulunan, Pis kokulu ishali olan, Pis kokulu burun akıntısı olan, Çevreye karşı aşırı tepkili veya çok duyarsız olan, Geviş getirmeyen, iştahsız ve yem yemeyen ve Fiziki kusuru bulunan, topallayan, kalkmakta zorlanan hayvanlar satın alınmamalıdır” dedi.
“ÇEVRE TEMİZLİĞİ ÖNEMLİ”
Kasaplık hayvanların birçok hastalığın kaynağı olabileceğini ve 250’ye yakın olduğu bilinen bu hastalıkları insanlara bulaştırabileceğini hatırlatan Tanrıkulu; “Hayvanlardan insanlara geçen bu hastalıkların özellikle kurban bayramlarında görülme sıklığı yüzde 30 oranında artmaktadır. Türkiye ve pek çok komşu ülkede bruselloz, kist hidatik, leptospıroz, tüberküloz, toksaplazmoz, şarbon gibi hastalıklar günümüzde hala görülmekte olup önemli bir halk sağlığı sorunu oluşturmaya devam etmektedir. Çevre temizliği için gerekli tedbirler alınmalıdır” şeklinde konuştu.
“EHİL KASAPLAR TARAFINDAN KESİLMELİ”
Kesim öncesi ve esnasında yaşayacakları stres ve yorgunluk et kalitesini çok olumsuz etkilediğini, bu nedenle hayvan refahına dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Başkan Tanrıkulu, kesimlerin de mutlaka belirlenen kesim yerlerinde, ehil kasaplar tarafından, hijyenik olarak yapılması gerektiğini vurguladı.
“HEMEN TÜKETMEYİN”
Kesim sonrası etlerin muhafazasının et kalitesi ve gıda hijyeni açısından önemli bir konu olup kesim sonrasında elde edilen kasların ete dönüşmesi için yaklaşık bir gün serin/soğuk(14 derecenin altında) ve temiz bir ortamda bekletilmesi gerektiğinin altını çizen Tanrıkulu; “Bu süreden sonra etlerin tüketilmesi doğru olacaktır. Hemen tüketirseniz çok sert olması nedeniyle hazmı da zordur. Daha sonra etler pişirilebileceği gibi çiğ olarak da muhafaza edilebilir. Etler uzun süre saklanacak ise bir ailenin bir öğünde tüketebileceği kadar küçük porsiyonlara bölünerek buzdolabı poşetlerine konulup dondurulması gerekmektedir. Büyük parçalar halinde dondurulan etler, çözündürüldüklerinde bir defada tüketilemediğinden tekrar tekrar dondurma ve çözündürme işlemleri sonrası bozulabilmekte ve gıda zehirlenmelerine yol açabilmektedir. Dondurulmadan buzdolabının soğuk bölümünde muhafaza edilen etler hijyenik kaliteye bağlı olarak yaklaşık bir hafta dayanabilmektedir. Küçük porsiyonlar halinde paketlendikten sonra dondurulan ve bu şekilde muhafaza edilen etler ise 6 ay kadar bozulmadan saklanabilmektedir. Kavurma yaptıktan sonra porsiyonlar halinde paketlenip dondurulan etler ise çiğ olarak dondurulanlara göre daha uzun süre dayanabilmektedir” diye konuştu.